Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/589 E. 2020/564 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/589 Esas
KARAR NO :2020/564

DAVA:Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ:24/08/2017
KARAR TARİHİ:20/10/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan maddi tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekilinin dava dilekçesini özetle; Huzurda görülmekte olan davanın Sigorta Şirketinden olan alacak hakkının müvekkiline temlik edilmesi neticesinde ortaya çıktığını, davalı şirkete sigortalı … Ltd. Şti.’ nin malik ve işleteni olduğu … plakalı araç 06.01.2017 tarihinde …’ na ait …plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, davalıya sigortalı araç sürücüsü dosya kapsamındaki maddi hasarlı trafik kazası tespit tutananağından da anlaşılmak üzere kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunu, kaza akabinde müvekkilince hasarın tespiti amaçlı ekspertiz atanmış ve aracın tamir bedeli olarak KDV dahil 6.043,30-TL tespit edildiğini, yapılan ekspertize rağmen davalı tamir bedelini ödemekten kaçındığını, bu nedenlerle taraflar arasındaki hasar bedeli ve değer kaybı hasarına ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edebileceği miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra alacka miktarını belirlenecek miktar kadar arttıracaklarını, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 3.300,00-TL hasar bedeli ile 100,00-TL değer kaybı bedeli ve 250,00-TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 03.04.2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini, her türlü başvuru yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekilinin cevap dilekçesini özetle; 2018 sayılı Karayolları Trafik kanununa göre ilgili yasa gereği davacının dava açmadan evvel müvekkili şirkete talebi ile ilgili yeterli ve gerekli tüm belgeler ile birlikte yazılı başvuru yapması gerektiğini, dava açması kanuna aykırı olduğunu, müvekkili şirket açısından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacı yanın temlik hakkının tespit edilmesi gerektiğini, taraf kusurlarının tespiti içni dosyanın adli tıp kurumuna gönderilmesini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirket yalnızca gerçek zarardan sorumlu olduğunu, davacı tarafın değer kaybı talebi teminatı dışında olduğunu, davacının talepleri teminat kapsamı dışında olduğunu, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte eğer bir hesaplama yapılacak ise 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ekinde yer alan değer kaybı hesaplama formülüne göre hesaplama yapılması gerektiğini, ekspertiz ücreti poliçe kapsamında bulunmadığından reddi gerektiğini, haksız ve yasal dayanağı bulunmayan davanın reddi ile müvekkili şirket dava açılmasına sebep olmadığından yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Her ne kadar davacı dilekçesinde gösterdiği gerekçelerle dava açmış ise de davanın esasını teşkil eden “davalı sigorta şirketlerinin sigortalısının kusur durumu ve istenebilecek tazminat tutarının tespiti” talebi bakımından mahkememizce istenebilecek miktarın tespiti ve trafik kazalarında kusur alanında uzmanlık gerektiren bir konu olması nedeniyle bilirkişi inceleme hususunda ara karar oluşturup, ara karada bilirkişi görevlendirilip bilirkişi için gerekli olan masraf bakımından kesin süre verilmesine karşın bu süre içinde giderin tamamlanmamasından dolayı inceleme yapılamamış ve verilen ihtarat gereği davacı taraf bu delille dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığından ve dava bu şekilde ispat olunamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Kesin süreye ilişkin ara kararının verilmesiyle karşı taraf lehine usulü kazanılmış hak doğmaktadır. Bu ilkenin doğal sonucu, yargısal kesin süreyle sadece tarafların değil, hakimin de bağlı olduğu, dolayısıyla hakimin bu tür bir ara kararından dönmesinin hukuken geçersiz bulunduğudur. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.02.1983 gün ve E:1980/1-1284, K:1983/141; 22.11.1972 gün ve E:8/832, K:935; 13.10.2010 gün ve E:2010/17-510, K:485; 28.04.2010 gün ve E:2010/2-221, K:241; 28.03.2012 gün ve E:2012/19-55, K:2012/249; 13.03.2015 gün ve E:2013/9-1824, K:2015/1030 sayılı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.12.2012 gün ve 2012/9-1199 E., 2012/1215 K. sayılı ilamlarında bu ilkeler benimsenmiştir.) Gider avansının yatırılmaması halinde açılan dava, dava şartı yokluğundan reddedilir ; delil avansının yatırılmaması halinde ise, o delilden vazgeçilmiş sayılır. Bir davanın açılmasıyla başlayan yargılama faaliyetinde karara ulaşmak bakımından mahkeme ve taraflarca yapılması gereken belirli işlemler bulunmakta olup, her işlemin belli bir zaman aralığında yapılması gerekmektedir. Usul hükümleri ile normatif bir değer kazanan bu zaman aralıklarına süre denilmektedir. Böylece usul işlemlerinin yapılması zamansal olarak tarafların ya da mahkemenin arzularına, inisiyatifine bırakılmamış olmaktadır.Kısaca; ister kanun ister hakim tarafından tayin edilmiş olsun, kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesi olanaklı değildir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No : 2016/13658, Karar No: 2017/6153 ve 31/05/2017 tarihli kararında ” Mahkemece; bilirkişi ücreti yatırılması için davacı vekiline kesin süre verilerek verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırılmadığı takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı ihtar edilmiş, ihtara rağmen davacı vekili tarafından bilirkişi ücretinin yatırılmadığı, teknik inceleme yapılamadığı için dava konusu hasar, kusur ve kazanç kaybı talepleri ile ilgili herhangi bir sonuca varılamadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş… kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı ——– vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına” karar verilmiştir. Bu içtihatlar ve mahkememiz değerlendirmesi sonucu ispat olunamayan davanın reddine dair karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen bu hüküm yapılan istinaf başvurusu üzerine; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’ nin 25/09/2019 tarihli 2019/1580 Esas 2019/3345 Karar sayılı kararı ile;…Eldeki davada; Mahkemece 06/06/2018 tarihli duruşmada verilen ara kararında, bilirkişiler için davetiye gideri ile bilirkişi raporunun taraflara tebliğ gideri gösterilmediği gibi davacı tarafa kesin süre verildiği de ara kararına yazılmamıştır. Bu durumda Mahkemece verilen süre içeren ara karar, yukarıda açıklanan niteliklere ve şartlara haiz olmadığından, davacı tarafa kesin süre verildiğinden ve sonuçlarının uygulanması gerektiğinden bahsedilemez. Aynı zamanda HMK’da tayin edilen süreler ile HMK’ nın da düzenlenen gider avansının dava açılırken, yatırılmasının gerekliliği, yargılamanın hızlı bir şekilde çabuk bitirilmesini temin amacıyla getirilmiştir. Somut olayda davacının gider avansını 2 haftalık süre geçtikten sonra fakat duruşmadan önce 05/07/2018 tarihinde yatırdığı, dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek raporun düzenlendiği dosya kapsamından anlaşılmakta olup, gerek usul ekonomisi açısından ve gerekse mahkemece verilen süre kesin süre şartlarına haiz olmadığından, bilirkişi incelemesi için gereken gider avansınında yatırıldığı gözeterek işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken davanın kesin süreye uyulmadığından reddine karar verilmesi doğru olmamıştır…” gerekçesi ile kaldırılmıştır.
İstinaf kaldırma kararı akabinde işin esasına girilmiş ve dava dosyası bilirkişi …’ a tevdii edilerek kusur durumu ve hasara maruz kalan aracın hasar miktarı, değer kaybı ve ayrıca ekspertiz ücreti miktarının hesabı yaptırtılmıştır.
Tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle ve netice olarak; Dava konusu olayda davalı şirkete … sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …, yönetimindeki aracıyla tali yoldan anayola çıkış yapmadan önce anayolda seyreden davacı taraf aracının geçmesini beklemesi gerekirken bu kurala uymamış, dikkatsiz ve tedbirsiz seyri sonucu anayolda seyreden davacı taraf aracına arkadan çarptığını, bu nedenle davalı şirkete ZMS sigortalı aracın sürücüsü … olayda % 100 oranında asli ve tamamen kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, davacı şirketin ilgilisi olduğu aracın sürücüsü … ise anayolda seyri sırasında tali yoldan dikkatsizce gelip aracına sağ arka köşe kısmından çarpan davalı taraf araç sürücüsüne karşı kazayı önlemek bakımından alabileceği bir tedbir olmadığından olayda kusursuz olduğu, dosyada bulunan ve …plakalı … marka … tipi aracın sağ arka kısmındaki hasara ilişkin ekspertiz raporunda araçta sağ arka çamurluğun değiştirilmesinin gerektiği, sağ arka stop lambasının değiştirilmesinin gerektiği, sağ yan panelin düzeltilmesi gerektiği beilrtilmiş ve toplam hasar miktarı KDV dahil 6.040,30 TL olarak belirlendiği, anılan ekspertiz raporunda belirtilen parça ve işçilik bedelleri piyasa rayiçlerine göre yüksek bulunduğu, bu nedenle bu rapora itibar edilmediği, anılan rapordaki parça ve işçilik türleri kazanın oluşuyla ve dosyadaki hasarlı araç fotoğraflarıyla uyumlu olup bedelleri piyasa rayiçlerine uygun bulunduğu, dava konusu …plakalı … marka … model ve kaza anında 81766 Km’deki araçta başvuru konusu trafik kazası nedeniyle meydana gelen maddi hasara ilişkin olarak dosyada bulunan hasarlı araç fotoğraflarının incelenmesinden, araçta yapılan ve değer kaybına etki etmesi muhtemel işlemlerin: sağ arka çamurluk parçasının değiştiği, düzeltilen parçanın ise olmadığı, toplam hasar miktarının 3.304,99 TL olduğunun tespit edildiği, Başvuru konusu aracın ülkemizde düşük seviye fiyatlı araç sınıfında olduğu, markası, tipi, 2011 model olması nedeniyle hızlı alınıp satılan araç kategorisinde yer aldığı, yapılan onarım işleminin orijinal parça ve malzeme ile yetkili serviste yapıldığının anlaşıldığı, dosya içeriğine göre başvuru konusu aracın eski kazasının olmadığı tespit edildiği, yapılan piyasa araştırmasına göre, ekte sunulan belgelerde de görüldüğü üzere başvuru konusu kiralık aracın kaza tarihi itibariyle ikinci el rayiç satış değerinin, internet sitelerindeki araç ilanlarında görülen yüksek oranlı pazarlık payı düşüldüğünde, ortalama 45.000,00 TL olduğunun tespit edildiği, araç km’si 15.000 km’nin üstünde olduğundan hesaplanan değer kaybının 1.061,23 TL olduğu, davacı şirketin talep edebileceği ekspertiz ücretinin ise … tarafından tanzim edilen tarifeye göre ekspertiz ücretinin tespit edilen hasar miktarının %1.5 oranında olabileceği bu kapsamda hesap edilen 156,90 TL olduğu görüşü bildirilmiştir.
Davacı yan davasını önceki kararımız öncesi hasar bedeli; 3.304,99 TL, değer kaybı; 1.892,18 TL olmak üzere ıslah etmiştir.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre yapılan değerlendirmede;
Dava; 06.01.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında …plakalı aracın hasar görmesi nedeniyle, araç hasar ve değer kaybının davalı sigorta şirketinden tazmini talebine ilişkindir.
06.01.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, … plakalı araç …plakalı aracın hasar görmesine neden olmuştur.
…plakalı araç kaza tarihi itibarı ile dava dışı …’ adına kayıtlıdır. … plakalı araç kaza tarihini kapsar şekilde 01.12.2016/2017 tarihleri aralığında 232058752 nolu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanmıştır.
02.03.2017 tarihli temlik sözleşmesi ile dava dışı … tarafından, 06.01.2017 tarihinde meydana gelen kazadan dolayı sigorta şirketinden alacaklı olduğu ekspertiz ücreti ve makul giderler de dahil olmak üzere hasar tazminat tutarı, değer kaybı, kazanç kaybı, ikame araç bedeli vb. Tüm maddi manevi alacaklarının tamamını davacı … San ve Tic Ltd Şti’ne BK 183. Maddesi ve devamı hükümleri gereğince devir ve temlik edildiği, Temliğin usul ve yasaya uygun olduğu, davacının aktif dava (husumet) ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı şirket tarafından davalı sigorta şirketine 23.03.2017 teslim tarihli başvuru yapılmıştır. Davalı sigorta şirketinden hasar dosyası celp edilmiştir. Sigorta şirketince 21.09.2017 tarihli müzekkere cevabında ödemeden bahsedilmeden hasar dosyası ve poliçenin gönderildiği bildirilmiş, 08.08.2018 tarihli müzekkere cevabında hasar dosyası kapsamında 2.800,84 TL ödeme yapıldığı ve ödeme belgeleri ve temlik sözleşmesinin gönderildiği bildirilmiştir. He iki müzekkere cevabı ve eklerinin incelenmesinde ödemeye dair makbuzun olmadığı, sunulmadığı görülmüştür.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49. Maddesinde; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, 54. Maddesinde; Tazminat talep edilebilecek bedensel zarar kalemlerinin, tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu, 56. Maddesinde; Hakimin , bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceği düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85. Maddesinde; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, 91. Maddesinde; İşletenlerin bu kanunun 85 . Maddesinin 1. Fıkrasına göre olan sorumlulukların karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, 97. Maddesinde; Zarar görenin ZMMS sigortacısına başvurabileceği; 99. Maddesinde; trafik sigortacısının, hak sahibinin başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde ZMMS kapsamındaki miktarları ödemek zorunda olduğu, 109. Maddesinde de; Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin , zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrenmesinden itibaren iki yılın her durumda kaza tarihten itibaren 10 yılın geçmesiyle zaman aşımına uğrayacağı, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanunun bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş ise bu sürenin maddi tazminat talepleri içinde uygulanacağı, düzenlenmiştir.
