Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/510 E. 2023/409 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/510 Esas
KARAR NO:2023/409

DAVA:Alacak(İşçinin Rekabet Yasağına Aykırı Davranışından Kaynaklanan Cezai Şart Alacağı )
DAVA TARİHİ:20/05/2015

BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … SAYILI DOSYASI
DAVA:Davranışından Kaynaklanan Cezai Şart Alacağı)
DAVA TARİHİ:20/05/2015
KARAR TARİHİ:16/05/2023

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak(İşçinin Rekabet Yasağına Aykırı Davranışından Kaynaklanan Cezai Şart Alacağı ) dava ve birleşen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili bünyesinde Portföy Yetkilisi olarak 28.09.2007 tarihinden itibaren çalışmaktayken 15.04.2014 tarihli dilekçesi ile istifa ettiğini, müvekkili firmadan istifa eden … ile beraber 24.03.2014 tarihinde … … Ltd.Şti.’yi kurduklarını, müvekkili şirketin portföyündeki bir kısım fonların davalı tarafından … Sigortaya devrolunduğunun taraflarınca tespit edildiğini beyanla şimdilik 9.000 TL cezai şart alacağının, hukuka aykırılığın tespit edildiği tarihten itibaren işlemiş avans faizi ile birlikte tahsilini ve şimdilik 1.000 TL tutarında kıdem tazminatının davalıya ödendiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı yana yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı … vekili tarafından Mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı şirkette çalışırken yüksek fon değerine sahip olan müşterilerle çalıştığım, bu sebeple müşterilerin cep telefonu numaralarını, kimlik numaralarını, ev adreslerini bildiğini, ticari sır niteliğinde yer alan bu bilgilerin davalının elinde olduğunun açık olduğunu, davacının ticari sır niteliğindeki bilgilerinin korunabilmesi için Rekabet Yasağı Ticari Sırların Saklanması Hakkında anlaşmanın 5. Maddesinde “Aracının hizmet verdiği … Müşterilerinden % 10 adedinin veya müşteri birikim tutarından % 10 kadarının rakip şirketlerden herhangi birine geçmiş olması sözleşmenin ihlali ve iş bu sözleşmede yer alan hükümlere aykırılık kabul edildiğini, aracı … müşterisinin birikim tutarının % 50’sı oranında cezai şart ödemeyi kabul ve maddenin 2. Paragrafında …’nın cezai şarta aykırı davranışı halinde cezai şartı aşacak şekilde zarara uğraması halinde Aracı’ın cezai şartı aşan kısmından da yükümlü olduğunun düzenlendiğini; davalının aracılık ettiği toplam fon değerinin 7.079.434,-TL olduğunu, davalının aracılık ettiği sözleşmelerin toplam 1.554,584,-TL olan toplam 30 adet poliçenin davalının iş akdinin feshinden sonra acentesi olduğu … Sigortaya transfer edildiğini, bu şekilde başka sigorta şirketlerine transfer edilen fon değerinin davalının aracılık ettiği toplam ton tutarının %10’undan fazlasını teşkil ettiğini, davalının Rekabet Yasağı Ticari Sırların Saklanması Hakkında Anlaşmasını ihlal ettiğini, anlaşmanın 5. Maddesine göre böyle bir ihlal halinde aktarılan birikim tutarının %50 si oranında ceza şart öngörülmüş olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 9.000-TL lik ceza şart alacağının ve şimdilik 1.000 TL kıdem tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalının müvekkili bünyesinde Portföy Yetkilisi olarak 20.07.2010 tarihinden itibaren çalışmaktayken 26.03.2014 tarihli dilekçesi ile istifa ettiğini, müvekkili firmadan istifa eden … ile beraber 24.03.2014 tarihinde … … Ltd.Şti.’yi kurduklarını, müvekkili şirketin portföyündeki bir kısım fonların davalı tarafından … Sigortaya devrolunduğunun taraflarınca tespit edildiğini beyanla şimdilik 9.000 TL cezai şart alacağının, hukuka aykırılığın tespit edildiği tarihten itibaren işlemiş avans faizi ile birlikte tahsilini ve şimdilik 1.000 TL tutarında kıdem tazminatının davalıya ödendiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı yana yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı … vekili tarafından Mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davacının davasının niteliği itibariyle İş Mahkemelerinin görevli olduğunu, davalının 15 yılı aşkın süredir çalışması nedeniyle ödenmesi gereken kıdem tazminatını davacı tarafın geri istediğini, kıdem tazminatının miktarı belirli olduğundan belirsiz alacak davası açılamayacağım, bu nedenle eksik harcın tamamlatılmasına karar verilmesini, yine diğer talep yönünden de açık ve kesin olarak cezai şart miktarının belirlenebilir olması sebebi ile belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacının, iş akdi devam ederken mevzuata ve iş sözleşmesine aykırı olacak şekilde şirket kurduğu iddiasının asılsız olduğunu, işten ayrılma tarihinin 22.03.2014 şirketin tescil tarihinin 22.04.2014 olduğunu, davacı işverene ait bazı bireysel emeklilik poliçelerinin davalının kurucusu olduğu şirket aracılığı ile … Sigortaya transfer edildiğinin doğru olduğunu, bunun normal bir işlem olduğunu, birçok başka poliçelerin de diğer sigorta şirketlerine transfer edildiğini, müşterilerin talebi ile işlem yapıldığını, davalının tüm çalışanlarına mobing ve kovma tehdidi ile imzalatıldığını, metnin hukuken geçerli olmadığım, davacının açmış olduğu bir çok işe iade davasında söz konusu anlaşmanın geçersiz olduğu yönünde kararlar olduğunu, davalının bireysel emeklilik poliçe uzmanı olduğunu, uzun yıllar davacı şirkette çalıştığını), işten ayrıldıktan sonrada bilgi sahibi olduğu işe devam ettiğini, poliçe yaptıracak kişilerin davalıyı seçmelerinin doğal olduğunu, davacının sigorta konusunda ülke genelinde büyük şirketlerden birisi olduğunu, sigorta poliçelerinin diğer şirketlere transferinin engellenmesi için korkutucu metinlerle işçi çalıştırdığını, işçi olarak çalıştırdığı kişilerin bilgi sahibi oldukları alanda çalışmalarını engellemek için hukuken geçersiz şartların yer aldığı metinler imzalattığını, imzalamayanları işten çıkardığını, bu davranışın serbest rekabet koşullarını olumsuz etkilediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Asıl dava ve birleşen dava, işçinin rekabet yasağına aykırı davrandığı iddiasına dayalı cezai şart alacağı istemlerine ilişkindir.
Mahkememizce … sayılı 21/11/2017 tarihli kararı ile, “Talep; asıl ve birleşen davalarda sözleşmeye aykırılık nedeniyle cezai şartın tahsili istemine ilişkindir. Davacı yanın asıl ve birleşen davalarda kıdem tazminatına ilişkin istemleri bakımından dosya tefrik edilmiş ve mahkememizin … Esasına kaydedilen bu talep yönünden asıl ve birleşen davalar bakımından, İş Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davalıların görev yönünden usulden reddine karar verilmiş, asıl ve birleşen davalardaki cezai şart talepleri bakımından yargılamaya devam olunmuştur. Asıl davada davalı …’in davacı şirket bünyesinde 2007 Eylül ayından itibaren portföy yetkilisi olarak çalışmaya başladığı ve 2014 Nisan ayında tüm özlük haklarının ödenmesi talebiyle iş akdini fesh etmek istediğini bildirerek özlük hakları ödenerek işten ayrıldığı, birleşen davada da davalı …’ın 2010 yılı Temmuz ayından itibaren davacı şirket bünyesinde yine portföy yetkilisi olarak çalışmakta iken, portföy yetkilisi olarak yaptığı işlerin yorgunluk ve strese yol açtığı gerekçe gösterilip iş akdini fesh etmek istediğini bildirdiği ve talebi doğrultusunda beden tazminatı ödenmek suretiyle 2014 Mart ayında işten ayrıldığı, davacı ile her iki davalı arasında Rekabet Yasağı Ticari Sırların Saklanması hakkında anlaşma imzalandığı ve bu anlaşmaların 5. Maddesine göre (aracının hizmet verdiği … müşterilerinden %10 adedinin ve/veya müşteri birikim tutarından %10 kadarının rakip şirketlerden herhangi birine geçmiş olması sözleşmenin ihlali ve iş bu sözleşmede yer alan hükümlere aykırılık kabul edilecektir. İşbu halde Aracı …’nın uğramış ve uğrayacağı zararların tazmin etmekle yükümlü olup üçüncü kişilerle paylaşılan bilginin ait olduğu … müşterisinin birikim tutarının %50’si oranında cezai şart ödeneği kabul ve taahhüt eder) hükmüne yer verildiği ve 5.2 maddede de Aracının …’nın cezai şartı aşacak şekilde zarara uğraması halinde, cezai şartı aşan kısmından da yükümlü olduğu ifade edilmiştir. Asıl davada, davalının Aracılık ettiği toplam fon değeri 7.079.434 TL, Aracılık ettiği sözleşmelerin toplam fon değeri 1.554.584 TL olan 30 adet poliçenin, davalının iş akdinin feshinden sonra davalının acentesi olduğu … Sigortaya transfer edildiği, başka şirketlere aktarılan fon değerinin davalının Aracılık ettiği fon birikim tutarının %10’undan fazlasını teşkil etmesi karşısında anılan sözleşme hükmünün ihlal edildiği, birleşen davada da sözleşmenin aynı hükmüne nazaran davalının Aracılık ettiği toplam fon değerinin 1.733.814 TL ve Aracılık ettiği sözleşmelerin toplam fon değeri 631.657 TL olan 14 adet poliçenin yine davalının iş akdinin feshinden sonra, davalının acentesi olduğu … Sigortaya transfer edildiği anlaşılmaktadır. Bu hususta Emeklilik Gözetim Merkezinin cevabi yazıları ile de sabit olup ayrıca da İstanbul Ticaret Sicil kayıtlarında da … Ltd. Şti’nin davalıların kurucu ortaklığı ile ana sözleşmesinin 22/04/2014 tarihinde tasdik edildiği ve 24/04/2014 tarihinde de tescil edildiği, şirketin imza yetkilisinin de on yıl süre ile … olarak belirlendiği görülmektedir. Rekat Yasağı Sözleşmesi işçinin iş ilişkisi sebebi ile işverenin müşterilerine nüfuz etmesi veya iş sırlarına vakıf olması sebebiyle, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra belirli bir faaliyet alanında, belirli bir coğrafi bölgede ve belirli bir zaman dilimi içerisinde işin işverenle rekabet teşkil edecek davranış içerisine girmesini yasaklayan yazılı bir sözleşme mahiyetinde olup, Türk Borçlar Kanunu’nun 444. Maddesinde Rekabet Yasağı Sözleşmesi yukarıda belirtilen tanımlama kapsamında düzenlenmiş olup, madde de müşteri çevresi ibaresine de ayrıca yer verilmiş olduğundan, iş sırrı mahiyetinde olmayan müşteri çevresi de anılan yasal düzenleme ile koruma altına alınmıştır. Müşteri çevresinin çalışan tarafından tanınması ve bu müşteri bilgilerinin dışarıdan kolaylıkla temin edilemeyecek bilgiler mahiyetinde olması, işçinin vakıf olduğu bu bilgilerin işverene zarar veribilecek nitelikte olması dikkate alındığında yukarıdaki davalıların saptanan konum ve elimlerine nazaran Rekabet Yasağı Sözleşmesinde öngörülen şartların gerçekleştiğinin de kabulü gerekir. Davacının önceki çalışanları olan davalı işçiler tarafından kurulan şirketin davacı işverenle aynı alanda faaliyet göstermesi, davacı şirkete rakip olması, aynı işi yapıyor olmaları ve müşteri transferleri karşısında bu eylemler rekabet yasağının ihlali mahiyetindedir. Türk Borçlar Kanunu 445. madde de, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlem türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremeyeceği ve rekabet yasağının özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamayacağı hüküm altına alınmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin ilgili maddesinde işçinin fiiline dayalı bir şart değil, müşteri veya fon azalması şeklinde meydana gelebilecek bir sonuçtan hareketle düzenleme yapılmış olduğu ve keza bireysel emeklilik sisteminde müşterilerin aktarım-transfer yapmalarının her zaman işçinin rekabet yasağını ihlal eden davranışlarından kaynaklandığını söylemenin de mümkün olmaması, ticari nedenler veya bireysel öngörülerinde müşterinin aktarım yapmasına yol açabilecek olması karşısında salt müşteri veya fon azalmasının rekabet yasağının ihlali olarak değerlendirilmesi, işçinin kendi tutumundan kaynaklanmayan aktarımlardan da sorumlu tutulabilmesi gibi olumsuz bir sonuca yol açabilecektir. Ancak asıl ve birleşen davalara konu somut olay değerlendirildiğinde davalılarının fiillerinin rekabet yasağının ihlali mahiyetinde olduğu kabul edilmelidir. Davacı şirketten diğer emeklilik şirketlerine doğru meydana gelen fon ve müşteri akışı davalıların işlemlerinden kaynaklanmıştır. Açıklanan bu sebeplerle asıl ve birleşen davalarda, sözleşmede kararlaştırılan cezai şart koşullarının oluştuğu kanaatine varılmış ve davanın kabulü yönünde aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
Davalı vekili tarafından istinaf talebi bulunması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 2018/1152 esas ve 2019/829
karar sayılı 13/06/2019 tarihli kararı ile “İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, davalı … in işveren şirkette portföy yetkilisi olarak 28.09.2007 tarihinde, davalı … ın da 20.07.2010 tarihinde işe başladığını, davalı … in kendi isteğiyle 15.04.2014 tarihinde, davalı … ise 26.03.2014 tarihinde istifa ile feshederek işten ayrıldığını, akabinde davacı ile aynı alanda faaliyet gösteren … Limited Şirketini kurduklarını, müvekkil şirketin portföyündeki bir kısım fonları … … Şirketi acentesi olarak rakip sigorta şirketine devrini sağladıklarını ileri sürerek taraflar arasında imzalanan Rekabet Yasağı Ticari Sırların Saklanması başlıklı sözleşmenin 3. ve 4. maddesinde düzenlenen hükümlerine aykırı davrandığını iddia ederek sözleşmenin 5. Maddesi uyarınca fazlaya ilişkin hakları saklı olmak kaydıyla 9.000’er TL cezai şartın tahsilini istemiştir. Ayrıca, cezai şart alacağı yanında davalılara ödenen kıdem tazminatlarının da tahsili istenmiştir. Mahkemece cezai şart alacağı yönünden asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar vekili istinaf kanun yoluna başvvurmuştur. Davaya ve istinafa konu alacak iddiası, işçinin rekabet yasağı ihlalinden kaynaklanan cezai şart alacağına ilişkindir. Alacak hakkında hüküm verebilmek için öncelikle alacağın miktarının tespiti gerekir. Dosyada ve alınan rapor içeriğinde böyle bir tespit yapılmamıştır. Cezai şart alacağının neye göre hesaplanacağı sözleşmenin 5. maddesinde belirtilmiş olup, bu hesaplamaya yetecek donelerin de dosyaya celp edilmediği anlaşılmaktadır. Alacağın miktarı hesaplanmadan ve TBK’nın 182/son maddesinin resen değerlendirileceği gözetilmeden, davanın kısmi dava olduğu gözetilmeden verilen bu kararın HMK’nın 297. maddesindeki unsurları taşıyan ve istinaf denetimine elverişli bir karar olduğundan söz edilemez. Bu nedenlerle esasa ilişkin istinaf nedenleri bu aşamada incelenmeksizin ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın HMK’nın 353/1.a.6.maddesi uyarınca ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verildi.” gerekçesiyle mahkememizce verilen karar kaldırılmış ve yeniden yargılama yapılmak üzere mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememiz İstinaf Mahkemesi kararı ile bağlı olduğundan İstinaf Mahkemesi kaldırma kararı doğrultusunda araştırmalar yapılmış, ilgili kurumlara müzekkereler yazılmış, bilirkişi heyetinden ek raporlar alınmıştır.
Bilirkişi heyetinden alınan 18/02/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Dava dosyası içeriğinde sadece aşağıdaki bilgi mevcut olduğunu, davacı beyanına göre davalıların iş akdinin feshinden sonra öncesinde davcı bünyesinde gerçekleştirilen sonrasında başka sigorta şirketi tarafından sigorta poliçelerinin aşağıda ki gibi olduğunu, dava dilekçesi ekine göre Davalı … uhdesindeki davalı fon büyüklüğünün %20,56 oranındaki kısmını; … ise kendi uhdesindeki davalı fon büyüklüğünün %23,06 oranındaki kısmını rakip şirkete taşıdığını, taraflar arasında düzenlenen “rekabet Yasağı Ticari Sırların Saklanması Hakkında Anlaşma” nın 5. maddesi aşağıdaki gibi olduğunu, aracının hizmet verdiği … müşterilerinden %10 (Yüzde on) adetinin ve/veya müşteri birikim tutarından 10 (Yüzde on) kadarının rakip şirketlerden herhangi birine geçmiş olması sözleşmenin ihlali ve bu sözleşmede yer alan hükümlere aykırılık kabul edileceğini, …’nın uğramış olduğu ve uğrayacağı zararları tazmin etmekle yükümlü olduğunu, üçüncü kişilerce paylaşılan bilginin ait olduğu … müşterisinin birikim tutarının %50’si oranında cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt eder. Aracı sözkonusu cezai şartın sözleşme hüküm ve şartlarına uygun ve makul olduğunu, mahkeme hükmüne gerek kalmaksızın … trafından ilk talep edildiği tarihte nakden ve defaten ödemeyi kabul ve taahhüt edeceğini, …’nın, Aracının ticari sır saklama ve rekabet yasağına aykırı davranışı halinde cezai şartı aşacak şekilde zarara uğraması halinde Aracı’nın cezai şartı aşan kısım için yükümlülüğü doğacağını, aracı’nın ticari sır saklama ve rekabet yasağına aykırı davranışı halinde Aracı sözleşmeye aykırı davranışına derhal son vermekle yükümlüdür.” ilgili madde hükmüne göre davalıların davacı müşterilerinden kaç adedine ve ne kadar müşteri birikiminin yeni sigorta şirketine taşıdıkları ve yeni şirket adına poliçe düzenledikleri bilgilerine ihtiyaç olacağını, müşteri adedi ve müşteri birikim tutarlarının dava dilekçesi ekinde yer almasına karşın bu bilgilerin davalı kayıtları üzerinden teyidine ihtiyaç duyulmakta olduğunu, ancak yukarıdaki poliçelerden kaynaklı ve madde hükmüne göre cezal şart tutarının hesaplanabilmesi davalı yana ait olan acente kayıtları üzerinden hesaplanabilmesi mümkün olacağını, Sayın Mahkemenizin heyetine verdiği “dava dışı … Ltd. şirketlerinin kayıtları üzerinde dosya kapsamındaki sözleşme ve değerlendirilmek suretiyle istinaf kaldırma kararı da ayrıca dikkate alınarak talep edilebilecek cezai şart bedelinin (TBK’nın 182 son maddesine göre değerlendirme yapılmaksızın bu husustaki değerlendirmenin mahkememize bırakılarak) hem asıl hem de birleşen dosya yönünden hesaplanmasının istenilmesine,..” görevi kapsamında davalılardan … hissedarı olduğu … Ltd. Şti. defter ve belgeleri talep edildiğini, daha sonrasında davalı vekili Av. …’tan müteaddit defalar ilgili şirketin defter ve belgeleri talep edildiğini, davalı vekili “dava aşamasında kendi aleyhlerine delillerin genişletilemeyeceği” prensibinin sözkonusu olduğu gerekçesi ile defter ve belge ibrazından kaçındığını, bu aşamada Sayın Mahkememiz tarafından Mahkememiz uhdesine defter ve belgelerin temin edilebileceği kanaatine varıldığı, dava dışı … Ldt. Şti.’nin defter ve belgeleri heyetlerine ibraz edilmediğini, bu sebeple cezai şart tutarının hesaplanamadığını, Mahkememizin talebi ile dava dışı şirketin defter ve belgelerinin Mahkemeye ibrazı halinde ilgili incelemelerin mümkün olabileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dava dışı … Ldt. Şti’ne müzekkere yazılarak ticari defter ve kayıtlarını sunması istenmiş, müzekkere cevabında ticari defter ve kayıtların bulunduğu yer bildirilmiştir. Bilirkişi heyetine yerinde inceleme yetkisi verilerek ek rapor tanzimi istenilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 15/12/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Dava dosyası içeriğinde sadece aşağıdaki bilgi mevcut olduğunu, davacı beyanına göre davalıların iş akdinin feshinden sonra aşağıda yer alan sözleşmeleri davalı uhdesinden çıkararak başka sigorta şirketi tarafından poliçelendirdiklerini, dava dilekçesi ekine göre Davalı … uhdesindeki davalı fon büyüklüğünün %20,56 oranındaki kısmını; … ise kendi uhdesindeki davalı fon büyüklüğünün %23,06 oranındaki kısmını rakip şirkete taşıdığını, taraflar arasında düzenlenen “rekabet Yasağı Ticari Sırların Saklanması Hakkında Anlaşma” nın 5. maddesi aşağıdaki gibidir: “5. Cezai Şart Aracının hizmet verdiği … müşterilerinden % 10 (Yüzde on) adetinin ve/veya müşteri birikim tutarından % 10 (Yüzde on) kadarının rakip şirketlerden herhangi birine geçmiş olması sözleşmenin ihlali ve bu sözleşmede yer alan hükümlere aykırılık kabul edileceğini, işbu halde aracı; …’nın uğramış olduğu ve uğrayacağı zararları tazmin etmekle yükümlü olduğunu, üçüncü kişilerce paylaşılan bilginin ait olduğu … müşterisinin birikim tutarının % 50’si oranında cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt edeceğini, aracı sözkonusu cezai şartın sözleşme hüküm ve şartlarına uygun ve makul olduğunu, mahkeme hükmüne gerek kalmaksızın … trafından ilk talep edildiği tarihte nakden ve defaten ödemeyi kabul ve taahhüt edeceğini, …’nın, Aracının ticari sır saklama ve rekabet yasağına aykırı davranışı halinde cezai şartı aşacak şekilde zarara uğraması halinde Aracı’nın cezai şartı aşan kısım için yükümlülüğü doğacağını, aracı’nın ticari sır saklama ve rekabet yasağına aykırı davranışı halinde Aracı sözleşmeye aykırı davranışına derhal son vermekle yükümlüdür.” dava dışı … Ltd. Şti. defter kayıtlarında poliçe tutarları hesaplanamamakla birlikte davalıların ortak olduğu söz konusu acente 2014 ve 2015 yıllarında Axa Sigorta A.Ş. nin acaentesi olduğunu, acentenin sigorta şirketinden elde ettiği prim tutarı 2014 yılında 219.304,66 TL, 2015 yılında 345.831,01 TL dava dışı şirketin yasal defter kayıtlarında sözleşme yenilemelerinden aldığı prim tutarları hesaplanamamakla beraber davacının iddia ettiği sözleşmlerin … sigorta bünyesine aktarıldığı hususunda tarafların aksi beyanı söz konusu olmadığını, söz konusu sözleşmelerin başka acenteye devrinde prim alınıp alınmadığı hususu dava kapsamında değerlendirilmediğini, ancak dava dışı acentenin sigorta şirketinden aldığı primler tüm prmler ile birlikte acente kayıtlarında toplu tahsilatlar şeklinde yer aldığını, sözkonusu sözleşme hükümlerine göre davalıların sorumluluğu aşağıdaki şekilde hesaplandığını, davalı …’in aktarılan 30 adet sözleşmede sözleşme tutarının 1.455,249,34 TL cezai şart tutarının 727.624,67 TL, davalı …’ın aktarılan 14 adet sözleşmede sözleşme tutarının 399.839,35 TL cezai şart tutarının 199.919,68 TL hesaplandığı, sonuç olarak, dava dışı … Ltd. Şti’nin defter ve belgeleri heyete ibraz edildiğini, davalıların aleyhine hesaplanan cezai şart tutarının … açısından 727.624,67 TL, … açısından 199.919,68 olarak hesaplandığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve bilirkişi heyeti kök ve ek raporları bir bütün olarak değerlendirilmiştir. Buna göre;
Asıl ve birleşen davalarda talep, işçinin rekabet yasağına aykırı davrandığı iddiasına dayalı cezai şart alacağı istemlerine ilişkindir. Davacı yanın asıl ve birleşen davalarda kıdem tazminatına ilişkin istemleri bakımından dosya tefrik edilmiş ve mahkememizin … Esasına kaydedilen bu talep yönünden asıl ve birleşen davalar bakımından, İş Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davalıların görev yönünden usulden reddine karar verilmiş, asıl ve birleşen davalardaki cezai şart talepleri bakımından yargılamaya devam olunmuştur. Asıl davada davalı …’in davacı şirket bünyesinde 2007 Eylül ayından itibaren portföy yetkilisi olarak çalışmaya başladığı ve 2014 Nisan ayında tüm özlük haklarının ödenmesi talebiyle iş akdini fesh etmek istediğini bildirerek özlük hakları ödenerek işten ayrıldığı, birleşen davada da davalı …’ın 2010 yılı Temmuz ayından itibaren davacı şirket bünyesinde yine portföy yetkilisi olarak çalışmakta iken, portföy yetkilisi olarak yaptığı işlerin yorgunluk ve strese yol açtığı gerekçe gösterilip iş akdini fesh etmek istediğini bildirdiği ve talebi doğrultusunda beden tazminatı ödenmek suretiyle 2014 Mart ayında işten ayrıldığı, davacı ile her iki davalı arasında Rekabet Yasağı Ticari Sırların Saklanması hakkında anlaşma imzalandığı ve bu anlaşmaların 5. Maddesine göre (aracının hizmet verdiği … müşterilerinden %10 adedinin ve/veya müşteri birikim tutarından %10 kadarının rakip şirketlerden herhangi birine geçmiş olması sözleşmenin ihlali ve iş bu sözleşmede yer alan hükümlere aykırılık kabul edilecektir. İşbu halde Aracı …’nın uğramış ve uğrayacağı zararların tazmin etmekle yükümlü olup üçüncü kişilerle paylaşılan bilginin ait olduğu … müşterisinin birikim tutarının %50’si oranında cezai şart ödeneği kabul ve taahhüt eder) hükmüne yer verildiği ve 5.2 maddede de Aracının …’nın cezai şartı aşacak şekilde zarara uğraması halinde, cezai şartı aşan kısmından da yükümlü olduğu ifade edilmiştir. Asıl davada Davalı …’in uhdesindeki davalı fon büyüklüğünün %20,56 oranındaki kısmını teşkil eden 30 adet poliçenin, birleşen davada davalı …’ın ise kendi uhdesindeki davalı fon büyüklüğünün %23,06 oranındaki kısmını teşkil eden 14 adet poliçeçenin iş akdinin feshinden sonra, davalıların acentesi olduğu … Sigortaya transfer edildiği anlaşılmaktadır. Bu hususta Emeklilik Gözetim Merkezinin cevabi yazıları ile de sabit olup ayrıca da İstanbul Ticaret Sicil kayıtlarında da … Ltd. Şti’nin davalıların kurucu ortaklığı ile ana sözleşmesinin 22/04/2014 tarihinde tasdik edildiği ve 24/04/2014 tarihinde de tescil edildiği, şirketin imza yetkilisinin de on yıl süre ile … olarak belirlendiği görülmektedir. Rekat Yasağı Sözleşmesi işçinin iş ilişkisi sebebi ile işverenin müşterilerine nüfuz etmesi veya iş sırlarına vakıf olması sebebiyle, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra belirli bir faaliyet alanında, belirli bir coğrafi bölgede ve belirli bir zaman dilimi içerisinde işin işverenle rekabet teşkil edecek davranış içerisine girmesini yasaklayan yazılı bir sözleşme mahiyetindedir. Davacının önceki çalışanları olan davalı işçiler tarafından kurulan şirketin davacı işverenle aynı alanda faaliyet göstermesi, davacı şirkete rakip olması, aynı işi yapıyor olmaları ve müşteri transferleri karşısında davalıların bu eylemleri rekabet yasağının ihlali mahiyetindedir. Açıklanan bu sebeplerle asıl ve birleşen davalarda, sözleşmede kararlaştırılan cezai şart koşullarının oluştuğu, taraflar arasında imzalanan ve yukarıda açıklanan sözleşme hükmüne göre davalıların aleyhine hesaplanan cezai şart tutarının … açısından 727.624,67 TL, … açısından 199.919,68 TL olduğu, davalıların dava dışı … Ltd. Şti’nin kurucu ortakları olmaları, sosyal ve ekonomik durumları, aktarılan fon büyüklüğü dikkate alındığında, basiretli bir tacir gibi eylemlerinden sorumlu olmaları gerektiği ve bu kapsamda davalılar aleyhine sözleşme hükmüne nazaran hesaplanan cezai şart miktarlarının makul olduğu değerlendirilmiş ve TBK’nın 182/son maddesi uyarınca indirim yapılmamıştır.
Tüm bu nedenler ile; Davacının asıl davada, davalı …’den 727.624,67 TL cezai şart talep edebileceği, ancak davacı tarafça dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak kısmi olarak 9.000,00 TL cezai şart alacak talebinde bulunulduğu, davanın ıslah edilmediği anlaşılmakla, taleple bağlı kalınarak asıl davanın kabulü ile, 9.000,00 TL cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacının, birleşen davada, davalı …’dan 199.919,68 TL cezai şart talep edebileceği, ancak davacı tarafça dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak kısmi olarak 9.000,00 TL cezai şart alacak talebinde bulunulduğu, davanın ıslah edilmediği anlaşılmakla, taleple bağlı kalınarak birleşen davanın kabulü ile, 9.000,00 TL cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Bu kapsamda aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-ASIL DAVANIN KABULÜ İLE; 9.000,00 TL cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
A-1-Alınması gerekli 614,79‬-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin yatırılan 170,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 444,01‬‬-TL harcın, davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına; davacı tarafından peşin yatırılan 170,78-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
A-2-Davacı tarafından asıl ve birleşen dosya kapsamında yapılan 4.500,00-TL bilirkişi ücreti ve 434,90-TL müzekkere ve davetiye posta masrafı olmak üzere toplam 4.934,90-TL yargılama giderinin, asıl ve birleşen dosyada davalılara yöneltilen dava miktarının toplam dava miktarına oranlaması ile elde edilen yüzdelik veriye(%50) uyarlanması ile elde edilen kısmı olan 2.467,45‬-TL yargılama gideri ile, asıl dosya kapsamında yapılan 27,70-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 2.495,15‬-TL yargılama giderinin, asıl dosya davalısından alınarak davacıya verilmesine,
A-3-Asıl dosya davalısı tarafından yapılan yargılama giderinin, kendisi üzerinde bırakılmasına,
A-4-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 9.000,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
A-5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın ilgilisine iadesine,
B-BİRLEŞEN DAVANIN KABULÜ İLE; 9.000,00 TL cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
B-1-Alınması gerekli 614,79‬-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin yatırılan 170,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 444,01‬‬-TL harcın, davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, davacı tarafından peşin yatırılan 170,78-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B-2-Davacı tarafından asıl ve birleşen dosya kapsamında yapılan 4.500,00-TL bilirkişi ücreti ve 434,90-TL müzekkere ve davetiye posta masrafı olmak üzere toplam 4.934,90-TL yargılama giderinin, asıl ve birleşen dosyada davalılara yöneltilen dava miktarının toplam dava miktarına oranlaması ile elde edilen yüzdelik veriye(%50) uyarlanması ile elde edilen kısmı olan 2.467,45‬-TL yargılama gideri ile, birleşen dosya kapsamında yapılan 27,70-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 2.495,15‬-TL yargılama giderinin, birleşen dosya davalısından alınarak davacıya verilmesine,
B-3-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 9.000,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
B-4-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/05/2023

Katip …
 e-imzalıdır

Hakim …
 e-imzalıdır