Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/269 E. 2022/458 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/269 Esas
KARAR NO :2022/458

ASIL DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:07/05/2019
KARŞI DAVA:TAZMİNAT
KARŞI DAVA TARİHİ:31/05/2019
KARAR TARİHİ:06/07/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali sistemli asıl dava ile davalı tarafından davacı aleyhine açılan tazminat istemli karşı davanın yapılan açık yargılama sonunda dosyalar incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı- davalı vekili, asıl davaya ilişkin dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında akdedilen danışmanlık sözleşmesi nedeniyle tutulan cari hesap ekstresi ve iki adet fatura gereğince ödemelerin eksik yapıldığını, bu kapsamda tarafların bir araya gelerek bakiye alacağın 05.03.2019 tarihine kadar ödenmesi suretiyle aralarındaki sözleşmeyi sonlandırdıklarını, fesih protokolüne rağmen ödeme yapılmadığından davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafından itiraz edildiğini, bu itiraza karşı takibe devam edebilmek adına dava şartı olduğundan arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, davalının itirazlarının haksız olduğunu, takibe konu alacağın hesaplanabilir ve borçlu tarafından da tespit edilebilir olduğunu, beyan ederek, itirazın iptali ile takibin devamını, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı- karşı davacı vekili, asıl davaya ilişkin cevap, karşı davaya ilişkin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında 28.09.2018 tarihinde danışmanlık sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin tanıtım faaliyetlerini gerçekleştirmek için davacı tarafın firmalardan teklif alıp bu teklifleri müvekkili dikkatine sunduğunu, ancak müvekkiline sunulan tekliflerin oldukça fahiş fiyatlara sahip olup piyasa fiyatının çok üzerinde yer aldığını, bunun üzerine müvekkilinin işbu teklif veren firmalara kendisi ulaşarak bir teklif almak istediğini belirttiğini, müvekkilinin bu firmalara ulaşarak kendisinin teklif aldığını, alınan tekliflerin davacı tarafından verilen tekliflerden çok daha ucuz olduğu ve piyasa koşullarına uygun olduğunun tespit edildiğini, davacının bu durumu araştırıp bilgi vereceğini iletmesine rağmen müvekkilinin zararını görmezden gelerek sessiz kaldığını, bunun üzerine davacının sözleşme gereği yapılması gereken ancak yapılmayan fahiş tutarların ortaya çıkmasından önce fatura düzenleyerek, bu faturayı icra takibine konu ettiğini, müvekkili tarafından icra dosyasına itiraz edildiğini, arabuluculuk görüşmelerine başlandığını ancak anlaşmaya varılamadığını, davacı ile davalı arasında niteliği itibariyle vekalet ilişkisi bulunan hizmet sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin sorumluluklarına göre kabiliyeti ve bilgisi dahilinde en iyi hizmeti vermekle sorumlu olduğunu, imzalanan sözleşmede belirtilen hizmetleri gerçekleştirmediğini, dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiğini, fahiş teklifler aldığını, tekliflerin kullanılmasının mümkün olmadığını, buna rağmen faaliyette bulunmadığı hizmetler için fatura düzenleyip ücret talep ettiğini, haksız kazanç elde etmeye çalıştığını ve haksız bir şekilde icra takibi başlattığını, davacının dilekçesinde yer alan iddiaların kabulünün mümkün olmadığını, dilekçesine belirttiği fesih protokolünde tarafların ilişkiyi sonlandırdığını, davacı- karşı davalının davranışları nedeniyle müvekkili şirketin maddi zarara uğradığını, zaman ve iş gücü kaybettiğini, tanıtım faaliyetlerinin gecikmesi nedeniyle yüksek ciro kaybı yaşadığını, davacı- karşı davalı tarafın müvekkiline ilettiği faturaların ödendiğini işbu faturalar karşılığında bir hizmet alınmadığını, müvekkili şirketin şimdilik 33.630,00 TL bilirkişi incelemesi sonucunda artması muhtemel maddi zararları bulunduğunu, davacı- karşı davalı şirketin müvekkili şirket ile aralarındaki sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı davranıp haksız fiil ve hileli davranışlar ile müvekkili şirketi zarara uğrattığını, açıklamalarına binaen karşı dava açma zarureti doğduğunu belirterek, asıl davanın reddini, karşı davalarının kabulü ile sözleşme konusu yapılmayan işler nedeniyle kesilmiş olan faturaların toplamı ödenmiş ve ödenecek bulunan tutarlar, iş gücü kaybı, tanıtım faaliyetlerinin gecikmesi nedeniyle ciro kaybı olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL’nin ödeme tarihinden başlayacak ticari faiziyle davalıdan alınarak taraflarına verilmesini, yargılama giderleri, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmilini talep ve dava etmiştir.
Davacı- karşı davalı vekili, karşı davaya ilişkin cevap dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirketin taraflar arasındaki sözleşmenin gereklerini tümüyle yerine getirdiğini, davacı şirketin aldığı ve davalıya sunduğu tekliflerin fahiş olmadığını, davacı şirketin haksız fiil gibi bir davranışının olmadığını, davalının hileli davranışlarda bulunarak kötüniyetli davrandığını, davalı tarafın iddia ettiğinin aksine maddi zararının oluşmadığını, karşı davanın asıl davadaki alacağı geciktirmek amaçlı kötüniyetli açıldığını, davalı şirketin sunduğu dilekçe ile asıl davaya konu borcunu açıkça ikrar ettiğini beyanla karşı davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Asıl dava, İİK 67. maddesi kapsamında itirazın iptali istemine ilişkin olmakla, karşı dava da tazminat istemine ilişkindir.
Asıl davaya konu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde, davacı/ alacaklı tarafından davalı/ borçludan toplamda 23.096,75-TL alacağın tahsili talebinde bulunulduğu, ödeme emrinin tebliğ tarihine göre davalı/ borçlunun süresinde sunduğu borca itiraz dilekçesi üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin davacı/ alacaklıya tebliğine ilişkin bilgi ve belge bulunmamakla birlikte itiraz ve dava tarihine nazaran davanın da hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı yanca, dava dilekçesi ekinde, danışmanlık sözleşmesi, cari hesap ekstreleri, irsaliyeli faturalar, ödeme dekontları, fesih protokolü, arabuluculuk son oturum tutanağı; davalı yanca, cevap ve karşı dava dilekçesi ekinde, sözleşme sureti, fesih protokolü, fiyat teklifleri, faturalar, … tanıtımları; davacı yanca da karşı davaya cevap dilekçesi ekinde, davacı şirketin çalışmalarını gösterir bir kısım belgeler, davalı şirket ile yapılan çalışmaları gösterir elektronik posta yazışmaları, borç ikrarına yönelik olduğu bildirilen elektronik posta yazışmaları, … TV çalışanı tarafından davanın taraflarına gönderilen elektronik posta, davacı şirketin ilgili firmalardan aldığı tarife ve teklifler ibraz olunmuştur.
Davalı tarafın delil olarak bildirdiği İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Sahtecilik ve Dolandırıcılık Bürosu’nun … sayılı soruşturma dosyasının Uyap kayıtları getirtilerek incelenmiş, 17/06/2019 tarihinde kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
Taraflarca sunulan dilekçe ve belgeler ile getirtilen kayıtlar incelenmiş, 6102 sayılı TTK’nun 83. Maddesi hükmü de dikkate alınarak uyuşmazlığa konu alacağın dayanağı olan faturaların ve ödemelerin taraf şirketlerin ticari defterlerine yansıyış şeklini de tespit noktasında bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi heyeti tarafından tanzim olunan 04/05/2021 tarihli raporda, bilirkişiler; huzurdaki ihtilafın, asıl dava yönünden, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, karşı dava açısından ise, davacı/karşı davalının faturalandırmaya rağmen hizmet alıp alamadığı ve tanıtım faaliyetlerinin gecikmesi sebebi ile zarara uğrayıp uğramadığı konusunda toplandığını, taraf defter ve kayıtları incelendiğinde davacının davalıdan, iki ayrı faturadan ötürü toplam 22.420,00 TL alacaklı olduğunu, bu alacağın her iki tarafın defter ve kayıtlarında da yer aldığının anlaşıldığını, diğer bir ifade ile sadece davacı taraf değil, davalı taraf da söz konusu faturaları itiraz veya iade etmek yerine defterlerine kaydetmiş durumda olduğunu, bu durumda asıl dava yönünden davacının davalıdan iki ayrı faturadan kaynaklı olarak 22.420,00 TL alacaklı olduğunu; karşı dava yönünden ihtilafın ise, davacı- karşı davalının, sunmadığı hizmetler için fatura düzenleyip düzenlemediği, piyasaya göre fahiş fiyatlar çıkarıp çıkarmadıkları ve tanıtım faaliyetlerinin geciktirilmesi sebebiyle davalı- karşı davacının zarara uğratılıp uğratılmadığı noktasında toplandığını, davalı- karşı davacı tarafından, davacı- karşı davalının vermediği hizmetler nedeniyle fatura düzenlediği iddia edilmiş ise de, taraflar arasında akdedilen 28.1.2019 tarihli fesih protokolü incelendiğinde, tarafların söz konusu danışmanlık sözleşmesinden kaynaklanan ilişkiyi karşılıklı olarak feshettiklerinin görüldüğünü, bu protokolde davalı- karşı davacı taraf, faturalandırılmasına rağmen alamadığı herhangi bir hizmetten yahut tanıtımın geç yapılması sebebiyle uğradığı herhangi bir zarardan söz etmediğini, aksine davacı- karşı davalının bu ilişkiden dolayı alacaklı olduğunu kabul ettiğini, defter ve kayıt incelemesinde de davalı- karşı davacının iddialarını destekler herhangi bir delile rastlanamadığının tespit edildiğini, bu şartlar altında karşı davaya konu iddiaların soyut kaldığını bildirmişlerdir.
Rapora yönelik beyan ve itirazlar sonucunda alınan 01/06/2022 tarihli ek raporda, bilirkişiler; davacı tarafından protokole konu ödemelerin yapılacağı tarihin yeniden verilmiş bir süre olarak kabul edilmemesi halinde, davacının talebine binaen, iki faturaya ilişkin ayrı ayrı hesaplama yapıldığını, 01/12/2018 tarihli faturanın faiz tutarının 431,20-TL, 01/01/2019 tarihli faturanın faiz tutarının ise 245,55-TL olduğunu; sözleşmenin 2.2.I.a maddesine göre faturanın ayın 18’inde kesileceği ve 30 gün sonra ödeme yapılacağı kararlaştırılmış olup, ayın 18’inden sonra 30 gün
içerisinde ödeme kararlaştırılmış olması sebebiyle bu kapsamda faiz hesaplaması yapıldığını, bu hesaplamaya göre 01/12/2018 tarihli faturanın faiz tutarının 323,40-TL olduğunu, 01/01/2019 tarihli faturanın faiz tutarının ise 137,74-TL olduğunu, taraflar arasında yapılan protokolde belirlenen ödeme tarihi davalıya verilen yeni bir ödeme vadesi olarak değerlendirildiğinde, faturaların her biri için 42,92-TL faiz tutarı olduğunu bildirmişlerdir.
Yapılan yargılama neticesinde tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre;
Taraflar arasında 28/09/2018 tarihinde danışmanlık sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 2.1. maddesinde iletişim danışmanı olarak davacı şirketin sorumluluklarının düzenlendiği, 2.2. maddesinde çalışma ve ödeme koşullarının düzenlendiği, sözleşmenin 5.1. naddesinde sözleşme süresi 12 ay olup, 18/09/2019 tarihinde sona ereceği belirtilmişse de tarafların karşılıklı kaşe ve imzalarını taşıyan 28/01/2019 günlü fesih protokolü ile sözleşmenin süresinden önce karşılıklı olarak sonlandırıldığı, fesih protokolünde 23.019,36 TL bakiye davacı alacağının 05/03/2019 tarihine kadar davalı şirket tarafından ödeneceğinin taahhüt edildiği anlaşılmıştır.
Davacı şirket tarafından danışmanlık sözleşmesi kapsamında davalı şirkete 01/10/2018 tarihinde Ekim 2018 danışmanlık bedeli olarak 11.210,00 TL, 30/10/2018 tarihinde Ekim 2018 genel gider olarak 599,36 TL, 01/11/2018 tarihinde Kasım 2018 danışmanlık bedeli olarak 11.210,00 TL, 01/12/2018 tarihinde Aralık 2018 danışmanlık bedeli olarak 11.210,00 TL ve 01/01/2019 tarihinde Ocak 2019 danışmanlık bedeli olarak 11.210,00 TL olmak üzere toplam 45.439,36 TL bedelli faturalar düzenlendiği; davalı şirket tarafından ise davacı şirkete “CH Ödemesi” açıklaması ile 16/11/2018 tarihinde 11.809,36 TL ve 07/12/2018 tarihinde 11.210,00 TL olmak üzere toplam 23.019,36 TL ödeme yapıldığı; davalı tarafça düzenlenen faturalar kapsamında ödenmeyen bedelin 22.420,00 TL olduğu; davacı şirketin ve davalı şirketin lehine delil vasfına haiz ticari defterlerinde karşılıklı ve birbiriyle uyumlu olarak davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibariyle 22.420,00 TL alacaklı olduğu yönünde kayıt oluşturulduğu anlaşılmıştır.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2).Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın 2. Fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz (HMK 222/3). Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Fatura ve teyit mektubunu düzenleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2. maddesine göre de; Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
Davalı yanca, fatura konusu hizmetlerin gereği gibi yerine getirilmediği, davacının dürüstlük kuralına aykırı davranarak haksız kazanç sağlamaya çalıştığı iddia edilmişse de davacı tarafından düzenlenen faturaların itiraz edilmeksizin ticari defterlerine kayıt edilmesi nedeniyle davalının savunmalarının yerinde olmadığı, davacının asıl davadaki uyuşmazlık konusu iki adet faturaya dayalı olarak 22.420,00 TL asıl alacağını HMK’nun 222. maddesi ve TTK’nun 21/2. maddesine göre ispatladığı; davacı yanca, takibe dayanak fatura tarihleri üzerine 30 gün eklenmek suretiyle tespit edilen tarihler üzerinden yapılan hesaplamaya göre işlemiş faiz talebinde bulunulmuşsa da, borcun ödenmesi bakımından fesih protokolünde davalı tarafa 05/03/2019 tarihine kadar süre verilmekle yeni bir ödeme vadesi belirlendiği, bu bağlamda, davalı açısından temerrüdün 06/03/2019 tarihinde gerçekleştiği, temerrüt tarihinden takip tarihine kadar olan dönemdeki işlemiş faiz miktarının ise 83,84 TL olduğu; davalının davacı yanca ispat olunan alacağa ilişkin olarak ödeme iddiasında bulunmadığı gibi bu yönde elverişli bir delil ibrazında bulunmaması karşısında davacının itirazın iptali isteminin 22.420,00 TL asıl alacak ve 83,84 TL takip tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 22.503,84 TL yönüyle yerinde olduğu; öte yandan alacağın likit ve bu yöne ilişkin itirazın haksız olması karşısında icra inkar tazminatı istem koşullarının da oluştuğu sonucuna varılmış, asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Sözleşme konusu olup yapılmayan işler nedeniyle kesilmiş olan faturalar toplamı ödenmiş ve ödenecek bulunan tutarlar, iş gücü kaybı, tanıtım faaliyetlerinin gecikmesi nedeniyle oluşan ciro kaybının tahsili amacıyla kısmi olarak açılan karşı dava bakımından ise, fesih protokolünde davalı- karşı davacının faturalandırılmasına rağmen alamadığı herhangi bir hizmetten yahut tanıtımın geç yapılması sebebiyle uğradığı herhangi bir zarardan söz etmemesi, aksine davacı- karşı davalının bu ilişkiden dolayı alacaklı olduğunu kabul etmesi, hükme elverişli kabul edilen bilirkişi raporunda defter ve kayıt incelemesinde de davalı- karşı davacının iddialarını destekler herhangi bir delile rastlanamadığının tespit edilmesi karşısında davalı- karşı davacının ispat külfetini yerine getiremediği sonucuna varılmış, karşı davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle, asıl ve karşı davaya ilişkin olarak aşağıdaki gibi hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davanın KISMEN KABULÜNE,
1/a-Davalının …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 22.420,00 TL asıl alacak ve 83,84 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 22.503,84 TL yönüyle İPTALİNE, takibin belirtilen alacak kalemleri üzerinden ve 22.420,00 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmesi suretiyle kaldığı yerden DEVAMINA, bu yöndeki fazlaya dair istemin REDDİNE,
1/b-Hükmolunan (22.503,84 TL) alacağın %20’si nispetinde hesaplanan 4.500,77 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
1/c-Alınması gereken 1.537,23 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 394,44 TL’nın mahsubu ile bakiye ‭‭‭1.142,79‬ TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Davacı tarafından peşin harç olarak yatırılan ve karar ve ilam harcına mahsup edilen 394,44 TL’nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
1/d-Davacı tarafça asıl davaya münhasır olarak yapılan 44,40 TL dava açılış gideri ve 18,50 TL posta masrafı toplamı 62,90 TL yargılama giderinin kabul ve reddolunan dava değerlerine nazaran 61,28 TL’nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, arta kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
1/e-Davacı vekille temsil olunduğundan, kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
1/f-Davalı vekille temsil olunduğundan, reddolunan dava değeri üzerinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2. maddesi gereğince hesaplanan 592,91-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
2-Karşı davanın REDDİNE,
2/a-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının davalı- karşı davacı tarafından karşı dava harcı olarak yatırılan 85,40 TL’ndan mahsubu ile fazladan yatan 4,70-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı- karşı davacıya İADESİNE,
2/b-Davalı- karşı davacı tarafından karşı davaya münhasır olarak yapılan yargılama masraflarının üzerinde BIRAKILMASINA,
2/c-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2. maddesi uyarınca hesap ve takdir edilen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalı- karşı davacıdan alınarak davacı- karşı davalıya ÖDENMESİNE,
3-Asıl ve karşı dava bakımından ortak yürütülen arabuluculuk sürecinde, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin asıl ve karşı davanın kabul ve reddolunan miktarları dikkate alınarak ‭‭‭27,86‬ TL’nın davacı- karşı davalıdan, 1.292,14 TL’nın davalı- karşı davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Asıl ve karşı dava bakımından davacı- karşı davalı tarafından ortak yapılan 1.200,00 TL bilirkişi ücreti ve ‭138,2‬0 TL tebligat posta gideri toplamı ‭‭‭1.338,20 TL yargılama giderinin kabul ve reddolunan dava değerlerine nazaran 1.309,96 TL’nın davalı- karşı davacıdan alınarak davacı- karşı davalıya VERİLMESİNE, arta kalan kısmın davacı- karşı davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Asıl ve karşı dava bakımından davalı- karşı davacı tarafından ortak yapılan 1.200,00-TL yargılama giderinin kabul ve reddolunan dava değerlerine nazaran 25,32‬-TL’nın davacı- karşı davalıdan alınarak davalı- karşı davacıya VERİLMESİNE, arta kalan kısmın davalı- karşı davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
7-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, H MK’nun 341/1 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2022

Katip … Hakim …
e-imzalıdır . e-imzalıdır .