Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/391 E. 2021/31 K. 25.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/391
KARAR NO:2021/31

DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/06/2019
KARAR TARİHİ:25/01/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkili aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası ile haksız ve hukuka aykırı olarak takip başlatıldığını ancak yapılan takibin haksız ve mesnetsiz olup iptalinin gerektiğini, öncelikle …. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasında takibe dayanarak yapılan senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını yargılama esnasında yapılacak olan bilirkişi incelemesinde de bu hususun anlaşılacağının bu nedenle takibe konu senetteki imzayı açıkça ve ayrıca inkar ettiklerini mahkemece senet asılları istenip incelendiğinde senet altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığının ortaya çıkacağını ayrıca müvekkillinin davacı ile davalı arasında hiçbir ticari borç doğuran bir hukuki veya insani ilişki bulunmadığını davalı tarafın tamamen kötü niyetli olduğunu taraflarınca dava şartı olan arabuluculuk müessesine başvurulduğunu ancak anlaşmaya varamadıklarını, fazlaya dair tüm talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik öncelikle huzurdaki dava neticeleninceye kadar teminatsız veya mahkememizce uygun görülecek makul bir teminat karşılığında …. İcra müdürlüğünün …esas sayılı dosyası ile takibin durdurulmasını davalarının kabulünü müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini yapılan takipten dolayı %20 den aşağı olmamak kaydıyla davalı tarafa kötüniyet tazminatı yükletilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı yana usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, kasada muhafaza altına alınan belge asılları, cevabi yazı içerikleri, …. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası sureti, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Menfi tespit davası, davalı tarafından varlığı inkâr edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davadır (Kuru, B: İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 136).
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır (İstanbul BAM 44. H.D. 2020/2536 Esas-2020/455 Karar sayılı kararı).
Mahkememizde görülüp karara bağlanan dava, sahtelik (imza inkarı) nedenine dayalı olarak açılmış olup, böyle bir durumda öncelikte sahtecilik iddiasının incelenmesi dava ve takip konusu senetteki imzanın davacı borçluya ait olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir (İstanbul BAM 44. H.D. 2020/2536 Esas-2020/455 Karar sayılı kararı).
Tüm bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları ve belge suretleri dosyamız içerisine, belge asılları da mahkememiz kasasında muhafaza altına alınmış, davacı yanın mahkememiz huzurunda imza incelemesine esas olmak üzere yeter derecede imza ve yazı örnekleri alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla grafoloji uzmanı bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişi tarafından tanzim edilerek mahkememize ibraz olunan 30/10/2020 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “Borçlusu … alacaklısı … 16/12/2016 düzenleme ve 20/12/2016 ödeme tarihli 15.000,00 TL bedelli senet aslının ön yüzünde düzenleme tarihi ve imza hanelerindeki … isimli şahıs adına atılı bulunan borçlu imzalarının, … isimli şahsın dosya içeresinde mevcut bilhassa … bankası sözleşme aslı ile … sözleşme aslındaki mukayeseye esas imzalarına kıyasla UYGUNLUK VE BENZERLİKLERİN bulunduğunun tespit edilmiş olması sebebiyle … isimli şahsın eli mahsulü olduğu yönünde kanaat ve sonuca varılmıştır” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Davacı yanca dava dilekçesinde imza inkarında bulunulmuş ise de, mahkememizce grafoloji uzmanı bilirkişiden alınan ve dosya kapsamında uygun olduğu anlaşılan rapor ile, dava ve takip konusu bonodaki imzanın davacıya ait olduğunun anlaşıldığı, bu haliyle de davacı yanın sahtecilik iddiasını ispat edemediği anlaşıldığından, davacının sahtecilik iddiasına itibar edilmemiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Yine davacı yanca, müvekkilli ile davalı arasında hiçbir ticari borç doğuran hukuki veya insani ilişki bulunmadığı ve davalı tarafın tamamen kötü niyetli olduğu iddia edilmiş ise de, bonoda kural olarak ispat yükünün senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa ait olduğu, somut olayda dava ve takip konusu yapılan bonodaki düzenleme sebebinin nakden olarak yazılmış olduğu, bu haliyle de, bono karşılığında nakit para alınmadığına yönelik iddianın davacı tarafından yazılı delille ispat edilmesi gerektiği, az yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı tarafın senetteki imzanın sahte olduğuna ilişkin iddiasının da kabul edilmediği, davacının bedelsizlik iddiasını ispatlayacak yazılı bir delil de sunmadığı, ayrıca davalı yanın kötü niyetli olduğunu da usulüne uygun delillerle ispat edemediği anlaşıldığından, davacı yanca açılan davanın reddine karar verilmiş ve tüm dosya kapsamına ilişkin olarak da aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 256,17 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 201,77 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-HMK 120. maddesi gereğince; davacı tarafından gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde yanlara İADESİNE,
6-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/01/2021

Katip …

Hakim …