Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/998 E. 2018/1200 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/998
KARAR NO : 2018/1200
DAVA : Hakemin Reddi (Eser Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 22/10/2018
KARAR TARİHİ: 13/12/2018
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Hakemin Reddi davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili 22/10/2018 harç ikmal tarihli dilekçesi ile; … ve … tarafından 21/02/2013 tarihli Protokol ‘e dayalı olarak hakem Av. …’na yapılan 27/09/2018 tarihli başvuru dilekçesi ile; müvekkilleri…A.Ş’nin Protokol tahtında üstlendikleri sorumlulukları ifa etmedikleri, bundan kaynaklanan alacak, cezai şart, sözleşmenin aynen ifası ile geçikme tazminatı talep ettikleri ve müvekkili…A.Ş’ne kayyım atanması taleplerinde bulundukları görülmekte ise de hakem olarak kararlaştırılan Av. … açısından Protokol’de kararlaştırılan tahkim usulünde öngörülen ret sebeplerinin mevcut bulunduğu ve iş bu durumun hakemin tarafsızlığından şüphe edilmeyi haklı gösteren koşulu sağladığı sabit olduğundan Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 417. maddesi ve devamında yer alan hükümleri uyarınca, hakemin reddine karar verilmesini, hakemin, müvekkillerinin eski avukatı olduğu gibi müvekkilleri ile hakem arasında İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … numaralı soruşturma dosyası, İstanbul Barosu’na yapılan … kayıt numaralı şikayet dosyaları üzerinden devam eden husumet bulunduğundan tarafsızlık ve bağımsızlığından şüphe duyulan hakemin reddine karar verilmesini, hakemin müvekkilleri adına vekillik yaptığı Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas ve İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyalarında da avukatın özen ve sadaka tyükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle ilgili dosyalardan el çekmesini sağlamak adına gerekçeli ihtarnamenin … Noterliği’nin 19/10/2018 tarih ve … yevmiye numarası ile bildirilmiş olduğunu, aynı zamanda yine…Noterliğinin …yevmiye numarası ile de genel olarak verilmiş olan tüm vekaletnameler çerçevesinde haklı nedenle azledildiğinin bildirildiğini, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389. maddesi kapsamında hakem yargılamasının ihtiyati terbir yolu ile durdurulmasına, HMK ‘nın 417. Maddesi kapsamında Av. …’nun hakemlikten reddine, HMK ‘nın 421. Maddesinin 3. Fıkrası kapsamında hakemin tek ve ismen belirtilmiş olması nedeniyle tahkim sözleşmesinin geçersizliğine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalılar vekili 21/11/2018 havale tarihli dilekçesi ile; mahkemece verilen tedbir kararının HMK ‘nın 389. ve devamındaki maddelerde yapılan düzenlemelere açıkça aykırı olduğunu, öncelikle verilen tedbir kararına itiraz ettiklerini, huzurda yapılan hakemin reddi başvurusunda mahkemece beyanları alınmadan, delilleri incelenmeden ve duruşma yapılmaksızın müvekkillerinin hakeme başvuruları ve talepleri incelenmeksizin ve davacılar tarafından mahkemeye yapılan başvurunun süresinde olup olmadığı dahi incelenmeden sadece davacıların iddialarına itibar olunarak ve oldukça düşük miktarda bir teminatla tedbire hükmolunduğunu, 14/11/2018 tarihinde dosyaya sunmuş oldukları tedbire itiraz dilekçelerini tekrar ettiklerini, davacıların tacir olduğunu, yıllardır ticari hayatın içinde bulunan kişiler olduğunu, karar alırken, anlaşma yaparken, sözler verirken basiretli davranmakla, çelişkili davranmamakla ve ayrıca dürüst ve iyi niyetli davranmakla mükellef olduklarını, davacılar müvekkilleri ile aralarındaki sözleşmeyi yaparken ve imzalarken, hakemi atarken hakemin kendi vekilleri olduğunu, olmaya devam edeceğini veya ileride aralarındaki ilişkinin vekillik görevinin bitebileceğini anlayabilecek, kavrayabilecek