TTK’nın 1426/1 maddesinde, sigortacının, sigorta ettiren, sigortalı yada lehtar tarafından rizikonun tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile ödemek zorunda olduğu, düzenlenmiştir.
Uzman bilirkişi tarafından, meydana gelen kazada, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğu, dava konusu 34 VD 6087 plaka sayılı aracın 06.01.2017 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle oluşan hasar miktarının 3.304,99 TL, değer kaybı tutarının 1.061,23 TL olduğu, davacı şirketin talep edebileceği ekspertiz ücretinin ise 156,90 TL olduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporunun denetime elverişli ve karar vermeye uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar ve yasal düzenlemeler ışığında; davacı yanın, dava konusu aracın meydana gelen kazadaki hasarı nedeniyle araçtaki hasar bedeline ilişkin olarak 3.304,99 TL araçtaki değer kaybına ilişkin olarak 1.061,23 TL talep edebileceği, ayrıca makul gider olarak 156,90 TL ekspertiz ücreti talep edebileceği, davalı sigorta şirketinin ZMMS teminat limitleri içinde kalan bu bedellerden sorumlu olduğu, temerrütün davacının sigortaya başvurusundan 8 iş günü sonrası 01.04.2017 tarihinde oluştuğu, ancak davacı yanca temerrüt tarihi 03.04.2017 olarak belirtildiğinden bu kapsamda temerrüt tarihinin 03.04.2017 tarihi kabul edilmesi gerektiği, temerrüt tarihinden itibaren taleple bağlı kalınarak yasal faiz talep edilebileceği, davalı sigorta şirketinin ödemeye ilişkin itiraz ve beyanlarının bu kapsamda ödeme makbuzlarının sunulmamış olması ve davacı yanca da ödeme yapıldığına dair bir kabulde bulunmadığından yerinde olmadığı, davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığından bu kapsamdaki savunmalarında yerinde olmadığı sonuç ve vicdani kanaate ulaşılmış davacı yanın ıslah dilekçesi talep miktarları göz önüne alındığında tespit edilen miktardan fazla talepte bulunulduğundan davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş, Ekspertiz ücreti yargılama giderlerine dahil edilmiştir.
Kısa kararda, miktar yönünden kesin olarak karar verilmiş ise de, mahkememizce verilen önceki kararımızın istinaf incelemesinden geçerek istinaf mahkemesince kaldırıldığı, kaldırma kararı üzerine yeniden hüküm kurulduğu anlaşılmakla, bu hususta gerekli düzeltme yapılmış ve karara karşı istinaf kanun yolunun açık olduğu hususu iş bu gerekçeli kararımızda belirtilmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; 3.304,99 TL hasar bedeli, 1.061,23 TL değer kaybı bedeli olmak üzere toplam 4.366,22 TL maddi tazminatın 03.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Fazlaya dair 830,95 TL’lik istemin ise REDDİNE,
2-Alınması gereken 298,25 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 62,34 TL’ nin mahsubu ile bakiye 235,91 TL’ nin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, davacı tarafından peşinen karşılanan 62,34 TL’ nin ise davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı parası, 162,65 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 800,00 TL bilirkişi ücreti, 156,90 TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam; 1.150,95 TL yargılama masrafının davanın kabul edilen miktarına göre hesap ve takdir edilen 966,93 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, arta kalan yargılama masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesap ve takdir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesap ve takdir edilen 830,95 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-HMK 120 maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde re’ sen ilgilisine iadesine,
Dair, karar davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde sunulacak dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı edildi. 20/10/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza