Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/597 E. 2021/290 K. 29.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/597 Esas
KARAR NO:2021/290

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ :18/09/2014
KARAR TARİHİ:29/03/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
AÇILAN DAVA VE İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında bayilik ve intifa sözleşmesi olduğunu, Rekabet Kurumu’nun ilanına göre 18.09.2005 tarihinden önce akdedilen intifa vb. sözleşmeleri de kapsayan benzeri etkiye sahip tüm sözleşmelerin terkin edilip 5 yıl ile sınırlandırılması gerektiği,aksi takdirde 18.09.2010 tarihinden sonra 2002/2 sayılı tebliğ sayılı grup muafiyetinden faydalanamayacakları 18.09.2005 tarihinden sonra da 5 yılı aşacak mahiyette sözleşme yapılamayacağının belirlendiğini, bu kapsamda davacı ile yapılan bayilik sözleşmesinin ve sözleşme içinde bulunan intifa hakkının da tenkisinin gerektiğini, davalı malikin taşınmazı üzerinde intifa hakkı, toplam,10.063,68 TL terkin harcı ve dikey anlaşmanın feshedildiği tarihte öngörülen süreden daha erken sonlanması nedeniyle, istasyona harcanan mütememcüz niteliğindeki yapılara ödenen 3.736,22 TL giderin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı yana tebligat yasası hükümlerine uygun şekilde dava dilekçesi ve duruşma günü bildirildiği halde; davalı yan duruşmaya gelmemiş,cevap ve delil bildirmemiş ve bu nedenle davacı yanın iddialarını reddetmiş kabul edilmiştir.
BOZMA ÖNCESİ YAPILAN YARGILAMA:
Mahkememizin, 19/12/2011 tarih ve … Esas-…Karar sayılı kararının, Yargıtay 19. H.D.’nin, 09/05/2013 tarih ve 2013/… Esas ve 2013/… Karar sayılı bozma kararından önce yapılan yargılaması sonucu;
“… Davacı yanın dayanağı bayilik sözleşmesi dosyaya sunulmuştur.Sözleşme incelendiğinde davacı şirket ile davalılardan Tuncel Kardeşler arasında … -… sayılı sözleşmenin olduğu ve sözleşmenin 29/03/2010 – 15/09/2010 tarihlerinde yapıldığı ve 5 yıl için düzenlendiği, 5 yıl sonra kendiliğinden yenileneceğini ilişkin şartın çıkartıldığı, bu haliyle sözleşmenin 2015 yılına kadar ayakta olduğu görülmüştür.Davanın açıldığı 2010 tarihi itibariyle sözleşme geçerlidir ve beş yıl sonra taraflar arasında akdi ilişkinin devam edip etmeyeceği ve ne şartlarda devam edeceği belli değildir. Akdi ilişki devam ettiği sürece ise davacının talep ettiği gider kalemleri yönünden açılmış dava erken açılmış bir davadır.Bu nedenle sözleşme sona erdiği tarihteki duruma göre beş yıl önceden değerlendirilme yapılamayacağı , tarafların sözleşme sonundaki iradelerinin nasıl ortaya konulacağının bilinemeyeceği nedenle erken açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan yazılı gerekçe ile;
1-Erken açılan davanın REDDİNE …” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
1. BOZMA İLAMI
Mahkememizce verilen, 19/12/2011 tarih ve … Esas-…Karar sayılı kararının, Yargıtay 19. H.D.’nin, 09/05/2013 tarih ve 2013/… Esas ve 2013/… Karar sayılı bozma kararı ile;
“… Mahkemece akdi ilişkinin devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, dosyada mevcut 01.03.2010 tarihli ihtarnamede davalı şirket bayiliği feshettiğini bildirmiştir. Bu durumda mahkemece anılan ihtarname üzerinde durulup, tartışılarak akdi ilişkinin devam edip etmediği hususunda gerektiğinde keşif yapılıp, bilirkişi raporu alındıktan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA…” gerekçesiyle bozulmuş, dosya yeniden yargılama yapılmak ve karar verilmek üzere mahkememize gönderilmiş, mahkememizce, bozma sonrası tensip tutanağı düzenlenerek, yeni duruşma gün ve saatiyle birlikte taraflara tebliğ edilmiştir.
1.BOZMA SONRASI YAPILAN YARGILAMA
Mahkememizce yapılan 09/12/2013 tarihli celsede, usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 09/05/2013 tarih ve 2013/… Esas ve 2013/… Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve yargılamaya devam olunmuş ve yapılan yargılama sonucunda;
” …Alınan raporlara göre, davalı yanca akdin fesih bildirimi ile sona erdiği, davacı yanın terkin harcı olarak ilgili Tapu Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevaplarına ve sunulan belgelere göre 8.193,03 TL olduğu ve bunun davalılardan tahsili gerektiği, sabit yatırımların süreye bağlı yatırımlar olmaması nedeni ile aslında iadesinin ve bedelinin istenemeyeceği ancak erken fesih dönemine ve sözleşmenin toplam süresine göre oranlama yapılarak iadesi gereken yatırım bedelinin 3.610,38 TL olduğu belirtilmiş olmakla oluşa uygun bulunan rapor ve ek rapor çerçevesinde aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan yazılı gerekçe ile;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
a)Terkin harcı ile ilgili olarak; 8.301,03 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp, davacıya verilmesine, dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
b)Davacı yanın sabit yatırımlar yönünden açtığı davanın kısmen kabulüne, 3.610,38 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp, davacı yana verilmesine, dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
c) Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE…” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
2. BOZMA İLAMI
Mahkememizce verilen, 05/06/2017 tarih ve 2014/… Esas-2017/… Karar sayılı kararının, Yargıtay 19. H.D.’nin, 16/04/2019 tarih ve 2017/… Esas ve 2019/… Karar sayılı bozma kararı ile;
“…Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporu neticesinde, davalı yanca akdin fesih bildirimi ile sona erdiği, davacı yanın terkin harcı olarak davalı adına yaptığı ödemenin, ilgili Tapu Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevaplarına ve sunulan belgelere göre 8.193,03 TL olduğu ve bunun davalılardan tahsili gerektiği, sabit yatırımların süreye bağlı yatırımlar olmaması nedeni ile aslında iadesinin ve bedelinin istenemeyeceği ancak erken fesih dönemine ve sözleşmenin toplam süresine göre oranlama yapılarak iadesi gereken yatırım bedelinin 3.610,38 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş,hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece uyulan 09/05/2013 tarihli bozma kararımızda gerektiğinde keşif yapılıp,bilirkişi raporu alınması gerektiği işaret edilmiş ise de mahkemece dosya üzerinden alınan bilirkişi raporu yeterli araştırma ve inceleme içermediği gibi hükme dayanak yapmaya elverişli bulunmamaktadır. Mahkemece yapılacak iş, mahallinde yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile davacı yanca iddia edilen kalıcı yatırımların taşınmaz üzerinde yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise akdin feshinden sonra da davalı yanın aynı kalıcı yatırımları kullanarak ticaretine devam edip etmediği, bir başka deyişle anılan kalıcı yatırımların taşınmaza değer katıp katmadığı tespit edilerek, şayet bu yatırımların taşınmaza değer kattığının, yani davalı yanın yapılan kalıcı yatırımları kullanarak ticaretine devam ettiğinin saptanması halinde, sözleşmenin bakiye süresine tekabül eden kalemlerin tutarlarının belirlenmesi suretiyle, bunun davacı yanca talep edilebileceği gözetilerek varılacak uygun sonuca göre, bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA …” gerekçesiyle bozulmuş, dosya yeniden yargılama yapılmak ve karar verilmek üzere mahkememize gönderilmiş, mahkememizce, bozma sonrası tensip tutanağı düzenlenerek, yeni duruşma gün ve saatiyle birlikte taraflara tebliğ edilmiştir.
2. BOZMA SONRASI YAPILAN YARGILAMA;
Mahkememizce yapılan 18/02/2020 tarihli celsede, usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 16/04/2019 tarih ve 2017/… Esas ve 2019/… Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuş ve Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması amacıyla, mahkememizin 03/06/2020 tarihli ara kararı ile, … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) talimat yazılarak, davalılardan …’nin adresi olan “… Mah. … …/…” adresinde; mahallide 1 İnşaat Mühendisi, 1 Makine Mühendisi ve 1’de Akaryakıt Sektör uzmanı bilirkişi eşliğinde keşfen bilirkişi incelemesi yapılarak; davacı yanca iddia edilen kalıcı yatırımların taşınmaz üzerinde yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise aktin feshi tarihi olan 01/04/2010 tarihinden sonra da davalı şirketin aynı kalıcı yatırımları kullanarak ticaretine devam edip etmediği, bir başka deyişle anılan kalıcı yatırımların taşınmaza değer katıp katmadığı tespit edilerek; şayet bu yatırımların taşınmaza değer kattığının; yani davalı yanın yapılan kalıcı yatırımları kullanarak ticaretine devam ettiğinin saptanması halinde, sözleşmenin bakiye süresinde tekabül eden kalemlerin tutarlarının belirlenerek, ayrıntılı rapor alınmasına, bilirkişilere yapacakları işin mahiyeti ve davanın niteliği gereği harcayacakları emek ve mesaiye karşılık ayrı ayrı 800’er TL ücret takdirine, masrafın davacı delil avansından karşılanmasına, ve davacı vekiline keşif ve Bilirkişi incelemesinde kullanılmak üzere eksik olduğu anlaşılan 2.750,00 TL (Keşif harcı 250,00 TL Keşif yol ücreti +100,00 TL Dosya gönderim masrafı ve 2.400,00 TL (800×3) Bilirkişi ücreti olmak üzere Toplam 2.750,00 TL) delil avansını yatırmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine verilen kesin sürede eksik delil avansının tamamlanmadığı taktirde keşif ve bilirkişi incelemesi delilinden vazgeçmiş sayılacağının ve mevcut delil durumuna göre karar verileceğinin ihtarına (ihtarın iş bu ara kararın tebliğinden itibaren yapılmış sayılmasına) şeklinde ara kararlar kurulduğu, ara kararın davacı vekiline usulüne uygun olarak (KEP adresine E-Tebliğ) tebliğ edildiği; ancak davacı vekili tarafından verilen kesin süreye rağmen eksik delil avansının ikame edilmediği gibi herhangi bir beyanda da bulunmadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Delil ikamesi için avans” başlıklı 324’üncü maddesi; “(1) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler.
(2) Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.
(3) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır.” hükmünü içermekte olup, iş bu yasal düzenleme incelendiğinde de; tarafların dinlenmesini istedikleri tanık ve bilirkişinin veya yapılmasını istedikleri keşif ve sair işlemlerin masraflarını, mahkeme veznesine yatırmaya mecbur oldukları, hakim tarafından verilen sürede gerekli masrafı vermeyen tarafın talebinden sarfınazar ettiğinin kabul edileceği, hakimin, bu masrafların yatırılması konusunda verdiği sürenin kesin olduğunu usulünce karara bağladığı hallerde, kesin süreye uymayan tarafın bu delile dayanma olanağı kalmayacağı, kesin sürenin tarafların yanında hakimi de bağlayacağı ve uyulmaması halinde de, gereğinin hakim tarafından hemen yerine getirilmesi gerektiği (Bknz Yargıtay HGK.’nın 18.02.1983 gün 1980/1-1284, 1983/141; 22.11.1972 gün 8/832, 935; 13.10.2010 gün 2010/17-510-485; 28.04.2010 gün 2010/2-221-241; 28.03.2012 gün 2012/19-55-2012-249;12.12.2012 gün 2012/9-1202-1218 sayılı kararları) anlaşılmaktadır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizin 03/06/2020 tarihli ara kararının 1 nolu bendi gereği, keşfen bilirkişi incelemesine karar verildiği, 3 nolu ara kararı gereği de keşif ve bilirkişi ücreti giderlerinin karşılanması bakımından davacı tarafa 2 haftalık kesin süre verildiği, aksi takdirde bu delilden vazgeçmiş sayılacağının ihtar edildiği, ara kararın davacı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ancak davacı yanca, verilen kesin süre içerisinde keşif ve bilirkişi incelemesinde kullanılmak üzere eksik olan 2.750,00 TL delil avansının yatırılmadığı, bu haliyle de ispat külfeti kendisinde olan davacının, ispat külfetini yerine getiremediği kanaatine varılmış ve açıklanan bu sebeplerle ve davacı tarafın dava dilekçesi ve delil listesinde dayandıkları “deliller kapsamı” ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 16/04/2019 tarih ve 2017/… Esas ve 2019/… Karar sayılı bozma ilamı kapsamı da dikkate alınarak, ispatlanamayan davanın reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL ret karar ve ilam harcından peşin alınan 205,25 TL’ den mahsubu ile fazla olan 145,95 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Yapılan masrafların davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalılara VERİLMESİNE,
5-HMK 120. maddesi gereğince; varsa taraflarca yatırılan gider avansı ile delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
6-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davalılar vekilinin yüzüne karşı davacı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine TEMYİZ dilekçesi sunulmak suretiyle, YARGITAY Nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 29/03/2021

Katip …

Hakim …