durum ve nitelikte olup bu şartlarla ve bunları öngörererk sözleşmeye imzaladıklarını, asıl olan tarafların hakemin seçiminde uzlaşmak olduğunu, davacılar ile müvekkileri aralarında imzalamış oldukları 2013 tarihli protokol ile serbest irade ile hakemi seçtiklerini, hakemi açıkça belirlediklerini, bu sebeple davacıların hakemin reddine ilişkin itiraz ve beyanları hiçbir şekilde geçerli olmadığını, asi halde her tahkim yargılamasında, hakemi birlikte atayan taraflardan birisi, aleyhinde tahkim yargılaması başlatıldığında hakeme itiraz ederek tahkim yargılamasını ortadan kaldırır ki bu durumun hem HMK ‘da düzenlenen tahkim müesseseline ve tahkimin amacına hem de hukukun temel norm ve ilkelerine ters düştüğünü, tüm u sebeplerle tedbire itirazlarının kabulü ile tedbirin kaldırılmasına, teminatın müvekkilleri alacak talepleri nazara alınarak alacak taleplerinin en az %15 ‘in yükseltilmemesi halinde ise davacıların mal kaçırmalarının önlenmesini teminen ve müvekkillerinin zarar görmemesi bakımından bu aşamada müvekkilerinden alınacak 10.000,00 TL karşılığında davacıların tüm malvarlıklarına tedbir konulmasına, davanın ve davacıların tüm taleplerinin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Talep; 21/02/2013 tarihli protokol ile hakem olarak seçilen …’nun tarafsızlık ve bağımsızlığından şüphe edilmeyi haklı gösteren koşulların bulunduğu iddiasıyla hakemin reddi ve HMK 421/3. maddesi uyarınca tahkim sözleşmesinin geçersizliğine karar verilmesi istemidir.
Taraflar arasında imzalanan Protokol başlıklı ve imzalanan 27/01/2013 tarihli Protokol’e istinaden tanzim edilip akdedildiği belirtilen ve konusu ikinci maddesinde (taraflar arasındaki ortaklık işbu protokoldeki ortakların ortak irade ve mutabakatları sonucu belirlenen edimlerin yerine gelmesi şartıyla sona erdirilmiştir ifadesiyle ayrıca ikinci maddenin 1.1. bendinde; … ve …, …ve…projesindeki yazılı olarak resmiyete intikal etmiş veya etmemiş tüm hak ve hisselerini …’na aşağıdaki bedel ve şartlar dahilinde satarak devretmiştir, 1.2. bendinde de; … da …İnşaat üzerine kayıtlı Asanbay’daki Ek-3 olarak belirtilen iki adet tapudaki haklarını aşağıdaki şartlar dahilinde …’a işbu protokol hükümleri dairesinde bedelsiz olarak devretmiştir hükmüne yer verilip, yine madde 2; Devir ve Bedel başlığı ile de sair hususlar düzenlenmiş, dosyamızda konu talep bakımından da taraflar sözleşmenin 7. maddesinde Tahkim başlığı ile ve birinci fıkrasında; (taraflar işbu Protokoldeki hükümlerin uygulanması ve yerine getirilmesi sırasında ortaya çıkabilecek ihtilaf ve anlaşmazlıklarda ve/veya ortak bir mutabakat ile karar alamamaları halinde bu anlaşmazlıkları tahkim yoluyla çözmeyi kabul ve beyan etmişlerdir. Taraflar gayrimenkullerin aynına ilişkin hususlar dışında işbu Protokol’den doğan aralarındaki ihtilafları tahkim suretiyle çözmeye karar vermişler olup bu kararları HMK ‘nın 408. Maddesi kapsamında değerlendirilmeyecektir. Hakem işbu Protokol’ün imzası aşamasında tarafların ortak irade ve niyetlerine birebir şahit olmuş, tarafların ortak irade ve niyetlerine vakıf olan kişi olarak hakem olarak tayin edilmiştir.) hükmüne yer verilip tahkime ilişkin 7. maddenin 2. fıkrasında da (taraflar ortak irade ve mutabakatları ile İstanbul Barosu’na kayıtlı Av. …’nu hakem tayin etmişlerdir.) hükmüne yer verilmiştir. Sonraki fıkralarda da hakemin vereceği kararların taraflar bağlayacağı, yargılama usul ve yerinin hakem tarafından belirleneceği, hakem tarafından gerek görüldüğünde inceleme hesap ve rapor almak üzere uzman/bilirkişiler atayabileceği, hakemin çalışmaları ve kararını vermesi için gerekli bütün masraf ve ücretlerin tarafların 1. madde de belirtilen hisseleri oranlarında karşılanacağı hüküm altına alınmıştır. Hakemlerin red sebepleri HMK 417. maddede düzenlenmiş olup, 1.fıkrasında; (kendisine hakemlik önerilen kimse, bu görevi kabul etmeden önce tarafsızlık ve bağımsızlığından şüphe edilmeyi haklı gösteren durum ve koşulları açıklamak zorundadır. Taraflar önceden bilgilendirilmemiş oldukları takdirde hakem, daha sonra ortaya çıkan durumları da gecikmeksizin taraflara bildirir), ikinci fıkrasında; (hakem, taraflarca kararlaştırılan niteliklere sahip olmadığı, taraflarca kararlaştırılan tahkim usulünde öngörülen bir red sebebi mevcut bulunduğu veya tarafsızlığından şüphe edilmeyi haklı gösteren durum ve koşullar gerçekleştiği takdirde reddedilebilir. Taraflardan birisinin kendisinin atadığı veya atanmasına katıldığı hakemi reddetmesi, yalnızca hakemin atanma tarihinden sonra öğrenilen red sebeplerine dayanılarak yapılabilir) düzenlemesine yer verilmiştir. Buna göre tahkim yargılamasında hakem olarak görev yapmak üzere seçilen bir kimsenin bu görevi kabulden önce tarafsızlık ve bağımsızlığından şüphe edilmeyi haklı gösteren durum ve koşulları açıklama zorunluluğu bulunmaktadır, yine taraflar önceden bilgilendirilmemiş oldukları takdirde hakemin, daha sonra ortaya çıkan durumları da gecikmeksizin taraflara bildirmesi zorunludur. Diğer yandan, hakem taraflarca kararlaştırılan niteliklere sahip olmadığı, taraflarca kararlaştırılan tahkim usulüne öngörülen bir red sebebi mevcut bulunduğu veya tarafsızlığından şüphe edilmesi haklı gösteren durum ve koşullar gerçekleştiği takdirde reddedilebilecektir. Bunun yanında taraflardan birisinin kendisinin atadığı ya da atanmasına katıldığı hakemi reddetmesi, yalnızca hakemin atanma tarihinden sonra öğrenilen red sebeplerine dayanılarak yapılabilir. Keza HMK 418. madde 4. fıkrasında; (secilen hakemin veya hakem kurulunun tümünün ya da karar çoğunluğunu ortadan kaldıracak sayıda hakemin reddi için ancak mahkemeye başvurulabileceği belirtilmiş ve 5. fıkrasında da bir üst fıkrada belirtilen red talebinin mahkemece kabul edilmesi halinde tahkiminde sona ereceği hususu hüküm altına alınmıştır. Taraflarca hakem yukarıda belirtilen Protokolle ve 21/02/2013 tarihinde tek hakem olarak ve ismen tayin edilmiştir. Taraflarca ismen hakem olarak atanan kişinin vekil sıfatıyla taraflar açısından daha önce görev ifa ettiği ve bu kapsamda vekalet görevini gereği gibi ifa etmediğinden bahisle 19/10/2018 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu bu kapsamda açılan … Soruşturma sayılı dosyanın halen derdest olduğu, yine İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyasında hakem aleyhine maddi ve manevi tazminat talepli dava açıldığı, davacı iddiaları arasında; ahzu kabz yetkisi yalnız ve sadece dava ve icra takiplerinde hükmedilen vekalet ücretlerini tahsil etmeyle sınırlı olarak verilmiş olmasına rağmen, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasında tahsil edilen tutarların müvekkile aktarılmadığı, 16/05/2018 tarihinde vekillikten çekilme dilekçesi olduğu halde tahsilatların yine aktarılmadığı, vekilin Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takipsizlik ve işlem yapılmaması nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılmasına neden olunduğu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında da yine aynı nedenle dosyadan işlemden kaldırılmasına neden olunup satış yapılmadığından hacizlerin de düştüğü, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasında yapılan tahsilatların haklı bir sebep olmaksızın uhdesinde tutulduğu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında da borca itiraz üzerine bir yıllık hakdüşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasının açılmadığı, Vize Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasında cevap dilekçesi sunulması dışında dosyada bir işlem yapılmayıp bilirkişi raporuna karşı da beyan sunulmayıp istinaf yoluna da başvurulmadığı, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında ödeme emri tebliğ edilmediği gerekçesiyle işlem yapılmamış olmasına karşın başka bir vekille dosyanın takip edilmesi sonucunda ödeme emrinin tebliğ edildiğinin ve takibin kesinleştiğinin sonradan tespit edildiği ancak bu süre zarfında müvekkilinin alacağa kavuşma imkanının ortadan kalktığı, İstanbul … İdare Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında yürütmenin durdurulması talebinin reddi kararına karşı süresinde itirazda bulunulmadığı, Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyasında mahkemece 08/02/2017 tarihli celse 3 nolu ara kararı ile kesin süre ve tanık bildirilmediğinden tanık dinletme talebinin reddine karar verilip vekil olarak görev yapan hakem tarafından özen yükümlülüğüne aykırı davranıldığı iddialarına yer verilmiştir. Bu iddiaların yerinde olup olmadığı, vekalet görevinin gereği gibi ifa edilip edilmediği hususları mahkememizdeki yargılamanın doğrudan konusu olmayıp gerek soruşturma gerekse sair yargılama süreçleri sonunda bu hususun açıklığa kavuşacağı tabiidir. Ancak mevcut suç duyurusu, burada yer verilen ve yukarıda değinilen hususlar ve karşılıklı azil ve ihtarnameler ve vekalet görevinin gereği gibi ifa edilmediği iddiasıyla açılan tazminat davası ile, yer verilen iddialar ve belirtilen gerekçelere nazaran; tarafların 21/02/2013 tarihli Protokolle ismen ve tek hakem olarak yaptıkları atama ile ulaşmak istedikleri sonucun artık ortadan kalktığı açıkça anlaşılmaktadır. Öyle ki Protokolde hakemin ismen atanması bakımından taraflar anılan 7. madde de ayrıca; (hakem işbu Protokolün imzası aşamasında tarafların ortak irade ve niyetlerine birebir şahit olmuş, tarafların ortak irade ve niyetlerine vakıf olan kişi olarak hakem olarak tayin edilmiştir.) hükmüne yer verilmiştir. Hakemin davacılar tarafından azledildiği, hakkında şikayetde bulunulduğu, aleyhine tazminat talepli dava açıldığı, hakem tarafından da davacı yana ihtarname gönderildiği de anlaşılmaktadır. Taraflar arasında gelişen bu durum karşısında, artık hakemin tarafsızlık ve bağımsızlığından şüphe edilmeyi haklı gösteren durum ve koşulların gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, yukarda işaret edildiği üzere, tarafsızlık ve bağımsızlık açısından red için şüphenin yeterli olduğudur. Bu durumun varlığı halinde, bir tarafın halen tahkim yargılamasına mecbur bırakılması, gerek tarafların uyuşmazlık halinde tahkime gitmelerindeki amaca ve gerekse de adil yargılanma hakkına da aykırı olacaktır. Açıklanan bu durum karşısında hakem yargılamasının da her türlü şüphe ve tereddütten uzak şekilde yürütülmesi gereği ve zorunluluğu dikkate alındığında hakemin reddi isteminin yerinde olduğu HMK 418/5. Maddesi dikkate alınarak hakim sürecinin sona erdiğinin de tespitine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Hakem tarafından reddi hakem sürecinde verilecek kararın kesinleşmesine kadar tahkim sürecinin durdurulmasına dair karar verilmiş olması karşısında mahkememizce verilen tedbir kararının konusuz kaldığının TESPİTİNE,
2-Hakemin reddi talebinin KABULÜNE ve bu nedenle HMK 418/5. Maddesi ilk cümlesi gereğince TAHKİMİN SONA ERDİĞİNİN DE TESPİTİNE,
3-Alınması gereken harç peşin alındığından tekrar harç alınmasına yer olmadığına,
Davacının peşin olarak yatırdığı 35,90 TL harç giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacının yaptığı ilk masraf 49,30 TL, posta gideri 147,00 TL olmak üzere toplam 196,30 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdığı gider/delil avansından kalan miktarın ilgili tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ve kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …