Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/542 E. 2020/42 K. 28.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/542 Esas
KARAR NO : 2020/42

DAVA : SÖZLEŞMENİN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 08/08/2019
KARAR TARİHİ : 28/01/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan sözleşmenin iptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesini özetle;müvekkili, davalı firmanın Türkiye distribütörü olarak uzun süre faaliyet göstermiş ve dijital baskı sektöründe kullanılan bir kısım mürekkep boyaların Türkiye pazarında satışını yaptığını, ancak davalının sözleşmeye aykırı haksız fiil ve haksız rekabet teşkil eden eylemleriyle müvekkil çok büyük zarara uğradığını, davalı şirket aleyhine distribütörlük sözleşmesinin haksız olarak feshi nedeniyle uğranılan zararların tazmini ve müvekkil tarafından verilen banka teminat mektubunun tahsilinin tedbiren durdurulması istemi ile açtığı davada İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesince 17.07.2018 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiğini, verilen bu karara karşı istinaf yoluna başvurulduğunu, müvekkilin imzaladığı 2 Nisan 2019 tarihli Sulh Protokolü ahlaka ayrı bir sözleşme olduğu için hükümsüzlüğünün tespitini ve iptalini, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden devam eden asıl dava ve birleşen davalarla ilgili işbu sulh protokolü gereğince zorunlu olarak sunulan feragat ve kabul dilekçeleri esas alınarak mahkemece verilen davanın reddi kararın hukuki dayanağının kalmayacak olması nedeniyle asıl dava ve birleşen davaların yargılamasının kaldığı yerden aynen devamını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

G E R E K Ç E /
Dava, taraflar arasındaki tek satıcılık sözleşmesi kapsamında açılan İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki ana ve karşı dava ile birleşen İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı davalarının dosyamız davacısının belli bir miktar para ödemesi ve davalının teminat mektubunu iade etmesi koşuluyla sulhen sonuçlandırılması noktasında 02/04/2019 tarihinde akdolunan Sulh Protokolünün iptali istemine ilişkindir.
7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü ile konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır. Kanunun lafzına bakıldığında “ve” bağlacı nedeniyle “alacak ve tazminat talebinin” aynı dava içerisinde ve birlikte talep edilmesi gerektiği gibi bir anlam çıkmaktaysa da bu hususun kanun koyucunun amaçladığı bir durum olarak yorumlanması mümkün görünmemektedir. Yine arabuluculuk dava şartı getirilirken kanun koyucu, talep veya dava türü ne olursa olsun “dava konusu bir miktar para alacağı” olan tüm talepler hakkında, alacaklı ve borçlu açısından bir ayırım yapılmadan ve bir sınırlama getirilmeden dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasını, dava şartı olarak düzenlemeyi amaçladığı sonucuna varılmıştır. Şöyle ki, “Alacak”, “İtirazın İptali”, “Tazminat”, “Menfi Tespit” ve dava konusuna göre somut olaydaki gibi “Sözleşmenin İptali” gibi talepler hukuken aynı kavramlar olmamakla, bu davalardaki talep sonuçları ile kurulacak hükümler de farklıdır. Ancak, tüm bu davalardaki dava konusu bir miktar para alacağıdır. Açılacak davanın yargılamanın seyrine ve dava sonucunda elde edilecek hukuki menfaate etkisi bakımından bahse konu davalar arasında esaslı bir fark bulunmamaktadır. Gerek menfi tespit, gerek istirdat, gerek itirazın iptali, gerek tazminat ve gerekse sözleşmenin konusuna göre sözleşmenin iptali talebi olsun tüm bu davaların ortak noktası “dava konusunun bir miktar para alacağı” olmasıdır. Bahse konu davalarda yalnızca tarafların talep sonucu ve mahkemelerce kurulacak hükümler birbirinden farklılık göstermektedir. Bu kapsamda arabuluculuk dava şartının “alacak” veya “tazminat” davalarıyla sınırlı olarak uygulanmasının kanun koyucunun iradesine aykırılık oluşturacağı değerlendirilmektedir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya dönülecek olursa; davanın konusu, taraflar arasındaki tek satıcılık sözleşmesi kapsamında açılan davaların sulhen sonuçlandırılması amacıyla düzenlenmiş sözleşmenin iptali istemine ilişkindir. İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyasındaki ana ve karşı dava ile birleşen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı davaları esasen belli bir miktar paranın ödenmesi sonucunu doğuran davalardır. 02/04/2019 tarihli Sulh Protokolünde taraflara açılmış bulunan davalardan feragat, davalı açısından teminatın iadesi ve davacı açısından da bir miktar paranın ödenmesi yükümlülüğü getirilmiştir. Eldeki davada kurulacak hüküm sözleşme yükümlülükleri kapsamında dolayısıyla belli bir miktar paranın ödenmesi veyahut ödenmemesi sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle 6102 Sayılı TTK’nın 5/A maddesi gereğince eldeki sözleşmenin iptali davası açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olmakla, davacı yanca arabuluculuk dava şartı yerine getirilmeden dava açıldığı dosya kapsamıyla sabit olduğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-7155 sayılı Kanunun 20. Maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi ve 7155 sayılı Kanunun 23 Maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca Arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın TTK’nun 5/A., 6325 sayılı Kanunun 18/A-2., HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile eksik yatan 10,00-TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğinin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .