Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/550 E. 2021/774 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/550 Esas
KARAR NO :2021/774 Karar

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/08/2019
KARAR TARİHİ:01/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili şirketin, davalı borçlu …İnş, San. ve Tic, Ltd, Şti.’den 5.697,00 TL alacağının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu davalıya gönderilen ödeme emrinin 21.07.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, akabinde borçlunun 24.07.2018 tarihinde var olan hiçbir belge, makbuz vs. evrak sunmadan haksız, mesnetsiz ve yasal dayanaktan yoksun olarak borca, faize ve ferilerine itiraz ettiğini, itiraz dilekçesinin kendilerine tebliğ edilmemiş olduğunu, itirazın haricen öğrenildiğini, itirazın öğrenilmesinin akabinde zorunlu dava şartı olan arabuluculuk başvurusu yapıldığını, ancak anlaşma sağlanamadığını, müvekkili … Dan. Eğit. Hizm, İnş, Tic. Ltd. Şti.’nin, davalı borçlu …’ye iş sağlığı ve İş güvenliği hizmetleri sunduğunu ve bu hizmetleri faturalandırmış olduğunu, icra takibine konu faturaların bedelininin tahsil edemediğini, müvekkili davacı alacaklının, kalan bakiye 5.697,00 TL’nin süresinde ödenmemesi üzerine alacağını cebri icra yoluyla talep etmek zorunda kaldığını, davalı borçlu …İnş. San. ve Tic, Ltd. şti.’nin yapmış olduğu itiraz haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili davacı alacaklının, borçlu davalıya sunduğu tüm hizmetlerin faturalı işlemler olmakla, söz konusu faturaların dilekçe ekinde sunulduğunu, tüm bunların yanında Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı sisteminde müvekkili davacı alacaklı …. Ltd. Şti.’nin, davalı borçlu …İnş. San, ve Tic, Ltd. Şti, için yapmış olduğu görevlendirme belgesinin de dilekçe ekinde yer aldığını, Bakanlık sisteminde müvekkilince yapılan görevlendirmelerin tamamlanabilmesi için karşı tarafın da onayının olması gerektiğini, açılan icra takibinde ödeme emrine dayanak olarak bahsedilen tüm faturaların hem icra dosyasına sunulduğunu hem de borçluya tebliğ edilmiş olduğunu, ancak buna rağmen; davalı borçlu tarafın itirazının hukuka aykırı ve mesnetsiz olmasının yanı sıra içinde bulunduğu ekonomik durum sebebiyle zaman kazanmaya yönelik olduğunu ve davalının icra takibine itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı yana tebligat yasası hükümlerine uygun şekilde dava dilekçesi ve duruşma günü bildirildiği halde, davalı yan cevap dilekçesi sunmamış ve bu nedenle de davacının iddialarını reddetmiş kabul edilmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevabi yazı içerikleri, …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası mündericatı, bilirkişi kök ve ek raporları ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosyamız mündericatında aslı yer alan, …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu hakkında, fatura alacağına dayanarak, asıl alacak ve faiz olmak üzere toplam: 6.478,36 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde, borca, faize ve tüm fer’ilere itiraz ederek takibi durduğu görülmüştür.
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden tanzim olunduğu iddia olunan faturalardan kaynaklanan alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi hükmü gereği iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
Davaya konu somut olayda, dava konusu uyuşmazlığın; ticari ilişkiye istinaden düzenlendiği iddia olunan faturadan kaynaklanan alacak nedeni ile yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkin olması hasebiyle, davacının kendi ticari kayıtlarında dayanak belgeleri olmadan, alacaklı olarak gözükmesi, davalıdan alacağı bulunduğunu göstermeyecektir (Yargıtay 19. H.D. 09/02/2016 Tarih ve 2015/10255 Esas 2016/1919 Karar sayılı kararı).
Diğer yandan, fatura tek başına alacağın varlığını kanıtlamayacaktır (Yargıtay 19. H.D. 06/06/2018 tarih ve 2016/18445 Esas-2018/3268 Karar sayılı kararı).
Yine faturanın davalıya tebliğ edilmiş olması da, malın ve/veya hizmetin davalıya teslim edildiğinin veya verildiğinin belgesi değildir. Bu durumda malın teslimi veya hizmetin verildiği konusunda ispat külfeti davacı yanda olup teslimi veya hizmeti usulüne uygun delillerle kanıtlanmalıdır (Yargıtay 19.H.D.09/02/2016 Tarih ve 2015/10255 Esas 2016/1919 Karar sayılı kararı).
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve ayrıca kök rapordan önce hazırlanan, 02/02/2021 tarihli ara kararda, sehven davalı vekiline ticari defter ve kayıtları sunmak veya bulunduğu yer bildirmek üzere iki haftalık kesin süre verilmiş, davalı yanca herhangi bir kayıt sunulmamış ve bilirkişi tarafından mevcut dosya kapsamına göre 12/03/2021 tarihli kök rapor tanzim edilerek mahkememize ibraz edilmiş olup, kök raporun incelenmesinde özetle; “Davacı yan ticari defter ve kayıtları ile dayanağı belgelerin incelenmesi amacıyla, davacı şirket merkez adresine gidildiği, ilgili adreste davacı firmanın faaliyette bulunmadığı, kiralık ilanın işyerinde asılı bulunduğu, komşu esnafın ilgili adresin yaklaşık 6 aydır kapalı bulunduğunu beyan ettiği belirlendiği, davacı firma ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapma imkanı bulamadığı, sayın mahkemenin 02.02.2021 tarihli ara kararında, davalı yana ticari defterlerin ibrazı veya bulunduğu yerin bildirilmesi hususunda 2 haftalık kesin süre verildiği, ancak tarafına tevdi edilen dosyada herhangi bir defter ibrazına veya adres bildirimine rastlanılmadığından davalı firma ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapma imkanı bulamadığı, İcra Takibine Konu Faturaların Tetkikinde, icra takibine konu, her biri KDV hariç 400,00 TL tutarındaki faturaların, Form BA-BS aylık bildirim sınırı olan KDV hariç 5.000,00 TL’nin altında kaldığından mükelleflerce aylık BA-BS bildirimlerine dahil edilmedikleri, bu sebeple dosyaya celp olunan Form BA-BS bildirimlerinde taraflara ait herhangi bir bildirime rastlanılamadığı, dava dilekçesi ekinde yer alan T.C. Aile Çalışma Ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İş Sağlığı Ve Güvenliği Genel Müdürlüğü “Personel Görevlendirme Detay Raporu”nun tetkikinde; A sınıfı İş Güvenliği Uzmanı olarak … T.C. Kimlik nolu …’nun, hizmet veren kurum olarak davacı firmanın, hizmet alan kurum olarak da davalı firmanın gözüktüğü, görevlendirme raporunda, göreve başlama tarihinin 27.04.2016, görevden ayrılış tarihinin de 31.07.2017 olarak yer aldığının tespit edildiği ve sonuç olarak da; mahkememizin davacı tarafından davalı firmaya icra takibine konu faturalar kapsamında hizmet verildiğine, faturaların davalı yana tebliğ edildiğine, davacı yanın asıl alacak talebinin verinde olduğuna kanaat getirmesi halinde, davacı yanın takip tarihi itibariyle davalıdan 5.697,00 TL asıl alacak ve 709,92 TL İşlemiş faiz olmak üzere toplam 6.406,92 TL alacaklı olacağı” şeklinde tespitler yapıldığı, kök rapor sonrası yapılan incelemede mahkememizin 02/02/2021 tarihli ara kararının 2 nolu bendinde, davalı vekiline müvekkiline ait ilişik dönemini kapsayan ticari defter ve dayanak belgeleri ibraz etmek için 2 haftalık kesin süre verildiği ancak aynı ara kararda davacı vekiline usulüne uygun olarak defter ve kayıtların sunmak üzere süre verilmediğinin anlaşıldığı, bu kapsamda mahkememizin 07/06/2021tarihli celsesinde; “Davacı vekiline müvekkiline ait 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtları sunmak veya mahallinde inceleme talep edecek iseler bulundukları yeri bildirmek üzere iki haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin sürede ticari defter ve kayıtlar sunulmaz veya mahalinde inceleme talep edilip bulundukları yer bildirilmezse bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarının ve mevcut delil durumuna göre karar verileceğinin ihtarına” şeklinde karar verildiği, ancak davacı vekili tarafından sadece 2015-2016 yılına ilişkin defter ve kayıtlar sunulmuş, 2017 yılına ilişkin defter ve kayıtlar sunulmadığı ve dosyanın yeniden kök raporu hazırlayan bilirkişiye tevdi edildiği ve bilirkişi tarafından iş bu kerre 13/08/2021 tarihli ek raporun tanzim edilerek mahkememize ibraz edildiği, ek raporun incelenmesinde özetle de; “Mahkememizin kök rapor sonrası 07.06.2021 tarihli duruşmada davacı yana 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtlarını sunmak veya mahallinde inceleme talep edecekse bulundukları yeri bildirmek üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine karar verdiği, davacı yanın 18.06.2021 tarihli dilekçesi ekinde 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtların sunulduğunu beyan ettiği, ancak davacı yanın 18.06.2021 tarihli dilekçesi ekinde 2015 yılına ilişkin Yevmiye ve Kebir defteri ile 2016 yılına ilişkin Kebir ve Envanter defterini sunduğu, 2017 yılına ilişkin herhangi bir ticari defter sunmadığı, sunulan ticari defterlerin ise açılış ve kapanış tasdiklerinin TTK. Md. 64 ve devam eden maddeleri ile V.U.K. 220-226 maddeleri hükmü uyarınca yasal sürelerde ve usulüne uygun şekilde yaptırıldığının tespit edildiği, davacının Ticari Defterleri Üzerinde Yapılan İncelemede, sunulan 2015 yılı ticari defterlerinde davalı firmaya ilişkin herhangi bir kayda rastlanılmadığı, 2016 yılı Kebir defterinde, hesap dökümlerinin açıklamalarında fatura no ve/veya firma bilgisi yer almadığından, açıklamalarda “… yevmiye İle” ifadesi kullanıldığından 2016 yılı Kebir defterinde davalı firmaya İlişkin kayıtların tespit edilemediği, buna karşılık “120 Alıcılar” hesabı dökümünde görülen hesap isimleri arasında davalı firma ünvanına rastlanılmadığından ve 2016 yılı Envanter defterin de yer alan 31.12.2016 dönem sonu kapanış envanteri dökümünde de davalı firmaya ait cari hesap bakiyesi yer almadığından, davacı firmanın 31.12.2016 dönem sonu İtibariyle ticari defterlerinde davalıdan alacaklı gözükmediği kanaatinin hasıl olduğu, davacı yanın 2017 yılı ticari defterlerini mahkemeye sunmadığından davacının 2017 yılı ticari defterleri üzerinde herhangi bir inceleme yapma İmkanı bulunamadığı, kök raporda da tespit edildiği üzere dava dilekçesi ekinde yer alan T.C. Aile Çalışma Ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İş Sağlığı Ve Güvenliği Genel Müdürlüğü “Personel Görevlendirme Detay Raporu”nun tetkikinde; A sınıfı İş Güvenliği Uzmanı olarak … T.C. Kimlik nolu …’nun, hizmet veren kurum olarak davacı firmanın, hizmet alan kurum olarak da davalı firmanın gözüktüğü görevlendirme raporunda, göreve başlama tarihinin 27.04.2016, görevden ayrılış tarihinin de 31.07.2017 olarak yer aldığının tespit edildiği, sonuç olarak da; taraflar arasında görülmekte olan İtirazın iptali davası ile ilgili olarak kök rapor sonrası dosyaya sunulan davacı yan ticari defter ve kayıtları ile dosya kapsamında yer alan diğer tüm bşgi ve belgelerin İncelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda; Davacı yanın 18.06.2021 tarihli dilekçesi ekinde 2015 yılına ilişkin Yevmiye ve Kebir defteri İle 2016 yılına ilişkin Kebir ve Envanter defterini sunduğu, 2017 yılına ilişkin herhangi bir ticari defter sunmadığı, davacı firmaya ait sunulan ticari defterlerin incelenmesi neticesinde davacı firmanın 31.12.2016 dönem sonu itibariyle ticari defterlerinde davalıdan alacaklı gözükmediği kanaatinin hasıl olduğu, mahkememizin davacı tarafından davalı firmaya icra takibine konu faturalar kapsamında hizmet verildiğine, faturaların davalı yana tebliğ edildiğine, davacı yanın asıl alacak talebinin verinde olduğuna kanaat getirmesi halinde, davacı yanın takip tarihi itibariyle davalıdan 5.697,00 TL asıl alacak ve 709,92 TL İşlemiş faiz olmak üzere toplam 6.406,92 TL alacaklı olacağı” şeklinde tespitler yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi kök ve ek raporlarının denetlenmesinde de, hukuki yorum ve nitelendirmeleri mahkememize ait olmak üzere, yapılan tespitlerin dosya kapsamına uygun ve ayrıntılı olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden tanzim olunduğu iddia olunan faturalardan kaynaklanan alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi hükmü gereği iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkin olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, davacı tarafça …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı sayılı icra dosyası üzerinden davalı borçlu aleyhine 94.811,09 TL asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğinin üzerine davalın süresinde asıl alacağa, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği, alacaklı vekilinin yasal süresi içerisinde itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava ettiği, mahkememizce bilirkişi incelemesine ilişkin ara karar kurulduğu, dosyaya celp olunan kayıtlar ile davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve rapor alındığı, alınan rapor sonucu; az yukarıda yazılı hususların tespit edildiği, tespit edilen hususlar kapsamında yapılan değerlendirmede de; dava konusu uyuşmazlığın; ticari ilişkiye istinaden düzenlendiği iddia olunan faturadan kaynaklanan alacak nedeni ile yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkin olduğu, bu haliyle de davacının kendi ticari kayıtlarında dayanak belgeleri olmadan, sadece fatura düzenlenmiş olmasının tek başına alacağın varlığını kanıtlamayacağı, davacı yanca her ne kadar, bilirkişi ek raporuna yönelik beyan dilekçesinde; T.C. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü Personel Görevlendirme Detay Raporu’nun dosya kapsamında yer aldığı, raporun hazırlanması için müvekkilinin sisteme giriş yapmasının yeterli olmadığı, davalı tarafın müvekkilin sisteme yaptığı girişe onay vermesi gerektiği, dolayısıyla da mücbir sebepler neticesinde ticari defterlerin sunulmaması nedeniyle, müvekkilinin alacağını ispat edememek gibi bir durumlarının söz konusu olmadığı, dosya kapsamında bulunan raporların, davaya konu faturaların tamamının ispata yeter hukuki deliller olduğu ve davalı taraf ısrarla ticari defterlerini sunmaktan imtina etmesinin de davalı taraf aleyhine yorumlanması gerektiği beyan edilmiş ise de; ispat yükü kendisinde olan davacı yanın sadece faturaya dayanarak alacak talep edemeyeceği, fatura konusu hizmetin verildiğini de usulüne uygun delillerle ispat etmesi gerektiği, davacı yanca sunulan T.C. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü “Personel Görevlendirme Detay Raporu”na ilişkin olarak sunulun belgenin de faturaya konu hizmetin verildiğini ispatlamaya yeterli olmadığı (Benzer bir hususta bknz. İstanbul BAM 45 H.D.’nin 24/09/2020 tarih ve 2020/32 Esas-2020/6 Karar nolu kararı) ve sonuç olarak da, davacının icra takibi dayanağı yapılan faturalardaki hizmeti verdiğini usulüne uygun delillerle ispat edemediği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL ret karar ve ilam harcının peşin alınan 137,50 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 78,20 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-HMK 120. maddesi gereğince; varsa davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5-Dosyamız arasında bulunan, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasının karar kesinleştiğinde İADESİNE,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
7-HMK Yönetmeliğinin 58/1. Maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır