Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/218 E. 2021/410 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/218 Esas
KARAR NO:2021/410

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/04/2019
KARAR TARİHİ:01/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davacı … A.Ş.’nin metal sektöründe faaliyet göstermekte ve ’”ısıl İşlem, desen, kaplama, stok ve kesim” gibi hizmetler sunduğunu, davalı … A.Ş.’nin ise “…” ürettiğini, davalı şirketin, müvekkili şirketten ürün tedarikinde bulunmuş olup ve hizmet aldığını, davalı Şirket’in. davacıya borçlu olduğu borç tutarı için Müvekkil Şirket tarafından …. İera Müdürlüğü’nün… esas numaralı dosyası ile icra takibi başlatılmış olduğunu, davalı şirkete tebliğ edilen ödeme emrine yapılan itirazda yetkiye itiraz edilmiş olup taraflarınca yetki itirazı kabul edilmiş ve bu nedenle takip yetkili … İcra Müdürlüklerine gönderilmiş olduğunu, …, İcra Müdürlüğü’nün … esas numaralı dosyası ile icra takibi başlatılmış ve ödeme emri 29.03.2019 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiğini, ancak davalı şirketin haksız ve mesnetsiz bir şekilde 01.04.2019 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğini, bu nedenle huzurdaki davayı açmak zarureti hâsıl olduğunu, ilgili süreç devam ederken zorunlu arabuluculuk dava şartını gerçekleştirmek adına davacı tarafça arabuluculuk bürosuna başvurulduğunu ve arabuluculuk sürecinin tarafların anlaşamaması üzerine sona erdirildiğini, ekte sunmuş oldukları cari hesap ekstresinin, davalı Şirket ile davacı Şirket arasındaki ticari ilişkiden dolayı davacı Şirket’in, Davalı Şirket’ten alacaklı olduğunu ispatlandığını, davacı Şirket ticari defterleri ve kayıtları incelendiğinde Davalı Şirket’in Müvekkili Şirket’e borçlu olduğunun mahkemece tespit edileceğini, buna rağmen Davalı Şirket tarafından icra takibine konu tutarın, hiçbir sebep olmaksızın ödenmediğini, Davalı Şirketçe ödeme emrine yapılan itirazda faiz oranına itiraz edildiğini, Türk Ticaret Kanunun 1530. Maddesinin 7. Fıkrası mal ve hizmet tedarikinde alacaklıya yapılan geç ödemelerde uygulanacak faiz oranını düzenlendiğini, müvekkil şirketçe ödeme emrinde talep edilen faiz oranı, bu düzenlenmeye uygun olarak 2 Ocak 2019 tarihli ve 30643 sayılı Kesmî Gazetede yayınlanan Mal ve Hizmet Tedarikinde Alacaklıya Yapılan Geç Ödemelere İlişkin Temerrüt Faiz Oranının Tespiti Hakkında Tebliğ’de belirtilen yıllık %21,25 şeklinde belirlendiğini, açıkça görülmektedir ki Davalı Şirket’in faiz oranına yaptığı itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalı Şirket’in itirazının, cari hesaba ilişkin borcunun bir kısmını ödediği de dikkate alındığında sadece alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla yapılmış olup açıkça haksız ve kötü niyetli olduğunu, ayrıca alacağın muayyen olduğu da dikkate alındığında davalı hakkında icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek, Davalı şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline vc takibin devamına karar verilmesini, Davalı hakkında %20‘den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa teşmilini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu edilen bedel bakımından müvekkilin davacı şirkete bir borcu bulunmadığını, davalı şirkete tebliğ edilen ödeme emrinde alacak miktarı olarak gösterilen bedel taraflar arasında ihtilaflı olduğundan işbu bedeli ve dava dilekçesinde yer alan iddiaların tamamını kabul etmediklerini, davacı vekilinin asıl alacak olarak talep etmiş olduğu bedele işletilmesini talep ettiği faizin hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığını, dava konusu alacağa yönelik itirazlarını tekrarla davalı şirket temerrüde düşmediği gibi ortada mevcut ve muaccel bir alacak bulunmadığını, tüm bu sebeplerle faiz oranı ve talebin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun takibe girişen davacı şirket aleyhine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R İ N D E Ğ E R L E N D İ R İ L M E S İ VE G E R E K Ç E :
Dava; Cari hesap alacağına istinaden başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış, dava konusu icra dosyası celp edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı şirket tarafından davalı borçlu şirket aleyhine 93.262,02 TL tutarlı cari hesap alacağı açıklaması ile 18.01.2019 tarihinde …. İcra Müdürlüğünün… sayılı icra takip dosyası ile takip başlatıldığı, davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itirazı üzerine, alacaklı vekilinin yetki itirazını kabul ettiği, bunun üzerine dosyanın … İcra Tevzi Bürosuna gönderildiği, …. İcra Müdürlüğünün … Esasına kaydedildiği, çıkartılan ödeme emrinin 29.03.2019 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiği, davalı şirket vekilinin 01.04.2019 tarihinde takipte borca, faize ve ferilerine itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu, bunun üzerine davacı tarafça bir yıllık yasal sürede iş bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi … tarafından sunulan 03.01.2020 tarihli bilirkişi raporunda; “Davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede, 01 Nisan Ol Mart özel hesap dönemine tabi olan davacı … A.Ş. (eski unvanı … San. ve Tie. A.Şj’nitı aşağıda dökümü verilen 2014t 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterleri incelenmiştir. 2015, 2016, 2017 ve 2018 yıllarına ait ticari defterler, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun Mükerrer 242. maddesinin 2. Fıkrasına, 5766 sayılı Kanun un 17. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca 14.12.2012 tarihinde yayımlanan 421 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine uygun şekilde e defter olarak tutulmaktadır. Bu kapsamda envanter defteri dışındaki yasal defterlerin tasdiki uygulaması ortadan kalkmıştır. İncelenen ticari defterlere ilişkin mükellefiyetlerin tam ve eksiksiz yerine getirilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı Tarafın Ticari Defter kayıtları üzerinde yapılan incelemede, Sayın Mahkeme tarafından 25/09/2019 tarihli celsede taraflara ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve dayanak kayıtlarını inceleme gün ve saatinde mahkemede hazır bulundurmaları aksi halde defter ibrazından kaçınmış sayılacakları ve bu sonuca göre aleyhlerine karar oluşturulabileceğinin HMK 220, 222. madde ve TTK 18/1 ve 64 vd. maddeleri gereğince ihtarına, incelemenin 08/11/2019 günü saat 09-30 icrasına karar verilmiştir.
Belirlenen inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtlarını sunmayan davalı tarafın, yerinde inceleme yapılmasına ilişkin bir talebi de dosya muhteviyatında bulunmadığından davalı taraf ticari defter ve kayıtlan incelenememiştir.
Davacı … A.Ş, (eski unvanı … San. ve Tie. A.Ş.)nin ticari defterlerindeki kayıtlarla örtüşon muavin kayıtları incelenmiştir. Dava konusu icra takibinin dayanağı hesap ilişkisinin 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yıllarındaki faturalar ve ödemelerden oluştuğu anlaşılmaktadır. Aşağıda dökümü verilen toplam 214.883,50 TL tutarındaki 84 adet faturanın, davacı şirket tarafından düzenlendiği ve ticari defterlerine kaydedildiği görülmüştür.
Fatura satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı göstermek üzere emtiayı satan veya iş yapan tacir tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır, tek başına mal veya hizmet verildiğini ispatlamaya yeterli değildir. Akdi ilişkiyi vc mal veya hizmet verildiğini ispat yükü faturayı düzenleyen taraftadır.
Toplam 140.102,06 TL tutarındaki 25 adet faturanın e-falura olup ilgili sistem üzerinden davalı şirkete iletildiği- 32.721,51 TL tutarındaki 31 adet fatura içeriğindeki mal ve hizmetin …, …, …, …, …, … …. …ve …’c teslim edildiği- böylece toplam 172.823,57 TL tutarındaki 56 adet fatura karşılığında mal veya hizmet verildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilmiş olduğu değerlendirilmektedir.
Toplam 11.782,56 TL tutarındaki 4 adet faturanın incelemeye sunulmadığı-‘ toplam 27.437,70 TL tutarındaki 22 adet faturada teslim alan imzasının bulunmadığı- toplam 2,839,67 TL tutarındaki 2 adet faturadaki imzaların okunmadığı-‘ böylece toplam 42.059,93 TL tutarındaki 28 adet fatura karşılığında mal veya hizmet verildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilmemiş olduğu değerlendirilmektedir.
Davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı 121.621,48 TL tutarındaki davalı ödemeleri aşağıdaki tabloda sunulmuş olup başka bir ödeme yapılmış ise ispat yükü davalı taraf üzerindedir.
Karşılığında mal veya hizmet verildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilmiş olduğu değerlendirilen 56 adet fatura bedeli (172 823,57 TL) ve davacı şirket ticari defterlerinde kayıth davalı ödemeleri toplamının (121.621,48 TL) dikkate alınması neticesinde 18/01/2013 takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 51.202,09 TL alacaklı olduğu hesaplanmıştır.
Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi ile yukarıda yapılan tespitler ve yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirmeler sonucunda; Davacı tarafın usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinin sahibi lehine delil kudretine haiz olduğu Belirlenen inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtlarını sunmayan davalı tarafın, yerinde inceleme yapılmasına ilişkin bir talebi de dosya muhteviyatında bulunmadığından davalı taraf ticari defter ve kayıtlarının incelenemediği, Toplam 214.883,50 TL tutarındaki 84 adet faturanın, davacı şirket tarafından düzenlendiği ve ticari defterlerine kaydedildiği toplam 172.823,57 TL tutarındaki 56 adet fatura karşılığında mal veya hizmet verildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilmiş olduğu Karşılığında mal veya hizmet, verildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilmiş olduğu değerlendirilen 56 adet fatura bedeli (172.823,57 TL) ve davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı davalı ödemeleri toplamının (121,621,48 TL) dikkate alınması neticesinde 18/01/2019 takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 51.202,09 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı” şeklinde tespit görüşleri bildirilmiştir.
Taraf vekillerinin rapora itiraz etmesi, raporun tarafların BA-BS formlarının celp edilmeden alınmış olması nedenleriyle, BA-BS formları celp edilerek rapor sunan bilirkişiden inceleme günü verilmek suretiyle ek rapor alınmıştır.
Bilirkişinin 09.02.2021 tarihli ek raporunda; “Tarafların önceki rapora itiraz ve beyanları ve rapordan sonra dosyaya giren tüm kayıt ve belgeler de incelenmek suretiyle; iddia, savunma, toplanan tüm deliller ve tarafların ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve dayanağı belge ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak taraf defterlerinin usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi, davacı yanın icra takip tarihi itibarıyla davalıdan alacağı (asıl alacak, varsa işlemiş faiz ve diğer ferileri de tartışılarak) varsa miktarının saptanması ve ayrıca iddia ve savunma kapsamında taraflarca var ise bilirkişi incelemesinde cevaplandırılması istenilen hususları da kapsar şekilde, ayrıntılı ve denetime elverişli ek rapor hazırlanması görevi tarafıma tevdi edilmiştir.
İnceleme, Tespit ve Değerlendirmeler;
… icra müdürlüğü … esas sayılı dosyasında; Davacı/alacaklı tarafından 18/01/2019 tarihinde “Örnek No: 7 – İlamsız Takiplerde Ödeme Emri” ile toplam 93.262,02 TL cari hesap alacağı talep edilmiş; ancak davalı/borçlu tarafından 01/04/2019 tarihinde itiraz dilekçesi verilmesi üzerine takip durdurulmuştur.
Davalı tarafın ticari defter kayıtlarının incelenmesinde; Davalı …Tic. A.Ş. (eski unvanı: …. Tic. Ltd. Şti.)’nin 2014, 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterleri incelenmiştir. 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterler, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun Mükerrer 242. maddesinin 2. Fıkrasına, 5766 sayılı Kanun’un 17. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca 14.12.2012 tarihinde yayımlanan 421 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine uygun şekilde e-defter olarak tutulmaktadır. Bu kapsamda envanter defteri dışındaki yasal defterlerin tasdiki uygulaması ortadan kalkmıştır. İncelenen ticari defterlere ilişkin mükellefiyetlerin tam ve eksiksiz yerine getirilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Hesap incelemesinde; Tarafların ticari defterlerindeki kayıtlarla örtüşen muavin kayıtları incelenmiştir. Dava konusu icra takibinin dayanağı hesap ilişkisinin 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yıllarındaki faturalar ve ödemelerden oluştuğu anlaşılmaktadır. Toplam 214.883,50 TL tutarındaki 84 adet faturanın, davacı şirket tarafından düzenlendiği ve her iki tarafın ticari defterlerine kaydedildiği tespit edilmiştir.
Fatura satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı göstermek üzere emtiayı satan veya iş yapan tacir tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır, tek başına mal veya hizmet verildiğini ispatlamaya yeterli değildir. Akdi ilişkiyi ve mal veya hizmet verildiğini ispat yükü faturayı düzenleyen taraftadır. Davacı tarafından düzenlenen faturaların, davalı şirket ticari defterlerinde de kayıtlı olması nedeniyle dava konusu icra takibinin dayanağı hesap alacağını oluşturan faturalar karşılığında mal veya hizmet verildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilmiş olduğu değerlendirilmektedir.
Davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı davalı ödemeleri toplam 121.621,48 TL iken davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı ödemeler toplamı 191.621,48 TL olarak tespit edilmiştir. Bu fark, davalı şirket ticari defterlerinde 28/05/2018 tarihli 3072 nolu yevmiye maddesi altında kayıtlı olan “30/11/2018 vadeli, … nolu müşteri çeki” açıklamalı ödeme kaydının, davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklanmaktadır. Bu fark nedeniyle, 18/01/2019 takip tarihi itibarıyla, davacı şirket ticari defterlerindeki kayıtlara göre 93.262,02 TL olarak görünen bakiye, davalı şirket ticari defterlerindeki kayıtlara göre 23.262,02 TL olarak görünmektedir.
Farkın nedeni olan hamiline yazılı 30/11/2018 tarihli, 70.000,00 TL tutarlı çekin keşidecisi … olduğu; sırasıyla … … San. ve Tic. Ltd. Şti ve davalı …Tic. A.Ş. cirolarını taşıdığı; 28/05/2018 tarihli ve 847 sıra nolu tahsilat makbuzu ile davacı … A.Ş. (eski unvanı … San. ve Tic. A.Ş.) tarafından teslim alındığı anlaşılmaktadır. Davacı şirket tarafından incelemeye sunulan çek aslı üzerinde … A.Ş. tarafından 30/11/2018 tarihinde karşılıksız işlemi yapılmış olduğu; çekin arka yüzüne “çekin 68.400,00 TL’lik kısmı karşılıksızdır” ibaresini içeren kaşenin vurulduğu görülmüştür. Bu nedenle davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı çek ödemesinin yalnızca 1.600,00 TL’lik kısmı, davacıya ödenmiş olduğundan bu tutar dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır.
Karşılığında mal veya hizmet verildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilmiş olduğu değerlendirilen toplam 214.883,50 TL tutarındaki 84 adet faturanın ve 123.221,48 TL (121.621,48 TL + 1.600,00 TL) tutarındaki davalı ödemesinin dikkate alınması neticesinde 18/01/2019 takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 91.662,02 TL alacaklı olduğu hesaplanmıştır.
Davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesinde; Davalı şirketin ticari defterlerini ibraz etmekten kaçındığı, davalı şirketin usulüne uygun ticari defterleri ile alacağın varlığının tevsik edildiği gerçeğinin görmezden gelindiği; davalı şirket tarafından yapılan ödemelerin tarihlerine bakıldığında, malın veya hizmetin verildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilmediği tespitinde bulunulan bazı faturaların ödendiğinin görüleceği;
Fatura satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı göstermek üzere emtiayı satan veya iş yapan tacir tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır, tek başına mal veya hizmet verildiğini ispatlamaya yeterli değildir. Akdi ilişkiyi ve mal veya hizmet verildiğini ispat yükü faturayı düzenleyen taraftadır.
Davalı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesinde; Davacının kayıtlarında yer alan ve bilirkişi tarafından “geçerli” olarak düzenlendiği kabul edilen faturalar içerisinde taraflar arasında istikrar kazanmış bir teamül ve/veya yazılı bir sözleşme olmamasına rağmen davacı şirket tarafından düzenlenen 28/09/2019 tarihli vade farkı faturasının da bulunduğu; davacının tek taraflı irade beyanı ile düzenlendiği işbu vade farkı faturasının da hukuki bir dayanağı olmamasına rağmen bilirkişi raporunda hukuki geçerliliği olan bir fatura olarak gösterilmiş olmasının kabul edilemeyeceği;
28/09/2018 tarihli davacı faturası, davalı şirket ticari defterlerinde 28/09/2018 tarihli ve 1982 nolu yevmiye maddesi altında kayıtlıdır. 6102 sayılı TTK m. 21/2 “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır” hükmünü havidir. Dava konusu icra takibinin dayanağı olan faturaların her iki şirketin de ticari defterlerinde kayıtlı olması ve aradan geçen süreye rağmen itiraz edilmemiş olmadığı anlaşıldığından fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılacağı değerlendirilmektedir.
Davalı şirketin yapmış olduğu ödemelere ilişkin tarihler üzerinden zorlama bir yorumla tüm faturaların kabul edildiğine yönelik ulaşılan sonucun hiç bir hukuki temele dayanmadığı; davacının faturalarının altında “Faturaya konu ticari alacak … A.Ş. güvencesi altındadır” ibarelerinin bulunmakta olduğu; bahse konu … Sigorta A.Ş.’nin ticari alacak sigortaları hususunda faaliyet gösteren bir sigorta şirketi olduğu; davacı şirketin işbu bu sigorta şirketinden ödeme alıp almadığı hususunun da mutlak suretle ilgili sigorta şirketine müzekkere yazılarak tespit edilmesi gerektiği;
Davacı tarafından düzenlenen tüm faturalar davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olması nedeniyle faturalar karşılığında mal veya hizmet verildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilmiş olduğu değerlendirilmektedir.
Sigorta şirketi tarafından ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin dava dosyasına intikal eden herhangi bir belge bulunmamakta olup değerlendirme yapılamamıştır.
SONUÇ;
Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi ile yukarıda yapılan tespitler ve yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirmeler sonucunda;
Tarafların usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinin sahipleri lehine delil kudretine haiz olduğu;
Dava konusu icra takibinin dayanağı hesap ilişkisinin 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yıllarındaki faturalar ve ödemelerden oluştuğu;
Davacı tarafından düzenlenen toplam 214.883,50 TL tutarındaki 84 adet faturanın, davalı şirket ticari defterlerinde de kayıtlı olması nedeniyle dava konusu icra takibinin dayanağı hesap alacağını oluşturan faturalar karşılığında mal veya hizmet verildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilmiş olduğu;
Karşılığında mal veya hizmet verildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilmiş olduğu değerlendirilen toplam 214.883,50 TL tutarındaki 84 adet faturanın ve 123.221,48 TL tutarındaki davalı ödemesinin dikkate alınması neticesinde 18/01/2019 takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 91.662,02 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını Sayın Mahkemenin takdirlerine arz ederim.” şeklinde tespit görüşleri bildirilmiştir.
Bilirkişi ek raporunun alınmasından sonra gelen … Bankasının 30.03.2021 tarihli müzekkere cevabında, … nolu çek için ibraz tarihinde banka yükümlülük tutarı olan 1.600,00 TL’nin ödenmemiş olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda … nolu çek için davacıya 1.600,00 TL ödenmiş gibi değerlendirme yapıldığı anlaşılmıştır.
Alınan bilirkişi ek raporunun, yukarıda açıklanan husus dışında dosya kapsamına ve karar vermeye uygun olduğu değerlendirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi rapor ve ek raporlarının değerlendirilmesinde;
Davacı şirket, cari hesaptan kaynaklı alacağı olduğunu ileri sürerek, davalı şirkete karşı 93.262,02 TL üzerinden icra takibi başlatmış, davalı taraf ise borcunun olmadığını ileri sürerek takibe itiraz etmiştir.
Bunun üzerine davacı tarafından iş bu itirazın iptali davası davası İİK’nın 67. Maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır. Davalı taraf davanın reddini talep etmiştir.
Taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmasa da ticari bir ilişkinin olduğu sabittir.
Alınan bilirkişi ek raporu ile, Tarafların usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinin sahipleri lehine delil kudretine haiz olduğu; Dava konusu icra takibinin dayanağı hesap ilişkisinin 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yıllarındaki faturalar ve ödemelerden oluştuğu; Davacı tarafından düzenlenen toplam 214.883,50 TL tutarındaki 84 adet faturanın, davalı şirket ticari defterlerinde de kayıtlı olması nedeniyle dava konusu icra takibinin dayanağı hesap alacağını oluşturan faturalar karşılığında mal veya hizmet verildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilmiş olduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişi ek raporunun alınmasından sonra gelen … Bankasının 30.03.2021 tarihli müzekkere cevabında, … nolu çek için ibraz tarihinde banka yükümlülük tutarı olan 1.600,00 TL’nin ödenmemiş olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda … nolu çek için davacıya 1.600,00 TL ödenmiş gibi değerlendirme yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacının alacak miktarının tespit edilebilmesi için, karşılığında mal veya hizmet verildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilmiş olduğu değerlendirilen toplam 214.883,50 TL tutarındaki 84 adet fatura bedelinden davalı tarafından yapılan ödemelerin düşülmesi gerekmektedir.
Bilirkişi ek raporuna göre, davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı davalı ödemeleri toplam 121.621,48 TL iken davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı ödemeler toplamı 191.621,48 TL olarak tespit edilmiştir. Bu fark, davalı şirket ticari defterlerinde 28/05/2018 tarihli 3072 nolu yevmiye maddesi altında kayıtlı olan “30/11/2018 vadeli, … nolu müşteri çeki” açıklamalı ödeme kaydının, davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklanmaktadır. Bu fark nedeniyle, 18/01/2019 takip tarihi itibarıyla, davacı şirket ticari defterlerindeki kayıtlara göre 93.262,02 TL olarak görünen bakiye, davalı şirket ticari defterlerindeki kayıtlara göre 23.262,02 TL olarak görünmektedir. Farkın nedeni olan hamiline yazılı 30/11/2018 tarihli, 70.000,00 TL tutarlı çekin keşidecisi … olduğu; sırasıyla … … San. ve Tic. Ltd. Şti ve davalı …Tic. A.Ş. cirolarını taşıdığı; 28/05/2018 tarihli ve 847 sıra nolu tahsilat makbuzu ile davacı … A.Ş. (eski unvanı … San. ve Tic. A.Ş.) tarafından teslim alındığı anlaşılmaktadır. Davacı şirket tarafından incelemeye sunulan çek aslı üzerinde … A.Ş. tarafından 30/11/2018 tarihinde karşılıksız işlemi yapılmış olduğu; çekin arka yüzüne “çekin 68.400,00 TL’lik kısmı karşılıksızdır” ibaresini içeren kaşenin vurulduğu anlaşılmıştır. Banka müzekkere cevabına göre de, … nolu çek için ibraz tarihinde banka yükümlülük tutarı olan 1.600,00 TL’nin ödenmemiş olduğu anlaşılmıştır. Dolayısı ile davalı kayıtlarında ödeme olarak gözüken 70.000,00 TL çeke ilişkin bir ödemenin olmadığı değerlendirilmiştir.
Davalı kayıtlarında gözüken yukarıda açıklanan 70.000, 00 TL ödemenin, davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı ödemeler toplamı olan 191.621,48 TL düşülmesi ile davalı tarafından yapılan ödeme miktarının 121.621,48 TL olduğu ve bu miktarın davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı ödemeler toplamı ile uyuştuğu tespit edilmiştir.
Karşılığında mal veya hizmet verildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilmiş olduğu değerlendirilen toplam 214.883,50 TL tutarındaki 84 adet fatura bedelinden davalı tarafından yapılan 121.621,48 TL ödemenin mahsubu ile 18/01/2019 takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 93.262,02 TL alacaklı olduğu hesaplanmıştır. Tespit edilen bu miktarın takip talebinde talep edilen alacak ile uyumlu olduğu, davalı borçlu şirketin bu bedeli ödediğine ilişkin bir ispatının olmadığı anlaşılmakla, bu bedel yönüyle davalının icra takibine vaki itirazının yerinde olmadığı, davacının davalıdan takip tarihi itibarı ile 93.262,02 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Davacının takip tarihine kadar işlemiş faiz talebi yoktur. Temerrüt takip tarihinde oluşmuştur.
Tarafların tacir olduğu, alacağın ticari alacak olduğu göz önüne alındığında 93.262,02 TL alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi talep edilebileceği değerlendirilmiştir.
Bu nedenler ile, Davanın kabulü ile; davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 93.262,02 TL asıl alacak yönünden iptali ile, takibin bu miktar üzerinden ve bu miktara takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi yürütülmek suretiyle devamına ve ayrıca alacağın likit alacak olması, davalının itirazında haksız bulunması karşısında, hükmolunan alacağın %20′ si oranında olmak üzere hesap edilen 18.352,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davanın kabulü ile; davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 93.262,02 TL asıl alacak yönünden iptali ile, takibin bu miktar üzerinden ve bu miktara takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi yürütülmek suretiyle devamına,
2-Hükmolunan alacağın %20′ si oranında olmak üzere hesap edilen 18.352,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 6.370,73 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.126,38 TL’ nin mahsubu ile bakiye 5.244,35 TL’ nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.126,38 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı parası, 102,30 TL dosya, müzekkere, davetiye posta masrafı, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam; 946,40 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 12.809,89 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-HMK120 maddesi gereği taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde re’ sen yatıran yana iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanın yokluğunda, HMK’nun 341/1 ve 345. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır