Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/418 E. 2021/513 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/418 Esas
KARAR NO:2021/513

DAVA:Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:01/07/2019
KARAR TARİHİ:29/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A :
Davacı vekilinin 01/07/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 30/04/2018 tarihinde Bayilik Sözleşmesi akdedildiğini, bayilik sözleşmesine ek olarak zeyilnameler ve protokol akdedildiğini, taraflar arasındaki satışa ilişkin usul ve esasların sözleşme ve eklerinde belirtildiğini ancak davalı tarafından kesilen faturalarda 2019 yılı Ocak ayı itibariyle Sigorta Bedeli adı altında değişen tutarlarda bedelin tahsil edildiğinin anlaşıldığını, davalı tarafından haksız kesilen bu bedellerin iadesi için … Noterliğinin 30/01/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, ancak davalı tarafından herhangi bir iade yapılmadığını beyanla davalarının kabulü ile fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile haksız olarak sigorta bedeli adı altında tahsil edilen bedellerin şimdilik 1.124,63.-TL sinin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
S A V U N M A :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin Türkiye’nin önde gelen akaryakıt dağıtım firmalarından birisi olduğunu, bayilerine, EPDK tarafından tesis edilen dağıtıcı lisansı uyarınca hizmet veren müvekkili şirketin aynı zamanda akaryakıt ürünlerinin imalatı, alım, satımı, ithalat, ihracat, depolama vs. faaliyetlerini sürdürdüğünü, özel sigorta hukuku alanında sigorta sözleşmesi yapma zorunluluğunun amacının bazı meslek ve faaliyetler sonucu ortaya çıkabilecek mal veya can zararlarının ödenmesini sağlayarak toplumda bu çeşit risklere maruz kalan kişileri korumak olduğunu, bu amaçla mevzuatımızda kabul edilen zorunlu sigorta türlerinin olduğunu, bunlardan birinin de Tehlikeli Maddeler Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası olduğunu, müvekkili şirket ile ticari ilişki içerisinde bulunan bayilerin faaliyet konuları itibariyle tehlikeli madde ve türevleri nedeniyle bir takım yükümlülüklere haiz olduklarını, tehlikeli maddenin depolanması, taşınması, kullanılması faaliyetlerinde dağıtıcı firma ve bayinin ortak hareket ettiğini, dolayısıyla kanunun ve ikincil mevzuatın öngördüğü üzere tehlikeli madde faaliyetinde bulunan davacı ile müvekkilinin rizikodan birlikte sorumlu olduğunu, taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesi eki protokolün 4.11. maddesi uyarınca, taraflar arasındaki bayilik ilişkisi kapsamında ortaya çıkacak olan tüm bedellerden bayi olarak davacının sorumlu olacağı konusunda tarafların mutabık kaldığını, bu nedenle davacıva ikmal edilen motorinin tehlikeli madde kapsamında değerlendirildiğinden söz konusu sigorta bedelinin cüzi bir kısmının davacıya yansıtılmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığını, kaldı ki, müvekkili şirket tarafından tanzim edilen Sigorta Bedeli olarak açıkça belirtilen fatura bedellerine kanuni süreler içerisinde davacı tarafından itiraz edilmediğini ve ve söz konusu bedellerin müvekkili şirkete ödendiğini savunarak, neticeten davanın reddine, yargılama ücreti ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmniştir.
G E R E K Ç E :
Dava; Davalı tarafından davacıdan sigorta bedeli altında alınan bedellerin tahsili istemine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış, taraflar arasındaki sözleşmeler celp edilmiş, bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır.
… Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla SMMM bilirkişisi …’ dan aldırılan 05/08/2020 düzenleme tarihli talimat bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında sözleşme ilişkisinden kaynaklanan ticari ilişki olduğu, davacı defterlerinin e- defter olduğu, sahibi lehine delil özelliğini haiz olduğu, davalının davacıya tanzim ve talep ettiği 01/01/2019 tarihinden 01/07/2019 tarihleri arasındaki fatura içeriklerinden ihtilaf konusu sigorta bedellerini toplamının 10.011,08 TL olduğu, davalı tarafından davacıya gönderilen mallara ilişkin talep edilen sigorta bedellerinin sözleşme kapsamındaki sigorta şartına girip girmediği konusunun meslek bıranşı dışında olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Sigorta uzmanı … ve SMMM bilirkişi …tarafından tanzim edilen 26/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı … Ltd.Şti. ile davalı … A,Ş. arasında akdedilmiş, 30/04/2018 tarihli bir BAYİLİK SÖZLEŞMESİ nin ve aynı tarihli bir PROTOKOL un mevcut olduğu, sözleşmenin ve protokolün altında tarafların kaşe ve imzasının mevcut olduğu, sözleşmenin konusunun “….’ nin ve havinin, geçerli lisanslarına istinaden Akaryakıt ve … tarafından üretimi, dağıtımı yada tedariki yapılacak sair ürünlerin, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat çerçevesinde ve Sözleşme süresince Bayi tarafından yalnızca …’den tedarik edilmesi ve tüketicilerin kullanımına sunulmasıdır.” şeklinde olduğu, işbu sözleşmenin süresinin 30/04/2018 tarihinden itibaren 5 (beş) yıl olduğu; Davacı şirketin ticari defterlerinin … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/87 Talimat sayılı dosyası incelenmiş olduğu; Davalı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin tetkikinde; davacı ile olan ticari münasebetini 120,01.01.001 Alıcılar carı hesabı altında takip etmekle olduğu, davacıya düzenlenen faturaları bu hesabın borcuna kaydetmiş olduğu, buna karşılık davacı tarafından yapılan ödemeleri ise bu hesabın alacağına kaydetmiş olduğu, talimat dosyası ile alınan bilirkişi raporunda listelenmiş taraflar arasında ihtilafı oluşturduğu iddia edilen 01/01/2019 tarihinden 01/07/2019 dava tarihine kadar olan tüm faturaların davalı ticari defterlerinde davacıyı borçlandıracak şekilde kayıtlı olduğu ve davacı tarafından söz konusu faturaların ödemesinin yapılmış olduğu, dava tarihi olan 01/07/2019 tarihinden sonra da taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam ettiği ve davalı tarafından düzenlenen faturalara davacı tarafından ödemelerin yapılmış olduğu, ancak iş bu dava konusunun cari hesap bakiyesi olmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın konusu, davalı tarafından davacıya düzenlenen faturalardaki “Sigorta Bedeli” açıklaması bedellerinin taraflar arasındaki sözleşme ve protokole uygun düzenlenip düzenlenmediği konusunda olduğu, buna ilişkin yalan değerlendirmede; taraflar arasında akdedilmiş, 30/04/2018 tarihli bir Bayilik Sözleşmesinin aynı tarihli bir protokolün mevcut olduğu, talimat ile incelenen davacı defterlerinde taraflar arasındaki ihtilaf konusu sigorta bedellerinin toplamının 10,011,08-TL olduğunun anlaşıldığı, talimat dosyası ile alınan bilirkişi raporunda listelenmiş taraflar arasında ihtilafı oluşturduğu iddia edilen 01/01/2019 tarihinden 01/07/2019 dava tarihine kadar olan tüm faturaların davalı ticari defterlerinde davacıyı borçlandıracak şekilde kayıtlı olduğu ve davacı tarafından söz konusu faturaların ödemesinin yapılmış olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın cari hesap bakiyesi olmadığı, ihtilafın konusunun, davalı tarafından davacıya düzenlenen faturalardaki “Sigorta Bedeli” açıklaması bedellerinin taraflar arasındaki sözleşme ve protokole uygun düzenlenip düzenlenmediği noktasında olduğunun değerlendirildiği, sigortacılık yönünden inceleme neticesinde; taraflar arasında akdedilen “Bayilik Sözleşmesi” incelendiğinde; sözleşmenin konusunun, …’nin ve Bayi’nin geçerli lisansına istinaden, Akaryakıt ve … tarafından üretimi, dağıtımı ya da tedariki yapılacak sair ürünlerin, 5015 saydı Petrol Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat çerçevesinde