Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/97 E. 2019/914 K. 03.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/97
KARAR NO : 2019/914

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/02/2013
KARAR TARİHİ : 03/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
AÇILAN DAVA VE İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankadan 450.000.-USD kredi kullandığını, daha sonra krediyi erken kapattığını, erken kapatma esnasında davalı bankanın krediden tahsil edilmesi gereken KKDF ve BSMV tutaranı fazla hesapladığını, ayrıca sözleşme gereği % 2 olan erken kapatma cezasının % 4 olarak uygulandığını, bu nedenle fazla tahsil edilen KKDF, BSMV ve fazla erken kapatma cezası toplamı 18.822,44 USD’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 300.000 USD kredi kullanıldığını, 2010/974 sayılı Bakanlar Kurulu kararı uyarınca KKDF oranının % 15 olduğunu ve bu miktar kesinti yapıldığını, kredinin kullandırma tarihindeki döviz alış kuru ile geri ödeme tarihindeki döviz kuru satış farkının KDV’sinin KKDF ve BSMV’nin müşteriye ait olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

BOZMA ÖNCESİ YAPILAN YARGILAMADA:
Tarafların Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… sayılı takip dosyası dosyamız kapsamına sağlanmış ve incelenmesinde; alacaklının davacı, borçlunun davalı olduğu genel kredi sözleşmesi ve hesap kat ihtarına dayalı olarak genel haciz yolu usulüne göre takip yapıldığı, borçlu davalıya ödeme emrinin 03/02/2012 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu davalının da 06/02/2012 tarihinde itiraz ettiği, buna göre gerek itirazın ve gerekse davanın yasal süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda hukuki ihtilaf davacının kredi kapatma esnasında banka tarafından yapılan KKDF, BSMV kesintilerinin sözleşme ve mevzuata uygun olup olmadığı ve yine kesilen kapatma cezasının sözleşme ve mevszuata uygun olup olmadığı noktasındadır. Kredi ile ilgili olarak yaptırılan bilirkişi incelemesine 300.000 USD tutarlı dövize endeksli genel kredi sözleşmesi imzalanıp, ödeme planına bağlandığı, kredinin davacı hesabına 1 USD karşılığı 1.235, TL’ye çevrilerek 370.500,00 TL olarak hesabına geçirildiği, ilk taksitin 27/10/2008 tarihinde ana para borç tutarı üzerinden hesaplanan kur farkı KKDF’nin tahsil edildiği bu şekilde on dokuz taksitin düzenli olarak ödendiği, yirminci taksitin vadesi gelmeden kredinin tamamının erken kapatıldığı normalde kırk sekiz taksitli bir kredinin olduğu anlaşılmıştır. Davacının KKDF ve BSMV ile ilgili iddiaları incelendiğinde Bakanlar Kurulu Kararnamesi uyarınca ve ilgili tebliğe göre dövize endeksli kredilerde borç bakiyesine ilişkin kur farkı ile dönem faizin cari kurdan TL karşılığı toplam tutarı üzerinden tahakkuk ettirilen faizlere ek olarak döviz kredisinin kullandırıldığı tarihte kredinin ana para üzerinden hesaplanarak fona yatırılır hükmü gereği bankaca tahsil edilen KKDF ve BSMV miktarının doğru uygulandığı, davacının fazladan tahsil edildiği iddia ettiği kısmın bir ay içinde meydana gelen kur artışından kaynaklanan bunun da tebliğine uygun olduğu anlaşılmıştır.
Erken kapama cezası ile ilgili olarak davacı yanca sunulan genel kredi sözleşmesinde bulunan ödem eplanı ile ilgili olarak erken ödeme ücretinin % 2 oran üzerinden hesaplanacağı açıkça yazılı olduğu görülmektedir. Ancak davacının % 4 oranında bir hesaplama yaparak davacıdan 3.991,33 USD alması gerekirken 10.433,25 USD tahsil ettiği, buna göre davacının 6.441,91 USD fazla ödeme yaptığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı vekili % 2’lik oranı kabul etmese de bizzat kendileri tarafından sunulan genel kredi sözleşmesinin ekindeki …’e ait geri ödeme planında % 2’lik oranın kabul edildiği yazılıdır. Bu hali ile davacının davası 6.441,91 USD yönünden kısmen haklı görülerek davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.

BOZMA İLAMI:
Mahkememizce verilen, 10/02/2014 tarih ve … Esas-… Karar sayılı karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından 23/10/2017 tarih ve 2017/3772 Esas ve 2017/5575 Karar sayılı karar ile; “… 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davacı, kredinin erken kapatıldığını, genel kredi sözleşmesinin geri ödeme planında erken ödeme komisyonunun %2 oranında alınacağının gösterilmesine rağmen kendisinden daha yüksek oranda erken ödeme komisyonu alındığını ileri sürmüş, mahkemece de, genel kredi sözleşmesi ekindeki geri ödeme planında erken ödeme ücretinin %2 oranında hesaplanacağının belirtildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, taraflar arasındaki kredi sözleşmesinde erken ödeme komisyon oranı açıkça belirtilmediği gibi geri ödeme planında sadece mortgage kapsamındaki teminatı ipotek olan tüketici kredileri için % 2 olarak belirtilmiştir. Davacı tarafından kullanılan kredi tüketici kredisi olmayıp ticari kredidir. Bu durumda Dairemizin yerleşmiş içtihatlarında da vurgulandığı üzere, bu hususta emsal banka uygulamaları araştırılıp uyuşmazlık konusu krediye emsal kredilerle ilgili erken kapama komisyonunun diğer bankalarca hangi oranda tahakkuk ettirildiği ve buna göre davalı banka uygulamasının yerinde olup olmadığı hususu araştırılmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir” gerekçesiyle bozulmuş, dosya yeniden yargılama yapılmak ve karar verilmek üzere mahkememize gönderilmiş, mahkememizce, bozma sonrası tensip tutanağı düzenlenerek, yeni duruşma gün ve saatiyle birlikte taraflara tebliğ edilmiştir.

BOZMA SONRASI YAPILAN YARGILAMADA:
Mahkememizce yapılan 05/11/2018 tarihli tarihli celsede, usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmasına ve yine aynı celsede, kredi kullandırım tarihi itibariyle benzer ticari krediler kapsamında erken kapama komisyonu ile ilgili olarak dava dışı ve o tarihte faal olan katılım bankalarına ve… Bankası, … Bankası, …Bankası, …bank, …bank gibi bankalara da aynı hususta müzekkereler yazılmasına, geldiğinde ve davalı vekili tarafından sunulacak Merkez Bankasına yapılan bildirim belgesi de incelenerek, bozma ilamı doğrultusunda ek rapor alınıp, yanlara tebliğine karar verilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce, eksiklikler giderildikten sonra dosya, 23/07/2019 tarihinde bilirkişiye tevdi edilerek, rapor alınmıştır.
Mali Müşavir-Bankacı bilirkişi tarafından tanzim edilerek dosyaya ibraz olunan 29/07/2019 tarihli raporun incelenmesinde özetle; “Sayın mahkemenin ara kararı doğrultusunda, “Kullandırılan taksitli kredinin ticari kredi olduğuna hükmeden, bu nedenle de sözleşmede kayıtlı olmayan erken ödeme komisyon oranının emsal bankaların erken kapama oranlarına göre belirlenmesi gerektiği” yönünde hüküm kuran Yargıtay’ın bozma kararı esas alınarak; emsal oran bildiren 3 bankanın (%2,%5 ve %10) ortalaması alınarak %5,66 olduğu, davalı bankanın kredi kapama tutarı olan 199.566,75 USD’nin %5,66’sının ise 11.295,00 USD’ye karşılık geldiği, davalı bankanın ise bu tutardan daha düşük olarak 10.433,25 USD erken ödeme ücreti tahsil ettiği dikkate alınarak, davacının erken ödeme komisyon alacağı bulunmadığı sonucuna varıldığının” mütalaa edildiği, raporun incelenmesinde, ayrıntılı, gerekçeli ve yüce mahkemenin bozma ilamında belirtilen hususları da içerdiği ve bu haliyle de hüküm kurmaya da elverişli olduğu anlaşıldığından, hükme esas alınmasına karar verilmiş ve sonuç olarak da, davacı tarafından ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan yazılı gerekçe ile;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL ret karar ve ilam harcından peşin alınan 273,65 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 229,25 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan posta masrafı 16,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş ve davanın reddine karar verilmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan, 3.992,24 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
6-HMK 120.maddesi gereğince; taraflarınca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
7-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır