Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/31 E. 2019/56 K. 04.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/31
KARAR NO : 2019/56
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 21/01/2019
KARAR TARİHİ: 04/02/2019
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Şirketin İhyası davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili 21/01/2019 harç ikmal tarihli dilekçesi ile; müvekkilinin sicilden terkin edilmiş olan … Şti’ne karşı işçilik alacaklarından doğan talepleri için … İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından dava ikame edildiğini, nitelik yargılama neticesinde müvekkilinin talep ettiği birtakış işçilik alacaklarına hak kazanmış olduğunu mezkur şirketten tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibine girişildiğini, takip dosyasında yapılan haciz işlemlerinin sonuçsuz kalmasına müteakip … Ticaret Sicil’den mezkur şirketin sicil kayıtlarının istenmiş olduğunu, şirketin 02/10/2014 tarihinde sicilden resen terkin edildiğinin taraflarına bildirildiğini ancak müvekkilinin İstanbul…İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasındaki alacağın tahsil edilememesi neticesinde maddi zarara uğramış olduğunu sicilden usulsüz terkin edilen …Şti’nin ihyasına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava, re’sen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir.
Tasfiye ve terkin olunan ticaret şirketleri bakımından genel olarak yasal durum değerlendirildiğinde; eTTK 447. madde hükmü gereğince, tasfiye halinde bulunan şirketin tüm borçları ödendikten sonra, kalan mevcudu, esas sözleşmede aksine bir düzenleme mevcut değilse pay sahipleri arasında ödedikleri sermaye ve paylara bağlı imtiyaz haklan oranında dağıtılacağı öngörülmüştür. Keza tasfiye sonu ve dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK 543.maddesinde aynı yönde benzer ( borçlar ödendikten sonra önce ödenen pay bedellerinin iadesi yönündeki yeni hükmü dışında) benzer bir düzenleme yapılmıştır. Yine, 6335 sayılı Kanun’un 38.maddesi ile TTK’na eklenen Geçici 7. madde bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içerisinde aşağıda belirtilen halleri tesbit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilden kayıtlarının silinmesinin, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılacağı hükmünü getirmiş ve bu haller beş bent halinde sayıldıktan sonra 4. Fıkrasında tasfiye ve terkin ve ilan yöntemi düzenlenmiş 15. Fıkrasında da; ticaret sicilden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanların haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebileceği hüküm altına alınmıştır.
Keza; eTTK’nda doğrudan bir karşılığıda bulunmayan 6102 sayılı TTK’nun 547. maddesinde (Ek Tasfiye) başlığı ile; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri hükmüne yer verilmiştir. Anılan 547.madde hükmünün, eski TTK döneminde karşılığı bulunmayıp, ancak eski TTK döneminde uygulama ve içtihat yoluyla gerçekleştirilen ek tasfiye kararları yeni yasa (TTK) ile yasal bir dayanakta kazanmıştır. Keza anılan hüküm ile şirket ortaklarının da ek tasfiye isteminde bulunabilecekleri açıkça hüküm altına alınmıştır. TTK 547.maddesinde ek tasfiyeye dair yer alan bu düzenleme bakımından, kanunun gerekçesi incelendiğinde ilk tesbit edilebilecek olan hususun; öncelikle ek tasfiye kararının geçici bir tedbir kararı olduğu ve yeni bir hukuki durum meydana getirmediği hususlarına yapılmış olan vurgudur. Yine anılan madde gerekçelerinde ek tasfiyeyi gerektiren hallerin neler olabileceği, sınırlı sayıda olmaksızın gösterilmiş ve özellikli bu durumlar arasında; şirketin bir davada davalı olarak bulunması hali ek tasfiye kararı verilmesi için özellikli durumlar arasında sayılmıştır.
Bu yasal düzenlemeler ışığında TTK Geçici 7. maddesi ve 547.maddesi kapsamındaki ihya istemleri yönünden anılan maddelerdeki düzenleme doğrultusunda yetkili mahkemenin şirketin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesi olacağı anlaşılmaktadır. Şirketin ihyasına dair talebin, şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmasında zorunluluk bulunmaktadır ve bu yetki kamu düzenine ilişkin kesin yetki hallerinden olup, re’sen de dikkate alınmak durumundadır. İhyası talep olunan şirket merkezi Merter olup, kesin yetki kuralı karşısında, davada Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi yetkilidir. Açıklanan bu nedenlerle ve ihyası talep olunan şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkisi dikkate alınarak mahkememizin yetkisizliğine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin YETKİSİNE ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK nın 114/1-ç ve 115 /2 maddeleri ile TTK 547. maddesi uyarınca davanın YETKİ yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve süresi içerisinde talep halinde dosyanın yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce KARAR OLUŞTURULMASINA,
Dair, tarafların yokluğunda HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …