Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/439 E. 2020/173 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/439 Esas
KARAR NO : 2020/173

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 29/09/2011
KARAR TARİHİ : 26/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı aleyhine takip konusu 22 adet bononun ödenmediğinden bahisle hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığa takibe konu bonoların davacıya 2001 yıiuıda tehdit suretiyle imzalattırıldığı, 10 yıl geçtikten ve alacak zamanaşımına uğradıktan sonra imzalı senetlerin doldurulduğu» tanzim tarihi 15.08.2008 tarihinde senet imzalanmasının mümkün olmadığı, bononun üzerinde 250.000 TL eski para değerinde damga pulu olduğu, ancak 07/08/2003 tarihli yasal düzenleme ile damga pulu uygulamasının kaldırıldığı, hakkında yapılan ceza kovuşturması sırasında şüphelinin davacıyı 2001 yılından beri görmediğini ifade ettiği, bu bakımdan senetlerin 2008 yılında tanzim edilmesinin mümkün olmadığı, borcun 13 yıl öncesinden kalan ticari ilişki sonucu 60.000,00 USD olduğunun beyan edildiği, senedin anlaşmaya aykın doldurulduğunda senetle ispat edileceğine ilişkin kuralın burada uygulanmayacağı, zira davalının mahkeme önünde ikrarı ve senet metninden bu hususun aksinin anlaşıldığı, takipsizlik kararının ceza mahkemesi kararı ile kaldırıldığı, … hakkında kamu davası açıldığı davalı kamu davası açıldığım öğrenmesini takiben bedelsiz bonoları takibe koyduğu, bono üzerindeki yazıların davacı eli mahsulü olmadığı, davalının bonoları tanzim ederken hataen 30/11/2008 ve 15/04/2009 vadeli senetlerde tahrifat yaptığı, tahrif edilen bonoların onaylanmadığı için Çenetlerin kambiyo senedi vasfını yitirdiği ve iptali gerektiği iddiaları dava konusu senetler dolay ısı ile borçlu olmadığının tespiti, 22 adet bononun iptali, %40 oranında icra tazminatına , davalı aleyhine yargılama masrafları ve vekalet ücretine hükmedilmesi isteminde bulunmuştur.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğu, davacının senet altındaki imzanın kendisine ait olduğunu inkar etmediği, senedin tam olarak doldurulmadan imza edilmek suretiyle verilmesi ve tedavüle çıkarılmasının mümkün olduğu, yazılı delil sunulmadıkça menfî tespit iddiasının dinlenemeyeceği, alacak zamanaşımına uğrasa bile senetlerin zamanaşımına uğramayacağı, senet metninin dikkate alınacağı, davacının kendi imzası ile verdiği senetleri ödemekten kaçındığı, davalının alacağını tahsil etmek için davacıyı bulamadığından yakınmasının kendi aleyhine yorumlanmasının mümkün olmadığı, mahkeme önündeki beyanı bu şekilde anlamak gerektiği, senet metnine göre zamanaşımının nazara alınacağı, senette gerekmediği halde pul bulunmasının da senedi geçersiz hale getirmeyeceği savunmasında bulunarak davanın reddini talep etmiştir,

DELİLLER VE DEĞERLENDİRMESİ:
Tarafların tüm delilleri ilgili kayıtlar toplanmıştır. Banka kayıtları ,senet örnekleri., ticaret sicil kayıtları ,ihtarnameler ilgili kayıtlar celb edilmiştir.İstanbul… İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası incelenmiştir . İstanbul C. Savcılığı … soruşturma, … soruşturma sayılı dosyası incelenmiştir. İstanbul … Sulh ceza mahkemesi … esas sayılı dosyası , bakırköy …ağır ceza mahkemesi… değişik iş sayılı dosyası incelenmiştir. Bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Tüm taraf vekilleri, taraflara ilgili kayıtlar ve raporlar tebliğ edilmiş, davanın aşamalarından haberdar edilmiş, beyanları alınmıştır.
Bilirkişiler Grafoloji Uzmanı …, Mali Müşavir …, Doç.Dr. … tüm taraf iddialarını, tüm delileri ilgili kayıtları inceleyerek 20.01.2015 havale tarihli raporu ibraz etmişlerdir. Bilirkişiler, dava konusu olaya ilişkin tüm senet asılları, imza ve el yazı örnekleri, ticari defter ve dayanak kayıtları, dosya içindeki deliller ve tüm iddiaları değerlendirmişlerdir. Bilirkişi raporları detaylı ve gerekçelidir. raporlar denetime açık detaylı .olayla bir biri ile uyumlu oluşu dikkate alınarak yeniden bilirkişi raporu alınmamıştır
Ehil ve tarafsız Bilirkişiler tarafların tüm iddialarını, dosya içindeki kayıtları tarafların ticari defter ve dayanak belgeleri tüm kayıtları inceleyerek ticari alacağa ilişkin tüm itirazları değerlendirecek rapor ibraz etmişlerdir.Bilirkişi raporu tüm taraf iddiaları ticari defter ve kayıtların incelemesi ile oluşturulmuştur.
İstanbul … Sulh ceza mahkemesi… esas sayılı dosyasında, şikayetçinin …, …, şüphelinin …, suçun, hakaret ve tehdit olduğu, dava konusu senet ile doğrudan ilgisi olmadığı anlaşılmıştır. Bakırköy …ağır ceza mahkemesinin…Değişik iş sayılı dosyasının da dava konusu senet ile doğrudan ilgisi olmadığı anlaşılmıştır.
Bilirkişiler raporlarında , “tehdit olgusunun ispat edilebilmiş olmadıığı, senetlerin farklı kalemlerle doldurulmuş olmasının senedinin geçersizliğine yol açmayacağı, grafolojik incelemeye konu senetlerin vade tarihinin üzerinin çizildiği Ekim sözcüğünün okunmasına engel olmadığı, rakamla vade gösteren bölümde değişiklik emaresi bulunmadığı, diğer senet hakkında 2 rakamının 3 e dönüştürüldüğü fakat bu değişikliğin tüm yazının kullanıldığı kalemle yapıldığı yazıyla yazılan bölümde değişiklik bulunmadığı, grafolojik değerlendirme sonucu ortaya çıkan düzeltme saikinin bir önemi bulunmadığı , TTk 660 maddesi gereğince tahrifat olmasının senedin geçersiz hale getirmeyeceği , ancak senetteki değişikliği imza edecek onaylamayan borçlu açısından senedin geçersiz değil senedin değişiklikten önceki hali ile geçerli olacağı bu itibarla dosyadakı durum itibari ile menfi tespit talebinin yerinde olmadığı ” bildirilmiştir
İstanbul … Sulh ceza mahkemesi … esas sayılı dosyasında tehdit konusu olay cep telefonu ile hakaret etme yi tekrar etmemesi aksi halde iki oğlu ile beklediği iddiasına dayandığı anlaşılmaktadır. Ceza davasında yargılanan maddi olay İddianame ile bildirilmiştir. Tehditin hakaret olayı ve taraflar arasındaki gerilime dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca hazırlık aşamasında … , 2001 yılında şahısların kendisine 60.000 tl borçlandığını söylemişse de zorla yada tehditle senet imzalattırılıdığı iddiası mevcut değildir. Yukarıda bildirildiği gibi ceza davasının konusunu oluşturuan İddianamede de yargılamanın zorla senet imzalanması yada buna yönelik senet tehdidid olmadığı açıkca anlaşılmaktadır. Dava konusu olay, tehditle yada zorla senet imzalanması olayı ile ilgili değildir.
Davacı vekili dilekçesinde dava konusu senetlerin müvekkili tarafından boş imza atılarak verildiğini kabul etmektedir. Bu husus çekişmesizdir. Senetler üzerinde bilirkişi incelemesi ile yapılan rapor neticesinde senetin geçersiz hale getirecek durum tespit edilememiştir.
Kambiyo senedi ile borç altına giren kişi borçlu olmadığını iddia ediyorsa ispat külfeti bunu iddia eden borçluya düşer. Kambiyo senedi ile borçlu olmadığını iddia eden önce borcun sebebini, sonra bu sebebin gerçekleşmediğini yahut geçersizliğini veya sebebe bağlı olarak ödeme gibi borcu sona erdiren olgunun varlığını ispatlamalıdır.
Davacının tehditle senet imzaladığına iradesinin sakatlığına ilişkin delil ibraz edememiştir. İstanbul …Sulh ceza mahkemesi … esas sayılı dosyası ile senete ilişkin ceza davası ile ilgili değildir. Davacı kendi beyanı ile ticari ilişkinin var olduğunu ve 22 adet senet düzenleyip verdiğini dolaylı olarak beyan etmektedir. Tehdit olgusunu kanıtlayamadığı gibi senetlerin temeli olan borcun gerçekleşmediğini yahut geçersizliğini veya sebebe bağlı olarak ödeme gibi borcu sona erdiren olgunun varlığını ispatlayacak delil öne sürememiştir.
Senetin TTK 592,690 maddeleri gereğince boş olarak imzalanarak düzenlenmesi mümkündür. Açık poliçe düzenlenebilir. Bu durumda senetin aradaki ilişkiye aykırı olarak doldurulduğuna ilişkin yazılı belge ile iddiasının ispatlanması gerekmektedir. Davacı vekili senetlerin anlaşmaya aykırı domdurduğuna ilişkin hiç bir yazılı belge ibraz etmemiştir.
Bir kısım senetlerde ( iki senet ) var olan grafolojik değişikliklerin TTK 660 maddesi gereğince seneti geçersiz hale getirmez.
Tüm yukarıdaki açıklamalar bilirkişi raporu tespitleri ile davacının senetin konusu borcun sebebin gerçekleşmediğini yahut geçersizliğini veya sebebe bağlı olarak ödeme gibi borcu sona erdiren olgunun varlığını ispatlayacak delil ibraz edememiştir. Davacı iddiasını ispatlayamamıştır.
Alacak likittir. Davalı vekili kötü niyet tazminatı talep etmiştir. Likit alacağa ilişkin verilmiş kambiyo senetleri ile ilgili itirazın varlığı nedeni ile davacının kötü niyetli olduğuna karar verilmiştir. Bu nedenle kötü niyet tazminatını karar verilmiştir. Esas alacak oranı 146.158,33-TL üzerinden %20 kötü niyet tazminatı oran 29.231,66 TL alınıp davalıya verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan gerekçeler ile davanın reddine karar verilmiş ve davalı lehine 29.231,66 TL hükmedilmiştir.
Mahkememize verilen bu hüküm Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 14/01/2019 tarihli 2017/342 Esas 2019/62 Karar sayılı kararıyla; “….Davacı, dava konusu bonoların kendisinden korkutma yoluyla alındığını buna rağmen bono bedellerinin davacı tarafından davalıya ödendiğini ancak bonoların iade edilmediğini ve yıllar sonra takibe konulduğunu iddia etmiştir. Davacının mahkemece korkutma iddiasının varit olmadığının kabûlü doğru olmuştur. Ancak davacının ikinci iddiası bu bonoların bedelinin ödendiğidir. Ve bu iddiasını ispat için yemin deliline dayanmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 225 ve devamı maddeleri uyarınca, Mahkemece, “davacı tarafından davalıya dava konusu bono bedellerinin ödendiği” vak’ası ile ilgili olarak yemin teklif edip etmeyeceği hatırlatılıp yemin teklif ederse usûlü işlemler bu yönde tamamlanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. ” gerekçesiyle bozulmuştur.
Yargıtay bozma ilamına uyulmuş, Yargıtay bozma ilamında işaret edildiği üzere davacıya yemin teklifi hatırlatılmış, davacı taraf yemin teklifinde bulunmuştur. Davalı asil huzurda alınan imzalı ve ısrarlı beyanında dava konusu bono bedellerinin kendisine elden ödenmediğine ilişkin yemin etmiştir.
Yargıtay bozma ilamı gereği yerine getirilip araştırılacak başkaca husus kalmadığından yargılamaya son verilmiştir.

YENİDEN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE;
Davacı, dava konusu bonoların kendisinden korkutma yoluyla alındığını buna rağmen bono bedellerinin davacı tarafından davalıya ödendiğini ancak bonoların iade edilmediğini ve yıllar sonra takibe konulduğunu iddia etmiştir.
Mahkememizce, yapılan yargılama sonunda toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı vekilinin senetlerin boş olarak doldurulduğunu kabûl ettiği, senetler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesine göre senedi geçersiz hale getirecek bir tespit yapılmadığı, davacının senetlerin tehditle imzalandığına dair delil ibraz etmediği, ceza dosyalarının senede ilişkin davalar ile ilgili olmadığı, davacının kendi beyanı ile davalı ile aralarında ticari ilişkinin var olduğunu ve 22 adet senet düzenleyip verdiğini beyan ettiği, senetlerin temeli olan borcun gerçekleşmediğini ya da geçersizliğini veya sebebe bağlı olarak ödeme gibi borcu sona erdiren olgunun varlığını ispatlayacak delil öne sürmediği, senedin boş doldurulmasının mümkün olduğu, davacının senedin aradaki ilişkiye aykırı olarak doldurulduğuna ilişkin yazılı belge sunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından korkutma iddiasıyla ilgili bu iddiayı ispata elverişli delil gösterilmediği gibi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 39 uncu maddesi uyarınca yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya bonoları geri istemezse davacının kendisini korkuttuğuna dair iddiasından vazgeçmiş sayılır ve davacının korkutma iddiasına dayalı bono verme işlemini onaylamış sayılır. Bu bakımdan mahkememizce korkutma iddiasının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Ancak davacının ikinci iddiası bu bonoların bedelinin ödendiğidir. Bu iddiasını ispatlar mahiyette dosyamıza delil ibraz etmemiştir, ancak bu iddiasını ispat için yemin deliline dayanmıştır. Bozma ilamı doğrultusunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 225 ve devamı maddeleri uyarınca, davacı tarafa, davalıya, dava konusu bono bedellerinin ödendiği” vak’ası ile ilgili olarak yemin teklif edip etmeyeceği hatırlatılmış, davacı yemin teklifinde bulunmuş ve davalıda, dava konusu bono bedellerinin kendisine elden ödenmediğine ilişkin yemini eda etmiştir. Bu haliyle davacı taraf ödeme iddiasını da ispatlayamamıştır.
Tüm bu nedenler ile ispatlanamayan menfi tespit davasının reddine karar verilmiştir.
Davalı taraf kötü niyet tazminatı talep etmiştir. Alacak likittir. Davacı borçlu davasında haksız bulunmuştur. Bu nedenle İİK nın 72/4 maddesi uyarınca davacı lehine 146.158,33-TL alacağın %20 si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-146.158,33 TL alacağın %20′ sine tekabül eden 29.231,66 TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.170,45 TL’ den mahsubu ile hazineye irat kaydına, davacı tarafından fazla yatırılan 2.116,05 TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine (bozma öncesi kararla tahsilde ve iadede tekerrür olmamak kaydıyla),
4-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 15,55 TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 17.835,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-HMK 120 maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davalı asil ve vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip … e-imzalıdır .

Hakim … e-imzalıdır .