Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/327 E. 2020/293 K. 01.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/327 Esas
KARAR NO : 2020/293
DAVA : TAZMİNAT (Kişilik Haklarına Saldırı Nedenli)
DAVA TARİHİ : 27/02/2014
KARAR TARİHİ : 01/07/2020

Davacılar tarafından davalı aleyhine açılan manevi tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirket ile yüklenici … Tahhüt ve Ticaret Anonim şirketi arasında inşaat yapım işinin başladığı tarihten sona erdiği tarihe kadar geçen süreçte tüm ticari diyaloğun yüklenici şirket yetkilisi … adlı kişi ile yürütüldüğünü, müvekkillerinin bu kişi dışında başkaca bir muhattaplarının olmadığını, yüklenici şirketin akde aykırı ve kusurlu davranışları nedeniyle sözleşmesinin fesih tarihi olan 17 Şubat 2012 tarihinden çok kısa bir süre öncesinde ve sonrasında bu şirket ve yetkilileri tarafından azmettirilen bir takım kötü niyetli kişilerce müvekkil şirket, yetkilileri ve sahada bulunan bir takım personele karşı haksız, hukuka aykırı ve suç teşkil eden nitelikte saldırılar başlatıldığını, söz konusu saldırı nedeniyle ilgili hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davalılardan … adlı kişinin beraberindeki birkaç kişi ile birlikte müvekkillerinin maliki bulunduğu … Konutları şantiyesini 20 ve 21 Ocak 2012 tarihinde bastığını, bu kişilerce müvekkili şirket yetkilileri ve şantiye görevlilerine karşı tehditkar sözler sarf ettiklerini, ayrıca çalışanlara karşı taşlı fiziki saldırı yapıldığını, davalı … adlı kişinin bu tarihten sonra müvekkili şirket ve yetkililerine karşı zarar vermek kastı ile hareket etmeye başladığını, yüklenici … A.Ş’nin inşaat yapım işini üstlendiği tarihten haksız şantiye baskının gerçekleştiği tarih olan 20/01/2012 tarihine kadar ismi duyulmayan davalı … adlı kişinin yüklenici … A.Ş nin yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini, davalı … adlı kişi ve azmettiricilerinin, müvekkili şirketin hissedar olarak maliki olduğu … konutları projesi ile ilgili işine son verilen ve müvekkili şirketin milyonlarca Türk Lirası zarara uğramasına sebebiyet veren önceki yüklenici … Taahhüt ve Ticaret Anonim Şirketi ile müvekkili şirket arasında devam eden hukuk davalarında hakim ve mahkemeleri baskı altına almaya çalıştıklarını, davalı …’in iftira, suç uydurma, haksız rekabet, hakaret suçları teşkil eden ve içlerinde … ve Yardımcıları, … birimleri, 2013 yılında müvekkili şirket yetkilileri tarafından …’a iki adet dairenin rüşvet olarak verildiği iddiası ile yapılan suç duyurusu ile başladığını, 17/12/2013 sonrası başlayan ve ülke gündeminde bir numaraya oturan, Türkiye Cumhuriyeti Hükumeti ve Fethullah Gülen Cemaati arasında yaşanan paralel devlet iddiaları ile ilglii çekişmenin popularitesinden istifade ederek müvekkilleri hakkında çeşitli yazılı basın organlarına açıklamalarda bulunduğunu, ilkinin davalıların çıkartığı 07/02/2014 tarihli … Gazetesinde birinci sayfada “…” başlığı altında yayınlandığını, ikinci haberin ise … gazetesi tarafından 08/02/2014 günlü gazetede tekrar yayınlandığını beyanla davalılar tarafından müvekkili davacıların Anayasa ve yasalarla güvence altına alınmış olan kişilik haklarına saldırı ve haksız rekabet niteliği taşıyan, … A.Ş (… Gazetesi) tarafından basımı yapılan … Gazetesi’nin 07/02/2014 günlü baskısındaki haberin kişilik haklarına haksız ve ağır saldırı ve haksız rekabet teşkil eder nitelikteki yayın olduğunun TMK24,25,TTK 56 vd maddeleri uyarınca tespitini ve önlenmesini, müvekkili davacı şirketin hissedar olarak maliki olduğu … Projesi ve müvekkili davacılara hakkında kesinleşmiş yargı kararına dayanmayan, rüşvet usulsuzlük, yargıyı etkileme, parelel devlet, cemaat bağlantısı, vb içerikteki iftira hakaret ve kişilik haklarına ağır saldırı niteliği taşıyan haber ve yayınların ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasını, yargılama sonucu verilecek kararın davalılara ait gazetede yayınlanmasını, davalıların haksız ve hukuka aykırı kişilik haklarına saldırı ve haksız rekabet niteliği teşkil eden hakaretleri nedeniyle müvekkili … için 100.000,00 TL, davacı … A.Ş için 100.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiriği tarihten itibaren en yüksek faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ve diğer davacı …’nın dava dilekçeleri ile, davaya konu olan ” … A+” projesi … ilçesi, 41 parfta, 52 ada, 8 parsel sayılı 103.081 m2 yüzölçümlü 26 blok , 304 daireden oluşan konutlar ve sosyal tesisler ile 570 araçlık otopark açık ve kapalı yüzme havuzları inşaatının yapımında, imar mevzuatına ve tasdikli ruhsat projelerine aykırı olarak yapılmasına göz yumulduğu ve Eski …’a rüşvet verildiği iddiasıyla ilgili … Cumhuriyet Başsavcılığı’na 24/09/2012 tarih … sor. dosyası ile müvekkili …’in yaptığı şikayet üzerine soruşturma izni verilmediği ifade edilmişse de İçişleri Bakanlığının … nolu soruşturmasında soruşturma izni verilmemesi üzerine, müvekkilinin Danıştaya yaptığı itirazın Danıştay … Dairesi’nin 18/06/2013 tarih, … E. … K. Sayılı kararı ile soruşturma izni verilmemesisine dair kararın kaldırılmasına karar verildiği, İçişleri Bakanlığı Bakanlık Makamı’nın 22/08/2013 tarihli onay emri ve … Başkanlığı’nın 28/08/2013 tarih ve … sayılı görev emirleri uyarınca yapılan önc incelemeye esas olmak üzere, mülkiye baş müfettişi … tarafından yapılan inceleme sonucu hazırlanan 29/11/2013 tarih ön inceleme raporu sonucunda, 05/12/2013 tarih … no ile yolsuzluk ve usulsüzlüklere karışan …-… konutları inşaatlarına usulsüz iskan alabilmek için “Sahte itfaiye raporu” düzenleyen tüm kamu çalışanlarına ve inşaatın imar mevzuatına, tasdikli ruhsat projelerine aykırı olarak yapılmasına göz yumduğu için Eski … ve iki … çalışanı hakkında soruşturma izni verildiğini, müvekkili davalı … “… ” konutları projesi inşaat yapım işinin yüklenicisi olan … Taahttüt ve Ticaret Anonim Şirketinin yönetim kurulu üyesi olduğunu, anılan porjede inşaatın %95 bitim aşamasına geldiğinde, davacı arsa malikleri tarafından sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğini, davacı şirket arsa malikleri, suç uydurmak ve iftira atmak suretiyle 14/02/2012 tarihinde … Cumhuriyet Başsavcılığı’na 2012/… soruşturma nolu soruşturma dosyası ile … yönetim kurulu başkanı …, şirket yönetim kurulu üyesi ve genel korrdinatörü olan müvekkili … ve iki çalışan işçiyi organize suç örgütü gibi göstererek şikayet ettiklerini, müvekkili hakkında açılan davadan beraat ettiklerini, davacıların ” …” konutları projesinden 6.000.000 TL değerinde 2 adet dubleks rezidansın eski …’a karşılıksız rüşvet olarak verildiğini, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/41 Esas dosyasında görülen davada arsa malikleri vekili tarafından sunulan delil listesindeki daireleri satın alan ve kaça aldıklarını gösteren listeden bedelsiz alındığı kanaatine varıldığını, … konuyla ilgili olarak … Gazetesinin 28 Ekim 2012 tarihli haberinde bedelsiz aldığı yolundaki ithamlar üzerine zor durumda kalınca ” …” diyerek dairelerin sahibi olduğunu röportajı yapan … gazatesi muhabiri … ‘ye itiraf ettiğini, müvekkilinin iddiları ile ilgili olarak, … Cumhuriyet Başsavcılığı’na 30/01/2013 tarihinde … soruşturma dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, şikayet ve iddialarıyla ilgili toplam 3 adet soruşturma dosyasının, 17 Aralık 2013 sonrası HSYK tarafından görevden alınan savcılarda birleştirildiğini, yaklaşık 2 senedir bu soruşturmalarla ilgili bir ilerleme kaydedilmediğini, müvekkilinin ifadesinin alınmadığını, toplanması gereken delilerin toplanmadığnı, bu nedenle müvekkilinin yaşadığı mağduriyeti gazetelerin haber yaptığını, aynı zamandaki gazete haberleriyle ilgili olarak …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … dosyasında da tedbir talebinin reddedildiğini açıklayarak davanın reddini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararların tazmini istemine ilişkindir. Davacılar tarafından davalı … ile … ve … A.Ş aleyhine açılan davanın yargılaması ilk olarak …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/98 Esas sayılı dosyasından yürütülmüş, Mahkeme 26/04/2018 tarih ve 2018/231 Karar sayılı kararıyla; “Basın özgürlüğü, Anayasa’nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır.
Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasa’nın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu’nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır.
Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Yasa’nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Bu açıklamalar ışığında davalı basın kuruluşu ve muhabir yönünden davaya konu olay incelendiğinde; diğer davalı … tarafından dile getirilen ve adli makamlarca soruşturulan kimi iddialar haberleştirilmiştir. Bu haberler adli makamlarca soruturulması ve diğer davalının beyanlarına dayanması itibariyle görünür gerçeğe uygundur. Bu nedenle haberlerin yayınlanması basım özgürlüğü kapsamında kalmaktadır.
Diğer davalı … yönünden yapılan değerlendirme sonucunda ise; anılan şahsın davaclıra ile konut projesi kapsamında sözleşme imzalamış bir şirkette görev aldığı ve anılan şirketlerin arasındaki kimi uyuşmazlıklar yaşandığı, tüm dosya kapsamı ile açıktır. Söz konusu şirketler arasında davalar devam etmektedir. Davalılardan … sözleşmenin feshedilmesinin nedeninin kaçak katlara izin vermemesi olduğunu belirtim ve bu kapsamda dava dışı …na menfaat sağlanarak inaat ruhsatlarının alındığını iddia etmiştir. Davalı bu iddiaların şirketler arasındaki … Ticaret mahkemesinde ( kapanan 50 ticaret mahkemesi ) görülen bir davadaki belgelere, dava dışı … hakkındaki soruşturma dosyasına ve anıan konut porjesiyle ilgili imar kirliliğine neden olmak suçundan açılan kamu davasına dayandırılmıştır. Buradan da anlaşıldığı çüzere davalının idiaları çeşitli adli soruşturmalara ve davalara da yansımıştır.
Davaya konu gazete haberlerinin bir tanesinde davaclıarın adı hiç geçmediği gibi diğer haberde de poje sahibi ortaklıklardan biri olarak zikredildiği, bu durumda gözetildiğinde davalı tarafından yapılan açıklamaların davacıların kişilik haklarına saldırı niteliği taşımadığı, yargıya intikal etmiş kimi olayların kamuoyu ile paylaşılması niteliğinde olduğu ve ifade özgürlüğü kapsamında bulunduğunun ve manevi tazmina koşullarının oluşmadığının kabulü gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeyle davacıların davasının reddine karar vermiştir.
Kararın davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine … Mahkemesi … Hukuk Dairesi 17/04/2019 tarih ve 2019/260 Esas, 2019/750 Karar sayılı kararıyla; “Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça istinaf edilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile kanunda sayılan işlerden kaynaklanan davaların, ticari dava olduğu belirtilmiştir. TTK m.5/1. maddesi uyarınca, ticari davalarda görevli mahkeme, ticaret mahkemeleridir. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin res’en uygulanması gerekmektedir.
Somut dava dosyasında taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı şirketin sahibi olduğu gazetede yayımlanan haber içeriğinde, diğer davalılar ile birlikte davacı şirketin kişilik haklarına yönelik hukuka aykırı bir saldırı bulunup bulunmadığı, haksız rekabet ve davacı şirket lehine manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında olup, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğu açıktır.
Şu durumda, tacirler arası haksız fiilden kaynaklanan eldeki ticari davada, Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, anılan yasal mevzuata aykırı olacak şekilde yargılamaya devam edilerek, davanın esastan karara bağlanması doğru görülmemiştir. ” şeklindeki gerekçeyle kararın Kaldırılmasına; davanın, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsizliği sebebiyle HMK 114/1-c ve HMK 115/2 maddeleri gereğince Usulden Reddine, davaya bakmaya İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğuna, HMK’nın 20. maddesi uyarınca süresinde talepte bulunulması halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmek üzere mahkemesine iadesine karar verilmiş ve dosya mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydedilmiştir.
Davacılar vekili, 01/07/2020 tarihli karar duruşmasında davalılardan …’in müvekkilleri hakkında gerçeğe aykırı ve suç oluşturan beyanlarla asılsız bir haberin yapılmasına sebebiyet vermesi, davalının bu davranışları sebebiyle müvekkillerinin manevi olarak çöküntüye uğraması sebebiyle davalı … yönünden manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiş, diğer davalılar yönünden … Asliye Hukuk 2014/98 esas dosyasından verilen kararı İstinaf konusu yapmadıklarını, bu davalılar yönünden önceki karar kesinleştiğini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde bu davalılar yönünden karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesini, bu talebin de kabul görmemesi halinde bu davalılar yönüyle davayı takip etmeyeceklerini beyan etmiştir. Davalı … ve … A.Ş vekilinin de aynı duruşmada müvekkilleri aleyhine açılan ve davacı yanca takip edilmeyen davayı kendilerinin de takip etmeyeceklerini beyan etmesi, davacılar vekilinin görevli olmayan mahkemece verilen kararın kesinleştiğinden bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yönündeki talebinin yerinde görülmemesi karşısında davacılar tarafından … ve … A.Ş aleyhine açılan davanın işbu dava dosyasından tefrikine karar verilmiş, mahkememiz esasının 2020/333 sırasına kaydı yapılmıştır.
İddia ve savunma kapsamında … Asliye Ceza Mahkemesi 2016/66 Esas, … Asliye Ceza Mahkemesi 2016/60 Esas (eski 2014/108), … Cumhuriyet Başsavcılığı … 2012/…, …, …. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/235 Esas sayılı dosyalarının ilgili bölümleri dosyamız arasına alınmıştır.
… Asliye Ceza Mahkemesi 2016/66 Esas sayılı dosyasında; Müştekinin …, Şüphelinin … olduğu, Suçun görevi kötüye kullanma, suç tarihinin 12/02/2013 olduğu görüldü.
… Asliye Ceza Mahkemesi 2016/60 Esas (Eski Esas 2014/108) sayılı dosyasında; Katılanın … ve … , Sanıkların … ve …, Suçun mahiyetinin iftira , hakaret olduğu, mahkemece yapılan yargılamada Sanıkların ayrı ayrı berattelerine karar verildiği görüldü.
… Cumhuriyet Başsavcılığı … Bürosu 2012/… ve … Esas sayılı dosyasında; Şikayetçinin …, Şüphelilerin …, …, Suçun hakaret, tehdit, tehdit suçuna yardım etmek olduğu, şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına kararı verildiği görüldü.
… Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/235 Esas sayılı dosyasında; Şikayetçinin …, Sanıkların …, …, Suçun mahiyetinin Tehdit, Hakaret olduğu, mahkemece yapılan yargılamada Sanık … hakkında mağdur …na hakaret suçundan TCK 125/1 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış isede sanığın atılı şuç şahsi şikayete bağlı suçlardan olup, mağdur şikayetten vazgeçtiğini belirtmiş olmakla, sanık hakkındaki bu suçtan açılan kamu davasının düşmesine, Sanıklar … ve …’in tehdit ve tehdite yardım suçunu işledikleri sabit olmadığından beraatine karar verildiği görülmüştür.
Yapılan yargılama neticesinde ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı …’in bir kısım gazetelerde haber konusu yapılan beyan ve iddialarının davacılar yönünden kişilik haklarına saldırı mahiyeti taşıyıp taşımadığı ve bu kapsamda davacıların manevi tazminat istem koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamındaki belgelerden davalı …’in arsa maliki davacı şirketten …-… “A+” İstanbul Konutları projesinin inşaat yapım işini yüklenici olarak alan … Taahhüt ve Ticaret Anonim Şirketi’ nin yönetim kurulunda görev aldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiği ve uyuşmazlığın … Asliye Ticaret (… Asliye Ticaret) Mahkemesi’nde dava konusu edildiği, davalı … tarafından sunulan cevap dilekçesinin ekindeki şikayet dilekçesinde, anılan şirketler arasındaki sözleşmenin haksız şekilde feshedildiği, yüklenici olan şirket yetkililerinin inşaat alanına alınmadığı, işveren şirket tarafından konut projesine taktikli projeye aykırı şekilde ve yüklenici firma da bertaraf edilerek taşeronlar üzerinden devam edildiği, aykırılık durumuna ilişkin yapı denetim, … Başkanlığı ve Şehircilik Bakanlığı nezdinde yapılan girişimlerin sonuçsuz kaldığı, inşaata kaçak olarak devam edildiği, …nın şahsına konut projesinden iki adet daire alındığı ve projenin durdurulmadığının beyan edildiği, işveren ve yüklenici arasında görülen dava dosyasına işveren vekili tarafından delil olarak sunulan belgelerde konut projesindeki satışı yapılan tüm dairelere ilişkin satış bedeli ve ödeme bilgisine yer verilmesine rağmen …’na satılan dairelerin satış bedellerinin ve ödemelerinin ne şekilde yapıldığı bilgisinin yer almadığı şeklinde haber konusu yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı yanca davacı şirket ve yetkililerinin bir takım usulsüz çıkar ilişkileri karşılığı …na rüşvet veren kişiler olarak “…” şirketleri adı altında kamuoyuna lanse edildiği ve yine davacı şirket ve yetkililerinin yargının işleyişini rüşvet ve tasavvut yoluyla engelleyen kişiler olarak lanse edildiği iddia edilmişse de davalı … beyan ve iddialarını …. Asliye Ticaret (… Asliye Ticaret) Mahkemesi’nin dava dosyasına sunulan delillere, dava dışı … ı hakkındaki soruşturma dosyası ile konut projesiyle ilgili imar kirliliğine neden olmak suçundan açılan kamu davasına dayandırmıştır. Davalı tarafından kullanılan ifadeler eleştirel özellik taşımaktaysa da demokratik toplum tarafından meşru sayılabilecek nitelikte olduğu, ifadelerin sert ve ağır eleştiri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve davacılar yönünden kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı, eleştirinin sadece olumlu karşılanan veya zararsız veya tarafsız görülen bilgi ve fikirleri değil, demokratik toplumun gereklilikleri olan çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin parçası olan, rencide eden, şoke eden, rahatsız eden bilgi ve fikirleri de koruma altına aldığının AİHM’nin birçok kararında ifade edilmesi karşısında çeşitli adli soruşturma ve davalara yansımış davaya konu beyan ve iddiaların kişisel değer yargısı niteliğindeki ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında kaldığı, manevi tazminat istem koşullarının bulunmadığı sonuç ve kanaatiyle davacıların manevi tazminat taleplerinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar …ve … tarafından davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davalarının yerinde görülmemesi sebebiyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken davacı …tarafından açılan manevi tazminat davası bakımından 54,40 TL ve davacı … tarafından açılan manevi tazminat davası bakımından 54,40 TL olmak üzere toplam 108,80 TL maktu red harcının davacı yanca peşin olarak yatırılan 3.415,50-TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 3.306,70-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacı yana İADESİNE,
3-Yargılama masraflarının davacı yan üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı …tarafından açılan manevi tazminat davası bakımından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/3 maddesi uyarınca takdir edilen 3.400,00-TL vekalet ücretinin adı geçen davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davası bakımından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/3 maddesi uyarınca takdir edilen 3.400,00-TL vekalet ücretinin adı geçen davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
7-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacılar vekili ve davalı … ve vekili yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/07/2020

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .