Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/308 E. 2023/444 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/308 Esas
KARAR NO :2023/444

DAVA:Tespit-Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/05/2019

BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN … ESAS SAYILI DAVA DOSYASI

DAVA:Menfi Tespit-Alacak-Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/06/2020
KARAR TARİHİ:23/05/2023

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan asıl ve birleşen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
A S I L D A V ADA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket, davalı şirketlerle imzaladığı, 02.10.2015 tarihli Bayilik Sözleşmesi uyarınca, … ana bayi, … bayi kodu ile şube olarak bayilik faaliyetini yürüttüğünü, müvekkili şirket bayilik faaliyetine … İletişim Hizmetleri AŞ. ile imzalanan sözleşme uyarınca 24/06/2013 yılında başladığını, devir süreci ile birlikte müvekkili şirket ile yeni bir bayilik sözleşmesi akdedildiğini, davalı Şirketler, sözleşmeyi … 6. Noterliği’nin 13 Kasım 2017 tarihli, … yevmiye numaralı ihtranamesi ile feshettiklerini, müvekkili şirket tarafından söz konusu fesihnameye noter aracılığıyla cevap verildiğini, bayiliğinin sonlandırılması için hiçbir haklı gerekçe bulunmamakta olduğunu, müvekkilinin sözleşmesi diğer yüzlerce bayi gibi haklı bir gerekçe olmaksızın sona erdirildiğini, taraflar arasındaki 02.10.2015 tarihli Bayilik Sözleşmesinin davalılarca haksız olarak feshedildiğinin tespitine, davalıların sözleşmeyi haksız fesihleri yüzünden, tahkikat sonucunda müvekkilinin alacağının tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda HMK m.107/2 uyarınca arttırılmak üzere belirsiz alacak olarak) 1.000 TL (yoksun kaldığı kârın), haksız fesih tarihinden itibaren işleyecek ticarî temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsil edilerek müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirketler vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile Müvekkili şirketlerden … A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş. ile 02.10.2015 tarihli “Bayilik Sözleşmesi”ni imzaladığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin, Müvekkili Şirketler tarafından keşide edilen … 6. Noterliği’nin 13.11.2017 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacının ihlalleri nedeniyle haklı nedenle feshedildiğini, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği hususunun …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … sayılı dosyası ile tespit edildiğinden derdestlik itirazlarının bulunduğunu, davacının yoksun kalınan kar taleplerini tam ve kesin olarak belirleyebilecek durumda olduğunu ve bu nedenle de tazminat taleplerini belirsiz alacak davası şeklinde açamayacağını, basiretli bir tacir olarak davacının uğradığı yoksun kaldığını ileri sürdüğünü karın tespitini yapabilecek kapasitede olması gerektiğinin açık olduğunu, davacı şirket, Türk Ticaret Kanunu bakımından basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü gereği, uğradığını iddia ettiği zararlarına ilişkin tazminat taleplerinin tespitini yapabilmesi gerekmekte olduğunu, ayrıca taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğundan ve bu hesaplar karşılıklı faturalaşmaya göre tutulduğundan yoksun kalınan kar talebi belirlenebilir durumda olduğunu, müvekkili şirketler tarafından prim sistematikleri bayilere yayınlanmakta olduğunu, hangi işlemden ne kadar prim kazanacakları da belirli olduğunu, dolayısıyla ilgili hesaplamaya etki edecek olan tüm kalemler bayilere bildirilmekte olduğunu, bu sebeple bayiler bu hesaplamayı yapabilecek durumda olduğunu, bu yüzden bahse konu tazminat talebi belirsiz alacak davası şeklinde talep edilemeyeceğini, davacı ile akdedilen Bayilik Sözleşmesi, davacının sözleşme ve eklerine aykırı eylemlerinin tespit edilmesi üzerine haklı nedenle feshedildiğini, huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B İ R L E Ş E N D A V A D A/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirketler arasında bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca müvekkilinin bayilik faaliyetlerini yürüttüğünü, müvekkili şirketin tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalıların noterlikçe gönderilen ihtarname ile sözleşmeyi feshettiklerini, ihtarnameye cevap verdiklerini, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalı şirketler lehine toplamda 300.000 TL tutarında 3 adet teminat mektubu verildiğini, müvekkili şirketin davalı şirkete 42.654,66 TL borçlu olduğunu, bu sebeple bankadan fazlasının tahsil edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketlerin fazladan 59.078,54 TL yi davalı bankadan tahsil etmiş olduğundan haksız olarak tahsil edilen bu miktar açısından tüm davalılara karşı borçlu olmadıklarının tespitini, başlanmış işlerin tamamlanmaması yüzünden oluşan zararlarının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik kısmi olarak 5.000,00 TL’sinin banka haricindeki 3 davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, tahkikat sonucunda müvekkilinin alacağının tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda HMK 107/2 uyarınca artırılmak üzere belirsiz alacak olarak TTK 113/3 md göre belirlenecek olan tazminattan 1.000 TL’nin banka haricindeki 3 davalıdan haksız fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından açılan huzurdaki davada, müvekkili banka açısından sadece haksız olarak tahsil edilen 59.078,54 TL açısından menfi tespit talebinde bulunulduğunu, davacı tarafından istenilen tutarın ödendiğinden tespit davası değil istirdat davası açılabileceğini, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, istirdat davalarının arabuluculuğa tabi olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, öncelikle muhatap tarafından teminat mektuplarına ilişkin süresi içinde tazmin talebinde bulunulduğunu, ancak …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasından verilen tedbir kararı gereği mektupların paraya çevrilmesi önlendiğinden, tazmin talebi neticesinde muhataba ödeme yapılmadığını, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından yapılan yargılama sonrası lehtarın (borçlunun) davayı kaybettiğinin ve kararın kesinleştiğinin müvekkili bankaya bildirilmesi ve tazmin talebinde bulunulması üzerine talep edilen tutarda muhataba ödeme yapılmış olduğunu, davacının geriye dönük tazmin yapılamayacağı iddialarının izah edilen nedenlerden dolayı gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkili bankanın mektup uyarınca taahhütlerini yerine getirdiğini, müvekkili bankanın yükümlülüğünün diğer davalılardan bağımsız olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … A.Ş, … A.Ş., ve … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile Müvekkili şirketlerden … A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş. ile 02.10.2015 tarihli “Bayilik Sözleşmesi”ni imzaladığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin, Müvekkili Şirketler tarafından keşide edilen … 6. Noterliği’nin 13.11.2017 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacının ihlalleri nedeniyle haklı nedenle feshedildiğini, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … sayılı dosyası ile sözleşme kapsamında verilen teminat mektuplarının iadesi talebiyle dava açılmış olduğunu, açılan bu davada davacının kendi defterlerinde dahi müvekkili şirkete borçlu görünmesinden dolayı davanın reddedildiğini, kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiğini, menfi tespit davası ile birlikte maddi tazminat talep edilemeyeceğini, belirsiz alacak davası için gereken şartların oluşmadığını, teminat mektuplarının müvekkili şirketler tarafından, davacının ticari defter ve kayıtlara göre borçlu görünmesi nedeniyle nakde çevrildiğini, davacının borçlu olmadığının tespiti yönündeki talebinin haksız olduğunu, davacı şirkete sözleşmesel ilişki sürecinde tüm prim ve hakedişlerinin ödendiğini, aksi yöndeki davacı iddialarının asılsız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının TTK 113/3 kapsamındaki taleplerinin hukuka ve usule aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı şirkete yükletilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Asıl Dava; 02/10/2015 tarihli bayilik sözleşmesinin haksız olarak fesih edildiğinin tespiti ve haksız fesh nedeniyle yoksun kalınan kara ilişkin fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle 1.000,00 TL tazminat istemlerine ilişkindir.
Birleşen Dava; Teminat mektupları kapsamında fazladan tahsil edildiği iddia olunan 59.078,54 TL açısından tüm davalılara karşı menfi tespit, başlanmış işlerin tamamlanmaması yüzünden oluşan zararlarının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik kısmi olarak 5.000,00 TL’sinin banka haricindeki 3 davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla TTK 113/3 md göre 1.000,00 TL tazminatın banka haricindeki 3 davalıdan haksız fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili istemlerine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış, dava konusu bayilik sözleşmesi, ekleri, ihtarnameler, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … sayılı dosyası uyap kayıtları ve sair diğer kayıt ve belgeler celp edilmiş, atarf tanıklarının beyanları alınmış, Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizce alınan 22/06/2022 tarihli bilirkişi heyeti kök raporunda özetle; Sayın Mahkemenin Takdirinde Olmak Üzere (Esas Davada) Sözleşmenin Süresinin 13.11.2018 Tarihinde Dolduğu Beyanla Kar Kaybı Alacak İddiası Yönünden (48.238,50 TL): taraflar arasında imzalanan 02.10.2015 tarihli bayilik sözleşmenin davacının davalının duyuru ve bildirimlerine aykırı olarak hareket etmesi neticesinde ve haklı fesih edildiği mütalaa edilmekle birlikte nihai takdiri Sayın Mahkeme’ye ait olduğunu, Sayın Mahkeme’nin aksi kanaatte olması ve takdirinde olmak üzere davalılar tarafından 13.11.2017 tarihli ihtarname ile davacı ile olan sözleşmenin haksız fesih edildiği kabulünde ve müsbet zarar kapsamında, davacının kar kaybına ilişkin talebinin kabulü halinde ise; davacının son 2 yıldaki (2015-2016) yıldaki gelir tablosu performansı nazara alınarak, Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları gereği, sözleşmenin fesih ihbar süresi olan 1 ay (30 günlük) süresince mahrum kalacağı kârın (kâr kaybının) 48.238,50 TL olabileceği hesaplanmakla birlikte takdiri Sayın Mahkeme’ye ait olduğunu, TCMB verilerinden 13.11.2017 fesih tarihi itibariyle avans faizin %9,75 olduğu görüldüğünden, davacının belirlenen 48.238,50 TL asıl alacağına fesih tarihinden itibaren % 9,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceğini, Sayın Mahkemenin Takdirinde Olmak Üzere (Birleşen Davada) Davacının Prim Alacak İddiası Yönünden (596.548,45 TL): Taraflar arasında imzalanan 02.10.2015 tarihli bayilik sözleşmenin davacının davalının duyuru ve bildirimlerine aykırı olarak hareket etmesi neticesinde ve haklı fesih edildiği mütalaa edilmekle birlikte nihai takdiri Sayın Mahkeme’ye ait olduğunu, Sayın Mahkeme’nin takdirinde olmak üzere davalılar tarafından 13.11.2017 tarihli ihtarname ile davacı ile olan sözleşmenin haksız fesih edildiği kabulünde davacının Temmuz-Ağustos-Eylül-Ekim ve Kasım 2017 dönemlerine ilişkin prim alacağının olduğunun kabulü halinde ise (yukarıda açıklandığı üzere); Davacının davalıdan 596.548,45 TL prim alacağının olabileceği hesaplanmakla birlikte takdiri Mahkemeye ait olduğunu, TCMB verilerinden 13.11.2017 fesih tarihi itibariyle avans faizin % 9,75 olduğu görüldüğünden, davacının belirlenen 596.548,45 TL asıl alacağına fesih tarihinden itibaren %9,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceğini, Mahkemenin Takdirinde Olmak Üzere (Birleşen Davada) Davacının 59.078,54 TL Davalılarca Teminat Mektubunun Bozdurulduğu İddiası Yönünden: davalıların sunduğu faturalar tek tek incelendiğini, davacının muhasebe kayıtları ile karşılaştırılması ile (davacının muhasebe kayıtlarında yer almayan); … A.Ş. tarafından davacıya kesilen 49.687,97 TL, … A.Ş. Tarafından davacıya kesilen 4.023,52 TL olmak üzere toplamda 53.711,49 TL kesildiğini, Mahkemenin takdirinde olmak üzere; Davacının kayıtlarında olmayan 53.711,49 TL ve 29.12.2019 tarihinde davalılara olan 50.431,17 TL olan borcun eklenmesi halinde davacının 30.12.2019 teminat mektupları bozum tarihinde; davacının 104.142,66 TL borçlu olduğu; dolayısıyla davalıların 101.733,00 TL teminat mektubu bozdurması ile, davacının teminat mektubunun bozulmasından kaynaklı herhangi bir alacak bakiyesi olmadığını, hususları heyetlerince mütalaa edilmekle birlikte; bu hususların takdirinin delillerle doğrudan temas eden Mahkemeye ait olduğunu ve davalının savları Mahkemece benimsenirse, işbu davada dermeyan ettiği istem nazara alınarak hüküm kurulmasının ancak yüce yargı makamının takdir sınırları içinde düşünülebileceği sonuç ve kanaatine ulaşılmakla birlikte; asli takdirin tamamen sayın yargı makamına ait olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan 02/01/2023 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; İtirazların değerlendirildiği, kök rapordaki görüşlerinin değişmediği, asli takdirin tamamen sayın yargı makamına ait olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi heyetince düzenlenen rapor ve ek raporun ayrıntılı ve denetime elverişli olduğu anlaşılmakla, hukuki değerlendirmeler mahkememize ait olmak üzere dosya
Dosya kapsamı bir bütün olarak incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Buna göre;
Davacı şirket ile davalı şirketler … A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş. ile 02.10.2015 tarihli “Bayilik Sözleşmesi”ni imzaladığı, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin, davalı tarafından keşide edilen … 6. Noterliği’nin 13.11.2017 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedildiği anlaşılmıştır.
Asıl davada, davacı tarafça, 02/10/2015 tarihli bayilik sözleşmesinin haksız olarak fesih edildiği ileri sürülerek sözleşmenin haksız feshedildiğinin tespiti ve haksız fesh nedeniyle yoksun kalınan kara ilişkin tazminat talebinde bulunulmuştur.
Davalı taraflarca, sözleşmenin davacının ihlalleri nedeniyle haklı nedenle feshedildiği, bu hususun …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … sayılı dosyası ile tespit edildiğinden derdestlik itirazlarının bulunduğu, davacının yoksun kalınan kar taleplerini belirsiz alacak davası şeklinde açamayacağı savularak davanın reddi talep edilmiştir.
Öncelikle usuli itirazlar incelenmiştir.
Davalı taraflarca derdestlik itirazında bulunulmuş ise de, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … sayılı dosyasının incelenmesinde, davanın banka teminat mektuplarının iadesi istemine ilişkin olduğu, talebin dosyamız talebi ile aynı olmadığı anlaşılmakla, derdestlik itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı taraflarca, yoksun kalınan kara ilişkin tazminat talebinin belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı ileri sürülmüş ise de, alacağın varlığı ve miktarının bilirkişi incelemesi ve yargılama gerektirdiği, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarı ve değerini tam ve kesin olarak belirlenmesinin davacıdan beklenemeyeceği değerlendirilerek bu itiraza itibar edilmemiştir.
Diğer dava şartlarınında tam olduğu, incelenecek bir ilk itirazın ve süreler yönünden itirazın olmadığı anlaşılmakla davanın esasına geçilmiştir.
Dosya kapsamında toplanan deliller, bayilik sözleşmesi, ekleri, davalı taraflarca yapılan bildirimler ve alınan bilirkişi heyeti rapor ve ek raporuna göre, dava konusu bayilik sözleşmesinin, davacının sözleşme kapsamında yaptığı duyuru ve bildirimlere aykırı olarak hareket etmesinden dolayı haklı nedenle feshedildiği anlaşılmakla ve değerlendirilmekle davacının bayilik sözleşmesinin haksız feshedildiği iddiasının ve bu hususun tespiti talebinin yerinde olmadığı, yine bu kapsamda, sözleşme davalı taraflarca haklı nedenle feshedildiğinden yoksun kalınan kara ilişkin tazminat talebinin de yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılarak davacı tarafça açılan asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen Davada, davacı tarafça, teminat mektupları kapsamında fazladan tahsil edildiği iddia olunan 59.078,54 TL açısından tüm davalılara karşı menfi tespit, başlanmış işlerin tamamlanmaması yüzünden oluşan zararlarının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik kısmi olarak 5.000,00 TL’sinin banka haricindeki 3 davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla TTK 113/3 md göre1.000,00 TL tazminatın banka haricindeki 3 davalıdan haksız fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili istemlerinde bulunulmuştur.
Davalı … A.Ş. Tarafından, davacı tarafından açılan huzurdaki davada, müvekkili banka açısından sadece haksız olarak tahsil edilen 59.078,54 TL açısından menfi tespit talebinde bulunulduğunu, davacı tarafından istenilen tutarın ödendiğinden tespit davası değil istirdat davası açılabileceği, istirdat davalarının arabuluculuğa tabi olduğu, müvekkili bankanın mektup uyarınca taahhütlerini yerine getirdiğini, müvekkili bankanın yükümlülüğünün diğer davalılardan bağımsız olduğunu belirterek davanın reddi talep edilmiştir.
Davalılar … A.Ş, … A.Ş., ve … A.Ş. Tarafından, sözleşmenin davacının ihlalleri nedeniyle haklı nedenle feshedildiği, teminat mektuplarının davalı şirketler tarafından, davacının, ticari defter ve kayıtlara göre borçlu görünmesi nedeniyle nakde çevrildiği, davacı şirkete sözleşmesel ilişki sürecinde tüm prim ve hakedişlerinin ödendiği, davacının tüm taleplerinin haksız ve dayanaktan yoksun olduğu, menfi tespit talebi ile tazminat taleplerinin birlikte açılamayacağı ileri sürülerek davanın reddi talep edilmiştir.
Öncelikli olarak usuli itirazlar incelenmiştir.
Davalı … A.Ş. Tarafından tahsil edilen 59.078,54 TL açısından menfi tespit davası açılamayacağı ileri sürülmüş ise de, tahsil edilen bu bedelin teminat mektuplarının paraya çevrilmesinden kaynaklı olduğu, davacı tarafından bu bedel kadar davalı şirketlere borcu olmadığı halde tahsil edildiği iddiası ile menfi tespit talebinde bulunulduğu, davalı bankanın da bu bedeli sonradan davacıdan talep edebileceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, bu itiraza itibar edilmemiştir.
Davalı … A.Ş. Tarafından arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği ileri sürülmüş ise de, dosya kapsamında arabuluculuğa başvurulduğu anlaşıldığından bu itiraza da itibar edilmemiştir.
Davalılar … A.Ş, … A.Ş., ve … A.Ş. Tarafından, menfi tespit talebi ile tazminat taleplerinin birlikte açılamayacağı ileri sürülmüş ise de, dava konusu tüm taleplerin aynı hukuki ilişkiden kaynaklandığı, tüm taleplerin aynı davada talep edilmesine engel yasal bir düzenlemenin olmadığı değerlendirilmekle bu itiraza da itibar edilmemiştir.
Diğer dava şartlarınında tam olduğu, incelenecek bir ilk itirazın ve süreler yönünden itirazın olmadığı anlaşılmakla davanın esasına geçilmiştir.
Dosya kapsamında toplanan deliller, bayilik sözleşmesi, ekleri, davalı taraflarca yapılan bildirimler ve alınan bilirkişi heyeti rapor ve ek raporuna göre, dava konusu bayilik sözleşmesinin, davacının sözleşme kapsamında yaptığı duyuru ve bildirimlere aykırı olarak hareket etmesinden dolayı haklı nedenle feshedildiği, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacı tarafından davalı şirketlere, 3 adet ve toplam 300.000,00 TL tutarında teminat mektupları verildiği, davalılardan … AŞ. Tarafından bu teminat mektuplarının 101.733,00 TL’sinin bozdurulduğu, davacı kayıtlarına göre davacının davalı şirketlere toplam 50.431,17 TL borçlu olduğu, davacının kayıtlarında olmayan ancak davalı şirketler tarafından düzenlenen toplam 53.711,49 TL tutarlı 2 adet E faturanın davacıya iletildiği, davacının bu E faturaları kayıtlarına almadığı, itiraz ettiğine dair bir belge sunmadığı, TTK’nın 21/2. Maddesine göre, bir fatura alan kişinin aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılacağı, davacının kayıtlarında olmayan 53.711,49 TL ve 29.12.2019 tarihinde davalılara olan 50.431,17 TL olan borcun eklenmesi ile davacının 30.12.2019 teminat mektupları bozum tarihinde 104.142,66 TL borçlu olduğu, davalıların 101.733,00 TL teminat mektubu bozdurduğu dikkate alındığında davacının teminat mektubunun bozulmasından kaynaklı herhangi bir alacak bakiyesi olmadığı, 59.078,54 TL açısından menfi tespit talebinin yerinde olmadığı, sözleşme davalı taraflarca haklı nedenle feshedildiğinden davacının tamamlanmamış işlerden dolayı prim vb. alacak talebinin yerinde olmadığı, davacı tarafça acentelik ilişkisinin bitmesinden sonra kurulan işlemler için TTK’nın 113/3 maddesi uyarınca tazminat talep edilmiş ise de, bu işlemler için dosya kapsamında bir delil bulunmadığı gibi sözleşme davalı taraflarca haklı nedenle feshedildiğinden davacının bu madde kapsamında tazminat talebinin de yerinde olmadığı anlaşılmakla ve değerlendirilmekle, birleşen davanın da ispatlanamadığı sonuç ve kanaatine ulaşılarak davacı tarafça açılan birleşen davanın da reddine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenler ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafça açılan ASIL DAVANIN REDDİNE,
2-Davacı tarafça açılan BİRLEŞEN DAVANIN (…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası) REDDİNE,
Asıl dava yönünden;
1-Tespit talebi bakımından 179,90-TL ve tazminat talebi bakımından 179,90-TL olmak üzere alınması gereken toplam 359,80 TL karar ve ilam harcından peşin olarak yatan ‭44,40-TL harcın mahsubu ile eksik kalan ‭‭‭315,40-TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
2- Davacı tarafından yapılan masrafların kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
3-Davalı taraflarca tarafından yapılan 100,00 TL müzekkere ve davetiye posta masrafının davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
4-Davalılar kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 9.200,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı taraflara VERİLMESİNE,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın ilgilisine İADESİNE,
Birleşen dava yönünden;
1-Menfi tespit talebi bakımından 179,90-TL ve alacak/ tazminat talebi bakımından 179,90-TL olmak üzere alınması gereken toplam 359,80 TL harcın, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.111,38-TL harçtan mahsubu ile, fazladan yatırılan 751,58 TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
2- Davacı tarafından yapılan masrafların kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
3-Davalı masraf yapmadığından bu hususta hüküm kurulmasına YER OLMADIĞINA,
4-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 10.412,57-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00-TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın ilgilisine İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/05/2023

Katip ….
 e-imzalıdır

Hakim …
 e-imzalıdır