Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/529 E. 2023/85 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/529 Esas
KARAR NO:2023/85

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:02/08/2019
KARAR TARİHİ:07/02/2023

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile müvekkili şirket arasında 03/01/2018 tarihli … Kurumsal Hizmetler Çerçeve Sözleşmesi ve işbu sözleşmenin eki olan … Kurumsal Hizmetler Talep Formu akdedildiğini, anılan sözleşme ve talep formu ile davalı, müvekkili şirket tarafından sunulan hizmetlerden faydalanmaya başladığını, tarafların serbest iradeleri ile sözleşmeyi akdettiklerini ve bu sözleşme gereğince müvekkili şirket üzerine düşen edimlerini eksiksiz ve en iyi şekilde yerine getirdiğini, buna karşın davalı tarafın sözleşmeden ve sözleşmenin taahhüt süresinden önce feshedilmesinden doğan borçlarını halen ödemediğini, davalı şirketin sözleşme kapsamındaki, işlenecek faiz ve masraflar hariç olarak oluşturulan, cari hesap ekstresinden kaynaklanan 50.528,58 TL alacağı müvekkili şirkete sözleşme ile belirlenen şartlarda ve sürede ödemediği için, öncelikle davalıya 24/10/2018 tarihinde uyarı yazısı gönderildiğini, daha sonra borç uyarı yazısına rağmen ödenmediğini ve …. Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibi davalı borçlunun icra takibine yaptığı haksız ve kötü niyetli itiraz ile durduğunu, işbu davanın açılması zaruretinin doğduğunu, davalının haksız itirazlarının iptaline ve takibin kaldığı yerden devamına, davalı-borçlunun kötü niyeti sebebi ile %20’den az olmamak kaydıyla tazminata, işbu dava sonuçlanıncaya kadar borçluya ait menkul ve gayrimenkulleri ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının İİK 257. Maddesi ve devamında yer alan hükümler gereğince ihtiyaten haczine hükmedilmesini talep etme zorunluluğunun doğduğunu, …. Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına vaki borçlunun itirazının iptaline, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin arabuluculuk toplantısına katılmayan karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki dava yetkisiz mahkemede açılmış olduğunu, davanın reddini talep etmekte olduklarını, müvekkili şirketin itirazı temel ilişkiye söz konusu olmakla, temel ilişkiye itiraz mevcut iken bir para alacağından ve dolayısı ile götürülecek borçtan söz edilemeyeceğini, davacının dava konusu uyuşmazlığı götürülecek borç olarak niteleyerek davanın yetkili yerde açıldığı biçimindeki savunmalarına itibar edilmemesini talep ettiklerini, davanın öncelikle dava yetkisiz mahkemede açılmış olduğunu, müvekkili şirket adresi İstanbul Anadolu Adliyesi yargı çevresinde olduğundan davanın öncelikle bu nedenle yetki yönünden reddedilmesini talep etmekte olduklarını, davacı taraf müvekkili şirkete bir kısım hizmet sunduğunu ve bu nedenle alacaklı olduğunu iddia etse de salt fatura tanzimi, faturaya konu mal ya da hizmetin fatura muhatabına karşı ifa edildiğini ispata yetmemekte olduğunu, davacı tarafın haksız takibe konu ettiği faturalar nedeni ile müvekkili şirkete karşı mal ya da hizmet sunduğunu ispat etmesi gerekmekte olduğunu, nitekim bu yönde bir mal ya da hizmet ifası olmamakla, davacı yan bu konuda bir delil de ibraz edemediğini, davaya konu edilen faturalar müvekkili şirkete hiçbir zaman tebliğ edilmediği gibi, fatura münderecatını da hiçbir şekilde kabul etmemekte olduklarını, ilgili faturaların tebliği ardından fatura içeriğine dair itiraz haklarını saklı tutmakta olduğunu, yine müvekkili şirkete tebliğ edilmemiş olan haksız faturalar kapsamında faiz talebinde bulunulmuş olmasının da hiçbir hukuki temeli bulunmamakta olduğunu, kaldı ki asıl alacağa hak kazandığını ispat edemeyen davacının faiz alacağından da söz edilemeyeceğini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın öncelikle yetkili yer İstanbul Anadolu Adliyesi yargı çevresi olduğundan yetki yönünden, mümkün olmaması halinde ise esastan reddi ile müvekkil aleyhinde icra takibi yapmakta kötüniyetli olan davacı hakkında takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ile ücret-i vekaletin davacı yana yüklenmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava, Davacı alacaklı tarafça, davalı borçlu tarafa karşı faturalardan kaynaklı bakiye cari hesap alacağının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı borçlunun yapmış olduğu itirazların İİK 67. maddesi gereğince iptali isteminden ibarettir.
Taraf delilleri toplanmış, dava konusu icra dosyası celp edilmiş, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nden son 5 yıllık davalı şirketi temsile yetkili kişilerin kimler olduğunun bildirilmesi istenmiş, davalı şirketin çalışanlarının listesi ve ticaret sicil dosyası celp edilmiş, sözleşme üzerindeki imzaya yönelik imza incelemesi ve taraf ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi noktasında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası icra takip dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklı tarafından davalı borçluya karşı 51.130,71 TL asıl ve toplam alacak üzerinden 17/12/2018 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 09/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 14/01/2019 tarihinde UYAPTAN gönderilen itiraz dilekçesi ile takibe itirazı üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Grafoloji ve Sahtecilik Uzmanı Bilirkişi … tarafından sunulan 17/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; İnceleme konusu, … Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. İle … Kurumsal Hizmetleri Çerçeve Sözleşmesinde 03/01/2018 tarihli sözleşmede … Turizm kaşeleri üzerinde bulunan imzalar ile, davalı şirket yetkilisi …’a ait imzalarına kıyasla; imzada iç bukle dönüş şekilleri, imzada hatların yapılış teşkili, imzada karakteristik özellikler, imza kontrüksiyon teşkil yapısı, imzada bukle yapım özellikleri, imzada hız, imzada eğim, konum, ritm, alışkanlıklar yönünden ortak uyum ve benzerlikler sağlanamadığından … Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. İle … Kurumsal Hizmetleri Çerçeve Sözleşmesinde 03/01/2018 tarihli sözleşmede … Turizm kaşeleri üzerinde bulunan imzaların, davalı şirket yetkilisi …’ın (…) eli ürünü olmadığı, görüş ve kanaatine varıldığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Muhasebe ve Finansman uzmanı Bilirkişi Fatih Yiğit tarafından sunulan 29/10/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davacı tarafın 2018 yılına ait ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğunu, davalı tarafça ticari defter ve kayıtların ibrazından kaçınıldığını, dava konusu icra takibinin dayanağı hesap ilişkisinin 2018 yılındaki faturalar ve ödemelerden oluştuğunu, davacı şirket tarafından 133.909,99 TL toplam tutarlı 12 adet faturanın düzenlenerek ticari defterlerine kaydedilmiş olduğunu, davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı davalı tarafından yapılan toplam 83.381,41 TL tutarındaki ödemenin bulunduğunu, başka bir ödeme yapılmış ise ispat yükü davalı taraf üzerinde olduğunu, davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı toplam 133.909,99 TL tutarındaki faturalar ile 83.381,41 TL tutarındaki davalı ödemelerinin dikkate alınması neticesinde, 18/12/2018 takip tarihi itibariyle davacının 50.528,58 TL alacaklı göründüğünün tespit edildiğini, her ne kadar faturalar içeriğindeki mal veya hizmetin teslim edildiğine ilişkin ispat yükü yerine getirilmemiş olsa da 6100 sayılı HMK m. 222/3 “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter ve kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir” hükmüne istinaden yapılan ihtara rağmen davalı taraf ticari defter ve kayıtlarının sunulmamış olması nedeniyle usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş olan davacı şirket ticari defter kayıtları, sahibi lehine delil olarak kabul edilerek 18/12/2018 takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 50.528,58 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporlarının bir bütün olarak değerlendirilmesinde;
Dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası icra takip dosyası ile, davacı alacaklı tarafından davalı borçluya karşı 51.130,71 TL asıl ve toplam alacak üzerinden 17/12/2018 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 09/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 14/01/2019 tarihinde UYAPTAN gönderilen itiraz dilekçesi ile takibe itirazı üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı alacaklı tarafça, davalı tarafın icra takibindeki, borca, sözleşmedeki imzaya, faize, yetkiye yönelik olarak itirazların haksız olduğu ileri sürülerek itirazın iptali, takibin devamı ve davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiştir.
Davalı borçlu tarafça, icra takibinde, itiraz dilekçesi ile, borca, faize, ferilerine, sözleşmedeki imzaya ve icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olduğu, cevap dilekçesi ile de, davanın yetkisiz mahkemede açıldığı, davacı alacaklı tarafa borçlarının olmadığı, faturalardan doğan alacak noktasında ispatın davacıda olduğunu savunularak davanın reddi ile, davalı leline kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin talep edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca itirazın iptali davası, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılacaktır. Eldeki davanın 1 yıllık yasal sürede açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça icra dairesinin ve mahkememizin yetkisine yönelik itirazda bulunulmuş ise de, tarafların tacir olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 16.5 maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlıklarda İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun düzenlendiği anlaşılmakla mahkememizin ve icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında kural olarak ispat külfeti öncelikli olarak davacı alacaklı tarafa ait olup, taraflar arasındaki ilişkinin ve alacağın varlığının ispatlanması gerekmektedir. Bu ispat yerine getirildiği takdirde ispat külfeti davalı borçlu tarafa geçecek ve borcun istenebilir olmadığını, ödendiği hususlarını ispat etmesi gerekecektir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2).Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın 2. Fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz (HMK 222/3). Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
TTK’nun 21/2 maddesine göre, bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeri kabul etmiş sayılır.
Somut olayda, davalı tarafça, taraflar arasında imzalanan 03.01.2018 tarihli sözleşmedeki imzaya itiraz edilmiş ve mahkememizce alınan Grafoloji ve Sahtecilik uzmanı bilirkişi raporuna göre, sözleşmedeki imzanın sözleşme tarihindeki şirket yetkilisi …’a (…) ait olmadığı tespit edilmiş, sözleşmede imzası bulunan İrfan Yalın’ın 23.02.2017 tarihine kadar davalı şirketin ortağı ve yetkilisi olarak görev yaptığı, sözleşme tarihinde şirketin yetkilisi olmadığı, sözleşme tarihinde yetkisiz temsil durumu söz konusu olduğu anlaşılsa da, alınan Muhasebe ve Finansman uzmanı bilirkişi raporuna göre, sözleşme kapsamında davacı şirket tarafından düzenlenen 133.909,99 TL toplam tutarlı 12 adet fatura nedeniyle davalı tarafından toplam 83.381,41 TL tutarında ödeme yapıldığı, bu haliyle sözleşmeye onay verildiği anlaşılmakla ve değerlendirilmekle, davalı yanın sözleşmeye ve sözleşmedeki imzaya itirazına itibar edilmemiş, sözleşmenin davalı tarafı bağlayacağı (TBK 46. Madde) değerlendirilmiştir.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan ve karar vermeye uygun bulunan Muhasebe ve Finansman uzmanı bilirkişi raporuna göre; Taraflar arasında 03.01.2018 tarihli sözleşmenin imzalandığı; Davacı tarafın 2018 yılına ait ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, delil niteliğine haiz olduğu, davalı tarafça ticari defter ve kayıtların ibrazından kaçınıldığı, dava konusu icra takibinin dayanağı hesap ilişkisinin 2018 yılındaki faturalar ve ödemelerden oluştuğu, davacı şirket tarafından 133.909,99 TL toplam tutarlı 12 adet faturanın düzenlenerek ticari defterlerine kaydedilmiş olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı davalı tarafından yapılan toplam 83.381,41 TL tutarındaki ödemenin bulunduğu, davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı toplam 133.909,99 TL tutarındaki faturalar ile 83.381,41 TL tutarındaki davalı ödemelerinin dikkate alınması neticesinde, davacı tarafın kendi ticari defter ve kayıtlarına göre, takip tarihi itibariyle davalıdan 50.528,58 TL alacaklı olduğu; 6100 sayılı HMK m. 222/3 hükmüne istinaden yapılan ihtara rağmen davalı taraf ticari defter ve kayıtlarının sunulmamış olması nedeniyle usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş olan davacı şirket ticari defter kayıtlarının sahibi lehine delil olarak kabul edilebileceği anlaşılmakla ve değerlendirilmekle; Davacının takip tarihi itibarı ile davalıdan 50.528,58 TL alacaklı olduğu, bu miktar yönüyle davacı tarafın üzerine düşen ispat külfetini yerine getirdiği, fazlaya dair isteminin yerinde olmadığı,50.528,58 TL alacak yönüyle davalının itiraz ve savunmalarının yerinde olmadığı, bir ödeme iddiası ve ispatının olmadığı, bu alacağa tarafların tacir olması karşısında takip tarihinden itibaren avans faizi talep edilebileceği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Bu nedenlerle; Davanın Kısmen Kabulü ile; Davalı borçlunun dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 50.528,58 TL asıl ve toplam alacak yönünden kısmen iptaline, Takibin 50.528,58 TL asıl alacak üzerinden ve bu asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranında avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, Fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
Ayrıca alacak likit olduğundan ve davalı itirazında kabul edilen miktar yönüyle haksız bulunduğundan hükmolunan 50.528,58 TL alacağın %20 oranında hesap ve takdir edilen 10.105,71 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, takibin kötü niyetle yapıldığı hususu davalı tarafça ispatlanamadığından, bu kapsamda dosya kapsamında bir delil bulunmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Bu kapsamda aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; Davalı borçlunun dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 50.528,58 TL asıl ve toplam alacak yönünden KISMEN İPTALİNE, Takibin 50.528,58 TL asıl alacak üzerinden ve bu asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranında avans faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
Fazlaya dair istemin REDDİNE,
2-Hükmolunan 50.528,58 TL alacağın %20 oranında hesap ve takdir edilen 10.105,71 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
3-Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
4-Alınması gereken 3.451,61-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 873,19-TL’nin mahsubu ile bakiye 2.578,42-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, davacı tarafından peşinen karşılanan 873,19-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı parası, 238,20 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.282,60 yargılama masrafının tamamının, davalı tarafın arabuluculuk görüşmelerine mazeretsiz olarak katılmadığı hususu da dikkate alınarak, davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, fazlasının kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı tarafından 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.000,0‬0 yargılama masrafı yapılmış ise de davalı tarafın arabuluculuk görüşmelerine mazeretsiz olarak katılmadığı hususu da dikkate alınarak, bu masrafın tamamının, davalının kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesap ve takdir edilen 602,13-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
9-Davalı tarafın zorunlu arabuluculuk toplantısına mazeretsiz olarak katılmadığı anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
10-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/02/2023

Katip …
 e-imzalıdır

Hakim …
 e-imzalıdır