Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/463 E. 2021/194 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/463 Esas
KARAR NO:2021/194

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:12/05/2011
KARAR TARİHİ:16/03/2021

Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin 10/08/2007 günü saat 18.00 sıralarında tramvay yolu üzerinde … istikametinden … istikametine gitmekte olan … hakimiyetindeki sürücünün işvereni olan… … ŞTİ’ne ait olan … A.Ş’den sigorta poliçesi ile sigortalı olan … plaka sayılı gri renkli … marka aracın çaprması sonucu 5 metre kadar sürüklendiğini, müvekkilinin kaza nedeniyle iş kaybı yaşadığını bildirerek davalı sürücünün haksız ve hukuka aykırı fiili neticesinde davalı müvekkili için 5.000,00-TL maddi ve 30.000,00-TL manevi olmak üzere toplam 35.000,00.-TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı … Ltd. Şti cevap dilekçesinde zamanaşımı definin olduğunu, kaza nedeniyle davacının bütün hastahane masraflarının müvekkili tarafından yerine getirildiğini, davacının maddi bir zararının olmadığını, bildirerek esas yönünden davalının reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde davacının bütün hastahane masraflarını kendisinin karşıladığını ve davacının herhangi bir sağlık sorunu olmadığını beyan etmiştir.
Davalı …cevap dilekçesinde şirketin sorumluluğunun ancak sigortalının kusurlu olması halinde doğduğunu, sigortalıya yüklenebilecek sorumluluktan poliçe limiti kadar yargılama giderleri ile vekalet ücretiyle sınırlı olarak sorumluluğunun bulunduğunu beyan ve talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Mahkememizce bozma öncesi yapılan yargılama sonunda; “Tarafların tüm delilleri ilgili kayıtlar toplanmıştır. kaza tespit tutanağı, kaza evrakları örneği, sigorta sözleşmesi, fatura örnekleri., doktor kayıtları , mali ve sosyal durum ilgili kayıtlar celb edilmiştir. …sulh ceza mahkemesi … esas dosyası incelenmiştir. Nüfus kayıtları celb edilmiştir. Trafik tescil kayıtları celb edilmiştir. Bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Tüm taraf vekilleri, taraflara ilgili kayıtlar ve raporlar tebliğ edilmiş, davanın aşamalarından haberdar edilmiş, beyanları alınmıştır. Ceza zamanaşımı süresi de dikkate alınarak davalının zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Ceza mahkemesi kararı ile dava konusu olayla ilgili kusur oranı tespit edilmiştir. Ceza dosyası ile … adli tıp kurumu 20.8.2008 tarih ve … sayılı kararı ile tespit edilmiştir. Keza davacının maluliyet oranınında adli tıp … İhtisas kurulu tarafından usule uygun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişiler aktüer bilirkişisi …, tüm taraf iddialarını, tüm delileri ilgili kayıtları inceleyerek rapor vermiştir.2.11.2015 tarihli raporu detaylı ve gerekçelidir. Rapor denetime açık detaylı olayla uyumlu oluşu dikkate alınarak yeniden bilirkişi raporu alınmamıştır
Olay tarihinde tespit edilen kaza tutanak örnekleri , c. savcılığının tahkikat evrakları dosyada mevcuttur. Olayda sürücüsünün trafik kanunu 84/e,g maddesi ihlali nedeniyle 4/8 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. İlgili uygulamalar ve rasyolar dikkate alınarak aktüer değerlendirilmesi yapılmıştır.
Kazanın sigorta poliçesi tarihi kapsamı içinde olduğu anlaşılmıştır. Sigorta konusu değerin çıkan tazminat oranı ile uyumlu olduğu anlaşılmıştır. sigorta teminatı dahilinde riziko ile ortaya çıkan tazminat oranı bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Davacı tarafın hak ettiği tazminat oranları tespit edilmiştir.
Davacı vekili davasını islah etmiştir. İslah dilekçesi de tebliğ edilmiştir. Islah da dikkate alınarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm bilirkişi hesaplamaları ile davacıların hak ettikleri değerler tespit edilmiştir. bu nedenle bu yönden hüküm kurulmuştur. Davacının önceden davalıya yönelik ihtarı tespit edilemediğinden davalının dava tarihinden önce temerrüde düşmüş olduğu tespit edilememiştir. Alacağın haksız fiile dayalı alacak olması nedeni ile yasal faiz kararı verilmiştir. Dava tarihinden itibaren faiz hükümü kurulmuştur. Alacak konusu tazminatın bir kereden fazla tahsil edilmemesi ihtaratı ile karar verilmiştir.
Sigorta şirketi manevi tazminattan sorumlu değildir. Diğer davalılar yönünden olayın gelişimi, kusur durumu, davacının uğradığı mahrumiyet dikkate alınarak takdiren -bir kereden fazla tahsil edilmemesi ihtaratı ile – manevi tazminat karar verilmiştir. Bir kimsenin kişilik değerlerinde iradesi dışında meydana gelen eksilmeyi ifade eden manevi zarar, kişilik hakları(yaşama hakkı, vücut bütünlüğü, şeref, ticari itibar, özel hayat vb.)nın objektif olarak ihlal edilmesi ve bu ihlal sonucunda zarar görenin yaşama zevk ve sevincinde bir eksilme hissetmesi, huzur ve rahatlık duygularında azalma ve kişinin ruhsal bütünlüğünün bozulması ve sarsılması olarak kabul edilmektedir. . Somut olayda, davacı kaza neticesinde işgöremezliğe maruz kalmış vücut bütünlüğü zarar görmüştür.
Gerek 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 41/1 ve 49. maddelerinde gerekse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 24/1. maddesinde açıkça belirtildiği üzere hakkı, haksız/hukuka aykırı surette ihlal edilen herkesin ilgili ihlale ilişkin zararlarını talep etmek hakkı bulunmaktadır. “gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddi ile 69.005,03 TL. Maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak üzere tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine, 15.000,00 TL. Manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve…’den müştereken ve müselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, mahkememizce verilen 12/05/2011 tarihli 2011/284 Esas 2016/284 Karar sayılı bu karar davacı ve davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiş, temyiz incelemesini yapan Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 08/04/2019 tarihli kararıyla ;
“…1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi heyeti raporundaki kusur oranlarının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; davacının maddi tazminat alacağının, resmi belge mahiyetindeki SGK hizmet dökümündeki kazancıyla da uyumlu olacak biçimde belirlendiği ve Dairemiz’in yerleşik uygulamalarındaki prensiplere uygun hesaplandığı uzman bilirkişi raporunun hükme esas alınmış olmasına; manevi tazminatın takdirinde TBK’nun 56. maddesindeki (818 sayılı BK’nun 47. md.) özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına; ıslahın uzamış ceza zamanaşımı süresi içinde yapılmış olmasına göre; davacı vekili ile davalı… Ltd. Şti. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gerekmektedir. Sözkonusu belirlemenin ise, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; davacının kazadaki yaralanması nedeniyle kalıcı maluliyeti oluşup oluşmadığının tespiti bakımından alınan, Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu’nun 08.06.2015 tarihli raporunda değerlendirmenin, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre yapıldığı görülmektedir. Oysa yukarıda da açıklandığı üzere, maluliyet tespiti işlemlerinin, kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre yapılması gerekmektedir. Davaya konu kazanın 10.08.2007 tarihinde gerçekleştiği gözetilerek maluliyet tespitinin, o tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerine göre yapılmayışı, mahkemece de bu rapora göre karar verilmesi hatalıdır.
Diğer taraftan; hükme esas alınan ATK raporunda, davacıda kaza nedeniyle oluşan C5 ve C6 kırıklarından kaynaklanan omurga arızası için maluliyet belirlemesi yapılmıştır. Anılan rapordaki davacının tıbbi öyküsünde, 3 yaşındayken geçirilen enjeksiyon nöropatisine bağlı alt ekstremitede atrofi ve parezi tespitlerinin bulunduğu ve yürümekle, ayakta durmakla boyunda ağrı ve kasılma şikayetlerinin olduğu belirtilmiş olmasına rağmen; çocukluktan kalan bu arazların, davacı için maluliyet oranı (omurga arızasına etkisi bakımından) tayininde etkili kabul edilip edilmediği hususunda raporda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Bu itibarla; mahkemenin hükme esas aldığı maluliyet raporu yeterli değildir.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; dosyanın yeniden ATK … İhtisas Kurulu’na gönderilerek, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümleri esas alınmak suretiyle ve davacıda davaya konu kazadan önce mevcut olan enjeksiyon nöropatisine bağlı alt ekstremitede atrofi ve parezi rahatsızlıklarının, maluliyetin belirlenmesine etkisi olup olmadığını tıbbi teknik veriler ve tüzükteki esaslar dahilinde açıklayan, kaza ile illiyet bağı olmayan önceki rahatsızlık hesaba katılmaksızın maluliyet oranını belirleyen gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınması; maluliyet oranında değişiklik olması halinde, maddi tazminatın hesabı için ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir
3-Bozma ilamının kapsam ve şekli ile maluliyet oranının değişme ihtimali nedeniyle, taraf vekillerinin manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir…” gerekçesiyle mahkememizce verilen hüküm bozulmuştur.
Yargıtay bozma ilamında belirtilen hususta rapor tanzimi bakımından dosya ATK’ ya gönderilmiş ve maluliyet raporu alınmıştır.
2. İhtisas Kurulu tarafından tanzim edilen 29/05/2020 tarihli 7107 sayılı raporda; Adli Tıp kurumu … İhtisas Kurulunun 08.06.2015 tarih ve … nolu kararında 3 yaşında iken enjeksiyon nöropatisi olduğu ve buna bağlı olduğu ifade edilen sağ alt ekstremitede atrofı ve parezi öyküsünün maluliyet tayininde etkili olmadığı, kişinin yalnızca dava konusu olay nedeniyle maluliyetinin belirlenmiş olduğu, mevcut tıbbi belgelere göre; … ve . … oğlu 01/01/1975 doğumlu … 10/08/2007 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak, Gr I X (2….33) A %37, E cetveline göre %35.0 (yüzdeotuzbeşnoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği görüşü bildirilmiştir.
Bu raporun, Yargıtay bozma ilamında belirtilen, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümleri esas alınmak suretiyle hazırlanmadığı, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre hazırlandığı anlaşıldığından ATK’dan yeniden rapor alınmıştır.
Adli Tıp … İhtisas Kurulu tarafından tanzim edilen 30/10/2020 tarihli 14149 sayılı raporda; Adli Tıp kurumu … İhtisas Kurulunun 08.06.2015 tarih ve … nolu kararında 3 yaşında iken enjeksiyon nöropatisi olduğu ve buna bağlı olduğu ifade edilen sağ alt ekstremitede atrofı ve parezi öyküsünün maluliyet tayininde etkili olmadığı, Kişide yalnızca dava konusu olay nedeniyle meydana gelen C5, C6 vertebra parçalı fraktürleri ve bu nedenle C5 -6 -7 arasında önden yapılmış enstrümasyon yönünden maluliyetinin belirlenmiş olduğu, Mevcut tıbbi belgelere göre; … ve … oğlu 01/01/1975 doğumlu … 10/08/2007 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 85/9529 karar sayılı Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak Gr I X (2….33) A %37 E cetveline göre %35.0 (yüzdeotuzbeşnoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği görüşü bildirilmiştir.
Düzenlenen bu raporun Yargıtay bozma ilamına uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Yargıtay bozma ilamında bozma konusu yapılan hususta yargıtay bozma ilamına uygun maluliyet raporu alındığından, başkaca bir hususta bozma yapılmadığından dosya yeniden değerlendirilmiştir.
Dosyanın yeniden değerlendirilmesinde;
Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf dava dilekçesi ile 5.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 35.000,00 TL tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 06.08.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 130.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Yargıtay incelemesinde, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamamış, oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi heyeti raporundaki davacı sürücü …’ın %50 oranında davalı sürücü …’ın %50 oranında belirlenen kusur oranlarının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamış, davacının maddi tazminat alacağının, resmi belge mahiyetindeki SGK hizmet dökümündeki kazancıyla da uyumlu olacak biçimde belirlendiği ve Daireleri’nin yerleşik uygulamalarındaki prensiplere uygun hesaplandığı uzman bilirkişi raporunun hükme esas alınmış olmasında bir usulsüzlük ve hukuka aykırılık bulunmamış, zaman aşımına yönelik itirazlarında yerinde olmadığı belirtilmiştir.
Bu sebeplerle bozma yapılmayan hususlar yeniden tartışılmamış önceki gerekçemiz korunmuştur.
Yargıtaycada uygun bulunan bozma öncesi 02.11.2015 tarihli hesap bilirkişi raporuna göre davacının dava konusu trafik kazasındaki cismani zararı nedeniyle talep edebileceği maddi tazminat miktarının 69.005,03 TL. olduğu hesaplanmıştır.
Yargıtay bozma ilamına uygun olarak Adli Tıp …. İhtisas Kurulu tarafından tanzim edilen 30/10/2020 tarihli … sayılı raporu ile tespit edilen maluliyet oranı ile önceki mahkememiz kararına dayanak olan Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu’nun 08.06.2015 tarihli raporundaki maluliyet oranında değişiklik olmadığı için maddi tazminatın hesabı için ek rapor alınmasına gerek görülmemiş, davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarının 69.005,03 TL. olduğu, davalıların bu maddi tazminat bedelinden kazaya sebebiyet veren aracın sürücüsü, malik ve işleteni ve zorunlu ZMM sigortacısı olmaları nedeniyle müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları değerlendirilmiştir.
Önceki kararımızda, temerrüt tarihinin dava tarihi olarak, uygulanacak faizin yasal faiz olarak tespitine ilişkin bir bozma yapılmamış olduğundan, belirlenen tazminat miktarına dava tarihinden yasal faiz talep edilebileceği değerlendirilmiştir.
Bu nedenler ile maddi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile 69.005,03 TL. Maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak üzere tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde kaza tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 818 sayılı eski BK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. Eski BK’nın “manevi tazminat” başlıklı 47. maddesinde “Hakim, hususi halleri nazara alarak cismani zarara düçar olan kimseye yahut adam öldüğü takdirde ölünün ailesine manevi zarar namiyle adalete muvafık tazminat verilmesine karar verebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.
Dava konusu kazada, davacının yaralandığı ve malul kaldığı, bu kapsamda olay nedeniyle, davacının acı ve elem yaşayacağı, bir üzüntü duyacağı, manen yıkıma uğrayacağı bir gerçektir.
Davacı tarafça tüm davalılardan 30.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında manevi tazminat talebi değerlendirilmiştir.
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalı yanların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle davacı tarafça duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla her bir davacı için 15.000,00 TL manevi tazminatın makul ve uygun olacağı, sigorta şirketi dışındaki davalıların kazaya sebebiyet veren aracın sürücüsü ve malik-işleteni olmaları nedeniyle takdir edilen manevi tazminat bedelinden sorumlu oldukları sonuç ve kanaatine ulaşılmış, bu davalılar yönünden manevi tazminat talebi kısmen kabul edilmiştir.
Önceki kararımızda, temerrüt tarihinin dava tarihi olarak, uygulanacak faizin yasal faiz olarak tespitine ilişkin bir bozma yapılmamış olduğundan, belirlenen tazminat miktarına dava tarihinden yasal faiz talep edilebileceği değerlendirilmiştir.
Manevi tazminat, ZMMS poliçesi kapsamında olmadığından davalı … şirketi
Manevi tazminattan sorumlu değildir. Bu nedenle davalı … şirketi yönünden manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenler ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile, 69.005,03 TL. Maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak üzere tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
2-Fazlaya dair istemin REDDİNE,
3-Alınması gereken 4.713,73 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak ve tamamlama yoluyla yatırılan toplam 2.153,40 TL’ nin mahsubu ile bakiye 2.560,33 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, davacı tarafından peşinen ve tamamlama yoluyla karşılanan 2.153,40 TL’ nin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 18,40 TL başvurma harcı parası, 515,20 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 1.700,00 TL bilirkişi ücreti, 1.814,00 TL ATK masrafı olmak üzere toplam; 4.047,60 TL’ yargılama masrafının davanın kabul edilen miktarına göre 1.745,65 TL’ sinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ÖDENMESİNE, arta kalan masrafın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı Davalı …. Ltd Şti’nin yaptığı 107,30-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 61,02 -TL ‘nin davacıdan alınarak bu davalıya VERİLMESİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesap ve takdir edilen 9.770,65 TL vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalı …. Ltd Şti. ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 8.729,35 -TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile bu davalılara VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran taraflara İADESİNE,
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
1-Davalı …Ş. Yönünden davanın REDDİNE,
2- Davalılar … ve … ve Ltd. Şti. Yönünden Davanın Kısmen Kabulü ile,15.000,00 TL. Manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak üzere bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
Fazlaya dair istemin REDDİNE,
3-Alınması gereken 1.024,65 TL karar ve ilam harcının Davalılar … ve … ve Ltd. Şti.’ den müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 -TL ücreti vekaletin davalılar … ve … ve Ltd. Şti.’ den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı …. Ltd Şti kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 -TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile bu davalıya VERİLMESİNE,
6- Davalı …Ş. kendisini vekille temsil ettirmiş ise de önceki kararımızda manevi tazminat yönüyle lehine vekalet ücreti takdir edilmediği, bu davalı tarafından temyiz yoluna başvurulmadığından davacı yararına müktesep hak oluştuğundan, bu davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
Dair; davacı vekili ile davalı … ile davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay’a TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.16/03/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza