Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/449 E. 2022/63 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/449 Esas
KARAR NO :2022/63

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:09/07/2019
KARAR TARİHİ:09/02/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirketin yapı denetim hizmetleri alanında faaliyette bulunduğunu, davalı şirket ile aralarında kentsel dönüşümü yapılacak olan binalar için laboratuvar ve performans analizi konusuna ilişkin taşeronluk ilişkisi mevcut olduğunu, yapılan anlaşma sonucu müvekkili şirketin 12.980,00 TL’lik bir hakedişi bulunduğunu, bu borca dayanarak …. İcra Dairesi’nde davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın iş bu icra takibinde borca ve tüm fer’ilerine itiraz ettiğinden dolayı takibin durduğunu, ilgili taşınmazlara ilişkin laboratuvar ve performans analizi konusunda taşınmaz malikleri ile gerçekleştirilen anlaşmanın asıl tarafının davalı şirket olduğunu, davalı şirketin daha sonrasında bu hizmeti müvekkil şirkete taşere ettiğini, bu taşeronluk işleminin taşınmaz malikleri tarafından davalı şirkete verilen vekaletnameler ile gerçekleştirildiğini, fatura üzerinde yer verilen ada parsellerdeki kentsel dönüşüm hizmetlerinin …’e 2017 yılının ortalarında verildiğini ve hizmet sonucunda elde edilen resmi raporların kendilerine verildiğini, davalı şirketin bu hizmet üzerinden kazanç sağlayıp müvekkili şirkete yapmaları gereken ödemeleri 2017 ortalarından bu zamana kadar yapmadıklarını, müvekkili şirketçe davalı şirkete dava konusu bedel tutarınca fatura da kesildiğini, müvekkili şirketin alacağının fatura ile sabitken davalının borca itirazının açıkça kötü niyet barındırdığını, beyan ederek, davalının icra dosyasındaki 12.980,00 TL tutarındaki borca itirazının iptali ile takibin devamını, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıya tahmilini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili davalı şirket arasında takip konusu alacağın doğumuna sebebiyet verecek bir ticari ilişki bulunmadığını, davacının müvekkili ile aralarında kentsel dönüşüm yapılacak binalar için laboratuvar ve performans analizi konusunda taşeronluk ilişkisinin mevcut olduğunu ve bu sebeple 12.980,00 TL alacaklı olduğunu iddia ettiğini, ancak bu alacağı ispata elverişli herhangi bir yazılı delil sunmadığını, kendisi
tarafından düzenlenen bir kısım teknik rapor ve fatura ibraz edebildiğini, yazılı delil başlangıcı dahi sayılamayacak bu belgeler elbette müvekkilleri aleyhine delil olarak kabul edilemeyeceğini, davacının sunduğu 16/05/2019 tarihli 12.980,00 TL bedelli faturanın dava dosyası açısından herhangi bir kıymeti bulunmadığını, fatura düzenlenen kişinin ancak faturayı aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itiraz etmezse bu faturanın içeriğini kabul etmiş sayılacağını, müvekkillerine bu faturanın tebliğ edilmediğini ve tebliğ edilmeyen bir faturanın işbu dosyada delil niteliği bulunmadığını, davacının haksız alacağını temellendirmek adına taşınmazlara ilişkin laboratuvar ve performans analizi konusunda taşınmaz malikleri ile asıl anlaşmanın müvekkili ile yapıldığını, kendilerinin taşeron olduklarını iddia ettiğini, müvekkilinin yasal olarak kentsel dönüşüm kapsamında riski yapı tespiti sağlama imkanı da bulunmadığını, müvekkilinin yasal olarak iştigal edemeyeceği bir hizmeti taşeron ile sağlamasının da mümkün olmadığını, zira riskli yapı tespitinin doğrudan taşınmaz maliki ile riskli yapı tespiti yapabilen kurum ve kuruluş arasında gerçekleşen süreç sonucunda yapılabildiğini, müvekkilinin riskli yapı tespiti yapmasının düzenlemeler uyarınca mümkün olmadığını, beyan ederek, davacının itirazın iptali talebinin ve icra inkar tazminatı talebinin reddini, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava, faturaya dayalı başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı yanca, talep dayanağı fatura, verilen hizmetlere ilişkin riskli bina tespit raporları kentsel dönüşüm işlemleri için dava dışı malikler tarafından davalı şirket yetkilileri ve çalışanlarına verilen ihtarnameler ile arabuluculuk son oturum tutanağı ibraz edilmiş; ibraz olunmuş; dava konusu kapsamında …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası, davalı şirketin ticaret sicil dosyası ve işyeri dönem bordroları ile vekaletnamelerde adı geçen vekillerin SGK kayıtları getirtilmiştir.
Sunulan dilekçe ve belgeler ile getirtilen kayıtlar incelenmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen muhasip ve teknik bilirkişiler tarafından hazırlanan 27/04/2021 tarihli raporda; 6102 sayılı TTK 64/3 md. gereğince mevcut haliyle tarafların 2019 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının incelenen kendi ticari defterlerinde davalıdan, (22.05.2019) takip tarihi itibariyle 12.980,00 TL asıl alacaklı olduğu, davalının incelenen kendi ticari defterlerine göre ise davacıya, (22.05.2019) takip tarihi itibariyle 2.700,00 TL borçlu olduğu, davacının alacağına esas teşkil eden faturanın dosyaya sunulu olduğu, davalı adına tanzim edilen mübrez faturanın açık fatura (bedeli tahsil edilmemiş) şeklinde usulüne uygun olarak tanzim edildiği, ancak, bahsi geçen faturanın davalıya teslim edildiğine dair dosyada bir veri görülmediği, bu nedenle faturanın tesliminin ispata muhtaç olduğu, davacının takip tarihinden önce davalıya bir ödeme ihtarının bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davacının işlemiş faiz talebinin dayanağı bulunmadığı, takip tarihi olan 22.05.2019 tarihinden itibaren davacının talebi ile bağlı olarak faiz talep edebileceği, yapılan teknik değerlendirmelere göre; davacı tarafından laboratuvar
ve performans analizi için talep edilen 12.980,00 TL’nin 2017 yılı piyasa rayiçlerine uygun olduğu, taraflar arasında taşeronluk ilişkisi bulunup bulunmadığı hususunda dava dosyasına herhangi bir sözleşme ve benzeri delil sunulmadığı tespitlerinde bulunulmuştur.
Taraf vekillerinin rapora karşı beyan ve itirazları ile bu kapsamda getirtilen kayıtların değerlendirilmesi bakımından alınan 04/01/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda; davalının incelenen 2017 ve 2018 yıllarına ait ticari defterlerinin sunulu
hali ile usulüne uygun tasdik ettirilmediği, davalının incelenen ticari defterlerinde dava konusu davacı tarafından davalı adına düzenlenen 16.05.2019 tarih, 55000 nolu ve 12.980,00 TL tutarlı faturanın kayıtlı olmadığı, davalının kendi ticari defterine göre cari hesap babında ise davacı yana 2.700,00 TL borçlu olduğu, bu 2.700,00 TL tutarlı borcun dava konusu edilen fatura ile ilgili olmadığı, davalı kayıtlarında 28.08.2017 tarihinde davalı tarafından davacı yana 15.000,00 TL
tutarlı çekle ödeme yapıldığı, buna karşılık yine davalı kayıtlarında davacı tarafından davalı tarafa 12.09.2017 tarihli 54258 no.lu 17.700,00 TL tutarlı fatura alınmış şekilde kayıtlı olduğu,
2.700,00 TL’nin de iş bu kayıtların bakiyesinden kaynaklı olduğu, dava konusu olan davacı tarafından davalı adına düzenlenen 16.05.2019 tarih, 55000 nolu ve 12.980,00 TL tutarlı faturanın davacı kayıtlarında mevcut olduğu görülmekle davalı
kayıtlarında ise iş bu faturanın kayıtlı olmadığı, davacının alacağına esas teşkil eden faturanın sunulmuş olduğu, davalı adına tanzim edilen mübrez faturanın açık fatura (bedeli tahsil edilmemiş) şeklinde usulüne uygun olarak tanzim edildiğinin görüldüğü, ancak, bahsi geçen faturanın davalıya teslim edildiğine dair dosyada bir veri görülmediği, bu nedenle faturanın tesliminin ispata muhtaç olduğu, fatura içeriği hizmetin verilip verilmediği hususunda teknik yönden yapılan incelemelerde; davacı tarafından laboratuvar ve performans analizi için talep edilen 12.980,00 TL’nin 2017 yılı piyasa rayiçlerine uygun olduğu, taraflar arasında taşeronluk ilişkisi bulunup bulunmadığı hususunda dava dosyasına herhangi bir sözleşme ve benzeri delil sunulmadığı, fakat yetki belgesi bulunmayan davalının işi yaptırabilmesi için yetki belgesi olan bir firmaya işi taşore etmesi gerektiğinden davalı ve davacı arasında taşeronluk ilişkisinin varsayılabileceği, ancak bu husustaki nihai takdirin Mahkeme’ye bırakıldığı, davacının takip tarihinden önce davalıya bir ödeme ihtarının bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davacının 34,67 TL işlemiş faiz talebinin dayanağı bulunmadığından, takip tarihi itibariyle işlemiş faiz yönünden alacağının bulunamayacağı bildirilmiştir.
Dava konusu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı/ alacaklı tarafından davalı/ borçludan 12.980,00 TL asıl alacak, 34,67 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.014,67-TL alacağın tahsili talebinde bulunulduğu, ödeme emrinin 24/05/2019 tebliğ tarihine göre süresinde sunulan 30/05/2019 tarihli borca itiraz dilekçesi üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin davacı/ alacaklıya tebliğine ilişkin bilgi ve belge bulunmamakla birlikte itiraz ve dava tarihine nazaran davanın da hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı yanca, kentsel dönüşümü yapılacak bir kısım binalar için laboratuvar ve performans analizi konusunda davalı şirkete hizmet verildiği, davalı şirket ile davacı şirket arasında bu kapsamda taşeronluk ilişkisi mevcut olduğu, verilen hizmetlere ilişkin fatura düzenlendiği, fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığı beyan edilmiştir. Davalı yanca ise, sunulan riskli bina tespit raporlarının taşınmaz maliklerinin isteğiyle oluşturulduğu, davalı şirketin davacı şirketin yerine getirdiğini iddia ettiği işi mevzuat gereği yapma imkanı bulunmadığı gibi, yapamayacağı bir işi taşore etmesinin de mümkün olmadığı, davacı şirket ile taşeronluk veya hizmet ilişkisi bulunmadığı savunulmuştur. İddia ve savunma kapsamında uyuşmazlık da, davacı şirketin kentsel dönüşüm hizmetleri kapsamında davacı şirkete laboratuvar ve performans analizi konusunda hizmet verip vermediği, bu kapsamda düzenlenen fatura bedelinin talep edilip edilemeyeceği noktasında toplanmıştır. Davalı şirkete verildiği iddia olunan hizmetlere ilişkin davacı yanca tespit raporları ve vekaletname suretleri dosyaya sunulmuştur. Sunulan belgelerin incelenmesinden, tespiti isteyenlerin dava dışı taşınmaz malikleri olarak gösterildiği, ancak taşınmaz malikleri tarafından davalı şirket yetkilisi ve çalışanlarına kentsel dönüşüm hizmetlerine ilişkin vekaletname verildiği görülmüştür. Düzenlenen raporlar itibariyle davacı şirketin işi gerçekleştirdiği anlaşılmış, dosyada yaptırılan bilirkişi incelemelerinde de yapılan işlere göre düzenlenen faturanın piyasa rayiçlerine uygun olduğu tespit edilmiştir. Davalı yanca taraflar arasında taşeronluk veya hizmet ilişkisi olmadığı savunulmuşsa da, taşınmaz maliklerinden alınan ve riskli bina tespit raporu aldırılması noktasında açık yetki içeren vekaletnameler ile kentsel dönüşüm işlemlerinin davalı şirket tarafından gerçekleştirildiği, yine vekaletname ile davacı şirketten hizmet alındığı, yazılı olmasa dahi taraflar arasında sözleşme ilişkisi kurulduğu ve bu ilişki kapsamında yerine getirilen hizmet bedellerinden davalı şirketin sorumlu olduğu kabul edilmiş, icra dosyasında her ne kadar işlemiş faiz talebinde de bulunulmuşsa da dava dilekçesinde fatura bedeliyle uyumlu şekilde 12.980,00 TL asıl alacak yönüyle itirazın iptali talep edilmekle, davacının davasının haklı ve yerinde olduğu, davalının savunmalarının ise yerinde olmadığı, alacağın likit ve itirazın haksız olması karşısında icra inkar tazminatı istem koşullarının da oluştuğu sonucuna varılmış, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, davalının, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 12.980,00 TL asıl alacak yönüyle İPTALİNE, takibin belirtilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmesi suretiyle kaldığı yerden DEVAMINA,
2-Hükmolunan alacağın %20’si nispetinde hesaplanan 2.596,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 886,66-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 221,67-TL harcın mahsubu ile bakiye 664,99‬-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının peşin harç olarak yatırdığı 221,67-TL’nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacının yaptığı ilk masraf 51,00-TL, bilirkişi ücreti 1.500,00-TL, posta gideri ‭357,4‬0-TL olmak üzere toplam ‭1.908,4‬0-TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı yanca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
8-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, diğer taraf yokluğunda HMK’nun 341 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.09/02/2022

Katip … Hakim …
e-imzalıdır . e-imzalıdır .