Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/557 E. 2022/572 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/557
KARAR NO:2022/572

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:22/08/2019
KARAR TARİHİ:27/09/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesi ile; 12/02/2014 tarihinde sürücü …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı aracın açık kasasında seyir halinde olan, müvekkili …’ın desteği olan …’ın düşerek yaralandığını, … Hastanesi’nde tedavi gördüğü esnada 21/02/2014 tarihinde hayatını kaybettiğini, … plakalı aracın kaza tarihinde herhangi bir sigorta şirketinin ZMMS poliçesinin bulunmadığını bu sebeple kanun maddesine dayanarak davalı … Hesabı’na 31/12/2018 tarihinde yazılı başvuruda bulunulduğunu, yapılan başvuruya istinaden davalı … Hesabı tarafından verilen cevabın taleplerini karşılamadığını, bu nedenle 15/02/2019 tarihinde hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuğa başvurduklarını ancak 25/03/2019 tarihinde gerçekleşen toplantı sonucunda anlaşamadıklarını, 100,00 TL destekten yoksun kalma (ölüm tazminatı) tazminatının davalıya başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak olan yasal faizin tahsili ile müvekkiline ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; sorumluluklarının davacının kusuru oranında olmak üzere yaralanma ve sürekli sakatlık halinde olay tarihi itibariyle kişi başı 268.000,00-TL olduğunu, davacı tarafın zararını usulen ispat etmesi gerektiğini ve davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerekli olduğunu, kusur durumu dikkate alınırken müterafik kusurun dikkate alınması gerektiğini, müvekkil şirketin faizden dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu, davanın reddedilen kısmı için yargılama giderinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava; 12/02/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu davacının oğlu …’ın ölümü sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce dava konusu, … Asliye Ceza Mahkemesinin… esas sayılı dosyası, … Sulh Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, …’a ait emeklilik karar servis yazısı, hastalık servis yazısı ve sosyo-ekonomik araştırma tutanağı, kaza yeri basit krokisi, ifade tutanakları, … Hesabının … sayılı hasar dosyası ve ekleri, … plakalı araca ait poliçe ve hasar verileri, …’a ait … Bilimleri Üniversitesi … … Eğitim ve Araştırma Hastanesinde kayıtlı grafiler ve tedavi evrakları, arabuluculuk son tutanağı mahkememiz dosyası arasına alınmış, bilirkişi heyetinden rapor temin edilmiştir.
Hesap Bilirkişisi … ve Trafik bilirkişisi …’dan oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyası kapsamına sunulan 28/04/2021 tarihli rapor ile; … plakalı araç sürücüsü …’ün dava konusu kazada %75 oranında asli derecede kusurlu olduğunu, akli melekeleri yerinde olmayan müteveffa … ‘ın kendi ölümü ile neticelenen kazada kusursuz olduğunu, müteveffa …’ın vasisi olan babasının %25 oranında tali derecede kusurlu olduğunu, müteveffanın kısıtlılık hallerinin bilinmemesi ile birlikte kısıtlanma hali akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gerekmesinden kaynaklanıyorsa davacıya destek olamayacağını, kısıtlılığı akıl hastalığının derecesi yaşamsal faaliyetlerini engellemiyor ve bakıma muhtaç değilse davacı …’ın destekten yoksun kalma sebebi ile talep edebileceği maddi tazminat miktarının 75.749,52-TL olacağı bildirilmiştir.
… Sulh Hukuk Mahkemesinden destek …’ın kısıtlanmasına dayanak raporda celp edilerek, rapora gelen itirazların değerlendirilmesi noktasında aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi heyeti 13/03/2022 tarihli ek raporlarında özetle; kök raporda kusur yönünden varılan kanaatin değişmediği, … plakalı araç sürücüsü …’ün dava konusu kazada %75 oranında asli derecede kusurlu olduğunu, akli melekeleri yerinde olmayan müteveffa … ‘ın kendi ölümü ile neticelenen kazada kusursuz olduğunu, müteveffa …’ın vasisi olan babasının %25 oranında tali derecede kusurlu olduğunu, müteveffa …’ın … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/… Esas 2013/… Karar sayılı ve 03.06.2013 kesinleşme tarihli kararına göre, TMK’nun 405. Maddesi gereğince kısıtlandığı, müteveffanın vesayet altına alınacak akıl hastalığı (zeka geriliği) bulunduğundan ve bakıma muhtaç olduğundan, annesi davacı Kaplan’a destek olamayacağı, mahkemece müteveffanın annesi davacı …’a destek olduğunun kabulü halinde ise, kök raporda belirtildiği gibi davacı …’ın destekten yoksun kalma sebebi ile talep edebileceği maddi tazminat miktarının 75.749,52-TL olacağı bildirilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49. Maddesinde; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, 54. Maddesinde; Tazminat talep edilebilecek bedensel zarar kalemlerinin, tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu, 56. Maddesinde; Hakimin , bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceği düzenlenmiştir.
Davacı vekilince, 17.05.2021 tarihinde sunulan dilekçe ile davadaki talepleri 75.749,52 TL’ye yükseltilmiş, harç tamamlaması yapılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49. Maddesinde; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, 54. Maddesinde; Tazminat talep edilebilecek bedensel zarar kalemlerinin, tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu, 56. Maddesinde; Hakimin , bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceği düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85. Maddesinde; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, 91. Maddesinde; İşletenlerin bu kanunun 85 . Maddesinin 1. Fıkrasına göre olan sorumlulukların karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, 97. Maddesinde; Zarar görenin ZMMS sigortacısına başvurabileceği; 99. Maddesinde; trafik sigortacısının, hak sahibinin başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde ZMMS kapsamındaki miktarları ödemek zorunda olduğu, 109. Maddesinde de; Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin , zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrenmesinden itibaren iki yılın her durumda kaza tarihten itibaren 10 yılın geçmesiyle zaman aşımına uğrayacağı, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanunun bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş ise bu sürenin maddi tazminat talepleri içinde uygulanacağı, düzenlenmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 14/2-b maddesine ve … Hesabı Yönetmeliğinin 9/1-b maddesine göre, Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için … hesabına başvurulabileceği düzenlenmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi rapor ve ek raporlarının yasal düzenlemeler kapsamında bir bütün olarak değerlendirilmesinde;
Davacının murisi …’ın 12.02.2014 tarihinde saat 12.00-13.00 saatleri arasında geçirdiği trafik kazası sonrası hastanede vefatı nedeniyle, davacı tarafça destekten yoksun kalma tazminat talebinde bulunulmuştur.
Mütevaffa …’ın davacı …’ın’ın oğlu olduğu görülmüştür.
İncelenen tramer kayıtlarına göre, kazaya karışan ve müteveffanın kasasında yolculuk yaptığı … plakalı aracın kaza tarih ve saati itibarı ZMMS poliçesinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
İncelenen hasar dosyası kayıtlarına göre, davacı tarafça davalı … Hesabına 31.12.2018 teslim tarihli dilekçe ile başvurulduğu, … Hesabı tarafından herhangi bir ödeme yapılmamış olduğu anlaşılmıştır.
İncelenen ceza dosyası kayıtlarına göre, dava konusu kaza nedeniyle başlatılan soruşturma sonunda … Asliye Ceza Mahkemesinin… Esas sayılı dava dosyasının açıldığı ve yapılan yargılama sonunda, sanık sürücü …’ün “Taksirle Ölüme Neden Olma” suçundan cezalandırılmasına karar verildiği ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği görülmüştür.
İncelenen … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …/… esas ve …/… karar sayılı , 03.04.2013 tarihli kararı ile 16/11/1978 doğumlu müteveffa …’ın, TMK’nın 405. Maddesi gereğince kısıtlanmasına karar verildiği, kararın 03.06.2013 tarihinde kesinleştiği, aynı mahkemeden celp edilen karara dayanak sağlık kurulu raporunda göre zeka geriliği nedeni vasi tayini gerektiğinin belirtilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dava, davacının murisinin oğlunun ölümü nedeni ile 6098 sayılı TBK m. 53 gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte 6098 sayılı TBK m. 53 öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nın 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Davalı destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir. Bunan yanında amaç zarar görenin malvarlığındaki eksilmeyi giderme olduğuna göre, ölüm nedeniyle desteğini yitirenin elde ettiği çıkarlar varsa, bunların da zarar tutarından indirilmesi gerekir. Aksi halde zarar görenin malvarlığında olaydan önceki duruma göre bir artış meydana gelmiş olur. Buradaki amaç zarar görenin malvarlığını zenginleştirmek değil, desteğini yitiren kişiye ölümden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme olanağı tanımaktır.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, davacının ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir.
Bunların yanında, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebilmesi için, öleninde destek olabilecek durumda olması, yani bir iş ve gelirinin olması, akıl hastalığı gibi destek olmayı engelleyecek düzeyde bir hastalığının olmaması gerekmektedir.
Somut olayda;16/11/1978 doğumlu müteveffa …’ın, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …/… esas ve …/… karar sayılı ve 03/06/2013 kesinleşme tarihli kararına göre akıl hastalığı nedeniyle kısıtlandığı, kendisine vasi atandığı, kendisinin bakıma muhtaç durumda olduğu, müteveffanın, davacı annesine maddi destek verebilecek konumda olmadığı, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile de bu durumun tespit edildiği anlaşılmış olduğundan, davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcının, davacı tarafça peşin olarak ve tamamlama yoluyla yatırılan toplam 303,40-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 222,70 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …(…)’e 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği ve ödemenin suçüstü ödeneğinden karşılandığı anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-11 ve 18/A-13’e göre davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2022

Katip …

Hakim …