ve sözleşme süresince Bayi tarafından yalnızca …’den tedarik edilmesi ve tüketicilerin kullanımına sunulması olduğu, bayinin yükümlülükleri başlıklı 5, maddesinin 6. Bendinde “Bayi, ilgili mevzuat uyarınca … tarafından Akaryakıt İstasyonunda yapılan veya üçüncü şahıslara yaptırılan her türlü iş ve işlem için doğmuş ve doğacak masrafları ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” düzenlemesine yer verildiği, aynı sözleşmenin 15. maddesinde Sigorta hususunun düzenlendiği; işbu maddede yer alan “…Bayi, ayrıca tüm masraf ve primleri kendisine ait olmak üzere kanunen zorunlu olan sigortaları da yaptırmakla yükümlüdür. Bayi, tüm masraf ve primleri yine kendisine ait olmak üyere cana, mala ve çevreye verilecek yararlara karşı da yeterli tutarda ve söyleşme müddetince yenilenerek devam etmek suretiyle sigorta yaptırmakla yükümlüdür.” hükmü ile kanunen yapılması zorunlu olan sigortaların masraf ve primlerinin bayiye ait olduğunun düzenlendiğinin görüldüğü, sözleşmenin konusu, akaryakıt ve türevlerinin tedarik edilmesi ve tüketicilerin kullanımına sunulması olup tarafların, tehlikeli maddelerle ilgili mesleki faaliyette bulunmakta olan tüzel kişiler olduğu, 2872 sayılı Çevre Kanununun tehlikeli kimyasallar ve atıklar başlıklı 13. maddesinin 6 numaralı bendinde “Tehlikeli kimyasalların üretimi, satışı, depolanması, kullanılması ve taşınması faaliyetleri, ile (.. ,)(3) atıkların toplanması, taşınması, geçici ve ara depolanması, geri kazanımı, yeniden kullanılması ve bertaraf faaliyetlerinde bulunanlar ile atık yönetim sorumlusu firmalar, bu Kanun ile getirilen yükümlülükler açısından müteselsilen sorumludurlar. Sorumlular bu Kanunda belirtilen mesleki faaliyetleri nedeniyle oluşacak bir kaza dolayısıyla üçüncü şahıslara verebilecekleri zararlara karşı tehlikeli kimyasal ve tehlikeli atık malî sorumluluk sigortası yaptırmak yoranda olup, faaliyetlerine başlamadan önce bakanlıktan gerekli izni alırlar.” hükmü ile tehlikeli maddelerin üretimi, satışı, depolanması, kullanılması ve taşınması faaliyetlerinde bulunanların Tehlikeli Kimyasal ve Tehlikeli Atık Malî Sorumluluk Sigortası yaptırmasının zorunlu olduğunun düzenlendiği, dosyada mübrez belgeler incelendiğinde davalının “sigorta bedeli” adı altında tahsil etliği bedellerin Tehlikeli Maddeler ve Tehlikeli Atık Zorunlu Sorumluluk Sigortası için ödenen primlere ilişkin olduğu, işbu sigortanın yaptırılması zorunlu sigortalardan olduğu, davacı ile davalı arasında düzenlenen sözleşme incelendiğinde bayinin, tüm masraf ve primleri kendisine ait olmak üzere kanunen zorunlu sigortaları yaptırmakla yükümlü olduğu, bu kapsamda davalı tarafından ödenen sigorta primlerinin sözleşme hükümleri kapsamında davacıdan tahsil edilebileceği görüş ve kanaatine ulaşıldığı, öte yandan davalı, davacı tarafından fatura bedellerine kanuni süreler içerisinde itiraz edilmediğini belirterek ödemesi gerçekleştirilen fatura bedellerinin iadesinin mümkün olmadığının belirtiği, Türk Ticaret Kanununun 21/2 maddesi ‘”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır” hükmü düzenlemesi ile fatura içeriğine 8 gün içerisinde itiraz edilmemesi halinde fatura içeriğinin kabul edileceği düzenlenmiş olup tarafımızca yapılan incelemelerde fatura bedellerine süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğu ve davacı tarafından herhangi bir itirazi kayıt koyulmaksızın fatura bedellerinin tamamının ödenmiş olduğunun görüldüğü; Netice itibarıyla; dosya üzerinden yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda; taraflar arasında akdedilmiş, 30/04/2018 tarihli bir BAYİLİK SÖZLEŞMESİ nin ve aynı tarihli bir protokolün mevcut olduğu, dava tarihi olan 01/07/2019 tarihinden sonra da taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam ettiği ve davalı tarafından düzenlenen faturalara davacı tarafından ödemelerin yapılmış olduğu, ancak iş bu davanın konusunun cari hesap bakiyesi olmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın konusunun, davalı tarafından davacıya düzenlenen faturalardaki “Sigorta Bedeli” açıklaması bedellerinin taraflar arasındaki sözleşme ve protokole uygun düzenlenip düzenlenmediği noktasında olduğu, sözleşmenin konusu akaryakıt ve türevlerinin tedarik edilmesi ve tüketicilerin kullanımına sunulması olup tarafların tehlikeli maddelerle ilgili mesleki faaliyette bulunmakta olan tüzel kişilerden olduğu, tehlikeli maddelerin üretimi, satışı, depolanması, kullanılması ve taşınması faaliyetlerinde bulunanların Tehlikeli Kimyasal ve Tehlikeli Atık Malî Sorumluluk Sigortası yaptırmasının zorunlu olduğu, davalının “sigorta bedeli” adı altında tahsil ettiği bedellerin Tehlikeli Maddeler ve Tehlikeli Atık Zorunlu Sorumluluk Sigortası için ödenen primlere ilişkin olduğu, işbu sigortanın yaptırılması zorunlu sigortalardan olduğu, davacı ile davalı arasında düzenlenen sözleşme incelendiğinde bayinin, tüm masraf ve primleri kendisine ait olmak üzere kanunen zorunlu sigortaları yaptırmakla yükümlü olduğu; bu kapsamda davalı tarafından ödenen sigorta primlerinin sözleşme hükümleri kapsamında davacıdan tahsil edilebileceği, fatura bedellerine süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğu ve davacı tarafından herhangi bir itirazi kayıt koyulmaksızın fatura bedellerinin tamamının ödenmiş olduğu görülmüş olup faturanın geçerliliği hususunun hukuki değerlendirme gerektirdiği görüş ve kanaatleri bildirilmiştir.
Davacı vekili 28/09/2020 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah etmiş netice olarak toplamda; 10.011,08 TL’ nin tahsilini talep ederek harcını tamamlanmıştır.
Bilirkişi raporları değerlendirilmiş ve hukuki değerlendirmeler mahkememize ait olmak üzere dosya kapsamına ve karar vermeye uygun olduğu değerlendirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporlarının bir bütün olarak değerlendirilmesinde;
Taraflar arasında akdedilmiş, 30/04/2018 tarihli bir BAYİLİK SÖZLEŞMESİ ve aynı tarihli bir PROTOKOL bulunmaktadır. Sözleşmenin ve protokolün altında tarafların kaşe ve imzasının mevcuttur.
Taraflar arasındaki ihtilaf konusu sigorta bedellerinin toplamının talimat dosyası ile alınan bilirkişi raporuna göre 10,011,08-TL olduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi heyetince, talimat dosyası ile alınan bilirkişi raporunda davacı kayıtlarına göre listelenmiş taraflar arasında ihtilafı oluşturduğu iddia edilen 01/01/2019 tarihinden 01/07/2019 dava tarihine kadar olan tüm faturaların davalı ticari defterlerinde davacıyı borçlandıracak şekilde kayıtlı olduğu ve davacı tarafından söz konusu faturaların ödemesinin yapılmış olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasında cari hesaptan kaynaklı bir uyuşmazlık söz konusu değildir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı tarafından davacıya düzenlenen faturalardaki “Sigorta Bedeli” açıklaması ile davacıdan tahsil edilen bedellerin, taraflar arasındaki sözleşme ve protokole göre davacıdan tahsilinin yerinde olup olmadığı, davacıya iadesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Taraflar arasında akdedilen “Bayilik Sözleşmesi” incelendiğinde; sözleşmenin konusunun, …’nin ve Bayi’nin geçerli lisansına istinaden, Akaryakıt ve … tarafından üretimi, dağıtımı ya da tedariki yapılacak sair ürünlerin, 5015 saydı Petrol Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat çerçevesinde ve sözleşme süresince Bayi tarafından yalnızca …’den tedarik edilmesi ve tüketicilerin kullanımına sunulması olduğu, bayinin yükümlülükleri başlıklı 5, maddesinin 6. Bendinde “Bayi, ilgili mevzuat uyarınca … tarafından Akaryakıt İstasyonunda yapılan veya üçüncü şahıslara yaptırılan her türlü iş ve işlem için doğmuş ve doğacak masrafları ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” düzenlemesine yer verildiği, aynı sözleşmenin 15. maddesinde “…Bayi, ayrıca tüm masraf ve primleri kendisine ait olmak üzere kanunen zorunlu olan sigortaları da yaptırmakla yükümlüdür. Bayi, tüm masraf ve primleri yine kendisine ait olmak üyere cana, mala ve çevreye verilecek yararlara karşı da yeterli tutarda ve söyleşme müddetince yenilenerek devam etmek suretiyle sigorta yaptırmakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme ile kanunen yapılması zorunlu olan sigortaların masraf ve primlerinin bayiye ait olduğunun düzenlendiği görülmüştür.
Sözleşmenin konusu, akaryakıt ve türevlerinin tedarik edilmesi ve tüketicilerin kullanımına sunulması olup, tarafların, tehlikeli maddelerle ilgili mesleki faaliyette bulunmakta olan tüzel kişiler olduğu, 2872 sayılı Çevre Kanununun tehlikeli kimyasallar ve atıklar başlıklı 13. maddesinin 6 numaralı bendindeki “Tehlikeli kimyasalların üretimi, satışı, depolanması, kullanılması ve taşınması faaliyetleri, ile (.. ,)(3) atıkların toplanması, taşınması, geçici ve ara depolanması, geri kazanımı, yeniden kullanılması ve bertaraf faaliyetlerinde bulunanlar ile atık yönetim sorumlusu firmalar, bu Kanun ile getirilen yükümlülükler açısından müteselsilen sorumludurlar. Sorumlular bu Kanunda belirtilen mesleki faaliyetleri nedeniyle oluşacak bir kaza dolayısıyla üçüncü şahıslara verebilecekleri zararlara karşı tehlikeli kimyasal ve tehlikeli atık malî sorumluluk sigortası yaptırmak yoranda olup, faaliyetlerine başlamadan önce bakanlıktan gerekli izni alırlar.” hükmü ile tehlikeli maddelerin üretimi, satışı, depolanması, kullanılması ve taşınması faaliyetlerinde bulunanların Tehlikeli Kimyasal ve Tehlikeli Atık Malî Sorumluluk Sigortası yaptırmasının zorunlu olduğunun düzenlendiği görülmüştür.
Dosyada mübrez belgeler incelendiğinde davalının “sigorta bedeli” adı altında davalıdan tahsil ettiği bedellerin Tehlikeli Maddeler ve Tehlikeli Atık Zorunlu Sorumluluk Sigortası için ödenen primlere ilişkin olduğu, işbu sigortanın yaptırılması zorunlu sigortalardan olduğu, davacı ile davalı arasında düzenlenen sözleşmenin yukarıda açıklanan hükümlerine göre, bayinin, tüm masraf ve primleri kendisine ait olmak üzere kanunen zorunlu sigortaları yaptırmakla yükümlü olduğu, bu kapsamda davalı tarafından ödenen sigorta primlerinin sözleşme hükümleri kapsamında davacıdan tahsil edilebileceği kanaatine ulaşılmıştır.
Bunun yanında, Türk Ticaret Kanununun 21/2 maddesine göre, faturayı alan tarafından, fatura içeriğine 8 gün içerisinde itiraz edilmemesi halinde, fatura içeriği kabul edilmiş sayılacaktır. Bilirkişilerce yapılan incelemelerde, davacı tarafından fatura bedellerine süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğu ve herhangi bir itirazi kayıt koyulmaksızın fatura bedellerinin tamamının ödenmiş olduğu tespit edilmiş olmakla, bu kapsamda da dava konusu sigorta bedellerinin davacı tarafından davalıdan geri istenemeyeceği değerlendirilmiştir.
Tüm bu nedenler ile davacının davasında haksız olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşinen ve ıslah yoluyla yatırılan toplam 195,96 TL harçtan mahsubu ile, fazla yatırılan 136,6 TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Yargılama masraflarının sarf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-HMK 120 maddesi gereği davacı yanca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı yana re’ sen iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
02/07/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır