Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/178 E. 2019/965 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/178 Esas
KARAR NO : 2019/965

DAVA : İSTİRDAT
DAVA TARİHİ : 02/03/2018
KARAR TARİHİ : 12/12/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan; “İstirdat” davasının yapılan yargılaması sonunda;
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: Taraflar arasında adi şekilde tanzim edilen 18/05/2017 tarihli Satış Vaadi sözleşmesi ile davalının “…” projesinde kapsamında KDV dahil 4.014.360,00 USD karşılığında en geç 31/07/2017 tarihi itibariyle davacıya teslimi kabul, beyan ve taahhüt edildiği, buna karşın taşınmazın müvekkiline teslim edilmediği, dava konusu taşınmaz üzerine davaya konu alacağının temini amacıyla davalı uhdesinde taşınır, taşınmaz malları ile bankalardaki ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının başkaca 3. Kişilerin hak tesisini engellemek 3. Kişilere devir ve teslimini engellemek ve sonrasında telafisi mümkün olmayan zararlara sebep olunmaması amacıyla dava değeri olan 313.173,97 USD tutarında dava sonuna kadar ve teminatsız olarak ihtiyaten haczini, bu taleplerinin uygun görülmemesi halinde davaya konu taşınmazın dava değeri olan 313.173,97 USD tutarında dava sonuna kadar ve teminatsız olarak ihtiyaten haczini, davanın kabulü ile 18/05/2017 tarihli satış vaadi sözleşmesinin geçersizliğinin ve dava müvekkilin borçlu olmadığının tespiti ile davacı müvekkil tarafından ödenen 313.173,97 USD’nin davalıdan ticari avans faizi ile birlikte alınarak tahsilini, ve davacı müvekkiline ödenmesini, terditli olarak ikame edilen iş bu davada; taraflar arasında tanzim edilen satış vaadi sözleşmesinin davacı müvekkil tarafından tek taraflı olarak feshedildiğinden ve borçlu olmadığının tespiti ile davacı tarafından ödenen bedelin ticari avans faizi ile tahsilini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

S A V U N M A /
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle: Davalı tarafından, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca 20/06/2017 tarihinde 483.796,03 USD ve 20/07/2017 tarihinde 94.600,00 USD olmak üzere toplam; 578.396,03 USD ödenmiş olması gerekirken davacı tarafından 09/05/2017- 16/05/2017- 06/07/2017 ve 15/09/2017 tarihlerinde toplamda; 313.173,97 USD ödeme yapıldığını, ödeme planında yazılı olan ödemelerin zamanında ve eksiksiz olarak yapılmadığını, teslim tarihinin geçerli olabilmesi için sözleşmede öngörülen ve karar altına alınan “Bağımsız Bölümün Teslimi” başlıklı 11. Maddede belirtilen meblağların zamanında ödenmediğinde davacının “zamanında teslim” edilmediği iddiasının mesnetsiz olduğunu, davacı tarafça ileri sürülen taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin şekle aykırılık sebebiyle geçersiz olduğu yönündeki iddiasının hakkın kötüye kullanılması yasağının ihlali niteliğinde olduğunu savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

G E R E K Ç E /
Dava; taraflar arasındaki mezkur sözleşmeden dolayı davacının borçsuz olduğunun tespitine ve sözleşme nedeniyle ödenen 313.173,97 USD bedelin istirdadına ilişkin olarak açılmış olup, davacıya harcın tamamlamasına ilişkin olarak yapılan ihtar akabinde davacı vekili menfi tespit istemine ilişkin taleplerinden vazgeçtiklerini, geçersiz sözleşme karşısında ödenen 313.173,97 USD’ nin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili istemi talepleri baki kalmak kaydıyla bu yönden eksik harç tamamlanmıştır.
Taraflar arasında “… SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ” başlığı altında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi akdolunduğu, sözleşmenin adi nitelikte taraflar arasında tanzim edildiği ve davacının bu kapsamda geçersiz sözleşme karşısında ödediği bedellerin istirdadını talep ettiği anlaşılmaktadır.
Taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasını düzenleyen TMK’ nın 706/1 maddesi aynen; “Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması, resmî şekilde düzenlenmiş bulunmalarına bağlıdır” şeklinde düzenlenmiştir. Bir diğer yandan, 818 Sayılı Kanunun 213. Maddesi karşısında düzenlenen TBK’ nın 237 maddesinde; Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için, sözleşmenin resmî şekilde düzenlenmesinin şart olduğu belirtilmiştir. Aynı zamanda davamı maddesinde taşınmaz vaadi, alım ve geri alım sözleşmelerinin resmi şekilde düzenlenmediği takdirde geçersiz olacağını vurgulamıştır. Kanun koyucunun huzurdaki olaya ışık tuttuğu, sözleşmenin ve bu kapsamda taşınmaz satışının geçerliliğinin var oluşunu vurguladığı hükümler emredicidir. Az yukarıda açıklandığı üzere taraflar arasında tanzim edilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi adi niteliktedir. Açıkça belirtilen TMK 706/1. 6098 Sayılı TBK 237. Maddeleri göz önünde bulundurularak resmi biçimde yapılmayan sözleşme hukuken geçersiz olup, bu nedenle; geçerli sözleşmeler taraflarına hak ve borç doğurmaz. O halde; kanun koyucunun emredici hükümleri karşısında; davacının davalıya ödediği ve ihtilaf- uyuşmazlık konusu olmayıp, tarafların kabulünde olan 313.173,97 Amerikan Dolarını (Davalı yanca sunulan cevap dilekçesinde bu bedelin ödendiği beyan ve ikrar edilmiştir.) sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde geri isteyebilir.
Sonuç itibariyle; TMK ve TBK’ nın bu emredici hükümleri karşısında itham edilen ve savunulan sair hususlara girilmesine gerek görülmeksizin davacının davasında haklı olduğu kanaatine varılmış olup, açıklandığı üzere huzura taşınan davanın oybirliğiyle kabulüne karar verilerek yargılama neticelendirilmiştir.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, 313.173,97-USD nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun 4-a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Davacı yanın sair talebi bakımından esas hakkında hüküm tesisine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 81.641,77 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 20.410,45 TL’ nin mahsubu ile bakiye 61.231,32 TL’ nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından yatırılan 20.410,45 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı parası, 275,50 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı olmak üzere toplam; 311,40 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 59.804,97 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-HMK 120 maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, karar taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …