Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/334 E. 2022/494 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/334 Esas
KARAR NO :2022/494

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:29/02/2016
KARAR TARİHİ:13/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: 12.02.2011 tarihinde … sevk ve idaresindeki motosikletin seyir halindeyken devrilmesi sonucunda trafik kazası meydana geldiğini, mezkur kazada araçta yolcu olan müvekkilinin ağır derecede yaralandığını, kaza tespit tutanağına göre olayda sürücünün tam kusurlu olduğunu, olayla ilgili olarak … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası üzerinden alınan Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp Şube Müdürlüğünün raporuna göre müvekkilinin çalışma gücünün %100’ünü kaybettiğini, kaza nedeniyle meslekte çalışma gü kaybı tazminatının ödenmesi istemli olarak …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasından yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiğini, plakası bulunmayan aracın kaza tarihinde geçerli bir trafik sigortasının bulunmadığını, müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet veren motosikletin müvekkiline çarparak kaçtığını ve bu nedenle plakasının belirlenemediğini, yönetmelik hükümleri gereğince, davalının müvekkilinin zararından hukuken sorumlu olduğunu, müvekkilinin hastanedeki tedavilerinin tamamlanmasının ardından bakımına evde devam edildiğini ve bunun hayat boyu sürecek nitelikte olduğunu, bu sebeple bakıcı tazminatının, müvekkilinin yaşam süresiyle hesaplanması gerektiğini, açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, bakıcı tazminatı hesabının yaptırılarak davalı yönünden olay tarihindeki sigorta limiti çerçevesinde olmak kaydıyla 500,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usül yönünden zamanaşımı itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak ise; davacının talep ettiği bakıcı giderlerine bağlı maddi tazminat isteminin müvekkili yönünden reddi gerektiğini, olayda hatır taşımasının varlığının sabit olup, tazminat hesabında indirilmesi gidilmesi gerektiğini, meydana gelen kazada davacının müterafik kusuru bulunmakta olup, tazminat hesabında indirim yapılması gerektiğini, müvekkilinin sorumluğunun poliçedisi teminat limiti ile sınırlı olu, bu limit üzerinden tazminata hükmedilemeyeceğini, davacının temerrüt tarihinden ticari faiz talebinin haksız olup, ancak yasal faiz talep edilebileceğini belirterek haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
G E R E K Ç E /
Dava; 12/02/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle bakıcıya muhtaçlıktan kaynaklı maddi zararlarının tazmini istemine ilişkindir.
Mahkememizce … sayılı 27.03.2017 tarihli kararı ile, “Hak düşürücü süre nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE,” karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İstanbul BAM 8. Hukuk Dairesi’nin 2019/1262 esas ve 2019/895 karar sayılı 09/05/2019 tarihli kararı ile “Dosya arasında bulunan 25/01/2012 ve 31/01/2012 tarihli ibranameler incelendiğinde, ibranamelerin maluliyet tazminatına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Eldeki davadan önce …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası kapsamında düzenlenen bilirkişi raporunda da davalı … Hesabı tarafından yapılan ödemelerin maluliyet tazminatına ilişkin olduğu kabul edilerek, belirlenen tazminattan mahsup edilmiştir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 2003 tarihli ZMMS genel şartlarına göre sakatlanma ve ölüm teminatı ile sağık giderleri teminatı ayrı teminat klozları olup, bakıcı gideri talebi sağlık giderleri teminatı kapsamında kalmaktadır. İbranameler bakıcı giderini kapsamadığından KTK 111. maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürücü sürenin dava konusu olayda uygulanma yeri bulunmamaktadır. Bu itibarla Mahkemece davanın esasına girilerek yargılama yapılması gerekirken davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi doğru bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, HMK 353/1-a/6 maddesi gereğince Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, dosyanın yeniden yargılama yapılması amacıyla Mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. ” gerekçesiyle mahkememizce verilen kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
İstanbul BAM 8. Hukuk Dairesi’nin 2019/1262 esas ve 2019/895 karar sayılı 09/05/2019 tarihli kaldırma kararı doğrultusunda mahkememizce yargılamaya devam olunmuş, toplanması gereken deliller toplanmış, davanın esasına dair inceleme ve değerlendirmeler yapılmış, davacının bakıma muhtaç olup olmadığına dair ATK’dan, kusur ve tazminat hesabına ilişkin uzman bilirkişi heyetinden raporlar alınmıştır.
Celp edilen …. ATM’nin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacısının … olduğu, Davalısının … Hesabı olduğu, davanın bedensel zarar nedeniyle maluliyete ilişkin tazminat davası olduğu, dava sonunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Celp edilen … CBS’nin … Soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde, davacının K.H. Mağdurların … ve … Ericek, şüphelinin …, suçun Taksirle Bir Kişininin Yaralanmasına Neden Olma, suç tarihinin 12.02.2012 olduğu, soruşturma sonunda şikayet yokluğu nedeniyle Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
İstinaf Mahkemesi kaldırma kararında da vurgulandığı üzere, dosya arasında bulunan 25/01/2012 ve 31/01/2012 tarihli ibranameler incelendiğinde, ibranamelerin maluliyet tazminatına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Eldeki davadan önce …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası kapsamında düzenlenen bilirkişi raporunda da davalı … Hesabı tarafından yapılan ödemelerin maluliyet tazminatına ilişkin olduğu kabul edilerek, belirlenen tazminattan mahsup edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacının bakıma muhtaç olup olmadığının tespitine yönelik olarak alınan 27/08/2021 tarihli ATK İstanbul 2. Adli Tıp İhtiisas Kurulu raporunda özetle; 1…. oğlu 01.10.1991 doğumlu …’in 12.02.2011 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanması sebebiyle 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin, 15. Maddesi kapsamında, başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda olduğu oy birliği ile mütalaa olunduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce kusur ve aktüer hesaba ilişkin olarak alınan 28/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Nihai takdir ve karar Sayın Mahkemeye ait olmak üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık
noktaları yönünden; Plakasız Motosiklet Sürücüsü …’nın ,” TAM KUSURLU “kusur oranının ise %100
(Yüzde yüz), Yolcu …’in “ KUSURSUZ” olduğu kusur oranın ise %0 (Yüzde sıfır) olduğu, Davacının bakıcı gideri maddi zararının 2.883.240,90 TL olduğu, bu tutarın 200.000,00 TL teminat limitini aşmakta olduğu, bu durumda davacının talep edebileceği bakıcı gideri maddi zararının 200.000,00 TL olduğu,
Temerrüt başlangıcının 29.02.2016 dava tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu,
Görüş ve kanaati bildirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan maluliyet, kusur ve aktüer raporların değerlendirilmesinde;
Davacının 12.12.2012 tarihinde meydana gelen tek taraflı kazada yaralandığı, kazaya sebebiyet veren aracın plakasız olduğu ve bu kapsamda kaza tarihini kapsayan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesinin olmadığı, davacının kaza sırasında bu araçta yolcu olarak bulunduğu; Davacı tarafından davadan önce bakıcı giderine ilişkin davalı … Hesabına başvurulmadığı, davalı … Hesabı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı, ödeme yapıldığına dair bir iddianında olmadığı; Davacının kazada yaralanmasından dolayı, plakasız ve sigortasız araç sürücüsünün asli ve tam kusuru nedeniyle, davalı … Hesabına karşı bakıcı giderine ilişkin maddi zararlarının tazmini için işbu davayı açtığı anlaşılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49. Maddesinde; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, 54. Maddesinde; Tazminat talep edilebilecek bedensel zarar kalemlerinin, tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu, 56. Maddesinde; Hakimin , bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceği düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85. Maddesinde; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, 91. Maddesinde; İşletenlerin bu kanunun 85 . Maddesinin 1. Fıkrasına göre olan sorumlulukların karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, 97. Maddesinde; Zarar görenin ZMMS sigortacısına başvurabileceği; 99. Maddesinde; trafik sigortacısının, hak sahibinin başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde ZMMS kapsamındaki miktarları ödemek zorunda olduğu, 109. Maddesinde de; Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin , zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrenmesinden itibaren iki yılın her durumda kaza tarihten itibaren 10 yılın geçmesiyle zaman aşımına uğrayacağı, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanunun bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş ise bu sürenin maddi tazminat talepleri içinde uygulanacağı, düzenlenmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 14/2-b maddesine ve … Hesabı Yönetmeliğinin 9/1-b maddesine göre, Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için … hesabına başvurulabileceği düzenlenmiştir.
Yasal düzenlemeler ışığında; Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için kazada yaralanan davacı, davalı … Hesabına karşı dava açılabilecektir. Davalının sorumlu tutulabilmesi için davacının kaza nedeniyle bir maluliyetinin, geçici iş görmezlik döneminde bir kaybının veya bakıma muhtaç durumda kalmış olmasının ve rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortası yaptırılmamış olan aracın sürücüsünün kusurlu olması, talep edilen tazminat miktarının sigorta azami teminat limitleri içinde kalması gerekmektedir.
Somut olayda, davacının geçirmiş olduğu kazadan dolayı, Mahkememizce davacının bakıma muhtaç olup olmadığının tespitine yönelik olarak alınan 27/08/2021 tarihli ATK İstanbul 2. Adli Tıp İhtiisas Kurulu raporuna göre, … oğlu 01.10.1991 doğumlu …’in 12.02.2011 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanması sebebiyle 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin, 15. Maddesi kapsamında, başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce kusur ve aktüer hesaba ilişkin olarak alınan 28/02/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre, Plakasız Motosiklet Sürücüsü …’nın ,” TAM KUSURLU “kusur oranının ise %100
(Yüzde yüz) olduğu, davacının bakıcı gideri maddi zararının 2.883.240,90 TL olduğu, bu tutarın 200.000,00 TL teminat limitini aşmakta olduğu, bu durumda davacının talep edebileceği bakıcı gideri maddi zararının 200.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davalı yanca, davanın KTK’nın 111. Maddesinde uyarınca 2 yıllık sürede açılmadığına yönelik savunmada bulunulmuş ise de, mahkememizce önceki kararda bu husus değerlendirilerek hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verildiği, mahkememizce verilen bu kararın istinaf mahkemesince davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı değerlendirilerek kaldırıldığı ve bu kapsamda bu hususun kesinleştiği anlaşılmakla ve mahkememiz istinaf kararı ile bağlı olmakla bu hususta mahkememizce yeniden değerlendirme yapılmamıştır.
Davalı yanca, davacının dava konusu kazada müterafik kusurunun bulunduğu ileri sürülmüştür. Somut olayda davacının kask takmadığı, plakasız araçta yolculuk ettiği anlaşılmakla, davacının müterafik kusurunun bulunduğu değerlendirilmiştir.
Davalı yanca, dava konusu olayda hatır taşıması olduğu ileri sürülmüştür. Somut olayda kaza yapan araçta yolcu olarak bulunan davacı ile aracın sürücüsünün yakın akraba olmadıkları, davacının bir ücret karşılığında taşındığına dair dosya kapsamında bir delil bulunmadığından dava konusu olayda hatır taşımasının olduğu değerlendirilmiştir.
Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre olayda hatır taşımasının ve müterafik kusurun bulunması halinde her biri için ayrı ayrı olmak üzere tespit edilen tazminat miktarından %20 oranında indirim yapılması gerekmektedir. Tespit edilen 2.883.240,90 TL tazminattan müterafik kusur için %20 oranında indirim yapıldığında 2.306.592,72 TL kalmaktadır. Bu miktardan da hatır taşıması için %20 indirim yapıldığında 1.845,274,18 TL kalmaktadır. Bu kapsamda davacının müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılmasından sonra bakıcı gideri zararının 1.845,274,18 TL olduğu bu miktarın 200.000,00 TL poliçe teminat limitinin üstünde olduğu, davacının davalıdan poliçe teminat limiti olan 200.000,00 TL talepte bulunabileceği sonucuna ulaşılmıştır.
Davacı tarafça 200.000,00 TL üzerinden talep artırımı yatırılarak harcı tamamlanmıştır.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve tespitlere göre, davacının kazada yaralanmasından dolayı bilirkişilerce tespit edilen ve sigorta azami teminat limitleri içerisinde kalan 200.000,00 TL bakıcı gideri zararından davalı … Hesabının sorumlu olduğu; dava öncesinde davacının davalı … Hesabına başvuruda bulunmadığı anlaşılmakla temerrütün dava tarihinde oluştuğu, tarafların tacir olmadığı, temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceği, davalı yanın davanın reddine dair savunmalarının yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜ K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ İLE; Bakıcı Giderine ilişkin 200.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 29/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,

2-Alınması gereken 13.662,00-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan 712,20-TL’nin mahsubu ile bakiye 12.949,80-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafça peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan 712,20-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,

3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinden 29,20 TL başvuru harcı, 85,70 TL istinaf başvurma harcı, 387,95 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 1070,00 TL ATK ücreti olmak üzere toplam: 3.572,85 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,

4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 31.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-HMK 120. maddesi gereğinde davacı yanca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde re’ sen iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/09/2022

Katip … Hakim ….
 e-imzalıdır  e-imzalıdır