Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/139 E. 2020/614 K. 23.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/139
KARAR NO:2020/614

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 31/10/2016
KARAR TARİHİ: 23/11/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
AÇILAN DAVA VE İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın 20.04.2014 tarihinde … otoparkında davalıların sorumluluğu altında iken çalındığını, davalıların asli kusuru ile meydana gelen hırsızlık olaya sonucu oluşan 56.000.-TL tutarındaki zararın müvekkili tarafından dava dışı sigortalıya ödendiğini, yapılan ödeme ile müvekkilinin sigortalısının haklarına halef olduğunu, alacağın tahsili için giriştikleri icra takibine borçlu – davalıların haksız yere itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı …. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı … Temizlik … Şti arasında, … Otaparkına ilişin işletme sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin işbu davada pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, tazminat talebinin dayanağı zararın meydana gelmesinde; müvekkiline atfedilecek herhangi bir kusur olmadığını, davanın ihbarına, davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Diğer davalı … Kurulu’na tebligat yasası hükümlerine uygun şekilde dava dilekçesi ve duruşma günü bildirildiği halde; davalı yan duruşmaya gelmemiş, cevap ve delil bildirmemiş ve bu nedenle davacı yanın iddialarını reddetmiş kabul edilmiştir.
İSTİNAF KALDIRMA KARARI ÖNCESİ YAPILAN YARGILAMA:
Mahkememizin, … Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucu;
“… Tarafların Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Somut olayda hukuki ihtilaf ; davacı … şirketinin kendi sigortalısına ödediği zararı davalılardan talep edip edemeyeceği noktasındadır.
Olayın meydana geldiği …’nun otoparkı Otopark İşletme Sözleşmesi kapsamında dava dışı … … GIDA TUR. SAN .TİC. LTD. ŞTİ, firmasına kendi nam ve hesabına işletmek üzere devredilmiştir.
Davalıların maç günlerinde ilgili otoparkta bakım, gözetim, koruma vb. Sorumlulukları ve otopark üzerinde fiili hakimiyetleri bulunmamaktadır.
Bu nedenle davacının varsa rücu istemini koşulları oluşması halinde ancak dava dışı otopark işletmecisinden talep etmesi mümkün görünmekle ve davalıların ilgili alanda fiili hakimiyetleri ve kendi nam ve hesaplarına bir maddi menfaatleri bulunmadığından somut olayda pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığı anlaşılmakla açılan dava bu nedenle reddedilmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan yazılı gerekçe ile;
1-Davalıların pasif dava ehliyeti bulunmadığından açılan davanın bu nedenle REDDİNE …” şeklinde verilen karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İLAMI:
Mahkememizce, yukarıda belirtildiği şekilde verilen … Esas-… Karar sayılı kararın, davacı yanca İstinaf edilmesi üzerine kararı inceleyen İstanbul BAM 9. H.D. Tarafından, 2017/2759 Esas-2018/1845 Karar sayılı kaldırma kararı ile;
“… Dava, kasko sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, rucuen tahsili için yürütülen takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:
Davacı, dava dışı kasko sigortalısının aracının davalıların işlettiği otoparktan çalınması ve bu nedenle sigortalısına tazminat ödemesi üzerine, ödediği tazminatı sigortalısının halefi sıfatıyla zarardan sorumlu olan davalılardan talep etmektedir. Davacının, sigortalısının halefi olarak TBK’nın 561. ve devamı maddelerinde düzenlenen, davalılar ile sigortalısı arasındaki saklama (vedia) sözleşmesi hükümlerine göre talepte bulunduğu anlaşılmaktadır. TBK’nın 579. maddesinde otopark sözleşmesi, bir tür saklama sözleşmesi olarak düzenlenmiştir. Anılan hükme göre, otopark işletmecileri kendilerine bırakılan eşyanın çalınması halinde sözleşmenin diğer tarafı olan saklatana karşı sorumludur. Yine TBK’nın 567. maddesinde, birden fazla kişinin bir eşyanın saklanmasını üzerlerine almaları halinde, müteselsil sorumlu oldukları (TBK. m.162 vd.) düzenlenmiştir. Zira, eldeki uyuşmazlıkta olduğu üzere, saklatanın, saklayanların hangisinin sorumlu olduğunu tespit etmesi mümkün değildir.
Somut olayda, davacının halefi olduğu dava dışı araç sahibi aracını, davalı …nun işletme hakkı olan, aralarındaki sözleşmeyle diğer davalıya işletme hakkı devredilen ve diğer davalının da yine dava dışı … şirketine işletilmesi devredilen otoparka bırakmış, araç otoparktan çalınmıştır. Dolayısıyla akdedilen otopark sözleşmesi nedeniyle müşterinin uğradığı zararlarda davalılar, müteselsilen sorumlu durumdadır. Davalıların otoparkı fiilen işletmedikleri ve sorumlunun aralarındaki sözleşmelere göre devralan üzerinde olduğu yönündeki itirazları yerinde değildir. Kaldı ki, davalılar arasındaki işletme sözleşmesi hükümlerinin ancak sözleşmenin taraflarınca birbirlerine karşı ileri sürülebilmesinin dışında, davalı … ile dava dışı … şirketi arasındaki işletme sözleşmesinin 8.8. ve 8.9. maddelerinde, üçüncü kişilerin mallarına gelen zararlardan dolayı tazminat taleplerinde idarenin (…) sorumlu olduğu hükme bağlanmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalıların müteselsil sorumluluğu kabul edilip sunulan deliller toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle davanın “pasif dava ehliyetinin bulunmaması” nedeniyle reddedilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiş ve aşağıdaki karara varılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davacı vekilinin istinaf başvurunun esastan KABULÜNE,
2-…. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/06/2017 tarih, … E. ve … K. sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE” şeklindeki gerekçeyle kesin olarak kaldırılmış ve mahkememizce, kaldırma kararı sonrası tensip zaptı düzenlemek suretiyle yargılamaya devam olunmuştur.
BAM KARARI SONRASI YAPILAN YARGILAMADA:
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçeleri ve ekleri, İstanbul BAM 9. H.D.’nin 2017/2759 Esas-2018/1845 Karar sayılı kaldırma kararı, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası, cevabi yazı içerikleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosyamız mündericatında aslı yer alan, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlular hakkında, önce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası üzerinden 56.000,00-TL asıl alacak ve 5.923,73-TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam, 61.923,73-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçluların süresi içerisinde, borcun tamamına ve yetkiye itiraz ederek takibi durdukları, davacı/alacaklı vekili tarafından yetki itirazının kabul edilerek, dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesini talep ettiği, iş bu kerre dosyanın İstanbul İcra tevzi bürosuna gönderildiği, buradan da …. İcra Müdürlüğü’ne tevzii edildiği ve icra müdürlüğünün … Esas sayılı sırasına kaydedildiği, icra müdürlüğü tarafından davalı/borçlulara yeniden ödeme emri gönderildiği, davalı/borçlulardan … Tarafından borca, faize ve tüm fer’ilere, diğer davalı/borçlu … tarafından da borca, fer’ilere ve icra müdürlüğü’nün yetkisine itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Davalı/borçlulardan, … tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası’na yapılan itirazda, … İcra Müdürlüğü’nün yetkisine itiraz edildiği ve yetkili icra müdürlüğü’nün, … icra daireleri olduğunun beyan edildiği, böyle bir durumda Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre (YHGK, 28.03.2001 tarih ve 2001/19-267 Esas-2001/311 Karar; 20.03.2002 tarih ve 2002/13-241 Esas-2002/208 Karar, Yargıtay 3. H.D. 26/03/2018 tarih ve 2016/14324 Esas-2018/2929 Karar, Yargıtay 19. H.D. 05/04/2018 tarih ve 2016/17418 Esas-2018/1859 Karar sayılı kararları), öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığı üzerinde durularak bir karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, mahkememizin 14/09/2020 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı ile davalı Borçlu … vekilinin …. İcra müdürlüğünün yetkisine olan itirazının, 6102 sayılı TTK’nın 1472. Maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 16. Maddesi gereği İstanbul İcra daireleri de yetkili olduğundan reddine karar verilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, … Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi gereği, meydana gelen hırsızlık olayı neticesinde sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarara sebep olduğu ileri sürülen davalılardan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra-inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
Taraf iddia ve savunmaları değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, meydana gelen hırsızlık olayı neticesinde sigortalısına ödeme yapan ve TTK 1472. Maddesi gereği sigortalısının haklarına halef olan davacı/alacaklının, davalı/borçlulardan icra takip tarihi itibariyle takip tutarı kadar alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne olduğu noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine katılmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve mahkememizin 03/12/2019 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı ile dosyanın resen seçilecek makine mühendisi bilirkişi tevdiine ve davaya konu somut olayda davaya konu rücu alacağının dayanığı olan … plakalı aracın tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle, çalınma tarihi olan 20/04/2014 tarihi itibariyle rayiç değerinin ayrıntılı ve gerekçeli olarak tespit edilerek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Makine Mühendisi bilirkişisi tarafından tanzim edilerek mahkememize ibraz olunan 14/02/2020 tarihli raporun incelenmesinde özetle de; “Dava konusu … plaka sayılı 2011 model … marka, … tipindeki aracın çalındığı 20/04/2014 tarihindeki rayiç bedelinin 53.257,45 TL olarak hesaplandığı, tespit edilen rayiç bedelin aracın bakımlarının zamanında yapılıp yapılmadığına kilometresine, lastik, genel görünüm ve temizliğine göre +/- %5 yani 50.600,00 TL ile 55.900,00 TL arasında değişeceği, dolayısıyla sigorta şirketinin, sigortalısına ödemiş olduğu 56.000,00 TL’nin uygun bedel olduğu görüş ve kanaatine varıldığı” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun denetlenmesinde, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşıldığından, dava konusu aracın çalındığı tarihteki rayiç değerine ilişkin tespitler bakımından hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizin 09/03/2020 tarihli celsesinde; “Dosyamızın incelenmesinde davacı vekili tarafından dava açılırken harca esas değer olarak 56.000,00 TL bildirildiği, bu miktar üzerinden harç yatırıldığı, ancak dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında davalıların haksız itirazının reddi, takibin devamı ve %20 icra inkar tazminatı talep edildiği, icra dosyasının incelenmesinde ise, takip çıkışı olan miktarın 61.923,73 TL olduğu ve davalı borçlu vekilleri tarafından borca ve tüm fer’ilere itiraz edildiği, bu haliyle yapılan değerlendirmede de davacı vekili tarafından dava açılırken bildirilen harca esas değer ile sonuç ve istem kısmının çelişkili olduğu anlaşıldı” şeklinde tespitler yapıldığı ve aynı celsenin 1 nolu ara kararı ile; “HMK 26/1, 31/1 ve 119/g maddeleri gereği, davacı vekiline dava dilekçesinde harca esas değer olarak bildirilen 56.000,00 TL’lik asıl alacağa mı yönelik yoksa dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında belirttiği üzere icra talebindeki toplam alacağa mı yönelik talepte bulunduğunu açıklamak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin sürede beyanda bulunulmadığı takdirde mevcut talebe göre değerlendirme yapılacağının ihtarına (ihtarat yapıldı)” şeklinde ara karar kurulduğu, davacı vekili tarafından verilen kesin süre içerisinde sunulan beyan dilekçesinde de, talep miktarının 56.000 TL asıl alacak ile 5.923,73-TL işlemiş faiz olmak üzere icra takibindeki toplam tutar olan 61.923,73-TL olduğununun beyan edildiği ve eksik harcın da yatırıldığı görülmüştür.
Tüm bu açıklamalar ışığında, taraf ve iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, … Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi gereği, meydana gelen hırsızlık olayı neticesinde sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarara sebep olduğu ileri sürülen davalılardan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra-inkar tazminatı istemlerine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın,meydana gelen hırsızlık olayı neticesinde sigortalısına ödeme yapan ve TTK 1472. Maddesi gereği sigortalısının haklarına halef olan davacı/alacaklının, davalı/borçlulardan icra takip tarihi itibariyle takip tutarı kadar alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne olduğu noktalarında toplandığı, bu bağlamda tüm delillerin celp edildiği, gelen yazı cevaplarının dosyamız arasına katıldığı, taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi raporu alındığı, bilirkişi tarafından tanzim edilerek dosyaya ibraz olunan raporda özetle, dava konusu … plaka sayılı … model … marka, … tipindeki aracın çalındığı 20/04/2014 tarihindeki rayiç bedelinin 53.257,45 TL olarak hesaplandığı, bilirkişi raporunun denetlenmesinde de, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğunun anlaşıldığı ve dava konusu aracın çalındığı tarihteki rayiç değerine ilişkin tespitler bakımından hükme esas alınmasına karar verildiği, davacı yanca da her ne kadar dava konusu aracın kasko bedelinin olan sigortalısına ödediği 56.000,00 TL asıl alacak ve bu miktara işlemiş olan faiz alacağı üzerinden icra takibi başlatılmış ise de, davanın niteliği ve Yargıtay’ın bu davalara yönelik yerleşik içtihatları gereği (Yargıtay 17. H.D.26/09/2018 tarih, 2018/3120 Esas-2018/8268 Karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 02/10/2006 Tarih ve 2006/8964 Esas-2006/9533 Karar sayılı ilamları) aracın çalınma tarihindeki rayiç bedeli tespit edilmek suretiyle, davalının ödemesi gereken gerçek zararın tespit edilmesi gerektiği anlaşıldığından ve mahkememizce alınan ve hükme esas alınmasına da karar verilen bilirkişi raporu ile de, dava konusu aracın çalındığı tarihteki bedelinin 53.257,45 TL olduğu anlaşıldığından ve bu miktar üzerinden davacı yanın ödeme tarihinden (Dosyamız kapsamında yer alan 05/06/2014 tarihli İbra belgesi), takip tarihine (12/08/2015) kadar faiz talep edebileceği ve faiz miktarının da (Asıl Alacak+faiz başlangıç+takip tarihi+yasal faiz yani, faize esas asıl alacak 53.257,45 x 05/06/2014 den 12/08/2014 tarihine kadar geçen faize esas süre 1 yıl 2 ay 7 gün x Esas alınacak faiz oranı yıllık %9 yasal faiz=4.149,67 TL) 4.149,67 TL olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne ve ve ayrıca davacı yanca her ne kadar icra-inkar tazminatı talep edilmiş ise de, takip konusu alacak likit olmayıp, yargılama sonucunda belirlenmiş olduğundan (Benzer bir hususta bknz. Yargıtay 17. H.D.30/05/2019 tarih ve 2016/13241 Esas-2019/7044 Karar sayılı ilamı), davacının koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İle;
1-Davalı – borçluların …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının 53.257,45 TL asıl alacak ve 4.149,67 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam: 57.407,12 TL üzerinden İPTALİNE, takibin bu miktarlar (53.257,45 TL asıl alacak + 4.149,67 TL işlemiş faiz ) üzerinden takip talebindeki şartlarla DEVAMINA,
-Fazlaya ilişkin itirazın iptali isteminin REDDİNE,
-Davacının koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin REDDİNE,
2-Alınması gereken 3.921,48 TL karar ve ilam harcından peşin 646,72 TL ve tamamlama harcı 909,49 TL olmak üzere alınan toplam 1.556,21 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.365,27 TL harcın davalılardan alınıp, Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacı tarafından yatırılan 1.556,21 TL harç parasının davalılardan alınarak, davacıya ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 29,20-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan (posta masrafı ve bilirkişi ücreti) 1.032,90 -TL olmak üzere toplam 1.062,10-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 984,56-TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya VERİLMESİNE, geriye kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 8.262,93 TL nispi ücreti vekaletin davalılardan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalılar davada kendisini vekille temsil ettirmiş ve davanın kısmen reddine karar verilmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak, davalılara VERİLMESİNE,
6-HMK 120. maddesi gereğince; varsa taraflarca yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
7-Aslı dosyamız arasında yer alan …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde, ilgili icra müdürlüğü’ne İADESİNE,
7-HMK Yönetmeliğinin 58/1. Maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı ve davalı … … A.Ş vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda, HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/11/2020

Katip …

Hakim …