Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/531 E. 2019/963 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/531 Esas
KARAR NO : 2019/963

DAVA : ŞİRKETİN İHYASI
DAVA TARİHİ : 05/08/2019
KARAR TARİHİ : 12/12/2019

Davacı vekili tarafından açılan; “Şirketin İhyası” davasının yapılan yargılaması sonunda;
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin davalı şirketin eski ortağı olduğunu, davalı şirketteki ortaklığının son bulduğuna ilişkin olarak Sakarya … Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla tespit davasının sürdüğünü, davalı konumunda bulunan … Şti’ nin re’ sen terkin edilmesi üzerine adı geçen şirketin ihyası bakımından dava açılmak üzere süre verildiğini, bu minvalde adı geçen şirketin ihyasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.

G E R E K Ç E /
Davada HMK 114 ve 116 madde de yer alan ilk itirazlar bakımından incelenecek bir itiraz bulunmadığı, uyuşmazlığın ticaret sicilden TTK Geçici 7.madde kapsamında terkin olunan şirketin ihyası gerekip gerekmediği noktasında toplandığı görülmüştür.
İhyası talep olunan şirket…Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı bulunmaktadır. Ticaret Sicilden celp edilen sicil dosyası ve cevabi yazı kapsamında; şirketin 6102 sayılı TTK Geçici 7. Maddesine göre 07/07/2014 tarihinde sicil kaydının belirtilen nedenle re’sen terkin edildiği anlaşılmaktadır.
Tasfiye ve terkin olunan ticaret şirketleri bakımından genel olarak yasal durum değerlendirildiğinde; eTTK 447. madde hükmü gereğince, tasfiye halinde bulunan şirketin tüm borçları ödendikten sonra, kalan mevcudu, esas sözleşmede aksine bir düzenleme mevcut değilse pay sahipleri arasında ödedikleri sermaye ve paylara bağlı imtiyaz hakları oranında dağıtılacağı öngörülmüştür. Keza tasfiye sonu ve dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK 543.maddesinde aynı yönde benzer ( borçlar ödendikten sonra önce ödenen pay bedellerinin iadesi yönündeki yeni hükmü dışında) benzer bir düzenleme yapılmıştır. Yine eTTK’nda doğrudan bir karşılığıda bulunmayan 6102 sayılı TTK’nun 547. maddesinde (Ek Tasfiye) başlığı ile; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebiyecekleri hükmüne yer verilmiştir. Anılan 547.madde hükmünün, eski TTK döneminde karşılığı bulunmayıp, ancak eski TTK döneminde uygulama ve içtihat yoluyla gerçekleştirilen ek tasfiye kararları yeni yasa (TTK) ile yasal bir dayanakta kazanmıştır. Keza anılan hüküm ile şirket ortaklarının da ek tasfiye isteminde bulunabilecekleri açıkça hüküm altına alınmıştır. TTK 547.maddesinde ek tasfiyeye dair yer alan bu düzenleme bakımından, kanunun gerekçesi incelendiğinde ilk tesbit edilebilecek olan hususun; öncelikle ek tasfiye kararının geçici bir tedbir kararı olduğu ve yeni bir hukuki durum meydana getirmediği hususlarına yapılmış olan vurgudur. Yine anılan madde gerekçelerinde ek tasfiyeyi gerektiren hallerin neler olabileceği, sınırlı sayıda olmaksızın gösterilmiş ve özellikli bu durumlar arasında; şirketin bir davada davalı olarak bulunması hali ek tasfiye kararı verilmesi için özellikli durumlar arasında sayılmıştır.
Keza 6335 sayılı Kanun’un 38.maddesi ile TTK’na eklenen Geçici 7. Madde bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içerisinde aşağıda belirtilen halleri tesbit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilden kayıtlarının silinmesinin, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılacağı hükmünü getirmiş ve bu haller beş bent halinde sayıldıktan sonra 4. Fıkrasında tasfiye ve terkin ve ilan yöntemi düzenlenmiş 15. Fıkrasında da; ticaret sicilden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanların haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebileceği hüküm altına alınmıştır.
Şirket hakkında Sakarya… Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla …Esas sayılı derdest davanın bulunduğu anlaşılmaktadır. İddia olunan konularda tespit davasınından kaynaklanan hukuki durumun sonuca bağlanması ve tüm sonuçlarıyla uyuşmazlığın tamamen sona erdirilmesi için şirketin ihyası gerektiği anlaşılmaktadır. Anılan dava konusuna bakıldığında, adına atılan sahte imzalar ve bu şekilde oluşturulan kayıtlarla, davacının şirket ortağı ve yöneticisi konumuna getirildiği iddiası mevcut olup, bu iddiaya konu uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması ve buna göre de şirketin ihyası zorunludur. Bu itibarla, sahteliği iddia olunan işlem tarihleri de dikkate alındığında, beş yıllık hak düşürücü sürenin uygulanmasının mümkün olmadığı ve mahkememize açılmış şirketin ihyası istemli davanın yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Diğer yandan davalı sicilin yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının mümkün olmayacağı, şirketin yeniden ihyası gerektiği, Geçici 7.madde kapsamında terkin kararı verilmiş olması karşısında terkin nedeniyle şirkete tasfiye memuru tayinine de mahal olmadığı, ticaret sicilden terkin olunan şirketin tüzel kişiliği son bulmuş olmakla,terkin olunan şirkete yöneltilen dava bakımından pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı kanaatine varılmış, diğer yandan davalı Ticaret sicilin yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının mümkün olmayacağı sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ / Gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davalı gösterilen şirket yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davanın diğer davalı yönünden KABULÜ ile, şirketin (… Müdürlüğü’nün… sicil numarasında kayıtlı …ŞTİ ) İHYASINA ve Ticaret sicilde TESCİL VE İLANINA,
3-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcı davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
4-Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım konumunda bulunduğundan aleyhine harç ve yargılama gideri takdirine YER OLMADIĞINA, Aynı nedenle davacı yararına vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın HMK 120 maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip