Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/587 E. 2021/660 K. 04.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/587 Esas
KARAR NO:2021/660 Karar

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:19/09/2014
KARAR TARİHİ:04/10/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkilinin eşi …12.10.2010 tarihinde ZMMS’si bulunmayan … plakalı minibüstü yolcu olarak seyahat etmekte ikin söz konusu aracın … ili … ilçesinde yapmış olduğu kaza neticesinde hayatını kaybettiğini, geride eşi,07.11.2009 doğumlu oğlu … ve yine 07.08.1996 doğumlu oğlu …’ın bakıma muhtaç mirasçıları olarak kaldığını olay anında müvekkillerinin murisi kaza yapan aracın arka koltuğunda oturduğunu ve uyumakta olduğunu, söz konusu araç sürücüsünün 2918 sayılı K.Y.T Kanunun 30/1-a ve 52/1-b kurallarını ihlal etmesi yani aracını teknik domanımındaki eksiklikleri gidermeksizin kullanması ve hız limitleri üzerinde seyir etmesi neticesinde meydana geldiğini, bu ölümlü kazayla ilgili olarak araç sürücüsü … hakkında … 2 Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldığını ve ilgili mahkemenin … Esas Sayılı dosyası üzerinden görüldüğünü, trafik kazası sonucu eş ve babalarını kaybeden müvekkillerinin 6100 sayılı HMK’nın 107.maddesi uyarınca ve TBK mad.53. çerçevesinde destekten yoksun kalma zararlarının ve cenaze giderlerinin tanzimini, murisinin ölümü nedeniyle maruz kaldığı gerçek zararın hesaplanarak ödenmeyen kısmının olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, öncelikle TC Vatandaşı olmayan davacıların bu davayı ikame etmek haklarının bulunup bulunmadığı hususlarının incelenmesi gerektiğini, davanın kazaya sebebiyet veren zarar veren sürücü ve işleteni konumundaki …’ya ihbarına karar verilmesini,… hesaba yönetmeliğinin 15.maddesi uyarınca davacıya yapılan ödeme ile hesap borçtan ve yükümlülükten kurtulduğunu, ödeme tarihinden itibaren yasal temerrüt faizi yürütülmesinin mümkün olmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini gerektiğini savunma olarak ileri sürmüştür.
İhbar olunan tarafından bir beyan sunulmamıştır.
BOZMA ÖNCESİ YAPILAN YARGILAMA:
Mahkememizin, 29/09/2015 tarih ve … Esas-… Karar sayılı kararının, Yargıtay 17. H.D.’nin, 26/02/2019 tarih ve 2016/7872 Esas ve 2019/2078 Karar sayılı bozma kararından önce yapılan yargılaması sonucu;
“… Davacıların murisi … uyruklu …’nin 24/01/2011 günü … …’e Devlet yolu seyir halinde bulunan … plakalı minibüste yolcu olduğu halde inişli yolda minibüsün sol arka lastiğinin patlaması ve jantın lastiği kesmesi suretiyle sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği ve takla atması sonucu hayatını kaybettiği, … 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas–… karar sayılı dosyasında lastik patlamasının sürücü kusurundan kaynaklanmadığı belirtilerek, beraat kararı verilmiş olmakla birlikte; davacıların desteği araçta yolcu olarak bulunup, kusura katılımı söz konusu olmadığı gibi, sürücü …’nın aynı zamanda bahsi geçen minibüsün sahibi ve işleteni (taşımacı) olduğu, teknik arıza şeklinde nitelenen olayın aracın bakımının düzenli olarak yaptırılmamasının bir sonucu ve bu durumun yolcu taşıyan bir araç işleteninin göstermesi gereken dikkat ve özene aykırılık teşkil ettiği gerçeği karşısında …’nın işleten sıfatıyla ve KTK’nun 85 ve 86.maddeleri ile sorumluluk söz konusu olup, sürücü işleten taşımacı konumundaki adı geçen şahsın %100 oranında kusur yönünden sorumlu bulunduğu sonucuna varılmış, ölen …’in 15/12/1964 doğumlu olduğu ve 24/01/2011 kaza tarihinde 47 yaşında olup, kalan yaşam süresinin 24 yıl ve 71 yaşına kadar yaşama olasılığı dikkate alınarak, aktif döneminin 13 yıl ve 60-71 yaş arası pasif döneminin de 11 yıl olduğu, davacılardan murisin oğlu …’ın 07/11/2009 doğumlu olup, babasını kaybettiği dönemde 2 yaşında olduğu ve buna göre 18 yaşına kadar erkek çocuk için destek süresi dikkate alındığında 13 yıllık döneminin aktif, 3 yıllık döneminin de pasif olmak üzere toplam 16 yıl olduğu, oğlu …’ın 07/08/1996 tarihinde olup, vefat tarihinde 15 yaşında ve destekten yoksunluk süresinin de 3 yıl olduğu, yine davacı …’nin de 05/07/1977 doğumlu olup, vefat tarihinde 35 yaşında olduğu ve kalan yaşam süresinin de 34 yıl olup, 13 yıl aktif dönem ve 11 yıl da pasif dönem olmak üzere toplam destekten yoksunluk süresinin 24 yıl olacağı saptanmıştır. Murisin tır şoförü olarak çalıştığı, … Ltd.Şti’nin tanzim ettiği belgeye göre saptanan geliri dikkate alınmak suretiyle yapılan hesaplamada talep edilebilecek tazminat miktarları eş için 172.719,40 TL, oğlu … için 78.173,12 TL, oğlu … için 14.552,40 TL olup, toplam 275.444,92 TL olarak hesaplanmıştır. Davalı … Hesabı tarafından hak sahibi davacılara 09/08/2012 tarihinde ve aynı sıra ile 38.418,00 TL, 7.144,00 TL ve 1.799,00 TL olmak üzere toplam 47.361,00 TL ödemede bulunulmuştur. 2918 sayılı KTK’nun 111/2 maddesi koşulları oluşmuş bulunmakla, kural olarak en son verilere göre tazminat hesabı yapıldıktan sonra … Hesabı tarafından yapılan ödemelerin yasal faizler ölçüsünde güncellenerek, indirilip bakiye tazminat tutarlarının belirlenmesi gerekmekle birlikte … Hesabınca ödeme yapılan tarihteki verilere göre hesaplanan tazminat tutarları 24/01/2011 tarihinde 200.000,00 TL olan ZMMS (Trafik Sigortası) limitini aştığından artık en son verilere göre hesaplama yapılması ve ödeme tutarlarının güncellenerek, indirime gerek bulunmamaktadır. Bu itibarla 200.000,00 TL sigorta limitinin hak sahipleri arasında paylaştırılması ve bunlardan … Hebası ödeme tutarları indirilerek, bakiye tazminat tutarlarının belirlenmesi gerekmekle; buna göre eş için poliçe limitine göre 165 pay oranı karşılığı 130.000,00 TL, oğlu … için %29 pay karşlığı 58.000,00 TL ve oğlu … için %6 pay karşılığı için 12.000,00 TL olmak üzere, bu miktarlara yapılan sigorta ödemeleri mahsup edilerek, talep edilen tazminat miktarıları aynı sırayla eş için 91.582,00 TL oğlu … için 50.856,00 için ve diğer oğlu … için de 10.201,00 TL olarak hesaplanmıştır. Yine … hesabına yapılan başvurunun eksikliklerin ikmali sonucu 09/08/20212 tarihi itibariyle sonuca bağlanıp davalılara kısmi ödeme yapıldığı da dikkate alınarak, bu tarih temerrüt tarihi olarak belirlenerek davalıdan tahsiline ilişkin karar vermek gerekmiştir. .
