Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/925 E. 2019/115 K. 20.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/925 Esas
KARAR NO : 2019/115
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/10/2018
KARAR TARİHİ: 20/02/2019
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekilinin dava dilekçesini özetle; müvekkili Bozdoğan Sigorta Aracılık Hizmetleri … tarafından davalı lehine 33 adet…Karayolları Motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk ( Trafik) sigorta poliçesi düzenlendiğini, müvekkili davalı lehine ve davalıya ait araçlar için düzenlenen poliçelerde poliçe prim bedellerine ilişkin ödeme planları da ayrıntılı olarak yer aldığını, poliçeler ile poliçe rizikosuna konu araçların sigorta kapsamından faydalanmasına karşın poliçe prim bedellerinin poliçeleri düzenleyen acente olan müvekkile herhangi bir suretle ödenmediğini, davalıya …Noterliği 13.03.2018 tarih … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini keşide edilen ihtarnameye olumsuz cevap veren davalı hakkında İstanbul … İcra müdürlüğünün… E. Sayılı dosyasıyla genel haciz yoluyla takip yapıldığını fakat davalı şirket kötü niyetli olarak tutumunu burada da devam ettirerek tamamen mesnetsiz sırf alacağı sürüncemede bırakmak kastıyla takibe itiraz edildiğini, bu nedenle icra takibine vaki itirazının iptali ile itiraz neticesinde duran takibin devamını, davalının 6.790,60-TL tutarındaki borcunu takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ödemeye mahkum edilmesini, davalı borçlunun haksız itirazı nedeniyle takibin %20′ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekilinin cevap dilekçesini özetle; icra takibine konu edilen alacak T.T.K. Ve ilgili mevzuat gereği zaman aşımına uğradığını, müvekkili şirketin alacaklı gözüken tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, takibe konu edilen ve müvekkili şirkete adına düzenlendiği ileri sürülen sigorta poliçeleri davacı tarafça müvekkil şirkete keşide edilen …Noterliği’ nin 13.03.2018 tarih ve …yevmiyeli ihtarnamesi İstanbul…İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasından gönderilen 7 ilamsız takipte ödeme emri ve mahkemede açılan işbu dava dilekçesi ekinde müvekkili şirkete gönderilmediğini, davacı tarafça müvekkili şirkete keşide edilen … Noterliği’ nin13.03.2018 tarih ve … yevmiyeli ihtarnamesine karşı müvekkili şirket tarafından mail yoluyla kanunun araştırılabilmesi için plaka ve poliçelerin ivedi şekilde gönderilmesini talep ettiğini, davacı taraf müvekkili şirket adına 2011 ve 2012 yıllarında liste halinde birtakım sigorta poliçeleri düzenlendiğini ileri sürdüğünü, ancak ne gönderdiği ihtarnamede, ne icra takibinde ne de mahkemeden gönderilen dava dilekçesi ekinde söz konusu sigorta poliçelerini müvekkili şirkete sunmaktan imtina ettiğini, müvekkili şirketin talebi ve haberi olmadan düzenlenen ve müvekkili şirkete bildirilmeyen sigorta poliçeleri ile ilgili herhangi bir sorumluluğu ve borcu bulunmadığını, bu nedenlerle davanın zaman aşımı nedeniyle reddini, mesnetsiz, usul ve yasaya aykırı davacı taleplerinin reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir
G E R E K Ç E /
Açılan davada uyuşmazlık taraflar arasında ZMMS poliçe düzenlenmesine aracılık işlemi iddiasıyla alacak olup olmadığı noktasında toplandığı tespiti yapılmıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas No : 2014/972, Karar No : 2014/19888 sayılı ilamında; ” Dava, sigorta sözleşmesine dayalı prim alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Kural olarak, sigorta sözleşmelerinde belirlenen primin alacaklısı rizikoya teminat veren sigorta şirketidir. Ancak acente tarafından prim borçlusundan sigorta prim bedelinin talep edilebilmesi için, sigorta şirketi tarafından acenteye verilmiş prim tahsil etme yetkisinin bulunması gerekmekte olup, bu halde bile acentenin kendi adına olmayıp acentesi bulunduğu şirkete izafeten prim tahsilini talep etmesi gerekmektedir. Bununla birlikte sigorta şirketinin prim alacağını acenteye temlik etmesi veya acente tarafından prim borcunun sigorta şirketine ödenmiş olması halinde de acente tarafından prim tahsil talep etme hakkı mevcuttur. Somut olayda, davacı tarafından acente sıfatıyla davalıya ait inşaatlar için inşaat all risk sigorta poliçeleri düzenlenmiş ve bu poliçelerden dolayı prim alacağının tahsili için davalı hakkında icra takibi başlatılmış ise de, mahkemece, davacı acentenin davaya konu poliçelerden dolayı prim alacağını talep edebilme yetkisinin bulunup bulunmadığı değerlendirilmemiştir. Bu itibarla, mahkemece, yukarıda yazılı açıklamalar doğrultusunda davacı acentenin prim alacağının tahsili için takip yapma ve iş bu davayı açma yetkisinin bulunup bulunmadığı, buna göre davacı acentenin prim alacağını kendi adına mı, yoksa bağlı olduğu sigorta şirketi adına mı talep ettiği belirlenerek zamanaşımı definin de buna göre değerlendirilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış” içtihadına yer verilmiştir. Somut olayda ise davacı şirket tarafından 09.01.2019 tarihli dilekçede davacı şirketin dava dışı Ergo Sigorta’nın sözleşme yapma ve prim tahsil etmeye yetkili acentesi olduğu, sigorta primlerinin bağlı olduğu sigorta şirketi adına talep ettiği ve buna dair yetki belgesi sureti sunduğu görülmekle davacının iş bu takip ve dava açma yetkisi bulunduğu tespit edilmiştir. Ancak davacı tarafça davaya konu edilen sigorta poliçe primlerinin kendileri tarafından dava dışı sigorta şirketine ödenip ödenmediği konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte zamanaşımı defi konusunda iki ihtimalli bir değerlendirme yapmak gerekmiştir.
Sigorta primlerinin davacı aracı şirket tarafından dava dışı sigorta şirketine ödenmiş olması halinde dava ve takip vekaletsiz iş görme hükümlerine dayanmış olmaktadır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas No : 2014/961, Karar No : 2014/8137 sayılı ilamında da “Davacı vekili, müvekkili şirketin yürüttüğü sigorta aracılık hizmetleri kapsamında davalı adına çeşitli sigorta poliçeleri tanzim ettiğini, davalının prim borçlarını ödememesi üzerine, asıl sigortacı şirket ile aralarındaki cari hesap sözleşmesi gereğince borcun müvekkili tarafından ödendiğini, davalı aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek, borçlu davalının haksız itirazının iptaline, icra takibinin devamına, alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere İİK uyarınca tazminata, masraf, T.C. Merkez Bankası avans faizi ve vekillik ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir… Uyuşmazlığın vekaletsiz iş görme hükümlerinden kaynaklandığı hususunun gözden kaçırılarak, davanın sigorta sözleşmesinden kaynaklandığından bahisle, somut olayda uygulama yeri bulunmayan TTK’nın 1268. maddesi uyarınca iki yıllık zamanaşımı süresininin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.” içtihadına yer verilmiştir. Bu ihtimalle zamanaşımı defi değerlendirildiğinde; sigorta poliçe tarihlerinin 2011 ve 2012 yıllarına ait olması, 07.07.2012 yürürlük tarihli TBK öncesinde meri 818 sayılı Borçlar Kanunu md. 126/4 uyarınca 5 yıllık bir zamanaşımı süresinin düzenlendiği, takip tarihinin 20.04.2018 olduğu poliçenin düzenlenmesiyle prim alacağının doğduğu ve istenebilir olduğu bu haliyle TBK yürürlülüğü ve uygulama şekli hakkındaki kanun md. 5 uyarınca da zamanaşımı definin dolduğu kanaatine varılmıştır. Sigorta primlerinin davacı aracı şirket tarafından dava dışı sigorta şirketine ödenmemiş olması halinde ise; 6102 sayılı TTK’nın 01.07.2012 yürürlük tarihinden önce mer’i 6762 sayılı TTK md. 1268 ve 6102 sayılı TTK md. 1420 gereği 2 yıllık zamanaşımı süresinin de takip tarihi itibariyle dolmuş olduğu kanaatine varılarak zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafın icra-inkar tazminat talebi bakımından ise davanın reddedilmesinin yanında davacının takip yapmakta İİK md. 67/2 uyarınca kötüniyetli olması gerektiği ancak dosya kapsamı itibariyle davalı tarafça bunun ispat olunamadığı, dava red sebebinin de zamanaşımı defi olması nazara alınmıştır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı Esas No : 2016/489, Karar No: 2017/7890 sayılı ilamında da “kötü niyet tazminatı, İİK’nın 67/2.maddesinde hükme bağlanmıştır. İtirazın iptali davasında, davanın reddine karar veren mahkeme, alacaklının haksız ve kötü niyetle icra takibinde bulunduğu ve itirazın iptali davası açtığı kanısına varırsa, alacaklıyı, borçluya red olunan alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum eder. Somut olayda; davacının icra takibinde bulunurken ve dava açarken haksız ve kötüniyetli olduğuna dair bir delil bulunmamaktadır. Anılan nedenle, mahkemece, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.” görüşüne yer verilmiştir. (Aynı yönde bkz; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/10213, Karar No: 2017/6005 sayılı ilamı)
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2- Takip yapmakta davacının kötü niyetli olmadığı kanaatine varıldığından 2004 sayılı İİK md. 67/2 gereğince icra-inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına, davalı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 44,40-TL harçtan peşin alınan 115,97-TL’den mahsubu ile fazla yatan 71,57-TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan 5,20-TL vekalet harcı giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 2.725,00-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı yana VERİLMESİNE,
6-Taraflarca HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair; taraf vekilleri yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
E-İMZALIDIR
Hakim …
E-İMZALIDIR