Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/156 E. 2020/701 K. 28.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/156
KARAR NO:2020/701

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/03/2019
KARAR TARİHİ:28/12/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 12.10.20187 tarihinde uluslararası platformda yayımlanmak üzere tanıtım filmi yapım hususunda sözleşme imzalandığı, müvekkilinin sözleşme kapsamında üstüne düşen ifa yükümlülüğünü yerine getirerek süresi içerisinde sözleşme konusu tanıtım filmini davalıya teslim ettiği, davalının ise kendilerine teslim edilen tanıtım filmini teslim aldığını ve uluslararası platformda kullandığını, sözleşmeye göre tarafların 15.000 USD olarak anlaştıklarını, davalı tarafından 10.000 USD ödeme yapıldığı ve bakiye 10.12.2018 tarihli faturaya binaen 5.000 USD borcu kaldığını, müvekkilince borcun ödenmesi yönünde davalı ile iletişime geçildiğini ancak herhangi bir sonuç alınamadığını, alacağın tahsili için İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından yapılan icra takibine borçlu – davalının haksız yere itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın itirazın iptali davası olduğu, icra müdürlüğünün yetkisine yapılan itiraz sorununun öncelikle çözülmesi gerektiğini, icra müdürlüğü’nün yetkisine itiraz edildiğinden yetki sorunu çözülmeden iş bu davanın açılmasının yerinde ve yasal olmadığını, ortada ayıplı eser söz konusu olduğunu, ayıplı yapılan filmin müvekkili tarafından teslim alınmadığını ve onaylanmadığını, müvekkili eksiklik giderilmesi halinde film alacağını ve kalan bakiye bedeli ödeyeceğini davacı tarafa bildirdiğini, davacı tarafça ayıpların giderilmediğini, bu nedenle kalan bakiye borç bedelinin ödenmediğini, müvekkilinin temerrüte düşürülmediğini, icra takibi ile temerrüt faizi istenemeyeceğini, istenilen faizin ve oranının fahiş olduğunu belirterek davanın usul ve esastan reddine, haksız icra takibi nedeniyle davacının %20 oranında icra tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçeleri ve ekleri, cevabi yazı içerikleri, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosyamız mündericatında aslı yer alan, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu hakkında, 26.304,50- TL asıl alacak ve 576,18 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 26.880,68-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde, borca, faize ve fer’ilerine itiraz ederek takibi durduğu görülmüştür.
İtirazın iptali davasında, İcra Müdürlüğü’nün yetkisine itiraz edilmesi halinde, Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre (YHGK, 28.03.2001 tarih ve 2001/19-267 Esas-2001/311 Karar; 20.03.2002 tarih ve 2002/13-241 Esas-2002/208 Karar, Yargıtay 3. H.D. 26/03/2018 tarih ve 2016/14324 Esas-2018/2929 Karar, Yargıtay 19. H.D. 05/04/2018 tarih ve 2016/17418 Esas-2018/1859 Karar sayılı kararları), öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığı üzerinde durularak bir karar verilmesi gerekmektedir. Ancak davaya konu somut olayda davalı vekili tarafından her ne kadar, davanın itirazın iptali davası olduğu, icra müdürlüğünün yetkisine yapılan itiraz sorununun öncelikle çözülmesi gerektiği, icra müdürlüğü’nün yetkisine itiraz edildiğinden yetki sorunu çözülmeden iş bu davanın açılmasının yerinde ve yasal olmadığı beyan edilmiş ise de, icra müdürlüğü’ne sunulan itiraz dilekçesinde icra müdürlüğünün yetkisine yönelik herhangi bir itiraz bulunmadığından, davalı vekilinin bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, film yapım sözleşmesinden doğan fatura alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi hükmü gereği iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Dava konusu somut olayda öncelikle, ispat külfetinin hangi tarafta olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir.
Davalı yanca gerek icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde ve gerek se mahkememize sunulan cevap dilekçesinde, aradaki akdi ilişkinin ve bedelin inkar edilmediği, ayıp iddiasında bulunulduğu ve ayıplı yapılan filmin müvekkili tarafından teslim alınmadığını ve onaylanmadığını, müvekkilinin eksiklik giderilmesi halinde film alacağını ve kalan bakiye bedeli ödeyeceğini davacı tarafa bildirdiğini, davacı tarafça ayıpların giderilmediğini, bu nedenle kalan bakiye borç bedelinin ödenmediğini beyan ederek, davacı ile arasındaki akdi ilişkiyi inkar etmemiş, hizmetin ayıplı olduğu şeklinde ayıp iddiasında bulunmuş olup, bu haliyle somut olayda, ispat külfeti davalı/borçludadır.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, icra dosyası aslı celp olunarak dosyamız arasına katılmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizin 03/02/2020 tarihli celsesinde; “davacı ve davalı yanlar tanık deliline dayandıklarından hangi hususlarda tanık dinleteceklerine ilişkin beyanda bulunmak üzere iki haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin sürede beyanda bulunulmadığı takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarının ihtarına, (davacı vekiline ihtar edildi) davalı vekiline yapılacak ihtarın duruşma zaptının tebliğinden itibaren yapılmış sayılmasına” şeklinde ara kurulduğu, duruşma zaptının davalı yana tebliğ edildiği, ancak herhangi bir beyanda bulunulmadığı anlaşıldı.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, film yapım sözleşmesinden doğan fatura alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi hükmü gereği iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, davacı tarafından, davalı aleyhine 26.304,50- TL asıl alacak ve 576,18 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 26.880,68-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı/borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılan itiraz sonucu takibin durmuş olduğu, davacı vekilinin yasal süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, davalı yanca gerek icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde ve gerek se mahkememize sunulan cevap dilekçesinde, davacı ile olan akdi ilişkinin ve bedelin inkar edilmediği, ayıp iddiasında bulunulduğu ve ayıplı yapılan filmin müvekkili tarafından teslim alınmadığı ve onaylanmadığını, müvekkilinin eksiklik giderilmesi halinde film alacağı ve kalan bakiye bedeli ödeyeceğini davacı tarafa bildirdiğini, davacı tarafça ayıpların giderilmediğini, bu nedenle kalan bakiye borç bedelinin ödenmediğini, bu haliyle de, davalı yanca davacı ile arasındaki akdi ilişkinin inkar edilmediği, ancak ayıp iddiasında bulunduğu, bu haliyle yapılan değerlendirmede de, davaya konu somut olayda, ispat külfetinin davalı/borçluda olduğu, hizmet ilişkisinin ve dosyamızın her iki tarafının da tacir olduğu, 6102 sayılı TTK’nın 23/1-c maddesi gereğince, ayıp belli ise iki gün içerisinde belli değil ise sekiz gün içerisinde ilgilisine, TTK’nın 18/3 maddesinde belirtilen usullerden, noter aracılığı ile, taahhütlü mektup ile, telgraf ile veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile ihbar edilmesi gerektiği, diğer hallerde, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmünün uygulanacağı, somut olayda davalı tarafça hizmetin aralarındaki anlaşmaya uygun olmadığı ve ayıplı olduğu iddia edilmesine rağmen, davacı tarafa TTK 18/3 maddesine uygun ayıp ihbarının yapıldığına dair dosyaya herhangi bir belge ibraz edilmediği, tanık bildirilmediği ve böylece ispat külfeti kendisinde olan davalı/borçlunun iddiasını ispat edemediği anlaşıldığından, davanın asıl alacak yönünden kabulüne, ayrıca takip konusu alacağın likit olduğu ve davalı/borçlunun takibe itirazının haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından hükmolunan itirazlı alacağın %20’si üzerinden takdir olunan 5.260,90 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve ayrıca davacı tarafça her ne kadar takip öncesi faiz istenmiş ise de, davalının takipten önce TBK’nın 117. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak temerrüde düşürülmediği, ayrıca buna ilişkin herhangi belge de sunulmadığı anlaşıldığından, takip öncesi işlemiş faiz yönünden itirazın iptali talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABÜLÜ ile;
1-Davalı- borçlunun İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 26.304,50 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takibin bu miktar (26.304,50 TL) üzerinden takip talebindeki şartlarla aynen DEVAMINA, fazlaya ilişkin itirazın iptali isteminin REDDİNE,
2-Hükmolunan alacağın % 20 si oranında hesaplanan 5.260,90 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 1.796,82 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 459,06 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.337,76 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacının ilk dava açarken yatırdığı 459,06 TL harç parasının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden başvuru harcı 44,40 TL, posta gideri 131,50 TL olmak üzere toplam: 175,90 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre yapılan hesaplamaya göre 172,38 TL kısmının davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın oranlamaya göre davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı yanın zorunlu arabuluculuk toplantısına mazeretsiz olarak katılmadığı anlaşıldığından, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13 maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenene 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalılardan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
6-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin göre hesaplanan 3.945,60 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
7-HMK 120. maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
8-Aslı dosyamız arasında yer alan, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanın yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/12/2020

Katip …

Hakim …