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davacı … için 91.582,00 TL,
… için 50.856,00 TL ve
… … için 10.201,00 TL olmak üzere toplam 152.639,00 TL’nin her bir miktara 09/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara VERİLMESİNE …” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
BOZMA İLAMI:
Mahkememizce verilen, 29/09/2015 tarih ve … Esas-… Karar sayılı kararının, Yargıtay 17. H.D.’nin 26/02/2019 tarih ve 2016/7872 Esas-2019/2078 Karar sayılı bozma kararı ile;
“…1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonunda ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı … Hesabı tarafından davadan önce hak sahibi davacılara 09/08/2012 tarihinde ve aynı sıra ile 38.418,00 TL, 7.144,00 TL ve 1.799,00 TL olmak üzere toplam 47.361,00 TL ödenmiş, aktüer bilirkişinin hükme esas alınan 15.04.2015 günlü (ek) raporunda, ödeme tarihindeki verilere göre hesaplanan tazminat tutarı 200.000,00 TL olan ZMSS limitini aştığından son verilere göre hesap yapılmasına ve ödemenin güncellenerek düşümüne gerek kalmadığı belirtilmiş ve sigorta limiti davacıların destek paylarına göre bölüştürülerek her bir davacıya düşen poliçe limit payından yine her bir davacıya yapılan ödemeler (güncellenmeksizin) düşülmek suretiyle tazminat miktarları hesaplanmıştır. Davalı … Hesabı tarafından yapılan ödemeyi tazminat hesabı yapılmadan önce alan davacılar, hesap tarihine kadar geçen süre nedeni ile aldıkları paranın yasal faizi kadar kazanım elde etmişlerdir. Mahkemece hükme esas alınan raporda isabetli bir şekilde ödeme tarihindeki verilere göre hesap yapılmış ve davacılara dava öncesi yapılan ödemenin yetersiz olduğu tespit edilmiştir. Bu aşamadan sonra mahkemece yapılacak iş; karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanmalı, hesaplanacak tutarın 200.000,00 TL poliçe limitini aşması halinde sigorta limiti davacıların destek paylarına göre bölüştürülerek (garame yapılarak) çıkacak miktarlardan zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, her bir davacıya yapılan ödemenin, ödeme günü ile tazminat(lar)ın hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faiz(ler)i de hesaplanarak, her bir davacı için hesaplanan tazminattan güncellenmiş ödemelerin indirilmesi ve davacıların gerçek zararlarının bu şekilde hesaplanması olacaktır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken açıklanan yönler gözetilmeden yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
3-Davalı vekili, davacılar desteğinin araçta yolcu olarak bulunduğunu belirterek hatır taşıması olduğu iddiasında bulunmuştur. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 43 ve 44.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay içtihatlarında benimsenerek yerleşmiş bulunmaktadır. Bu itibarla, davalı vekilinin bu beyanı üzerinde durularak, ceza mahkemesi dosyası getirilerek ve mahkemece taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken açıklanan hususlar araştırılmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür. Zira hakim, tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Mahkemece bu husus gözardı edilerek, yazılı olduğu şekilde ve eksik inceleme ile karar tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA …” gerekçesiyle bozulmuş, dosya yeniden yargılama yapılmak ve karar verilmek üzere mahkememize gönderilmiş, mahkememizce, bozma sonrası tensip tutanağı düzenlenerek, yeni duruşma gün ve saatiyle birlikte taraflara tebliğ edilmiştir.
BOZMA SONRASI YAPILAN YARGILAMADA:
Mahkememizce yapılan 11/02/2020 tarihli celsede, usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 17. HD.’nin 06/07/2020 tarih ve 26/02/2019 tarih ve 2016/7872 Esas-2019/2078 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına ve aynı celsede verilen 1 nolu ara karar ile de; “Dosyanın raporu düzenleyen bilirkişi … ve …’e tevdii ile; Yargıtay 17. HD’nin 26/02/2019 gün ve 2016/7872 Esas-2019/2078 karar sayılı bozma ilamındaki eksiklikleri giderecek şekilde ayrıntılı ve gerekçeli ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine” karar verilerek, yargılamaya devam olunmuştur.
Bilirkişiler … ve …tarafından tanzim edilerek mahkememize sunulan 12/10/2020 tarihli ek raporun incelenmesinde özetle de;
“Olarak belirlendiği….”şeklinde tespitler yapılmıştır.
Mahkememizin 29/03/2021 tarihli celsesinde; dosyanın raporu düzenleyen bilirkişi heyetine tevdi ile karar tarihine en yakın veriler esas alınmak suretiyle tazminat hesabı yapılarak ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verildiği, bilirkişi tarafından iş bu kerre 01/09/2021 tarihli ek raporun düzenlendiği, ek raporun incelenmesinde özetle de; “Yargıtay bozma kararında her ne kadar “karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanması, hesaplanacak tutarın 200.000 TL poliçe limitini aşması halinde, … Hesabı Ödemelerinin “güncellenerek” sigorta limitinden düşülmesi” istenmiş ise de, önceki raporlardaki hesaplamalarda, tazminat tutarları limiti aşmış bulunmakla, yeniden “en son verilere” göre yapılacak tazminat hesabının sigorta limitini aşacağı doğal ve mantıklı bir sonuç olduğundan, “en son verilere göre” tazminat hesabına gerek bulunmadığına; Aslında, önceki … esas no.lu dosyaya bozma Öncesi verdiğimiz raporda yapıldığı gibi, en doğru ve yerleşik uygulama, dava öncesi yapılan sigorta ödemelerinin, limitten değil, hesaplanan tazminattan (güncellenerek) düşülmesi); bu durumda dahi tazminatın limiti aşması durumunda, limitten “güncellenmeksizin” indirim yapılması ise de, Mahkemece bu hususta direnme karan verilmemiş olması karşısında, istek ve ara kararı uyarınca, … Hesabı ödemelerinin güncellenerek sigorta limitinden düşüldüğüne; Yargıtay bozma kararında, “dava öncesi yapılan kısmi ödemeler nedeniyle davacıların, hesap tarihine kadar geçen sürede aldıkları paranın yasal faizi kadar kazanım elde etmişlerdir” denilmekte ise de, … Hesabfmn davacılara ödediği tazminat toplamı 47.361,00 TL. olup, ödemesi gerekip de ödemediği miktar 152.639,00 TL’dır. Nasıl ki trafik kazasından zarar görenler dava öncesi kendilerine yapılan (kısmi) ödeme kadar kazanç elde etmişlerse, aynı biçimde Sigorta Şirketleri veya … Hesabı, ödemeleri gerekip de ödemedikleri miktarın nemasından (haksız) kazanç elde etmiş olacaklarından, bu haksızlığın denkleştirme yoluyla giderilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumuza; istek doğrultusunda bu raporu yazarken vicdanımızın rahat olmadığına, Yargıtay’ın haksız ve adaletsiz kararlar verdiği görüşünde olduğumuza” şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Yüce mahkemenin Hatır Taşımasına ilişkin bozması yönünden yapılan incelemede ise;
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmakla birlikte, hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde, taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanmasının önemli olduğu, burada yararın ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebileceği, ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde, hatır taşımasından söz edilemeyeceği, bu haliyle yapılan değerlendirmede de, davaya konu somut olayda, dosyamız mündericatına UYAP sureti celp olunan … 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas-…/… Karar sayılı ceza dosyası incelendiğinde; davacıların desteği müteveffa ile aynı kazada araçta bulunan …’nun kazadan sonra … Devlet Hastanesi’nde Jandarma Kıdemli Başçavuş … … tarafından tercüman vasıtasıyla alınan 24/01/2011 tarihli müşteki ifade tutanağında; “… Biz arkadaşlarım olan …, … ile birlikte 24/01/2011günü öğleden sonra saat: 14.00 sıralarında … geldik. Arkadaşımız olan araç sahibi … ile buluştuk. Hep beraber …’nın evinde öğle yemeği yedik.Saat 13:30 sıralarında …’ın kullandığı minibüse binerek … alışveriş yapmak üzere yola çıktık. Ben aracın ön kısımında oturuyordum. Arkadaşlarım … ve … arka tarafta oturuyordu… Ben … tanıyorum. Arkadaşımız olur. Kazadan dolayı bir kastı olduğunu düşünmüyorum…” şeklindeki beyanından da açıkça anlaşılacağı üzere, davacıların desteği müteveffanın olay günü kaza yapan araca, araç sahibi …’nın arkadaşı olması nedeniyle alışverişe gitmek amacıyla bindiği, yapılan taşımanın herhangi bir menfaat karşılığı olmadığı, ayrıca taraflar arasında da herhangi bir yakınlık bulunmadığı ve tamamen davacının arzusu ve isteği sonucu bu taşımanın yapıldığı, yapılan taşımada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin herhangi bir çıkarının veya yararının da bulunmadığı anlaşıldığından, mahkememizde hatır taşıması indirimi yapılması yönünde kanaat oluşmuş ve bilirkişi tarafından belirlenen tazminat miktarları üzerinden %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmıştır.
Davalı Yönünden Vekalet Ücreti ve Yargılama Giderlerine İlişkin Değerlendirme:
Davaya konu somut olayda, TBK’nın 51. maddesinden kaynaklanan takdiri indirim (hatır taşıması) nedeniyle yapılan indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemiş ve ayrıca yargılama giderleri yönünden de, aynı sebeple taraflar arasında paylaştırmaya gidilmemiş, ancak davadan önce davalı yanca yapılan ödemenin yasal faiz oranında güncellenmesi sonucu yapılan indirim miktarında davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmiş ve yargılama giderleri de bu miktarlara bağlı olarak oranlanmış ve aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası kurulmuştur.
Davacılar yönünden Vekalet ücretine ilişkin olarak yapılan değerlendirme;
Somut olayda davacılar, ihtiyari dava arkadaşı konumundadırlar. İhtiyari dava arkadaşlığında, davalar birbirinden bağımsızdır. Dava arkadaşlarından her biri diğerinden bağımsız olarak hareket eder (TBK 57-58). Böyle olunca da, ihtiyari dava arkadaşı konumunda olan davacıların her biri yönünden kabul edilen miktarlara göre ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında, taraf ve iddia ve savunmaları, toplanan deliller, Yargıtay bozma ilamı, alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Mahkememizde açılan davanın, trafik kazası sonunda ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, mahkememizce verilen, 29/09/2015 tarih ve … Esas-2015/758 Karar sayılı kararının, Yargıtay 17. H.D.’nin 26/02/2019 tarih ve 2016/7872 Esas-2019/2078 Karar sayılı bozma kararı ile az yukarıda yazılı gerekçelerle bozulduğu, bozma sonrası yapılan yargılama sonucu alınan ve yine az yukarıda ayrıntıları verilen bilirkişi raporları ile davacıların talep edebilecekleri tazminat miktarlarının belirlendiği, belirlenen tazminat miktarlarından da yüce Mahkemenin bozma ilamı kapsamında yapılan değerlendirme sonrası yukarıda yazılı gerekçelerle %20 oranında hatır taşıması indirimi yapıldığı ve sonuç olarak da, davacılar tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile, davacı … için 79.046,79 TL, … için 14.601,48 TL ve…için de 4.039,97 TL olmak üzere toplam; 97.688,24 TL tazminatın, 09/08/2012 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle davalıdan alınıp davacılara verilmesine karar verilmiş ve ayrıca davaya konu somut olayda, her ne kadar davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş ise de; yasal düzenleme gereği; yani TBK’nın 51. maddesinden kaynaklanan takdiri indirim nedeniyle, davanın kısmen reddine karar verildiğinden, yapılan indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemiş ve yargılama giderleri yönünden de, aynı sebeple taraflar arasında paylaştırmaya gidilememiş ve yine davacılar lehine de yukarıda izah edilen gerekçelerle ayrı ayrı vekalet ücreti taktir edilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
-Davacı … için 79.046,79 TL,
-… için 14.601,48 TL ve
-… … için 4.039,97 TL olmak üzere toplam; 97.688,24 TL’nin, her bir miktara 09/08/2012 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle davalıdan alınıp davacılara VERİLMESİNE,
2-a-)Alınması gereken 6.673,08 TL harçtan peşin+ıslah ile alınan 864,38 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.808,70 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
b-)Davacının peşin+ıslah olarak yatırdığı 864,38 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
3-Davacının yaptığı ilk masraf 24,45 TL, posta gideri + bilirkişi ücreti gideri 1.264,00 TL olmak üzere toplam 1.288,45 TL’nin davanın ret ve kabul oranına göre yapılan hesaplama uyarınca 1.036,45 TL’lik kısmının davalıdan tahsili ile davacılara VERİLMESİNE, bakiye kısmının oranlamaya göre davacılar üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı … davada kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 11.076,08 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile iş bu davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı … davada kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile iş bu davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı…davada kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesi gereğince taktir olunan, 4.039,97 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile iş bu davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı, … tarafından açılan davada kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/3. maddesi gereğince taktir olunan, 5.100,00 TL ücreti vekaletin iş bu davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
8-Davalı, … … tarafından açılan davada kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/3. maddesi gereğince taktir olunan, 4.039,97 TL ücreti vekaletin iş bu davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
9-Tarafların, HMK 120. maddesi gereğince yatırdığı gider avansından var ise kalan miktarın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafla İADESİNE,
Dair; davacılar vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde YAGITAY TEMYİZ YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır