Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/229 E. 2020/482 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/229 Esas
KARAR NO:2020/482

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ: 19/04/2019
KARAR TARİHİ:24/09/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan; “İtirazın İptali” davasının yapılan yargılaması sonunda;
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: Taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davalıya müvekkili tarafından mal satıldığını, bu suretle faturalar kesildiğini, fatura konusu malların sevk irsaliyeleri ile davalıya teslim edildiğini, davalıya kesilen ve cari hesaba kaydedilen alacağın tahsili bakımından …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itirazı üzerine işbu davanın açılması zarureti hasıl olduğu belirtilerek; davalının takibe itirazının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatı, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının kendisine ait taşıma belgelerini dosyaya ibraz edemediğini, davasını bu suretle ispatlayamadığını, sunulan faturaların taraflar arasındaki ticari ilişkiyi kanıtlar mahiyette olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle beraber iddia olunan alacağın muayyen belirlenebilir likit bir alacak olmadığını savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
İstem; İİY’ nin 67 maddesi uyarınca itirazın iptaline ilikindir.
Celp edilen icra dosyası incelendiğinde; davacı- alacaklı tarafından davalı- borçlu aleyhine 497.403,19 TL meblağ üzerinden 01/01/2018- 31/12/2018 tarihlerini kapsar cari ekstre gözüken faturalardan kaynaklanan borç, cari ekstre dayanak gösterilerek icra takibi tertip edildiği, davalı- borçlunun takibi itiraza maruz bırakarak durdurduğu, davacının süresi içerisinde işbu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Tarafların BA-BS formları celp edilmiş, fatura suretleri dosya arasına alınmış, tarafların dayandıkları deliller incelenmiş ve ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak bilirkişi raporu tanzim ettirilmesine karar kılınmıştır.
Bilirkişi … tarafından tanzim ve ibraz edilen bilirkişi raporunda özetle ve netice olarak; davacı şirketin ticari defter kayıtlarının usulüne uygun olarak düzenlendiği, lehine delil vasfını haiz olduğu, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre davalının takip tarihi olan 19/12/2018 tarihi itibarıyla 497.403,58 TL tutarında borcunun olduğu, davacının BS formlarında davalı şirkete 26 adet fatura karşılığı KDV hariç 690.112,00 TL satış faturası bildirildiği, davalının BA formlarından 15 adet fatura karşılığı 516.121,00 TL alım yapıldığının bildirildiği, Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında davacı tarafından kesilen tüm faturaların beyan edildiği, bu aylardan sonra davacı tarafından Kasım ve Aralık 2018 dönemlerinde düzenlenen 11 adet faturanın davalının BA listesinde bulunmadığı, dosyada mübrez sevk irsaliyelerinin incelenmesinden 31/10/2018 tarihli … nolu, 12/11/2018 tarihli … nolu ve 09/11/2018 tarih … numaralı irsaliyelerin teslim alıcısının … olduğu, 13/10/2018 tarih … numaralı ve 05/11/2018 tarih … numaralı irsaliyelerin alıcısının … olarak gözüktüğü, davalı adına ihtilaf konusu Kasım 2018′ de mal teslim alan her iki kişinin Ekim 2018 ayında davalı tarafından teslim alınan ve BA ile de beyan edilen faturalara konu malları teslim alan kişiler olduğu, daha önce bu kişilere yapılan teslimlere ait faturaların davalı tarafından BA ile bildirildiğini, davacı şirket kayıtlarına göre davalının takip tarihi itibarıyla davacıya 497.403,58 TL borçlu olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki ana uyuşmazlık, muhtelif tarihli irsaliye faturalarına konu olan davacı alacağının, davalıdan tahsil edilememesine ilişkindir. Davalı yan savunmalarında faturalar kapsamında satışı gerçekleştirildiği iddia olunan malların teslim alınmadığını ileri sürmüştür. Fakat ne var ki davalı yan bu savunmalarını destekler nitelikte, faturalara süresi içerisinde veyahut geç kalınmış şekilde uzun müddette itirazda bulunduğuna ilişkin delil ibraz etmemiştir. Öte yandan davalının bir diğer müdafaası da faturalardaki imzaların şirket çalışanı olmadığına ilişkindir. Buna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede bilirkişi tarafından tespit edilen; “davacı tarafından Kasım ve Aralık 2018 dönemlerinde düzenlenen 11 adet faturanın davalının BA listesinde bulunmadığı, dosyada mübrez sevk irsaliyelerinin incelenmesinden 31/10/2018 tarihli … No.li 12/11/2018 tarihli … nolu ve 09/11/2018 tarih … numaralı irsaliyelerin teslim alıcısının … olduğu, 13/10/2018 tarih … numaralı ve 05/11/2018 tarih … numaralı irsaliyelerin alıcısının … olarak gözüktüğü, davalı adına ihtilaf konusu Kasım 2018′ de mal teslim alan her iki kişinin Ekim 2018 ayında davalı tarafından teslim alınan ve BA ile de beyan edilen faturalara konu malları teslim alan kişiler olduğu, daha önce bu kişilere yapılan teslimlere ait faturaların davalı tarafından BA ile bildirildiği” şeklindeki tespitleri dikkate alınmıştır. Faturaların kanuni süresi içerisinde itiraza maruz kalmaması, başlı başına malın teslim edildiğini kanıtlar mahiyette olmadığı, yalnızca karine teşkil edeceği değerlendirilse dahi; bunun yanında yukarıda değinilen, malları teslim alan şahısların daha önceden de davalı tarafından vergi dairesine bildirilen BA bildirgelerine konu faturalara imza atmış olduklarına ilişkin bilirkişi tespiti; malların davalı yana teslim edildiğini destekler mahiyettedir. Nitekim bu hususta mülga 818 Sayılı BK’ nın 453/3 maddesinin bugünkü karşılığı olan … Sayılı TBK’ nın 552. Maddesi göz önünde bulundurulduğunda malların davalı şirketçe teslim alındığının kabulü gerekir. Öte yandan davalı yan her ne kadar taraflar arasında geçerli bir sözleşme olmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin mevcut olmadığı ve bunu kanıtlar mahiyette kesin delil sunulmadığı yönündeki savunmaları; davalının bilirkişi raporunda değinilen BA bildirgeleri ve teslim alınan irsaliye faturaları taraflar arasındaki ticari ilişkiyi kanıtlar mahiyette görülmüş, davacının davasında haklı olduğu kanaatiyle tespit edilen alacak üzerinden; itirazın iptaline karar verilmesi gerekmiştir.
İtirazın iptaline karar verilen alacağın ise likit olması sebebiyle %20 oranında icra inkar tazminatını da kapsar şekilde aşağıdaki hüküm tesis edilerek yargılama sonuçlandırılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile; davalının …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptali ile; takibin 497.403,19 TL asıl alacak üzerinden ve bu miktara takip tarihinden itibaren değişebilir oranlarda avans faizi yürütülmesi suretiyle devamına,
2-Hükmolunan alacağın %20′ si oranında (99.480,64 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 33.977,61 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 6.007,39 TL’ nin mahsubu ile bakiye 27.970,22 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınmasına, davacı tarafından yatırılan 6.007,39 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı parası, 67,50 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam; 1.111,90 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 41.920,16 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-HMK 120 maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi 24/09/2020

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza