Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/902 E. 2019/627 K. 18.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/902 Esas
KARAR NO: 2019/627

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ: 28/09/2018
KARAR TARİHİ: 18/09/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan; “İtirazın İptali” davasının yapılan yargılaması sonunda;
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan 28/09/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin davalı şirketle uzun yıllardır ticari ilişki içerisinde olduğunu, müvekkili şirkete ödenmeyen 3.298,12 TL alacak için İstanbul… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini belirtilerek; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.

S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Taraflar arasında herhangi bir cari hesap sözleşmesi olmamasına karşın alacaklı tarafından takibe dayanak belge olarak cari hesabın gösterildiğini, faturalara itiraz edilmemesinin faturaları kabul anlamına gelmediğini savunmuş, %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

G E R E K Ç E /
Dava; İİY’ nin 67 maddesi uyarınca açılmış; “İtirazın İptali” davası niteliğindedir.
Celp edilen … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde: Davacı- alacaklı tarafından, davalı- borçlu aleyhine 3.298,12 TL üzerinden cari hesap ekstresi ekli ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının yapılan takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Huzurdaki olay; ticari ilişki kapsamında; davacının, davalıya satmış olduğunu iddia ettiği mallar kapsamında alacağının olup olmadığı, takibin iptalinin gerekip gerekmediği ve icra inkar veyahut kötü niyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve yukarıda açıklanan bu olgu çerçevesinde tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak suretiyle bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
Muhasip bilirkişi … tarafından tanzim edilen 24/05/2019 havale tarihli bilirkişi rapor ve 01/08/2019 havale tarihli ek raporunda: Tarafların ticari defterleri üzerinde yapmış olduğu inceleme neticesinde davacının davalıdan 3.298,12 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, taraflar arasında tanzim edilen 20/04/2018 tarihli mutabakat yazısında davalı şirketin 3.298,12 TL borcunun olduğunu kabul ettiğine ilişkin mutabakat yazısının tanzim edildiğini belirtilmiştir.
Davacının defterlerini TTK’nın ve 213 Sayılı VUK ilgili maddelerine göre tasdik ettiği, davacı şirketin ticari defterlerinin Ticaret Kanunu’nun emredici hükümlerine göre lehine delil teşkil ettiği anlaşılmıştır.
Takibe dayanak teşkil eden faturalar 5 adet olup, farklı tutarlarda ve 13/03/2018, 14/03/2018, 15/03/2018, 16/03/2018 ve 16/03/2018 tarihlerinde düzenlendiği, takibin bu faturalar üzerinden başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davalı, cevap dilekçesinde; faturalara itiraz edilmemesinin borcu kabul anlamına gelmediğini ileri sürmektedir. Öncelikle şunun belirtilmesi gerekmektedir ki; fatura, ticari hayatta en çok kullanılan belgelerin başında gelmektedir. Ticari işletmesiyle ilgili mal satan, imal eden veya bir iş gören veyahutta menfaat sağlayan tacirin vergi yükünün hesaplanmasında da düzenlediği faturalar dikkate alınmaktadır. Bunun yanı sıra kendisine gönderilen faturayı alan kimsenin sekiz gün içerisinde itiraz etmemesi halinde fatura içeriğine dair karine teşkil eder. Ve bu çerçevede faturanın ispat vasıtası olarak kullanılmasını da sağlar. Hatırlatmak gerekir ki kişinin kendi düzenlediği belgelerin kendi lehine delil olmamasına ilişkin usul kuralına istisna teşkil eden bu durum, fatura düzenleyen tacirlerin lehine sonuçlar doğurmaktadır. Zira benzer bir vakıada Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/7951 Esas, 2013/12822 Karar sayılı kararında; “… Oysa faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olması (özellikle satın alanın ticari defterlerine kaydedilmiş olması) faturalar kapsamındaki malların teslim edildiğine karine teşkil eder. Bunun aksini malın teslim edilmediğini iddia eden davacının yazılı delillerle kanıtlaması gerekir” ) şeklinde hüküm kurmuştur.
Hatırlatılan bu olgular kapsamında; davalı vekilinin ileri sürmüş olduğu değinilen hususa gelinecek olunursa, vekil edenin, davacı yanca biri birinden farklı olarak tanzim edilen 5 adet faturanın hiçbirisine itiraz etmemiş olmasını mezkur borcu kabul ettiği anlamına gelmediği savunmasına bu haliyle itibar edilmemiştir.
Netice itibariyle bilirkişice taraf defterleri üzerinde yapılan incelemeyle saptanan 3.298,12 TL miktarlı borç, borcun kaynağı faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olması, taraflar arasında tanzim edilen mutabakat ve faturalara itiraz edilmemiş olması hususlar hep birlikte değerlendirilip tartışıldığında; davacının huzurdaki talebinde haklı olduğu kanaati vuku bulmuş, davalı borçlunun icra takibine vaki itirazlarının iptaline karar verilmiş ve ayrıca; faturaya dayanılarak yapılan icra takibine konu olan alacağın likit olduğu değerlendirilerek davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmiştir.
Tüm bu nedenler ile davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalı borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, takibin aynen DEVAMINA,
2-3.298,12 TL asıl alacağın %20′ sine tekabül eden 659,62 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
3-Alınması lazım gelen 225,29 TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 39,84 TL peşin harcının mahsubu ile, bakiye 185,45 TL’ nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 39,84 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan; 35,90 TL başvurma harcı parası, 92,40 TL davetiye ve müzekkere posta masrafı, 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam; 628,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT göre 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
Dair, miktar yönünden kesin olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okundu anlatıldı.

Katip …

Hakim …