Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/287 E. 2019/755 K. 31.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/287 Esas
KARAR NO: 2019/755

DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ: 26/09/2011
KARAR TARİHİ: 31/10/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan; “Alacak” davasının yapılan yargılaması sonunda;
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalının 2003-2006 tarih aralığındaki döneme ilişkin TRT katkı payını ödediğini ancak sistem kullanım bedelinin sehven hesaplanmaması nedeni ile ödemediğini, 1.000.406,06 TL ana alacak ve 1.840.922,70 TL de gecikme faizi olmak üzere 2.841.328,76 TL nin davalıdan tahsilene karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

S A V U N M A /
Davalı yan vekili cevap dilekçesinde özetle; alacağın zamanaşımına uğradığını, ayrıca sistem kullanım bedelinin müvekkili açısından gayrisafi bir gelir olmadığı için davacının bunu talep edemeyeceğini,TRT kanununda da buna ilişkin bir hüküm olmadığını Davanın reddi gerektiğini savunmuştur

G E R E K Ç E /
Tarafların Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık , davacının sistem kullanım bedeli talep edip edemeyeceği, talep edebilecekse bunun miktarı ile alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasındadır.
TRT Payı 3093 Sayılı Türkiye Radyo Televizyon Gelirleri Kanunu kapsamında alınmaktadır. Söz konusu kanunun 4 üncü maddesinin c bendinde “Nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişiler, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller hariç olmak üzere, elektrik enerjisi satış bedelinin yüzde ikisi tutarındaki payı (Katma Değer Vergisi, diğer vergiler, fon ve paylar ile benzeri kesintiler hariç) faturalarında ayrıca gösterir ve bu kapsamdaki bedelleri Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettirirler. Organize sanayi bölgeleri tüzel kişilikleri, serbest tüketici olarak tedarikçilerden katılımcıları için temin ettikleri enerjiye ilişkin olarak Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna ayrıca pay yatırmaz.” hükmü yer almaktadır. 22/1/2003 Tarihli ve 2003/5201 sayılı Bakanlar Kururu Kararı ile elektrik üretimi, dağıtımı ve ticaretini yapmaya yetkili kılınan kurum, kuruluş ve işletmeler tarafından nihai tüketiciye satılan enerjiden elde edilen gayrisafi satış hasılatı üzerinden Türkiye Radyo Televizyon Kurumuna intikal ettirilen %3,5 oranı tutarındaki pay % 2 olarak belirlenmiştir.
Yine tarifeler yönetmeliği incelendiğinde 2008 yılından önce sistem kullanım bedelinin de üreticilerden tahsil edildiği ancak ayrı bir kalem olarak değil , TRT katkı payının içerisinde bu hesaplamanın yapıldığı, 2008 tarihinden itibaren ise katkı payı ve sistem kullanım bedellerinin kalem olarak ayrıştırıldığı anlaşılmaktadır.
Bu nedene davalı yanın sistem kullanım bedelinin 2008 yılından önceki alacaklar açısından sözkonusu olamayacağına ilişen savunması yerinde değildir.
Alacak kalemi niteliği itibari ile Amme alacağı vasfındadır. Amme Alacaklarının Tahsiliine ilişkin 6183 Sayılı Yasaya göre alacaklar açısından zamanaşımı süresi 5 yıldır. Davacı davalıyı 24.05.2011 tarihli ihtarname ile temerrüde düşürerek zamanaşımını kesmiş bulunmaktadır.Bu nedenle zamanaşımının kesildiği ay için tahakkuk eden sistem kullanım bedeli alacağından 5 yıl geriye dönük olarak hesaplama yapıldığında davacının Mayıs 2006 – Aralık 2006 tarihleri arasındaki döneme ilişkin alacaklarını talep edebileceği, 2006 yılı Mayıs ayından önceki alacakların zamanaşımına uğradığı kabul edilmiştir.
Bu nedenle bilirkişi raporundaki talep edilen tüm alacak dönemlerine ilişkin tabloya göre zamanaşımının dolmadığı Mayıs 2006- aralık 2006 dönemlerindeki alacaklar üzerinden hesaplama yapılmıştır.
Davalının ödeme yapmayacağını bildirdiği tarih olan 03.06.2011 tarihi temerrüdün başlangıç tarihi olarak kabul edilmiştir.
Kök bilirkişi raporunun 6. Sayfasında yer alan 3. Tabloya göre , mayıs-aralık dönemi 158.570,24 TL katkı payından kaynaklanan ana alacak bulunduğu izlenebilmektedir. Yine bu aylara ilişkin gecikme faizi tablosu incelendiğinden toplamda 171.848,74 TL gecikme bedeli davalının temerrüdü nedeni ile davacı yararına oluşmuştur. ( Mayıs ayı tablosunda yer alan gecikme bedeli davacının temerrüd mektubu tarihinden sonra olmakla hazirandan itibaren gecikme bedeli alacakları esas alınmıştır) Yine bu döneme ilişkin davacının fazlaya ilişen taleplerinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
Gerekçesi ile verilen mahkememizin 08/07/2013 tarihli… Esas … Karar sayılı kararı taraf vekillerinin temyiz edilmiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 13/12/2017 tarihli 2015/10812 Esas 2017/8237 Karar sayılı kararıyla; “…Yerel mahkemece; dava konusu alacağın niteliği itibari ile amme alacağı vasfında olduğu, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsiline ilişkin yasaya göre alacaklar açısından zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu kabul edilerek, davalının temerrüde düşürüldüğü 24.05.2011 tarihinden geriye doğru beş yıllık hesaplama yapılabileceği kabul edilerek, Haziran 2003-Mayıs 2006 tarihleri aralığındaki alacak isteminin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle reddine, Mayıs 2006-Aralık 2006 aralığı kısmı yönünden ise bilirkişi raporundaki hesaplamalar uyarınca kabulüne karar verilmiştir.
TRT katkı payı 3093 Sayılı Türkiye Radyo Televizyon Gelirleri Kanunu kapsamında alınmaktadır. Söz konusu kanunun 4 üncü maddesinin (c) bendinde “Nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişiler, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller hariç olmak üzere, elektrik enerjisi satış bedelinin yüzde ikisi tutarındaki payı (Katma Değer Vergisi, diğer vergiler, fon ve paylar ile benzeri kesintiler hariç) faturalarında ayrıca gösterir ve bu kapsamdaki bedelleri Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettirirler. Organize sanayi bölgeleri tüzel kişilikleri, serbest tüketici olarak tedarikçilerden katılımcıları için temin ettikleri enerjiye ilişkin olarak Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna ayrıca pay yatırmaz. ” hükmünün yer aldığı, aynı kanunun 5’inci maddesinin (c) bendi son fıkrasında “… Ödemelerin geciktirilmesi halinde, her geçen ay ve kesri için, nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişilere 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda öngörülen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanır. Kurum alacağı 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerince takip ve tahsil olunur.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 1/1. maddesinde, Devlete, il özel idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait yargılama gideri, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer’i kamu alacakları ve aynı idarelerin akitten, haksız eylem ve haksız iktisaptan (sebepsiz zenginleşmeden) doğanlar dışında kalan ve kamu hizmetleri uygulamasından mütevellit olan diğer alacakları ile bunların takip giderleri hakkında bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı, 2. maddesinde, çeşitli kanunlarda Tahsili Emval Kanununa göre tahsil edileceği bildirilen her çeşit alacaklar hakkında da bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı, 3. maddesinde, bu Kanundaki kamu alacağı teriminin, 1. ve 2. maddeler kapsamına giren alacakları ifade ettiği belirtilmiştir.
Yukarıdaki yasal düzenlemeler ışığında dava değerlendirildiğinde, Kurumun 3093 Sayılı Türkiye Radyo Televizyon Gelirleri Kanunu’nun 4 üncü maddesinin (c) bendi kapsamındaki katkı payına ilişkin alacağı, yine aynı Kanun’un 5/c maddesindeki özel düzenleme gereğince, sadece gecikme zammı oranının hesaplanmasına ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun hükümlerindeki orana atıfta bulunmakta, katkı payı alacağı yönünden ise 2004 sayılı İcra İflas Kanunu hükümlerince takip ve tahsili gereken alacaklar niteliğinde genel bir alacak olduğu anlaşılmaktadır. O halde, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nun 125. maddesi uyarınca on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır. Dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmamıştır.
Bu durumda; davacının davaya konu Haziran 2003-Aralık 2006 tarihleri arası alacak istemi yerindedir. Dosya kapsamında alınan denetime açık bilirkişi raporundaki hesaplama yöntemi doğru olup, Haziran 2003-Aralık 2006 tarihleri arasındaki dönemler için sistem kullanım bedeli isteğini ve buna uygulanacak gecikme faizinin 3093 sayılı kanunun 5-c ve 6183 sayılı kanundaki oranlar üzerinden hesaplayan miktarlar gözetilerek hüküm altına alınması gerekir. Açıklanan yön gözetilmeden beş yıllık zamanaşımı uygulanarak istemin bir kısmının zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi doğru görülmediğinden kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir…”
Gerekçesi ile mahkememiz hükmü bozulmuştur.
Yargıtay 4. HD’ nin yukarıda belirtilen bozma ilamında da belirtildiği üzere; Kurumun 3093 Sayılı Türkiye Radyo Televizyon Gelirleri Kanunu’nun 4 üncü maddesinin (c) bendi kapsamındaki katkı payına ilişkin alacağı, yine aynı Kanun’un 5/c maddesindeki özel düzenleme gereğince, sadece gecikme zammı oranının hesaplanmasına ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun hükümlerindeki orana atıfta bulunmakta, katkı payı alacağı yönünden ise 2004 sayılı İcra İflas Kanunu hükümlerince takip ve tahsili gereken alacaklar niteliğinde genel bir alacak olduğu anlaşılmaktadır. O halde, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nun 125. maddesi uyarınca on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır. Dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmamış olduğu gözetilerek; bu durumda; davacının davaya konu Haziran 2003-Aralık 2006 tarihleri arası alacak istemi yerindedir. Dosya kapsamında alınan denetime açık bilirkişi raporundaki hesaplama yöntemi doğru olup, Haziran 2003-Aralık 2006 tarihleri arasındaki dönemler için sistem kullanım bedeli isteğini ve buna uygulanacak gecikme faizinin 3093 sayılı kanunun 5-c ve 6183 sayılı kanundaki oranlar üzerinden hesaplayan miktarlar gözetilerek raporda belirtilen miktar itibariyle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilerek yargılama sonuçlandırılmıştır.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile; 1.000.406,05 TL katkı payı alacağı ve 1.830.644,50 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 2.832.050,55 TL alacağın davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE, asıl alacak olan 1.000.406,05 TL’ye 03.06.2011 temerrüt tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanunun 51.maddesi uyarınca gecikme zammı UYGULANMASINA,
2-Fazlaya ilişkin yerinde görülmeyen istemin REDDİNE,
3-Alınması gereken 193.457,37 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 42.193,75′ nin mahsubu ile bakiye 151.263,62 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 42.193,75 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE (bozma öncesinde verilen hüküm de dikkate alınarak tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla),
4-Davacı tarafından yapılan 18,40 TL başvurma harcı parası, 272,50 TL davetiye ve müzekkere posta masrafı, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam; 1.090,09 TL’ nin davanın kabul edilen miktarına göre hesap edilen 1.086,53 TL’ sinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE(bozma öncesinde verilen hüküm de dikkate alınarak tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla),
5-Davalı tarafından yapılan 109,50 TL davetiye posta masrafından ibaret yargılama masrafından davanın reddedilen miktarı gözetilerek hesap edilen 0,35 TL’ sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın kabul edilen yönünden hesap ve takdir edilen 92.680,76 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın reddedilen miktarı yönünden hesap ve takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
8-HMK 120 maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısımların karar kesinleştiğinde ilgililere İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …