Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/942 E. 2023/205 K. 13.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/942 Esas
KARAR NO:2023/205 Karar

DAVA:Alacak (Fatura Alacağından Kaynaklandığı İddia Olunan)
DAVA TARİHİ:08/10/2018
KARAR TARİHİ:13/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Fatura Alacağından Kaynaklandığı İddia Olunan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA :
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; Müvekkili şirketin 1996 yılından itibaren ülke genelinde mühendislik, proje, inşaat faaliyet alanları içerisinde yer alan ve bünyesinde enerji sistemleri üzerine ürün bayilikleri ve distribütörlükleri bulunan mühendislik şirketi olduğunu, yenilenebilir enerji üzerine danışmanlık, proje ve taahhüt hizmetleri verdiğini, davalı şirket ile … enerji santralleri (…) ile ilgili olarak danışmanlık hizmeti verilmesi amacıyla karşılıklı görüşmeler sağlandığını, davalı firma yetkililerinin uygunluğu ve görüşleri doğrultusunda yatırıma uygun görülen tesisler için detaylı fizibilite raporu hazırlandığını, davalı firma ile müvekkil şirket arasında mail yazışma içeriklerinden tespit edileceği üzere; karşılıklı görüşme ve yol haritası çıkarma adına toplantı planlandığını, 22.08.2017 tarihinde davalı firma yöneticileri ve diğer ekibinin katılım sağlaması ile müvekkil firma yetkilileri arasında toplantı düzenlenerek 06.09.2017 tarihinde müvekkil şirket yetkilisi … tarafından davalı firma yetkilisine iletilen mail yazışmasında ilk etapta … sahası ve akabinde … sahasında inceleme yapılacağı hususunda mutabakata varıldığını, müvekkil, şirket yetkilileri tarafından muhtelif tarihlerde planlanan saha gezileri ve incelemeleri hususunda davalı firma yetkilisinin bilgi, değerlendirme ve yönlendirmeleri doğrultusunda hizmet hususunda ilerleme sağlanması akabinde … raporlarının
hazırlandığını, taraflar arasında TBK md. 1 anlamında sözleşme kurulduğunu, dava konusu alacağın dayanağı sözleşmenin 6. Maddesinde belirtilen şartlar dâhilinde ve taraflar arasında mutabık kılınan sözleşmeye ve düzenlenen raporlara uygun MW tutarları üzerinden fatura düzenlendiğini, 01.06.2018 tarih ve … sıra nolu faturanın davalı tarafa … 24. Noterliği’nin 06.06.2018 keşide tarihli … yevmiye numarası ile iletildiğini, davalının söz konusu faturayı iade ettiğini beyan ederek 209.808,72 TL tutarın 01.06.2018 fatura tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap ve 2. cevap dilekçelerinde özetle; Müvekkili şirketin 2017 yılında … Enerji Santrali tesisi satın alarak işletmek niyetinde olduğunu ve bu nedenle bu alanda aracılık ve tellallık yapan davacı firma ile görüşmelere başladığını, davacının dosyaya sunduğu sözleşmenin aksine 14.08.2017 tarihli elektronik posta tek sayfadan oluşan bir aracılık sözleşmesi örneği gönderdiğini, bu sözleşmenin ilgili maddesinde aynen; “Danışman tarafından yerine getirilecek bu hizmetler karşılığında Müşteri ve Proje/tesis sahibi arasında anlaşma akdedilir ise Danışman’a aşağıda belirlenen ücret ödenecektir. Ücret anlaşmanın
sağlandığı ve sonuçlandığı her proje için anlaşılan Toplam satış bedelinin (kredi, leasing gibi finansman devirleri dahil hesaplanan bedel) %2 (yüzde iki) + KDV oranındaki Danışmanlık
bedeli fatura karşılığında Müşteri tarafından Danışmana ödenir. Ödeme müşteri ve satıcı arasında sözleşme imzalandıktan sonra Danışman tarafından kesilecek fatura tarihinden itibaren 15 gün içerisinde ödenecektir. Ancak Müşterinin herhangi bir kusuru, dahli veya kastı olmaksızın Müşteri ile satıcı arasında yapılan anlaşma iptal olur ve/veya fesih olur ise bu durumda Danışman ilgili projeden dolayı almış olduğu ödemeyi iade faturası karşılığında iade edecektir” şeklinde olduğunu, davacı tarafın tellal sıfatına sahip olduğunu, bu sözleşmede ücretin proje/tesis sahibi ile anlaşm akdedilmesi halinde ödeneceğinin kabul
edildiğini, bu sözleşme taslağında davacı tarafın müvekkiline taahhüt ettiği aracılık işi ve komisyon ücret bedellerini tam olarak kapsamadığından, müvekkili şirketin bir sözleşme taslağı hazırlayarak 29.09.2017 tarihinde davacı şirkete elektronik posta ile gönderdiğini, bu sözleşme taslağında da ücrete hak kazanılmasının satış işleminin gerçekleşmesi şartına bağlandığını, bu sözleşme taslağının taraflar arasındaki görüşmeler neticesi imzalanmadığını, bu sözleşme taslağı ile davacı tarafından sunulan sözleşme taslağı arasında farklılık olduğunu, özellikle ödemelerle ilgili değişiklik ve ilaveler yapılmış olduğunu,
Taraflar arasında kurulmuş ve imzalanmış bir sözleşmenin olmadığını, davacı tarafın satış işlemleri için aracılık yapacağı 2 tesis ile ilgili daha önceden hazırlanmış verileri rapor şeklinde göndermiş olduğunu, dikkatsiz ve özensiz hazırlanmış olan bu raporlarda birçok eksiklik ve hatanın belirlendiğini, karşı tarafa bildirildikten sonra düzeltmeler yapıldığını, görüşmeler devam ederken piyasa koşulları ve davacı tarafın satış için sunduğu tesislerin uygun bulunmaması nedeniyle, … kapsamında yatırım kararının askıya alındığını, bu durumun davacı tarafa bildirildiğini, davacının sebepsiz yere 46.728. USD meblağlı 01.06.2018 tarihli fatura tanzim ettiğini, bu faturanın davacı tarafa iade edildiğini, simsarlıkta simsarın ücrete hak kazanabilmesi için aracılık ettiği sözleşmenin kurulmasının gerektiğini, taraflar arasında yazılı sözleşme olmadığı gibi, davacının aracılık ettiği … ile ilgili kurulmuş sözleşmenin bulunmadığını belirterek davanın reddine , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, beyan dilekçeleri, cevabi yazı içerikleri, Vergi Dairelerinden celp edilen taraflara ait BA ve BS kayıtları, bilirkişi kök ve ek raporları ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmıştır.
Dava, taraflar arasında akdedildiği iddia olunan danışmanlık işleri sözleşmesine dayanarak tanzim olunan 01/06/2018 tarihli, A-… seri sıra no’lu, 46.728,00 USD bedelli fatura alacağının tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır.
Somut olayda hukuki ihtilaf ise, tarafların yazılı olarak imzalamadıkları danışmanlık sözleşmesinin fiili olarak hayata geçip geçmediği ve bu kapsamda danışmanlık hizmeti verilip verilmediği, verildiyse davacı yanın davalı yandan alacağı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine katılmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış, tanık beyanları alınmış ve dosya üzerinde konusunda uzman bilirkişi eliyle inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır.
Mahkememizce yapılan16/11/2020 tarihli celsede dinlenilen davacı tanığı … yeminli beyanında özetle;
“Ben, … Müh. A.Ş şirketinin %20 ortağıyım, ancak şirkette herhangi bir yöneticilik sıfatım bulunmadığı gibi yetkili de değilim, davalı yanı da tanırım, … holding yetkilisi … Bey bizi buldu, kendisi şirket adına … enerjisi santrali şeklinde bir yatırım yapmak istediğini söyledi, daha sonra kendisi benle birlikte babam …Zincirlikuyudaki holding binasına davet etti, gittik, toplantı yaptık, toplantı da … …, … … … ve … … toplantıya katıldı, bizim şirket adına babamla ben katıldım, toplantıda şirket adına … enerjisi yatırım yapmak istedikleri, ancak bu konuda bilgileri olmadığını ve bizden danışmanlık yapmamızı talep ettiler, mevcut santrallerin araştırılması için bize 15 gün süre verdiler, sonra ikinci bir toplantı düzenlenmek üzere toplantıyı bitirdik, daha sonra biz 15 gün içerisinde yatırım yapılacak mevcut santrallerin araştırmasını yaptık, ikinci toplantıyı yine aynı yerde yaptık, bu kez toplantıya … ve … Bey katıldı, kendilerine sunduğumuz santrallerden 4 ve 5 adeti hakkında bir liste oluşturduk ve bunların raporlanması üzerine karar verdik ve toplantıyı bitirdik, daha sonra tarihler belli olduğunda … beye gezecek santrallerin tarihlerini ve lokasyonlarının bilgilerini mail olarak gönderdik, kendisinin uygun olması durumunda bize katılacağını mail olarak bize bildirdi, bu sırada bizden bir sözleşme örneği istediler, biz onlara yatırım yapılacak tesislerin bulunmasına ilişkin bir sözleşme örneği düzenleyip, gönderdik, bu örnek herhangi bir hizmet sözleşmesi örneği değildi, daha sonra … bey bu örneğin yetersiz olduğunu söyleyip sonrasında kendi sözleşmelerini bize gönderdiler, bu kendilerinin yapmış olduğu alt taşeron sözleşmesiydi, biz onu revize edip, hizmet sözleşmesi şeklinde düzenleyerek tekrar mail yoluyla gönderdik, mailde … hepsi vardı, bu süre zarfında … bey telefon yolu ile yaptığımız görüşmede sözleşmede bir problem olmadığını, sözleşmenin imzalanmış gibi devam etmemiz gerektiğini ve bir araya geldiğimizde ıslak imzalarla imzalar ve birbirimize teslim ederiz dedi.Ayrıca sözleşmeyi yetkili olarak … Beyin imzalaması gerektiği de bize söylendi, … beyin rahatsızlığı nedeniyle bu işlemlere katılamayacağını bildirdiler ancak tüm yazışmalardan … beyin haberi vardı, daha sonra biz saha organizasyonlarını yapıp, sahaları gezdiik, … holding adına kimse katılmadı, biz raporlamamızı yaptık, sahada geçirdiğimiz üç günün ardından elde ettiğimiz verileri ofis ortamında düzenleyip ve bir rapor halinde … beya sunduk, önce … sahası ve sonra … sahasının verileri … beye mail olarak gönderildi, … beyin sahalara ilişkin bir takım soruları da bize mail yoluyla gönderildi, daha sonra yatırımla ilgili kredi görüşmelerine başladıklarını ve bununla ilgili konuyu açıklamak için bizi de davet edeceklerini söylediler, aradan geçen zaman içerisinde ne telefonla ne de mail yoluyla tarafımıza geri dönüş sağlanmadı, … beyin rahatsızlığını bahane edip, telefonlarımıza dahi cevap vermediler, daha sonra da telefonlarımızı engellediler, … beyin telefonundan sabit hattı aradığımızda cevap verdiler, daha sonra hakaret boyutunda söylemler oldu, daha sonra biz bu davayı açmaya karar verdik, bizim göndermiş olduğumuz mail adresleri şirketin kendisine ait mail adresleridir, mailler karşı tarafa ulaşmış ve karşı tarafça da maillerimize cevap verilmiştir, bu süreç içerisinde karşı yanla mail yoluyla yazışmalarımız olmuştur, ancak ön sözleşme veya sözleşme niteliğinde bir belge imzalanmamıştır, toplantılar yapılmıştır” şeklinde beyanda bulunmuş, aynı celsede davalı vekilinin; “Tanık beyanında, müvekkilime gönderilen ilk sözleşmenin danışmanlık sözlemesi olmadığını beyan etmiş olup, dosyaya ibraz etmiş olduğumuz sözleşmenin başlığının danışmanlık sözleşmesi olarak geçiyor olması karşısında çelişki doğmuş olmakla; bu hususun tanığa sorulmasını talep ediyorum” şeklindeki sorusu üzerine tanık beyanında: “Duruşmada tarafıma gösterilen sözleşme danışmanlık sözleşmesi ise de; bu sözleşmede biz sadece yatırıma uygun tesis bulma konusunda değerlendirme yaptık, bu sözleşme sadece bir örnektir, bu sözleşmeyle ilgili olarak da karşı tarafça kabul edildiğine dair bir mail de gönderilmemiştir, sonrasında karşı tarafça bize sözleşme örneği gönderilmiştir, bu sözleşme örneğinde raporlama yazılmamıştır, biz bunu revize ederek karşı tarafa tekrardan gönderdik” şeklinde ve yine aynı celsede davalı vekilinin; “Müvekkili şirketle görüşme yapıldığı süreç içerisinde yatırım yapılmaması halinde ücret alınmayacağına ilişkin herhangi bir konuşmanız oldu mu” şeklindeki sorusu üzerine tanık beyanında; “Bizim karşı tarafla yapmış olduğumuz görüşmelerde yatırım yapılmaması halinde %2’lik danışmanlık ücretini almayacağımız, sadece sözleşmede belirtilen raporlama ücretini alacağımız bildirildi, bunun dışında hiçbir ücret almayacağımıza yönelik bir görüşmemiz olmadı” şeklinde ve yine aynı celsede hazır bulunan davacı vekilinin; “Yatırım yapılacak santrallere ilişkin sizden herhangi bir aracılık ya da komisyonculuk tarzında bir hizmet bekleniyor muydu?” şeklindeki sorusu üzerine tanık beyanında; “Biz burada aracı olarak değil yatırım danışmanı olarak çalıştık” şeklinde ve yine davacı vekilinin; “… Beye göndermiş olduğunuz raporlamaya ilişkin maillerle ilgili olumsuz bir dönüş oldu mu? şeklindeki sorusu üzerine tanık beyanında; “Olumsuz bir dönüş olmadı, sadece bir takım sorular soruldu ve bir takım düzeltmeler yapmamız istenildi” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanığın dinlenmesine müteakiben, mahkememizce 22/01/2022 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı ile; “Davacı ve davalı yanlara HMK 222/1 maddesi gereği ilişki dönemi olan 2018 yılına ilişkin ticari defter ve kayıtları sunmak veya mahallinde inceleme talep edeceklerse bulundukları yerleri bildirmek üzere 2 şer haftalık kesi süre verilmesine, verilen kesin sürede defter ve kayıtların sunulmaz veya mahallinde inceleme talep edilmez ise mevcut delil durumuna göre yargılamaya devam olunarak karar verileceğinin ihtarına -ihtar yapıldı” şeklinde karar verildiği, taraflarca ticari defter ve kayıtların bulundukları mahal adresinin bildirilmesi üzerine bilirkişi incelemesi ara kararı kurularak, davaya konu somut olayda, taraf iddia ve savunmaları, dosyaya celp olunan kayıtlar, taraf ticari defter ve kayıtları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle; davacı yanın davalı yandan talep ettiği şekilde alacağı olup olmadığının; alacağı var ise talep edilip edilemeyeceğinin ve miktarının ne olduğunun tespiti bakımından konusunda uzman bilirkişi eliyle inceleme yaptırılmış ve rapor alınmış olup, bilirkişiler … tarafından tanzim edilerek mahkememize sunulan 18/02/2022 tarihli bilirkişi kök raporunda özetle; “Davacının 2018 yılı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde
yapıldığı ve usulüne uygun tutulduğu,
Davalının 2018 yılı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı ve usulüne uygun tutulduğu, Davacının dava konusu ettiği 01.06.2018 tarih ve A-… seri sıra no’lu 46.728,00
USD karşılığı 209.808,72 TL tutarındaki hizmet faturasının davalı şirket adına düzenlenmiş olduğu, söz konusu faturanın davalı şirket tarafından yasal süre içinde kabul edilmeyerek ihtarname ekinde davacıya iade edildiği ve iadenin davacı tarafından tebliğ alınarak kabul edildiği, davacı defterinde her ne kadar danışman faturasının kaydı yapılmış ise de, aynı zamanda davalının faturayı iade etmesi ve davacı tarafından iade faturasının kabul edilmesi nedeniyle davacının defterlerinde davalıdan faturadan doğan bir alacağının bulunmadığı, keza davalının da faturayı defterine kaydetmediği ve yasal süresinde davacıya iade etmesi nedeniyle faturadan doğan davacıya bir borcunun bulunmadığı, davacının alacak iddiasını 29/09/2017 tarihli e-posta ekinde yer alan sözleşme önerisine dayandırdığı, bu sözleşme önerisinin davalı tarafından kabul edildiğinin
ispata muhtaç olduğu, dolayısıyla davacının bu sözleşme hükmüne dayalı olarak alacak talep etmesinin mümkün olmadığı, taraflar arasında temelinde simsarlık, eser ve vekâlet sözleşmesi unsurlarını taşıyan
atipik bir sözleşme olduğu, davacı tarafın bu sözleşme nedeniyle TBK m. 481 ve TTK m. 20 uyarınca ücret talep edebileceği, uzmanlık alanımız dışında olması nedeniyle bu ücretin tarafımızdan hesaplanmasının mümkün olmadığı” şeklinde tespitler yapılmıştır.Davacı yanın bilirkişi kök raporuna yönelik beyan ve itirazları irdelenmek suretiyle bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından iş bu kerre 08/01/2023 tarihli ek rapor tanzim edilerek mahkememize ibraz edilmiş olup; ek raporun incelenmesinde özetle de; “Kök raporda varılan sonuçların aynen geçerli olduğu, davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği sözleşme bedelinin belirlemelerinin mümkün olmadığı” şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davacı yanın … enerjisi konusunda uzman elektrik mühendisi bilirkişiden rapor alınması isteminin mahkememizce bilirkişi heyetinden alınan kök ve ek raporların hukuki yorum ve nitelendirmeleri mahkememize ait olmak üzere ayrıntılı olduğu anlaşıldığından reddine karar verilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm bu açıklamalar ışığında, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, taraflar arasında akdedildiği iddia olunan danışmanlık işleri sözleşmesine dayanarak tanzim olunan 01/06/2018 tarihli, A-… seri sıra no’lu, 46.728,00 USD bedelli fatura alacağının tahsili istemine ilişkin alacak davası olduğu, bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm delillerin toplandığı, celbi talep olunan tüm belge ve kayıtların getirtilerek dosyamız arasına katıldığı, taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla tanık dinlenildiği ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak kök ve raporlar alındığı, alınan kök ve ek raporların hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduklarının anlaşıldığı ve hükme esas alınmasına karar verildiği, az yukarıda ayrıntıları yazılı olan ve tamamen teknik incelemeler sonucu tanzim olunan bilirkişi raporları ile; davacı ve davalının ilişik dönemi olan 2018 yılı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı ve usulüne uygun tutulduğu, davacının dava konusu ettiği 01.06.2018 tarih ve A-… seri sıra no’lu 46.728,00 USD karşılığı 209.808,72 TL tutarındaki hizmet faturasının davalı şirket adına düzenlenmiş olduğu, söz konusu faturanın davalı şirket tarafından yasal süre içinde kabul edilmeyerek ihtarname ekinde davacıya iade edildiği ve iadenin davacı tarafından tebliğ alınarak kabul edildiği, davacı defterinde her ne kadar danışman faturasının kaydı yapılmış ise de, aynı
zamanda davalının faturayı iade etmesi ve davacı tarafından iade faturasının kabul edilmesi nedeniyle davacının defterlerinde davalıdan faturadan doğan bir alacağının bulunmadığı, keza davalının da faturayı defterine kaydetmediği ve yasal süresinde davacıya iade etmesi nedeniyle faturadan doğan davacıya bir borcunun bulunmadığı, davacının alacak iddiasını 29/09/2017 tarihli e-posta ekinde yer alan sözleşme
önerisine dayandırdığı, bu sözleşme önerisinin davalı tarafından kabul edildiğinin ispata muhtaç olduğu, dolayısıyla davacının bu sözleşme hükmüne dayalı olarak
alacak talep etmesinin mümkün olmadığı, taraflar arasında temelinde simsarlık, eser ve vekâlet sözleşmesi unsurlarını taşıyan atipik bir sözleşme olduğu, davacı tarafın bu sözleşme nedeniyle TBK md. 481 ve TTK
md. 20 uyarınca ücret talep edebileceği şeklinde tespitler yapıldığı, bu bağlamda davaya konu somut olay değerlendirildiğinde de, davacı yanın alacağının dayanığının 01.06.2018 tarih ve A-… seri sıra no’lu 46.728,00
USD karşılığı 209.808,72 TL tutarındaki hizmet faturasına dayandırıldığı, fatura içeriği incelendiğinde de Hizmetin cinsi olarak, … ve … … Projesi Danışmanlık bedelleri olarak belirtildiği, ancak taraflar arasındaki alacağın dayanağı olan, yani dava konusu alacağın dayandırıldığı sözleşme olan, danışmanlık işleri sözleşmesinin kurulamadığı, öneri halinde kaldığı, ancak taraflar arasında bilirkişi raporu ile de tespit edilen ve mahkememizde aynı minvalde kanaat oluşmuş olan, temelinde simsarlık, eser ve vekâlet sözleşmesi unsurlarını taşıyan atipik bir sözleşme olduğu ve davacı tarafın iş bu sözleşme nedeniyle TBK m. 481 ve TTK
m. 20 uyarınca ücret talep edebileceği anlaşılmış ise de; 6100 sayılı HMK’nın 26/1 maddesinde yer alan; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir” hükmü kapsamında değerlendirildiğinde, davacı yanın dava konusu olayda alacağının 01.06.2018 tarih ve A-… seri sıra no’lu 46.728,00
USD karşılığı 209.808,72 TL tutarındaki hizmet faturasına dayandırıldığı, ancak az yukarıda da açıkça izah edildiği üzere iş bu faturaya dayanarak davacı yanın alacak talep edemeyeceği ve taleple bağlılık ilkesi gereği de mahkememizce dava konusu olaya özgü olmak üzere sadece iş bu fatura kapsamında alacağın doğup doğmadığı hususunda değerlendirme yapılabileceği ve davacı yanın da iş bu fatura kapsamında alacak talep edemeyeceği ve ayrıca davacı yanca davanın ıslahına yönelik herhangi bir irade de açıklanmadığı gibi yazılı bir beyanda sunulmadığı ve sonuç olarak da davacı yanın dava konusu faturaya dayanarak davalı yandan alacak talep edemeyeceği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 3.583,01 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 3.502,31 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 32.373,22 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası yatıran tarafa İADESİNE,
6-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde İSTİNAF KANUN YOLU açık olmak üzere karar verildi. 13.03.2023

Katip …
Hakim …