Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/153 E. 2020/664 K. 07.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/153 Esas
KARAR NO:2020/664

DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/03/2019
KARAR TARİHİ:07/12/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı yanın borcuna istinaden … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe başlandığını, davalı yanın kötü niyetli olarak takibe itiraz ederek takibi durduğunu, Müvekkilinin davalı yana fatura içeriği ürünleri sattığını ancak ödemesini alamadığını, müvekkili şirketin cari hesaba mahsuben almış olduğu keşidecisinin davalı yanın olduğu 31/08/2018 tarihli 80.000 TL tutarlı çek ve cirantasının davalı yanın olduğu, 30/08/2018 tarihli 30.000,00 TL tutarlı olmak üzere toplam iki adet 110.000,00 TL tutarlı çeklerin vadelerinde ödenmediği, bunun üzerine müvekkilinin bu ekler ile ilgili olarak …. İcra … Esas ve …. İcra Dairesi …Esas sayılı dosyaları ile takibe başlandığını, davalı şirketin yetkilisinin icra takibi karşısında müvekkiline türklü hakaretler ederek borcu yapılandırmaya mecbur ettiğini, müvekkilinin tüm bu durum karşısında çekinerek her iki icra da dairesindeki çeklerin aslını şirket yetkilisi …’nun çocuğunun annesi olan … ya teslim ettiğini, teslim ettiğine dair yazı aldığını, çekleri değiştirmek üzere verdiğini, teslim edilmiş bulunan bu eklere karşılık olarak davalı şirket yetkilisinin kendi el yazısı ile müvekkilinin çalışanı … a borç hesap bakiyesi ve verilecek ödeme hesabı için alt alta yazı ve hesap yaptığı bu belgedeki tüm yazıların … adı altındaki imza ve sol alt köşedeki karalama hariç borçlu şirket yetkilisi …’na ait olduğunu, davalı şirket yetkilisinin kendi telefonundan çalışanı …’un telefonuna … üzerinden yazışmalarında vereceği çeklerin resmini attığını bunun akabinde müvekkiline ait masraflara ilişkin cüz-i bir kısım nakit ödeme ve 2 adet çeki şirket çalışanı …’a bizzat kendisi telim ettiğini, şirket kayıtlarında bunu yer aldığını, teslim edilen çek dökümlerinin 08/11/2020 tarihli keşidecesi … olan 35.000,00 TL bedelli … ve borçlu şirketin cirantasıyla bize gelen çek ödeme gününde sahte olarak el konulduğunu, … yazışmasıyla resminin gönderildiği …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takibe konu çekin ödenmediğini, iş bu çekin davalı tarafça müvekkiline verildiğini, sonrasında hem kendisinin hem de diğer ciranta dafkim şirketinin imzalarına itiraz ettiklerini ödenmeyen ve icra takibi yapılan ilk iki çekin yerine verilmiş bulunan 2 adet çekte sorun çıktığını, davalının planlı bir şekilde dikkate değer olan … silsilesi yani ciro silsilesi ile davacının cirosu eklenerek müvekkilinin çalışasına bir sahte diğeri de itiraza konu iki adet çeki bizzat kendisinin teslim ettiğini bu hususta …. İcra hukuk Mahkemesi … sayı ile davasının devam ettiğini, yani alacaklarını tahsil edemediklerini hal böyle iken bu kez müvekkili tarafından cari hesap alacaklarına karşılık …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür oluşmamak kaydıyla huzurdaki icra dosyasının açıldığını, davalı borçlunun haksız itirazı ile takibin durduğunu, davalı yan borcunun bulunmadığı yönünde itiraz ettiğini ancak faturalar ve mündericatına itiraz etmediğini bu nedenle itirazının hiçbir yasal dayanağının bulunmadığını ayrıca cari hesap borcunu ödediğine ilişkin her hangi bir belge de sunmadığını, arabuluculuk olan dava şartı görüşmesinde de anlaşma sağlanamadığını bu nedenle huzurdaki davayı açmak zorunda kaldıklarını, tüm bu nedenlerle davalı yan tarafından yapılan itirazın iptali ve takibin kaldığı yerden devamına yasal şartları oluşan alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatlarına hükmedilerek kendilerine ödenmesi yönünde karar verilmesini , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı şirkete hiçbir borcunun bulunmadığını, takibe dayanak yapılan faturalara ilişkin tek bir irsaliyenin bulunmadığını, bu nedenle de haksız ve kötü niyetli olarak davanın ikame edildiğini, zira taraflar arasında hiçbir ticari ilişkinin bulunmadığını bu nedenle ileri sürülen bu alacak iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, ayrıca müvekkili şirketin ticari defterlerinde bu faturalara ilişkin tek bir kalem kaydının bulunmadığını, TTK cari hesap sözleşmesinin yazılı olmaması halinde geçersiz olacağını … yazışmaları el yazısı ile yazılan yazılar vs. bunlar alacak olgusunu ya da malın teslim edilmiş olup olmadığını ispata yeterli olmadığı gibi kabulününde mümkün olmadığını, …. İcra hukuk Mahkemesi … esas sayılı dosya ile davacı yanın başlatmış olduğu …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı çek takibine imzaya itiraz davası açıldığını ve halen derdest olduğunu, çek üzerinde ki imzanın müvekkili şirketin yetkilisine ait olmadığını kaşe ve imzanın taklit edildiğini, …. İcra mahkemesi kararında sonra bu durumun böyle olduğunun anlaşılacağını tüm bu nedenlerden dolayı davacı tarafından haksız ve hukuki mesnetten yoksun ikame edilen iş bu davanın reddini, davacı yana %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmişlerdir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, … yazışmaları, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosyamız mündericatında aslı yer alan, ….İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu hakkında, 99.528,71-TL asıl alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde, borca ve tüm fer’ilere itiraz ederek takibi durduğu görülmüştür.
Dava, cari hesap alacağından kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve mahkememizin 20/12/2019 tarihli ara kararı ile iddia, savunma, toplanan tüm deliller, bütün dosya kapsamı ve tarafların ilişik dönemini kapsayan ticari defter ve dayanağı belge ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ve davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan alacağı varsa miktarın saptanmasına ve ayrıca iddia ve savunma kapsamında taraflarca var ise bilirkişi incelemesinde cevaplandırılması istenilen hususları da kapsar şekilde, ayrıntılı ve denetime elverişli rapor tanziminin istenilmesine ve ayrıca taraf defterlerinin usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediğinin de belirlenmesine karar verilmiş ve bilirkişi tarafından da 20/08/2020 tarihli rapor tanzim edilerek dosyamıza ibraz edilmiştir.
SMMM bilirkişi tarafından tanzim edilerek mahkememize ibraz olunan bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle de; “Davacı ve Davalı yan arasında 6102 sayılı TTK 89 maddesi hükmü gereğince her ne kadar yazılı bir sözleşme olmasa da tamamen iyi niyet kuralları çerçevesinde 2017 yılından öncesi başlamış olan ve 31.12.2018 tarihine kadar devam etmiş bulunan bir ticari ilişkinin bulunduğunun görüldüğü, davacı yan tarafından incelemeye sunulmuş bulunan 2017-2018 yıllarına ilişkin ticari defterlerin TTK 64 maddesi ile HMK 222 maddeleri ve 213 sayılı Vergi usul kanunu çerçevesinde usulüne uygun tutulup işlendiği, silinti ve kazıntıya rastlanmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süreleri içesinde yapıldığı, davalı yan tarafından incelemeye sunulmuş bulunan 2018 yılına ilişkin ticari defterlerin TTK 64 maddesi ile HMK 222 maddeleri ve 213 sayılı Vergi usul kanunu çerçevesinde usulüne uygun tutulup işlendiği, silinti ve kazıntıya rastlanmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süreleri içesinde yapıldığı, ancak 2017 yılına ilişin ticari defterlerin bir başka mahkemede olması nedeniyle incelemeye ibraz edilmediği, taraflara ait cari hesap ekstreleri üzerinde örnekleme yöntemi ile yapılan inceleme sonucunda davacı yanın davalı yana düzenlemiş olduğu faturaların her iki tarafın kayıtlarında da yer aldığı, bununla birlikte davalı yan tarafından 2018 yılı içerisinde muhtelif tarihlerde ödemelerin yapıldığı, taraflar arasında mal satışının sabit olduğu, davalı yan tarafından davacı nezdindeki cari hesap hareketlerinin 320.01.D01 nolu satıcılar hesabında takip edildiği, ilgili hesabın 30.09.2018 tarihi itibariyle 72.364,28TL borç bakiyesi verdiği, diğer bir deyişle davalı yanın davacı yana bu tarih itibariyle 72.364,28 TL borçlu olduğu, davacı yanın davalı nezdinde cari hesap hareketlerini 4 ayrı müşteriler (alıcılar] hesabında takip ettiği bu hesapların ayrı ayrı olmak üzere … nolu hesabın 07.07.2018 tarih itibariyle 857.223,58 TL …nolu hesabın 31.12.2018 tarih itibariyle (-) 963.219,88 TL ve … nolu hesabın 31.12.2018 tarih itibariyle 1.743,25 TL ve … nolu hesabın ise 24.11.2017 tarih 200.000,01 TL olmakla birlikte toplam alacak bakiyesinin 95.746,96 TL olduğunun görüldüğü, diğer bir deyişle ilgili hesapların sonuçları gereği davacı yanın davalı yandan 31.12.2018 tarihi itibariyle 94.746,96 TL alacaklı olduğu, davacı ve davalı yanın ayrı ayrı kendi kayıtlarına bakıldığında cari hesaplan arasında 23.382,68 TL fark olduğunun tespit edildiği, sayın mahkemenin davacının 95.746,96 TL alacak miktarı yönünde karar ittihazı halinde 3095 sayılı yasa uyarınca TCMB. belirlenen değişen oranlardaki avans faiz oranlarından 08.02.2019 takip tarihinden infaz tarihine kadar asıl alacak miktarı üzerinden basit usulde faiz talep edebileceği” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Bilirkişi raporunun taraf vekillerine tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi sunulduğu ve bilirkişi raporuna davanın sürüncemede kalmaması ve usül ekonomisi de düşünülerek itirazlarının olmadığının bildirildiği, davalı yanca rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmadığı anlaşıldı.
Mahkememizce bilirkişi raporunun denetlenmesinde de, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, özellikle davacı alacağının 95.746,96 TL olduğuna ilişkin tespitten sonra yazılan 94.746,96 TL şeklindeki maddi hataya yönelik kısımlar dışında, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşıldığından hükme esas alınmasına karar verilmiş ve ayrıca yazım hatası olarak değerlendirilen kısımlar yönünden ayrıca ek rapor alınmasına gerek duyulmamıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, cari hesap alacağından kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olduğu, davacı tarafından, davalı aleyhine ….İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından, 99.528,71-TL asıl alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı/borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılan itiraz sonucu takibin durmuş olduğu, davacı vekilinin yasal süre içinde davalı vekilinin itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, dava konusu uyuşmazlığın, icra takibine dayanak cari hesap alacağının dayanağını oluşturan faturaların konusu olan malların davalıya teslim edilip edilmediği, edildi ise bedelinin ödenip ödenmediği noktasında toplandığı, bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm delillerin toplandığı ve mahkememizin 20/12/2019 tarihli ara kararı tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, bilirkişi tarafından 20/08/2020 tarihli raporun tanzim edilerek dosyamıza ibraz edildiği, raporun incelenmesinde de, davacı ve Davalı yan arasında 6102 sayılı TTK 89 maddesi hükmü gereğince her ne kadar yazılı bir sözleşme yok ise de 2017 yılından öncesi başlamış olan ve 31.12.2018 tarihine kadar devam etmiş bulunan bir ticari ilişkinin bulunduğunun anlaşıldığı, davacı yan tarafından incelemeye sunulmuş bulunan 2017-2018 yıllarına ilişkin ticari defterlerin TTK 64 maddesi ile HMK 222 maddeleri ve 213 sayılı Vergi usul kanunu çerçevesinde usulüne uygun tutulup işlendiği, silinti ve kazıntıya rastlanmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süreleri içesinde yapıldığı, davalı yan tarafından incelemeye sunulmuş bulunan 2018 yılına ilişkin ticari defterlerin TTK 64 maddesi ile HMK 222 maddeleri ve 213 sayılı Vergi usul kanunu çerçevesinde usulüne uygun tutulup işlendiği, silinti ve kazıntıya rastlanmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süreleri içesinde yapıldığı, ancak davalı yanca 2017 yılına ilişin ticari defterlerin bir başka mahkemede olması nedeniyle bilirkişi incelemesine ibraz edilmediği, taraflara ait cari hesap ekstreleri üzerinde bilirkişi tarafından örnekleme yöntemi ile yapılan inceleme sonucunda davacı yanın davalı yana düzenlemiş olduğu faturaların her iki tarafın kayıtlarında yer aldığının tespit edildiği, davalı yan tarafından davacı nezdindeki cari hesap hareketlerinin 320.01.D01 nolu satıcılar hesabında takip edildiği, ilgili hesabın 30.09.2018 tarihi itibariyle 72.364,28TL borç bakiyesi verdiği, yani diğer bir deyişle davalı yanın davacı yana bu tarih itibariyle 72.364,28 TL borçlu olduğunun anlaşıldığı, davacı yanın davalı nezdinde cari hesap hareketlerini 4 ayrı müşteriler (alıcılar] hesabında takip ettiği bu hesapların ayrı ayrı olmak üzere … nolu hesabın 07.07.2018 tarih itibariyle 857.223,58 TL …nolu hesabın 31.12.2018 tarih itibariyle (-) 963.219,88 TL ve … nolu hesabın 31.12.2018 tarih itibariyle 1.743,25 TL ve … nolu hesabın ise 24.11.2017 tarih 200.000,01 TL olmakla birlikte toplam alacak bakiyesinin 95.746,96 TL olduğunun görüldüğü, diğer bir deyişle ilgili hesapların sonuçları gereği davacı yanın davalı yandan 31.12.2018 tarihi itibariyle 95.746,96 TL alacaklı olduğunun anlaşıldığı, davacı ve davalı yanın ayrı ayrı kendi kayıtlarına bakıldığında cari hesaplan arasında 23.382,68 TL fark olduğunun görüldüğü, bu haliyle yapılan değerlendirme de, mal veya hizmetin verildiğini ispat külfeti kendisinde olan davacının, gerek alınan bilirkişi raporundaki “davacı yanın davalı yana düzenlemiş olduğu faturaların her iki tarafın kayıtlarında yer aldığı” şeklindeki tespit, gerek her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarında yer alan alacak borç miktarı ve gerek se taraflar arasındaki yazışmalar her birlikte değerlendirildiğinde, davacı yanın cari hesap ilişkinin dayanağı olan faturalara ilişkin malların teslim edildiğini ispatladığı, buna karşılık davalı yanca ödeme iddiasında bulunulmadığı gibi mal teslimi ve akdi ilişkinin inkar edildiği, ancak iş bu iddialarını usulüne uygun yazılı delillerle ispat edemediği anlaşıldığından ve bilirkişi raporunun da hukuki yönleri ayrık olmak üzere yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşıldığından hükme esas alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından tespit edilen 95.746,96 TL yönünden davanın kısmen kabulüne ve ayrıca takip konusu alacağın likit olduğu ve davalı/borçlunun takibe itirazının 95.746,96 TL yönünden haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından hükmolunan itirazlı alacağın %20’si üzerinden takdir olunan 19.149,20 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
…. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla;
1-Davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 95.746,96 TL yönünden İPTALİ ile takibin bu miktar üzerinden (95.746,96 TL) takip talebindeki şartlarla aynen DEVAMINA, fazlaya ilişkin itirazın iptali isteminin REDDİNE,
2-Hükmolunan alacağın % 20 si oranında hesaplanan 19.149,20 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 6.540,47 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.152,97 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.387,50 TL harcın davalıdan alınıp, Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacı tarafından yatırılan 1.152,97 TL harç parasının davalıdan alınarak, davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 44,40-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan (posta masrafı ve bilirkişi ücreti) 894,50-TL olmak üzere toplam 908,90-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 874,36-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, geriye kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 13.045,96 TL nispi ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesine göre hesaplanan 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak, davalıya VERİLMESİNE,
7-HMK 120. maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9-Aslı dosyamız arasında yer alan, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/12/2020

Katip …

Hakim …