Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/119 E. 2020/382 K. 14.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/1060
KARAR NO:2020/372

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:03/11/2015
KARAR TARİHİ:14/109/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03.09.2015 tarihinde müteveffa muris …’ün de yolcu olarak bulunduğu davalı … Sigortadan … poliçe nolu … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile sigortasız … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması neticesinde ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza neticesinde müvekkillerinin miras bırakanı …’ün vefat ettiğini, trafik tespit tutanağına göre … plakalı araç sürücüsü …’ın asli kusurlu diğer araç sürücüsü …’nın ise, tali kusurlu olduğunu, iş bu kaza sonucunda miras bırakanın hayatını kaybetmesi üzerine geriye mirasçı olarak müvekkillerinin kaldığını, müteveffanın kaza tarihinde 16 yaşında, babasının 43, annesinin ise 39 yaşında olduğunu, davalılardan … Hesabının yasa gereği ZMMS poliçesi bulunmayan araçların sebep oldukları trafik kazalarında, mağdurların bedensel zararlarını teminat limitleri dahilinde karşılamakla yükümlü olup, yasal sorumluluk altında olduğunu, açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik; mirasçılar … ve … için … plakalı araç sürücüsü …’ın kusuru nispetinde … A.Ş’den ve …’nın kusuru nedeniyle de … Hesabından 2.500,00’er TL tahsiline, yargılama giderleri ve vekaletin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dilekçede, davalı olarak gösterdikleri … Hesabı vekilinin davaya cevaplarını sunarak husumet yönünden davanın reddi talebinde bulunduğu, ancak dosyaya sunmuş oldukları belgelerden de anlaşılacağı üzere müteveffa muris …’ün de yolcu olarak bulunduğu … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile sigortasız … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması neticesinde meydana gelen trafik kazasında … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın davalı … Sigortadan … poliçe nosu ile poliçelendiğini, diğer … plakalı aracın ise sigortasız olduğunun gözüktüğünü, dosyadaki belgelerden … plakalı aracın trafik poliçesinin olup olmadığını tespit etmenin mümkün olmadığını, bu nedenle … plakalı araç için … Hesabı davalı olarak gösterildiğini, HMK’nın, Tarafta iradi değişiklik başlıklı 124. Maddesi gereği, sayın mahkeme nezdinde açmış oldukları davada … plakalı aracın sigortasını tespit edememiş olduklarından, … plakalı araç için … Hesabının davalı olarak gösterildiğini, ancak davalı … Hesabının beyanları doğrultusunda … plakalı aracın sigortasının … A.Ş. olduğunun öğrenildiğini, bu nedenle davalı taraf değişikliğine gidilmesi zarureti hasıl olduğunu, ilgili kanun maddesi ve Yargıtay kararı uyarınca taraf değişikliği taleplerinin kabulüne ve davalı olarak gösterilen … Hesabının yerine … plakalı araç için … Sigorta A.Ş.nin kabulüne karar verilmesini arz ve talep ettikleri görülmüştür.
Yine davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 17/02/2016 tarihli dilekçede de iş bu kerre; ilk olarak dava dilekçelerinde, … A.Ş. ile birlikte bir diğer davalı olarak … Hesabının gösterildiği, bunun nedeninin ise; dosyaya sunmuş oldukları belgelerden de anlaşılacağı üzere müteveffa muris …’ün de yolcu olarak bulunduğu … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile sigortasız … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması neticesinde meydana gelen trafik kazasında … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın davalı … Sigortadan … poliçe nosu ile poliçelendiğini, diğer … plakalı aracın ise sigortasız olduğunun gözükmesi olduğu ve bunun üzerine ve … Hesabının vekilinin de beyanları üzerine … A.Ş.’nin de davaya dahil edilmesi için taraf değişikliğine gidilmiş olduğu, fakat ilk baştaki bu maddi yanlışlığın kendilerini hatalı işlem yapmaya yönelttiği, zira … plakalı aracın plakasının aslında … olduğunun saptandığı, dolayısıyla da davadaki … A.Ş. dışındaki diğer tüm davalılar için pasif husumet yokluğunun mevcut olduğu ve sehven yapılan bu hatalardan dolayı … A.Ş. dışındaki tüm davalılar için davalarından vazgeçtiklerini beyan ettiği görülmüştür.
SAVUNMA :
Davalı … Hesabı vekili cevap dilekçesinde özetle; usül yönünden husumet itirazı ile davanın ihbar edilmesi talebinde bulunmuş, esasa ilişkin olarak da; kazaya karışan araç sürücülerinin kazanın oluşumunda kusurunun bulunup bulunmadığı Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenecek kusura ilişkin bilirkişi raporu ile tespit edilmesini, kusur incelemesi yapılmadan tazminat hesabının yapılması hatalı olacağını, murisin ölümü sebebiyle davacının yoksun kaldığı gerçek destek miktarının ilgili … kurumları tarafından yapılmış varsa ödemelerde dikkate alınarak uzman bilirkişi marifetiyle tespitinin gerektiğini, müteveffa emniyet kemeri takmamış ise tazimattan indirim yapılmasını, müvekkilinin sadece sigorta poliçesi bulunmayan araç sahibinin sebebiyet verdiği bedensel zararlardan sorumlu olduğunu, kaza tarihinden itibaren yasal faiz talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tarihinde sürücü …’ın ehliyetsiz olduğunu, müteveffanın bunu bilerek araca bindiğini ,bu sebeple talep edilen zararın meydana gelmesinde kendi kusurunun bulunduğunu, müteveffa emniyet kemeri takmayarak kendisi için gerekli olan emniyet tedbirlerini almadığını, murisin ölümüyle birlikte yoksun kalınan gerçek destek miktarının uzman bilirkişi marifetiyle tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İhbar olunan … cevap dilekçesinde özetle; yetki, husumet ve kusur itirazlarında bulunmuş, … Hesabının sorumluluğu, trafik kazası sonucu meydana geldiği kesin olan ve fakat failin bilinmediği yahut sigorta şirketinin bulunmadığı durumlarda doğmakta olduğunu, yaşanan olayda, tüm taraflar ve tarafların araçlarına ait sigorta şirketleri belli olmasına rağmen davacı tarafça eksik yapılan inceleme nedeniyle müvekkilin aracının sigortalı bulunduğu sigorta şirketi tespit edilemediğini, davacının hatasından kaynaklanarak kendisine dava açılan … Hesabı tarafından, dava neticesinde müvekkile yöneltilecek olan talepler kabul edilmeyeceğini, daavacı tarafın önce müteveffanın kendilerine olan mutlak desteğinin kanıtlanmasını, desteği olduğu iddia olunan müteveffanın bir rahatsızlığının olup olmadığının, ailenin mutad olarak aldığı gelirlerinin dosya içine sunulması gerektiğini,Davacı yanca, talep edilen tutara ticari faiz uygulanması yönündeki talep hatalıdır. Ticari faiz, nitelikli bir faiz türüdür ve sadece ticari işlerde kullanılabileceğini, bu sebeple müvekkilimizden ticari faiz talep edilmesi yerinde olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İhbar olunan … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı araç 02.02.2015-28.01.2016 tarihlerini kapsar şekilde müvekkil şirket nezdinde … nolu ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunmadığını, davacılar tarafından davadan önce müvekkil şirkete başvuruda bulunulmuş olup, müvekkil şirket nezdinde açılan 284708 sayılı hasar dosyasına iletilen evraklar çerçevesinde aktüeryal hesaplama yaptırıldığını, söz konusu hesap sonrası, aktüer raporuna göre, davacılara 27.11.2015 tarihinde 11.056,00-TL maddi tazminat ödendiğini, müvekkil şirket tarafından ödemeye esas alınan aktüer raporu, Hazine Müsteşarlığı aktüerler siciline kayıtlı, konusunda uzman aktüer tarafından düzenlenmiş olup; raporda davacının yaşı, gelir durumu ve tarafların kusur oranı gibi ana etkenler dikkate alınarak hesaplama yapıldığını, sorumluluğu kabul etmemekle birlikte belirtmek gerekir ki, sayın mahkemece hesaplama yapılacak ise; ibraname ile ödenen tazminat ile mahkemece tespit edilecek tazminat miktarı arasında ortalama bir misli fark bulunması halinde ibraname hükümsüz sayılabileceğini, aksi takdirde küçük farklılıklar için müvekkil kurumun sorumluluğu söz konusu olmayacağını, destekten yoksun kalma tazminatı, mirastan ayrı ve bağımsız bir hak oldugundan; destek iddialarının kanıtlanması gerektiğini, müteveffanın davacılara sürekli ve düzenli bir şekilde yardım ettiğinin somut delillerle kanıtlanamamış olması halinde davanın reddine karar verilmesini, davaya Konu Kazanın Oluşumundaki Kusur Oranlarının Tespiti Adli Tıp Vasıtasıyla yapılmasını ,yapılacak yargılamada, müvekkil şirket aleyhine hüküm kurulması halinde, zarar görenin kusuru oranında tazminattan indirim yapılması gerekmektedir. Zarar görenin tam kusurlu olması halinde ise davacının tazminat talep hakkı bulunmadığını, davacı vekilinin kazaya sebebiyet veren araç sürücüsünün ve davacının kusur oranına ilişkin geçerli bir rapor ibraz etmediğini,Yargıtay’ın da kabul ettiği üzere bilirkişi raporları, çözümü özel ve teknik bilgiye dayanan konularda ve uzman bilirkişilerce yapılmalı ve bu doğrultuda kusur oranına ilişkin raporlar Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınarak tespit edilecek hukuki duruma göre karar verilmelidir. Yargıtay’ın benimsediği görüşler doğrultusunda Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden kusur durumuna ilişkin rapor alınmasını ve bu doğrultuda hüküm kurulmasını, zorunlu trafik sigortasında sigortacının karşılamakla yükümlü olduğu zararlar, işletme halinde motorlu aracın neden olduğu kazalarda üçüncü kisilerin zararına neden olacak bir kazanın meydana gelmesi ve bu kazada araç işletenin sorumlu bulunması gerektiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu Tarafından Davacıya Ödenmiş veya Ödenen Rücuya Tabi Tazminat Miktarı Tespit Edilerek Müvekkil Kurum Tarafından Ödenecek Tazminattan Mahsup Edilmesini, Müvekkil Şirketin Sorumluluğu Poliçedeki Teminat Limiti Ve Kusur Oranı İle Sınırlı olduğunu, davacı Tarafın Olay Tarihinden İtibaren Ticari Avans Faizi Talebi Haksız Olup, Ancak Dava Tarihinden İtibaren Yasal Faiz Talep Edilebileceğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dosyada delil olarak; dava ve cevap dilekçeleri ve ekleri, cevabi yazı içerikleri, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Tarafların Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda hukuki ihtilaf, davacıların kaza nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı talep edip edemeyecekleri ile talep edebilecekler ise miktarının ne olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu (ya da ileride sağlaması muhtemel olan) yardımın miktarı; destek ile destek olunan kimse arasındaki yakınlığın derecesi, aralarındaki manevi bağ, davacıların yaşları, dahil oldukları sosyal ve ekonomik çevre, yaşam standartları, cinsiyetleri gibi bakım ilişkisine ve miktarına etkili olabilecek unsurlar da göz önünde bulundurularak doğru biçimde belirlenmelidir.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış ve ayrıca; taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi raporu alınarak dosyamız arasına katılmış olup, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilerek mahkememize ibraz olunun raporun incelenmesinde özetle; “Davalı … A.Ş.’ye sigortalı araç sürücüsünün asli %75 oranında, ihbar olunan … A.Ş’ye sigortalı araç sürücüsünün tali %25 oranında kusurlu olduğu, davacılar tarafından davalı … dışında kalan diğer davalı yönünden davasından vazgeçildiği, davacıların taleplerinin davalının kusuru oranında kısmi sorumluluğuna göre olduğu, bu nedenle davalı … A.Ş. Tarafından sigortalanmış araç sürücüsünün %75 kusuruna isabet eden maddi zarar tutarının davacılar yararına maddi tazminat tutarının hesaplanmasında dikkate alınacağı, davadan önce yapılan ödemelerin güncellenerek hesaplanan maddi zarar tutarından tenzili istenmiş ise de, yapılan ödemelerin davalı … A.Ş tarafından değil, kazanın meydana gelmesinde %25 kusuru olan aracın davadan vazgeçilen sigortacısı tarafından ödendiğinden ve iş bu raporda davalı … A.Ş’nin %75 kusuruna isabet eden maddi zarar tutarı dikkate alınarak hesaplama yapıldığından, anılan ödemelerin dışlanması ve tenzil edilmemesi gerektiği, bu haliyle de davacıların nihai ve gerçek maddi zararlarının davacı … yönünden 79.784,28 TL, davacı … yönünden de 74.677,68 TL olduğu, temerrüt başlangıç tarihinin 03.11.2015 tarihi ve işleyecek faizin de yasal faiz olduğu görüş ve kanaatinde olunduğu” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Bilirkişi heyeti raporunun denetlenmesinde, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşıldığından, hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Davacılar vekili, bilirkişi raporu doğrultusunda belirsiz alacak olan talebini, 04/10/2019 tarihli talep arttırım dilekçesi doğrultusunda yükseltmiş ve harcını da yatırarak makbuzunu dosyaya ibraz etmiştir.
Mahkememizin 17/12/2019 tarihli celsesinde de tespit edilerek tutanağa geçirildiği üzere, davacılar vekili tarafından 30/12/2015 tarihli dilekçe ile HMK 124 maddesi gereği iradi taraf değişikliği talebinde bulunulduğu, davalı taraf olarak … Hesabı yerine … A.Ş’nin davalı taraf olarak değiştirilmesinin talep edildiği, yine davacılar vekili tarafından 17/02/2016 tarihli dilekçeyle de iş bu kerre, davalı … A.Ş. dışında sehven davalı olarak gösterilen … Hesabı ve … A.Ş. Yönünden davadan vazgeçildiğinin bildirildiği, mahkememizce 04/07/2017 tarihli celsenin 1 no’lu ara kararı gereği UYAP kaydında davalı taraf sıfatı bulunmayan, sadece ihbar olunan sıfatı bulunan … Sigortanın kaydının silinmesine karar verildiğinin anlaşıldığı, ancak davalı olarak gözüken … Hesabı yönünden davadan vazgeçme beyanının bulunduğu, ancak davacının davadan vazgeçme şeklindeki bu beyanının 6100 sayılı HMK’nın 123.Md.’sinde düzenlenen davanın geri alınması niteliğinde olduğu ve vazgeçmenin ancak davalının açık rızası ile mümkün olacağı anlaşıldığından (Yargıtay 17. H.D. 20/11/2019 Tarih ve 2017/5372 Esas-2019/10927 karar sayılı ilamı), mahkememizin aynı tarihli celsesinde verilen ara kararla, davacı vekilinin vazgeçmeye ilişkin 17/02/2016 tarihli dilekçesinin davalı … hesabı vekiline tebliğe çıkartılmasına ve davalı müvekkili hakkındaki vazgeçmeyi kabul edip etmedikleri konusunda beyanda bulunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, kesin sürenin tebliği ile birlikte başlamış sayılmasına karar verildiği, ancak davalı … Hesabı vekili tarafından olumlu veya olumsuz bir beyan sunulmadığı anlaşıldı.
Davacılar vekili tarafından da, her ne kadar olay tarihinden itibaren avans faizi talep edilmiş ise de, davalı … A.Ş. Tarafından sigortalanan ve aynı zamanda zarara neden olan aracın hususi araç olduğu, ticari bir araç olmadığı ve ayrıca ticari bir amaç için de kullanılmadığı, bu haliyle de temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerektiği (Yargıtay 17.H.D. 27/05/2019 Tarih ve 2016/15678 Esas-2019/6806 Karar sayılı kararı) ve ayrıca, davalı sigortacının tazminat giderim yükümlülüğünü düzenleyen KTK’nın 99/I. maddesi hükmü uyarınca, sigortacının maddede belirtilen belgelerin iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşeceği (Yargıtay 17. H.D. 05/02/2018 tarih ve 2015/6613 Esas-2018/556 Karar sayılı kararı) anlaşıldığından, davacının 03/11/2015 tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşılmıştır.
Ayrıca mahkememizce, davalı … aleyhine açılan davada, faize yönelik fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş ise de, dava dilekçesinde, dava tarihinden önceki döneme yönelik hesaplanmış bir faiz miktarı olmadığı, faizin, asıl alacağa bağlı feri nitelikte bir hak olduğu ve dosyada hesaplanmış ve miktar itibari ile talep edilmiş faiz de bulunmadığından, feri nitelikteki bu talep yönünden davalı … A.Ş. lehine ücreti vekalete ve yargılama giderlerine hükmedilmemiştir (Benzer bir konuda: İstanbul BAM 19. H.D. 07/12/2017 tarih ve 2017/2290 Dosya No-2017/1665 Karar sayılı kararı).
Somut olayda davacıların, ihtiyari dava arkadaşı konumunda oldukları, ihtiyari dava arkadaşlığında da, davaların birbirinden bağımsız olduğu ve dava arkadaşlarından her birinin diğerinden bağımsız olarak hareket edeceği (TBK 57-58) anlaşıldığından; ihtiyari dava arkadaşı konumunda olan davacıların her biri yönünden davalı … A.Ş. Aleyhine açılan davada, kabul edilen miktarlara göre ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında, taraf ve iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olduğu, davacılar tarafından davalılardan kusuru oranında tazminat talebinde bulunulduğu, somut olayda, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu sonucu, davacıların davalılardan … A.Ş. yönünden açılan davada, destekten yoksun kalma tazminatı talep etmekte haklı ve hukuki yararlarının bulunduğu, mahkememizce bilirkişiden alınan ve hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşılan bilirkişi raporu ile davacıların nihai ve gerçek maddi zararlarının tespit edildiği, bu haliyle de davacı …’ün nihai ve gerçek maddi zararının 79.874,28-TL, diğer davacı …’ün nihai ve gerçek maddi zararının ise 74.677,68-TL olduğu sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığı ve ayrıca, davacılar vekili tarafından da, her ne kadar olay tarihinden itibaren ticari avans faizi talep edilmiş ise de, davalı … A.Ş. Tarafından sigortalanan ve aynı zamanda zarara neden olan aracın hususi araç olduğu, ticari bir araç olmadığı ve ayrıca ticari bir amaç için de kullanılmadığı, bu haliyle de temerrüt faizi olarak davalı sigorta şirketi yönünden yasal faize hükmedilmesi gerektiği (Yargıtay 17.H.D. 27/05/2019 Tarih ve 2016/15678 Esas-2019/6806 Karar sayılı kararı) ve yine ayrıca, davalı sigortacının tazminat giderim yükümlülüğünü düzenleyen KTK’nın 99/I. maddesi hükmü uyarınca, sigortacının maddede belirtilen belgelerin iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşeceği (Yargıtay 17. H.D. 05/02/2018 tarih ve 2015/6613 Esas-2018/556 Karar sayılı kararı) anlaşıldığından, davacıların, 03/11/2015 tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşılmış ve davacılar vekilinin, bila tarihli değer arttırım dilekçesi doğrultusunda destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminat taleplerinin ayrı ayrı kabulüne, faiz oranı ve başlangıç tarihine ilişkin olarak da, yukarıda izah edilen gerekçelerle, fazlaya ilişkin faiz isteminin reddine, diğer davalı … Hesabı yönünden ise, davacılar vekilinin davadan vazgeçmiş olması ancak davacıların davadan vazgeçme şeklindeki bu beyanının 6100 sayılı HMK’nın 123.Md.’sinde düzenlenen davanın geri alınması niteliğinde olduğu ve vazgeçmenin ancak davalının açık rızası ile mümkün olduğu (Yargıtay 17. H.D. 20/11/2019 Tarih ve 2017/5372 Esas-2019/10927 karar sayılı ilamı), bu bağlamda davalı … hesabı vekiline tebligat çıkartılmasına ve davalı müvekkili hakkındaki vazgeçmeyi kabul edip etmedikleri konusunda beyanda bulunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine rağmen, davalı … Hesabı vekili tarafından olumlu veya olumsuz herhangi bir beyan sunulmadığı ve bu haliyle de vazgeçmenin kabul edilmediği, ancak … Hesabının, … Hesabı Yönetmeliğinin 9. maddesine göre, trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu zararları teminat altına aldığı, somut olayda ise davacı yanlarca kazaya karıştığı ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası olmadığı beyan edilen … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle geçerli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesinin mevcut olduğunun anlaşıldığı, bu haliyle de, husumetin resen göz önüne alınacak hususlardan olduğu ve davanın … plakalı aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısına karşı yöneltilmesi gerektiği ve davalı … Hesabına karşı husumet yöneltilemeyeceği anlaşıldığından; davacının davalı … Hesabına karşı açtığı davanın, pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Hesabı yönünden açılan davanın, pasif husumet ehliyeti yokluğundan REDDİNE,
2-Davalı … A.Ş yönünden açılan davanın KISMEN KABULÜ ile;
-Davacı … yönünden 79.874,28 TL’nin dava tarihi olan 03/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … A.ş den tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, davacının fazlaya ilişkin faiz isteminin REDDİNE,
-Davacı … yönünden 74.677,68 TL’nin dava tarihi olan 03/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … A.Ş den tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, davacının fazlaya ilişkin faiz isteminin REDDİNE,
4-Alınması gereken 10.557,44 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 27,70 TL harç ile bedel artırımı sonrası yatırılan 527,88 TL olmak üzere toplam: 555,58 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.001,86-TL harcın davalı … A.Ş.den tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacının peşin olarak yatırdığı 555,58 TL harç parasının davalı … A.Ş.den alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden başvuru harcı 27,70 TL, posta gideri 416,60, bilirkişi ücreti gideri 700,00 TL olmak üzere toplam; 1443,70 TL yargılama giderinin davalı … A.Ş.den alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı … A.Ş. tarafından yapılan 11,00 TL posta giderinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı … davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan, 11.183,62 TL nispi ücreti vekaletin davalı … A.Ş.den alınarak, iş bu davacıya VERİLMESİNE,
8-Davacı … davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan, 10.508,01 TL nispi ücreti vekaletin davalı … A.Ş.den alınarak, iş bu davacıya VERİLMESİNE,
9-Davacılar tarafından açılan davada Davalı … Hesabı davada kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan, her iki davacı yönünden de … Hesabına yönelik davanın Pasif Husumet Ehliyeti yokluğundan reddine karar verildiğinden, hüküm tarihi uyarınca yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacılardan alınıp, davalı … Hesabına VERİLMESİNE,
10-HMK 120. maddesi gereğince; taraflarınca yatırılan gider avansı ile delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair; davacılar vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.14/09/2020

Katip …

Hakim …