Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/980 E. 2022/585 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/980
KARAR NO :2022/585

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:17/10/2018
KARAR TARİHİ:29/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin her türlü yün, pamuk, ipek, suni ve sentetik elyaf ve benzeri maddelerden mamul tekstil ürünlerinin alımı, satımı, imalatı, ithalatı ve ihracatını uzun yıllardır yapmakta olduğunu, müşterileri ve tedarikçileriyle döviz üzerinden alışveriş yapmakta olduğunu, dava konusu olayın da 04/04/2018 ve 05/04/2018 tarihlerinde gerçekleştirilen döviz alım-satım işlemlerinden kaynaklandığını, müvekkili şirketçe döviz alımı için davalıların yönetim kurulunu oluşturduğu … A.Ş.’ye 04/04/2018 tarihinde 400.000,00-TL ve 05/04/2018 tarihinde ise 80.000,00-TL EFT yoluyla olmak üzere toplamda 480.000,00-TL’yi … A.Ş’nin … … A.Ş’de bulunan … IBAN numaralı hesabına gönderdiğini, banka yolu ile gönderilen 480.000,00-TL karşılığında o tarihli kur üzerinden 119.461,81-USD geri alınması gerekirken müvekkili şirkete o gün hiçbir ödeme yapılmadığını, takip eden günlerde müvekkili şirketin döviz alacağının kendisine neden ödenmediğini sorması ve davalılardan ısrarla parasını istemesi, aksi halde yasal yollara başvuracağını bildirmesi neticesinde parayı gönderdikten 5 gün sonra yani 10/04/2018 tarihinde önce 50.000,00-USD … kuryesi tarafından müvekkili firma muhasebe yetkilisine imza karşılığı teslim edildiğini, … tarafından ödenen bu tutarın aynı gün yani 10/04/2018 tarihinde müvekkili firma çalışanı … tarafından şirket hesabına yatırıldığını, takip eden günlerde de müvekkilinin ısrarı sonucu yine … kuryesi tarafından bu defa müvekkili firma yetkilisine 16/04/2018 tarihinde 28.700,00-USD daha ödemenin yine imza karşılığı teslim edildiğini, aynı tarihte bu tutarın da şirket yetkilisi tarafından şirket hesabına yatırıldığını, müvekkili şirketin kalan 40.761,81-USD’nin akıbetini sorduğunda davalılarca oyalandığını ve alacağının ötelendiğini, müvekkili şirketin 10/04/2018 tarihinde 50.000,00-USD ve 16/04/2018 tarihinde 28.700,00-USD olmak üzere toplamda 78.700,00-USD’sini geri alabildiğini, müvekkili firma yetkilisinin 22/06/2018 tarihinde … A.Ş. döviz bürosunun kapalı olduğunu gördüğünü, sonrasında Mali Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince döviz bürosuna baskın yapıldığını öğrendiğini, … A.Ş.’nin o tarihten bu yana faaliyet göstermemekte olduğunu, 04/04/2018 ve 05/04/2018 tarihinde …’e 119.461,81-USD tutarında döviz satın almak için banka yolu ile transfer edilen ve ödenen 78.700,00-USD mahsubu neticesinde … uhdesinde kalan 40.761,81-USD’nin müvekkili şirkete ödenmediğini, müvekkili şirket yetkilisi …’ın derhal İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak davalılardan şikayetçi olduğunu, savcılığın alacağı hukuki ihtilaf olarak nitelendirerek kovuşturmaya yer olmadığında dair karar verdiğini, şikayet dosyasında davalılarca geri ödenen ve teslim alınan tutarın sehven 79.700,00-USD olarak bildirildiğini, geri ödenen tutarın 78.700,00-USD olduğunu, dava konusu uyuşmazlığın tarafları her ne kadar müvekkili şirket ile … A.Ş. olsa da, davalı yönetim kurulu üyelerinin TTK madde 553/1 gereği müvekkili şirketin uğradığı zarardan şahsen sorumlu olduklarını belirterek, davalıların müvekkili şirkete verdikleri zarardan sorumlu olduklarının tespiti ile müvekkili şirkete dolar cinsinden geri ödenmeyen 40.761,81-USD’nin 05/04/2018 tarihinden itibaren; mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda dava tarihinden itibaren, fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının USD cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işletilecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; davalılardan … A.Ş.’nin, uzun yıllardır faaliyet gösteren döviz şirketlerinden biri olduğunu, şirkette bu süre zarfında yönetim kurulu başkan ve üyesi olan kişilerin kimler olduğunun ticaret sicil kayıtlarında görüldüğünü, müvekkilinin ise, sadece 2017 Aralık-2018 Haziran ayları arasında yönetim kurulu üyeliğinde yer aldığını, ancak şirket hisselerini bir süre sonra diğer hissedarlara devrederek 13/06/2018 tarihinde de şirket yönetiminden istifa ettiğini, göre aldığı süre zarfında müvekkilinin, … A.Ş. hisselerinin bir kısmını devralmış olmasına rağmen aktif olarak hiçbir görev üstlenmediğini, yapılan tüm işlemlerin süregeldiği üzere diğer şirket yetkilileri tarafından yapıldığını, bu nedenle de yapılan iş ve işlemlerden kendisinin herhangi bir bilgisi olmadığını, müvekkilinin yönetim kurulunda yer alıp imza yetkisinin olmasının, yapılan işlemlerde kusurunun olduğunu göstermediğini, yaşanan olaylar ve savcılık tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, medyada yer alan doğruluğu şüpheli ifadeler sonucu yaratılan algının, müvekkilinin toplum önünde küçük düşmesine, kişilik haklarının zedelenmesine, haysiyet ve onurunun kurulmasını sebep olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili beyanlarında, müvekkilinin hukuka aykırı herhangi bir eyleminin söz konusu olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … beyanında, kendisinin davalı şirkette brooker olarak görev yaptığını, 2017 yılında kendisine imza yetkisi verildiğini, davacının davalı şirketten alacağı bulunduğunu, ancak kendisinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını belirtmiştir.
Davalı … A. Ş. Adına davetiye tebliğ edilmişse de, davaya cevap vermemiştir.
Dava, davacı şirketin döviz alım satımı için davalı döviz şirketine USD cinsinden geri almak üzere 480.000,00-TL göndermesi neticesinde o tarihli kur üzerinden alması gereken 119.461,81-USD’nin, yalnızca 78.700,00-USD’sinin tarafına teslim edildiğinden bahisle, geri ödenmeyen 40.761,81-USD’nin, davalı şirket ve yetkilileri olan davalı şahıslardan müştereken ve müteselsilen tahsili talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce, …Cumhuriyet Başsavcılığı’nın…soruşturma sayılı dosyası, …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile bu dosya ile birleşen …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …esas sayılı dosyası, davalı şirketin ticaret sicili kayıtları, 80.000,00-TL ve 400.000,00-TL bedelli EFT dekontları, 28.700,00-USD ve 50.000,00-USD bedelli teslim dekontları, gazete küpürleri, davacı şirketin … Bankası Anonim Şirketi ve … … Anonim Şirketi nezdindeki 2018 yılına ait hesap hareketleri, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları ve davalıların nüfus kayıt örnekleri dosyamız arasına alınmış, bilirkişi heyetinden rapor ve ek rapor alınmıştır.
Mali müşavir …, aktüerya uzmanı Prof. Dr. … ve özel hukuk öğretim üyesi Dr. …’ten oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyasına sunulan 15/11/2019 tarihli bilirkişi raporu ile; davacı tarafından 04/04/2018 tarihinde davalı şirketin … … Anonim Şirketi … Şubesi nezdindeki hesabına EFT yoluyla gönderilen 400.000,00-TL’nin, 04/04/2018 günü saat 11:08 itibariyle girmiş olduğu, aynı gün saat 11:55’te davalının aynı hesabındaki paranın aynı bankanın … Şubesi’nden … adlı kişi tarafından 660.000,00-TL olarak çekildiği, nakit çekiş anında hesabın toplam mevcudunun 666.000,00-TL olduğu, …’nin aynı gün hesaptan iki kez daha 870.000,00-TL ve 60.000,00-TL olmak üzere nakit çektiği, …’nin 04/04/2018 günü … … Anonim Şirketi … Şubesi hesabından üç partide çektiği toplam nakit tutarın 1.590.000,00-TL’ye ulaştığı, davacı şirketin 80.000,00-TL tutarındaki ikinci ödemesinin 05/04/2018 günü saat 10:27 itibariyle davalı şirketin … … Anonim Şirketi … Şubesi nezdindeki vadesiz hesabına geçtiği, davalı şirketin hesabından aynı gün internet şubesi vasıtasıyla 50.000,00-USD efektif de satıldığı ve vadesiz TL hesabından aynı gün 14:56 itibariyle … tarafından 400.000,00-TL nakit çekildiği, dolayısıyla davacı tarafından davalı şirkete gönderilmiş olan nakdin aynı gün … tarafından nakit olarak çekilmiş olduğu, para çekme işlemlerinin nakit olarak yapılmasının, sonraki işlemlerinin izinin takip edilmesini imkansız hale getirdiği, davalı şirketin dava dosyasında bulunan banka hesap ekstreleri incelendiğinde, davacıya herhangi bir çıkış tespit edilemediği, davacının fiziken USD olarak teslim aldığını beyan ettiği tutarların da davalı şirketin banka hesaplarında görünmediği, davalı şirketin dava dosyasına ibraz edilmemiş olan yasal defterlerinin incelenmesinde fiili imkansızlık bulunduğu, esasen ihtilaf konusu olayın niteliği itibariyle daha itibarlı delil niteliğinde olan üçüncü taraf durumundaki bankaların hesap ekstrelerinden, davacının davalı şirkete iddia ettiği tutarı EFT yoluyla göndermiş olduğu hususunun teyit edilebileceği, genel kusur sorumluluğundan farklı olarak, kusursuzluğun ispatını yönetim kurulu üyelerine yüklemiş olduğu, TPKK Hakkında 32 sayılı karar çerçevesinde özel şartlara tabi A grubu yetkili müessese statüsünde olan, bu nedenle kuruluş, faaliyet ve sermaye büyüklüğü şartları bakımından normal anonim şirketlerden farklı ve ağırlaştırılmış düzenlemelere tabi olan davalı şirketin, işlem yaptığı dövizlerin alım satım fiyatları arasındaki farklardan komisyon geliri elde etmek şeklinde özetlenebilecek bir faaliyet modeli olduğu, bu faaliyet modeli gereği sahip olması gereken sermaye büyüklükleri dikkate alındığında, büyük miktarlarda zarara uğrayıp faaliyetlerine kısa sürede son vermesi gibi bir durumun teorik olarak kolay olmadığı, ülkemizdeki geçmiş tecrübelerde rastlanan örneklerin tamamına yakınının, mevzuat dışı faaliyetlere girişilmesi sonucu ortaya çıktığı, basına yansıyan haberler ve alacak taleplerinin büyüklüğü dikkate alındığında, davalı şirket için de geçmişte bazı örneklerine rastlanan türden yasal faaliyet sınırları dışında kalan işlemlere tevessül edilmiş olduğunun gelinen nokta itibariyle anlaşıldığı, dolayısıyla davalı şirket için sorunun sadece davacının alacak talebinden ibaret bir problem olmadığı, aylar süren mevzuat dışı işlemlerin daha fazla sürdürülemez hale gelmesinden kaynaklandığı, bu nedenle davalı şirket ve yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğundan bahsederken konuya tekil olaydan çok, mevzuata aykırı işlemler silsilesinin bir sonucu olarak bakılmasının teknik olarak daha uygun olacağı, sadece altı ay kadar yönetim kurulu üyeliği yaptığı, daha sonra da istifa ettiği ve hiçbir işlemde imzası bulunmadığı yönünde itirazı bulunan davalı yönetim kurulu üyelerinden …’nun itirazlarının, davalı şirketin banka hesaplarından bazıları milyon TL seviyelerinde olan yüklü nakit çekişleri gerçekleştiren …, …, ve … adlı şahıslarla, davalı yönetim kurulu üyesi … arasında akrabalık veya başka bir ilişkisinin bulunması veya banka hesaplarının incelenmesi sırasında nakit işlemleri dikkat çekici bulunan … İnşaat ve … Otomotiv ile adı geçen kişilerin sahiplik veya başka bir ilişkilerinin bulunması halinde de davalı yönetim kurulu üyesinin şirketin iş ve işlemlerinden tamamen habersiz olduğu iddiasının, TTK’nın 553. maddesi kapsamında ispatının uygun olacağı tespit edilmiş, taraflarca yapılan itirazlar neticesinde mahkememizce, dosyaya sunulan davalı … A.Ş.’nin ticari defterleri ve ağır ceza dosyaları da değerlendirilmek suretiyle ek rapor düzenlenmesi amacıyla dosyanın, rapor sunan bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiş, aynı heyet tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyası kapsamına sunulan 25/01/2022 tarihli ek raporda; kök raporda incelenen banka hesaplarındaki rakamların, taraflar ve bakiyelerle davalı şirketin muhasebe defterlerindeki kayıtların birebir tutarlı olmadığı, bütün bu örneklerin, dava konusu para transferlerinin yapılmasından hemen önceki günlerde davalı şirketin faaliyet ve muhasebe işlemlerinin ticari hayatın gereklerine ve muhasebe standartlarına uygun şekilde yürütülmediği ve muhasebe defterlerine usule uygun şekilde kaydedilmediğini gösterdiği, söz konusu ilave inceleme ve tespitler çerçevesinde, kök rapordaki tespit ve değerlendirmelerin değiştirilmesini gerektiren herhangi bir husus bulunmadığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; davacı şirket tarafından döviz alımı için 04/04/2018 tarihinde 400.000,00-TL ve 05/04/2018 tarihinde ise 80.000,00-TL olmak üzere toplamda 480.000,00-TL’yi davalı … A.Ş’nin … … A.Ş’de bulunan … IBAN numaralı hesabına gönderildiği, davalı şirket tarafından 10/04/2018 tarihinde 50.000,00-USD, 16/04/2018 tarihinde 28.700,00-USD olmak üzere toplam 78.700,00-USD’nin davacı şirkete gönderildiği, o tarihli kur itibariyle davalı şirketin 40.761,81-USD’yi daha davacı şirkete göndermesi gerekirken bu miktar parayı davacı şirkete göndermediği anlaşılmaktadır. Bu husus, banka hesap hareketleri, bilirkişi raporu ile taraf beyanları ile sabit bulunmaktadır. Dolayısıyla döviz alım satım işi ile iştigal eden davalı … A.Ş.’nin söz konusu tutarın davacı tarafa ödenmemesinden sorumlu olduğu açıktır. Ticaret Sicil kayıtlarına göre, para gönderme işleminin yapıldığı 04/04/2018 ve 05/04/2018 tarihi itibariyle diğer davalılar, davalı şirketin yönetim kurulu üyeleridirler. 6102 Sayılı TTK’nun 553/1. maddesi; “Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.” hükmünü içermektedir. Davalı … A.Ş., TPKK Hakkında 32 sayılı karar çerçevesinde, özel şartlara tabi A grubu yetkili müessese statüsünde olup, bu nedenle kuruluş, faaliyet ve sermaye büyüklüğü şartları bakımından normal anonim şirketlerden farklı ve ağırlaştırılmış düzenlemelere tabi bir şirkettir. Davalı şirketin, işlem yaptığı dövizlerin alım satım fiyatları arasındaki farklardan komisyon geliri elde etmek şeklinde özetlenebilecek bir faaliyet modeli olduğu, bu faaliyet modeli gereği sahip olması gereken sermaye büyüklükleri dikkate alındığında, büyük miktarlarda zarara uğrayıp faaliyetlerine kısa sürede son vermesi gibi bir durumun teorik olarak kolay olmayacağı bilirkişi raporu ile de tespit edilmiş bulunmaktadır. Bilirkişi tarafından, davalı şirketin dosya kapsamına sunulan ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu, davalı şirketin muhasebe defterlerinde muhasebe standartları kapsamında izahı mümkün görünmeyen yüklü tutarlarda alacak-borç kayıtları yapıldığı tespit edilmiştir. Özellikle … üzerinden büyük miktarlı para giriş çıkışı olduğu belirlenmiştir. Davalı şirket için sorunun sadece davacının alacak talebinden ibaret bir problem olmadığı, aylar süren mevzuat dışı işlemlerin daha fazla sürdürülemez hale gelmesinden kaynaklandığı, bu nedenle davalı şirket ve yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğundan bahsederken konuya tekil olaydan çok, mevzuata aykırı işlemler silsilesinin bir sonucu olarak bakılmasının teknik olarak daha uygun olacağı bilirkişi tarafından ifade edilmiştir. …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … K. Sayılı dosyasında, eldeki dosyanın davalıları olan …, … ve …’in güveni kötüye kullanma suçundan dolayı cezalandırılmasına karar verilmiş bulunmaktadır. Her ne kadar söz konusu karar heniz kesinleşmemişse de, söz konusu dosya kapsamında yapılan tespitler, davalıların sadece eldeki davanın davacısına yönelik değil, pek çok kişi ve şirkete karşı benzer eylemlerde bulunmuş oldukları hususu dikkate alınarak, ceza mahkemesi dosyasındaki delil ve tespitler de davalıların sorumluluğu açısından değerlendirmeye alınmıştır. Bu anlamda davalı şirket dışındaki diğer davalılar olan şirket yönetim kurulu üyeleri ve şirket yetkililerinin de alacaklı olan davalıya karşı, kusurları nedeniyle sorumlu oldukları kabul edilmiştir. Bu anlamda davacının alacağından tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları sonucuna varılarak, açılan davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça davalılar aleyhine açılan davanın KABULÜNE, 40.761,81-USD alacağın 05/04/2018 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca Devlet Bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesaplarına ödediği faiz oranı ile işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Alınması gerekli 16.092,38-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 4.023,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 12.069,28-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına; davacı tarafça peşin olarak yatırılan 4.023,10-TL harcın, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvurma harcı, 5,20TL vekalet harcı, 6.600,00-TL bilirkişi ücreti ve 609,95-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 7.251,05-TL yargılama giderinin, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 35.981,03-TL vekâlet ücretinin, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/09/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır