Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/174 E. 2021/420 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/174
KARAR NO:2021/420

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:27/03/2019
KARAR TARİHİ:03/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin bunlar dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak üzere ana konusu olarak …, …, …, … ve benzeri görsel içerik paylaşım platformlarında ve her türlü sair görsel ve işitsel içerik yayın platformlarında, içerik ve/veya kanal yönetimi ve pazarlanması, yayın hakları dağıtımı, korunması, yönetimi ve satışı ile bu mecralar için içerik üretenler için yetenek ve saygınlık yönetimi faaliyetlerinde bulunduğunu, davalının müvekkili şirket bünyesinde 31/030/2016 tarihinde çalışmaya başladığını, davalı işe başlarken iş sözleşmesi ve ek olarak gizlilik sözleşmesi imzaladığını, imzalanan iş sözleşmesinde rekabet etmeme şartına ilişkin hüküm olup, davalının bu hükümle müvekkili şirketten ayrılması durumunda 1 yıl müvekkili şirket ile rakabet edemeyeceğine dair yükümlülük altına girdiğini, davalının, 02.07.2018 tarihinde istifa etmek suretiyle müvekkili şirketten ayrıldığını, ardından müvekkili şirket ile aynı faaliyet alanlarını iştigal eden ve rakip şirket olan … Şirketi (…) bünyesinde çalışmaya başladığını, müvekkil şirketin, davalının …’da çalıştığını, …’nun ortaklarından birisi olan ve …’un eski çalışanı olan … …’nın, … çalışanı … aracılığıyla müvekkil şirketin ticari sırlarını ele geçirmesi üzerine öğrendiğini, bu hususun müvekkili şirketin şikayeti üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından … numaralı soruşturma başlatıldığını, …’in de bu soruşturmaya şüpheli sıfatıyla dahil olduğunu, ayrıca sözleşmede bulunan cezai bedelin müvekkili şirkete ödenmesine ilişkin ….İcra Müdürlüğü’nde …Esas numaralı icra takibi başlatıldığını ve davalı tarafın takibe 26.10.2018 tarihli dilekçeyle itiraz ettiğini, … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından … numaralı soruşturmada …. Sulh Ceza Hakimliği’nin 01.10.2018 tarih ve … Değişik İş sayılı arama, el koyma ve inceleme kararına istinaden rakip şirket … bünyesinde kolluk tarafından 02.10.2018 tarihinde arama ve el koyma işlemleri yapıldığını ve elde edilen dijital materyaller üzerinde adli bilişim incelemesi gerçekleştirildiğini, yapılan incelemede, …’in …’da çalıştığı, hatta arama el koyma kararının icrası sırasında …’nun ofisinin kapısını kendisinin açtığı ve rakip şirket …’nun …’in kullanımına tahsis etmiş olduğu iş bilgisayarının ve iş telefonunun da bu incelemeye dahil olduğunun açıkça görüldüğünü, bu kapsamda sözleşmenin 15.2 maddesi ikinci paragrafından belirlenen 50.000,00-USD cezai bedeli müvekkili şirkete ödemekle yükümlü olduğunu, ayrıca davalının, müvekkili şirket bünyesindeki işinden ayrılmasını takiben müvekkili şirketin müşterilerini ayartmak adına, müvekkili şirket çalışanlarından …’ı telefonla arayarak …’un iş ortaklarından …’ın iletişim bilgilerini istediğini, …’ın … numaralı soruşturmada verdiği ifadede de bunu doğruladığını, …’ın bu bilgileri davalı ile paylaşmasının ardından davalının, …’ın iletişim bilgilerini rakip şirket …’nun kurucusu olan … … ile paylaştığının yine aynı adli inceleme raporu uyarınca tespit edildiğini, …’ın … numaralı soruşturmada verdiği ifadede; … isimli şahsın kendisini arayarak “bir proje ile ilgili teklif vermek istediğini, kendisini …’tan tanıdığını” söylediğini, akabinde…’da bulunan bir firmanın ödeme sistemleri ile ilgili fiyat teklifinde bulunduğu, …’ya ait … isimli e-posta adresinden kendisine teklif gönderdiklerini, …’nın kendisini sıkıştırarak teklif vermesini istediğini ancak kendisinin herhangi bir teklif vermediğini aktardığını, savcılık tarafından yapılan bilirkişi incelemesinde davalının, rakip şirket … bünyesinde çalıştığı ve müvekkili şirketin ticari sır niteliğindeki belgeleri paylaştığının tespit edildiğini, gizlilik sözleşmesine göre ticari sırların sözleşme feshinden itibaren 5 yıl saklı tutulacağı hükmünün bulunduğunu, sözleşmenin 2. maddesinin 1.1 paragrafında belirtilen 10.000,00-USD tazminatı da müvekkili şirkete ödeme yükümlülüğü doğduğunu, sözleşmenin ihlal edilen maddeleri yönünden davalının 60.000,00-USD tazminat ödeme yükümlülüğü bulunduğunu, tüm bu nedenlerle davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptalini ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı duruşmadaki beyanlarında, hakkında açılan davayı kabul etmediğini, davacı tarafın, kendisini işten çıkardığını, işten çıktıktan bir ay sonra… isimli bir işyerinde çalışmaya başladığını, bu firmanın faaliyet alanının davacı şirketin faaliyet alanından farklı olduğunu belirterek, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası, …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası, davalının SGK kayıtları dosyamız arasına alınmış, taraflarca dosyaya sunulan Hizmet Sözleşmesi ve ekleri incelenmiştir.
Dava, 31/03/2016 tarihli Hizmet Sözleşmesinin Gizlilik ve Rekabet Yasağı maddesinin ihlali nedeniyle 50.000-USD cezai şart alacağı ile 10.000-USD cezai tazminat alacağı talebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin bulunmaktadır.
Davacı taraf, davalının belirsiz süreli iş akdi ile çalışırken 02/07/2018 tarihinde işten ayrıldığını ve davacı ile aynı faaliyet alanında iştigal eden rakip firmada çalışmaya başladığını, taraflar arasındaki iş sözleşmesinde rekabet etmeme yükümlülüğü bulunduğunu, aksi davranış halinde cezai şart düzenlendiğini, davalının rekabet etmeme hükmüne ve gizlilik anlaşmasına aykırı davranması nedeniyle cezai şart ödemesi gerektiğini, cezai şart alacakları için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmektedir.
Davanın yasal dayanağı 6098 sayılı TBK’nın 444-447.maddeleri arasında yer almaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde;”(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.”
Aynı kanunun 5. Maddesinde ise; “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari (Değişik ibare: 26/06/2012-6335 S.K./2.md.) davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmü yer almaktadır.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ise, 25/10/2017 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kanunun 5. maddesinde; “İş mahkemeleri;
a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına, ilişkin dava ve işlere bakar.” hükmü düzenlenmiştir.
Bu yasal düzenlemelere göre;
Somut olayda davalı işçinin iş akdinin sona erdiği 02/07/2018 ve davanın açıldığı 27/03/2019 tarihinde 7036 sayılı yasa yürürlüktedir. Davanın yasal dayanağı olan 6098 sayılı TBK’nın 444-447. maddeleri kapsamında olan uyuşmazlık, işveren ile işçi arasında hem iş sözleşmesinden hem de kanundan doğduğundan, 7036 Sayılı Kanunun 5/1-a maddesindeki iş mahkemelerinin görev tanımı içerisinde – kanunun gerek lafzı gerekse kanunun gerekçesinde belirtilen kanun koyucunun amacı birlikte değerlendirildiğinde – açıkça yer almaktadır.
Ticaret Mahkemelerinin görevini düzenleyen 6102 Sayılı Kanunun 5. maddesinde, “Aksine hüküm bulunmadıkça” ibaresine yer verilmiştir. 7036 Sayılı Kanunun 5. maddesindeki hüküm; yeni ve TTK.nun 4/1-c maddesindeki eski hükmün aksini düzenleyen bir hükümdür.
7036 Sayılı Kanun, yeni ve özel kanun olarak 6102 Sayılı TTK’ dan sonra yürürlüğe girmiş ve TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemenin uygulanma imkanını ortadan kaldırmıştır.
Dolaysıyla, davacı vekilinin mahkemenin görevine ilişkin dayanak teşkil ettiği iş akdi kapsamında işçinin rekabet yasağına aykırılık iddiasına dayalı davalarda, Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yönündeki önceki tarihli Yargıtay kararlarının 7036 Sayılı Kanundaki belirtilen düzenlemeye göre (rekabet yasağına aykırılığın iş akdinin devamı veya feshinden sonra olup olmadığına bakılmaksızın) somut olaya uygulanma imkanı bulunmamaktadır(İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 25/03/2021 tarih ve 2021/… E., 2021/… K. sayılı kararı).
Yukarıda belirtilen nedenlerle, açılan davada İş Mahkemeleri görevli olduğundan Mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan, 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve süresi içerisinde talep halinde dosyanın görevli … İş Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde, talep üzerine harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda mahkememizce karar OLUŞTURULMASINA,
4-HMK’nun 20. maddesi gereğince, karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde, davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
Dair davacı vekili ile davalının yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/06/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır