Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/847 E. 2020/309 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/188 Esas
KARAR NO:2020/306

DAVA:TAZMİNAT
DAVA TARİHİ:08/10/2012

BİRLEŞEN
DOSYA: … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ … E. … K.S. D.
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:31/01/2013
KARAR TARİHİ:07/07/2020

Taraflarca karşılıklı olarak açılan “Tazminat- İtirazın İptali” davalarının birleştirilerek mahkememizce yapılan yargılaması sonunda;
D A V A /
Esas davada sunulan dava dilekçesinde özetle: Davacı … Şti. vekili dava dilekçesinde özetle; taraf şirketler arasında … Noterliği’nin … tarih … Y.s. ile onaylı, 3 yıl süreli Acente Aracılık Sözleşmesi düzenlendiğini, sürenin sonunda …. Noterliği’nin 28.02.2012 tarih … Y.s. ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, davalı …Ş.’nin bu fesih bildirimine karşılık keşide ettiği …. Noterliği’nin 15.03.2012 tarih … Y.s. cevabı ihtarnamesinde fesih ihtarını takip eden 3 ay boyunca sözleşmenin ayakta olduğunu ihtar ettiğini, müvekkilinin ekranlarının kapatıldığını, müvekkiline ait müşterilerle ilgili bilgi verilmediğini, geri dönüşüm komisyonlarının ödenmediğini, davalının acentelik yapmasının fiilen engellendiğini, bunun üzerine keşide edilen …. Noterliği’nin 08.06.2012 tarih … Y.s. fesihnamesi ile sözleşmenin haklı nedenle derhal feshedildiğini ileri sürerek, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin davacı tarafından haklı nedenle feshediliğinin tespitine, müvekkilinin davalı şirkete kazandırdığı ve halen davalı ile sözleşmeleri devam eden müşteriler nedeniyle 5.000,00-TL portföy tazminatının 08.06.2012 tarihinden itibaren, davalının ayrımcılık ve iyi niyete aykırı hareketleri nedeniyle 20.000,00-TL tazminatın 18.05.2012 tarihinden itibaren ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle: Davalı vekili 07.12.2012 tarihli cevap dilekçesi ile; 11.07.2011 tarihinde sözleşmede öngörülen 3 yıllık sürenin dolmuş olmasına rağmen tarafların sözleşmeden doğan borçların yerine getirmeye devam ederek sözleşmeyi ayakta tuttuğunu, 11.07.2011 tarihinden itibaren belirsiz süreli sözleşme haline gelen sözleşmenin ancak 3 ay önceden ihbar edilmek şartıyla feshedilebileceğini, davacı şirketin 28.02.2012 tarih … Y.s. ihtarname ile, sözleşme süresi 11.07.2011 tarihi itibariyle sona erdiğinden ve bir daha sözleşmesel ilişki kurulmadığından bahisle sözleşmeyi feshi ihbar süresine uymak sızın, haksız yere feshettiğini, davalı şirket tarafından davacıya gönderilen 15.03.2012 tarih … Y.s. ihtarname ile, sözleşmenin 3 ay önceden ihbar koşulu nedeniyle 01.06.2012 tarihinde sona ereceğinin bildirildiğini, taraflar arasındaki acentelik ilişkisinin 01.06.2012 tarihinde sona erdiğini, buna rağmen davacının 08.06.2012 tarihinde keşide ettiği … Y.s. ihtarname ile sözleşmeyi bir kez daha feshettiğini bildirdiğini, davalı şirket tarafından davacıya keşide edilen 09.07.2012 tarih … Y.s. ihtarname ile, davacının bireysel emeklilik cari hesabından 9.820,10-TL, hayat komisyon cari hesabından 8.014,22-TL tutarındaki bakiye borcunun 3 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiğini, davacı aleyhine 05.11.2012 tarihinde … İcra Müdürlüğü’nün … E.s. dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalı şirketin sözleşmeden doğan tüm yükümlülüklerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, sözleşmenin davacı şirket tarafından tek taraflı olarak ihbar süresine uyulmaksızın, haksız şekilde feshedildiğini, tazminat koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN DOSYA : Davacı …Ş. tarafından… Ltd. Şti. aleyhine bes komisyon ve hayat komisyon hesabı ekstresine dayanılarak 19.027,96-TL alacağın yıllık %9 faizi ile birlikte tahsili ile istemi ile 05.11.2012 tarihinde girişilen … İcra Müdürlüğü’nün … E.s. icra takip dosyasında, ödeme emrinin 08.11.2012 tarihinde tebliği, davalının 12.11.2012 tarihli itirazı üzerine duran takip hakkında itirazın iptali talebi ile … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne 31.01.2013 tarihinde açılan … E.s. itirazının iptali davasının yargılaması sonunda, aradaki hukuki ve fiili bağlantı nedeniyle dosyanın mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine ilişkin 26.12.2013 tarih 240 s. karar verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
G E R E K Ç E /
Mahkememizce bozma öncesi; “Taraflar arasında düzenlenen 11.07.2008 tarihli 3 yıl süreli Acente Aracılık Sözleşmesi ve keşide edilen ihtarname suretleri dosyaya sunulmuş, taraf delilleri toplanmıştır. Taraf ticari defter kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 13.02.2014 tarihli raporda özetle; acentelik sözleşmesinin acente tarafından haklı bir sebebe dayanmaksızın sona erdirildiği, 6762 s. TTK dönemindeki içtihat, 6102 s. TTK.’nun 122, Sigortacılık Kanunu’nun 23. maddelerinde ön görülen sözleşmenin acente tarafından haklı sebeple veya şirket tarafından haklı bir sebebe dayanmadan sona erdirilmesi şartının gerçekleşmediği, sözleşmenin sona ermesine ilişkin şartın gerçekleştiği kabul edilecek olursa acentenin yeni bir müşteri çevresi yarattığı veya mevcut olan müşteri çevresinin geliştirdiği, şirketin sözleşmenin sona ermesinden dolayı aynı müşteri çerçevesinden yararlanacağının ispatlanması gerektiği, davacının Sigortacılık Kanunu’nun 34. maddesi ile ön görülen idari para cezasının tazminat olarak kendi adına talep etmesinin mümkün olmadığı, davacının acente olması ve 34. maddenin sigortalılara karşı davranışa ilişkin yaptırım ön görmesi nedeniyle davacının tazminat talebinin yerinde olmadığı, birleşen dava yönünden ise davacının TTK. hükümlülerine göre usulüne uygun tutulmuş, lehine delil olma özelliğine sahip ticari defter kayıtları uyarınca davalıdan 17.834,32-TL alacaklı olduğu kanaati açıklanmıştır.
Taraflar arasında 11.07.2008 tarihinde düzenlenen … Noterliği’nce onaylı Acente Aracılık Sözleşmesi’nin 9.1 maddesi ile, sözleşmenin süresi 3 yıl olarak kararlaştırılmıştır. Sözleşme süresi 11.07.2011 tarihinde son bulmasına karşın taraflarca sözleşmeye devam olunmuş, davacı tarafından keşide edilen … Noterliği’nin 28.02.2012 tarih … Y.s. ihtarnamesi ile davalıya feshi ihbarda bulunulmuştur. Davalı tarafından davacıya keşide edilen … Noterliği’nin 15.08.2012 tarih … Y.s. ihtarnamesi ile, süresiz hale gelen sözleşmenin ancak 3 aylık ihbar süresine uyulmak suretiyle feshedilebileceği belirtilmek suretiyle sözleşmenin 3 aylık süre zarfından devam edeceği davacıya bildirilmiştir. 3 ayın sonunda yine davacı tarafından keşide edilen … Noterliği’nin 08.06.2012 tarih … Y.s. ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiği bildirilmiş ve acente ekranlarının kapatıldığı, acenteler arasında ayrımcılık yapıldığı ileri sürülerek 107.000,00-TL tazminat talebinde bulunulmuştur. Dolayısıyla taraflar arasında düzenlenen ve 3 yıllık süre sonunda taraflarca feshedilmemesi, çalışılmaya devam edilmesi nedeniyle artık süresiz hale gelen sözleşme davacı acente tarafından önce feshi ihbar süresine uyulmaksızın, ardından davalının ihtarı üzerine feshi ihbar süresinin sonunda olmak üzere 2 kez, haklı bir sebebe dayanmaksızın sona erdirilmiş, davalı ihtarında belirtili komisyon gider borcu ödenmemiş, davalı tarafından girişilen icra takibine de itirazda bulunulmuştur.
Asli dosyada; acentelik sözleşmesi davacı acente tarafından haklı bir sebebe dayanmaksızın sona erdirilmiş bulunmakla, 6102 s. TTK.’nun 122. maddesinde koşulları hükme bağlanan Portföy Tazminatı talep koşulu gerçekleşmemiştir. Bu nedenle davacının portföy tazminatı talebi haklı bulunmamış, kabul edilmemiştir. Sigorta şirketlerinin sigortalılara karşı iyi niyete aykırı davranışlarını cezalandıran idari para cezasının hükme bağlandığı Sigortacılık Kanunu’nun 34. maddesine dayalı tazminatı kendi adına talep etme olanağı bulunmayan davacının, davalının ayrımcılık ve iyi niyete aykırı hareketleri iddiası ile tazminat talebi de haklı bulunmamış, kabul edilmemiştir. Davacı acentenin kanıtlanamayan tazminat davasının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Birleşen … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E.s. dosyada; davacı şirketin TTK. hükümlülerine göre usulüne uygun tutulmuş, lehine delil olma özelliğine sahip ticari defter kayıtları uyarınca davalı acenteden 17.834,32-TL alacaklı olduğu bilirkişi raporu ile saptanmış, itirazın iptali davasının 17.834,32-TL bedel üzerinden kısmen kabulüne, kabul edilen bedel üzerinden takdiren %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, takibe sırf haksız nedenle girişildiği davalı tarafından kanıtlanamadığından, yasal koşulları oluşmadığından redde konu bedel üzerinden davalının haksız tazminat talebinin isteminin reddine ” dair karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen 07/05/2014 tarih ve … sayılı karar davacı-birleşen davada davalı …. Şti. Vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 11. HD 2014/17279 Esas 2015/12335 Karar sayılı kararıyla; “Davacı-birleşen davada davalı … Ltd. Şti. vekili, müvekkili ile davalı sigorta şirketi arasında 11.07.2008 tarihinde imzalanan acentelik sözleşmesinin 3 yıl süreli olduğunu, süre sonunda müvekkilince sözleşmenin 28.02.2012 tarihli ihtarla feshedildiğinin bildirildiğini, davalı sigorta şirketince keşide edilen 15.03.2012 tarihli cevabı ihtar ile sözleşme hükümleri uyarınca sözleşmenin fesih ihtarını takip eden 3 ay boyunca ayakta olduğunun bildirildiğini, buna rağmen müvekkilinin ekranlarının davalı tarafından kapatıldığını, müvekkiline ait müşterilerle ilgili bilgi verilmediğini, geri dönüşüm komisyonlarının ödenmediğini, müvekkilinin acentelik yapmasının fiilen engellendiğini, müvekkilince keşide edilen 08.06.2012 tarihli fesihname ile sözleşmenin haklı nedenle derhal feshedildiğini, müvekkilinin sözleşme süresi boyunca davalının iş hacmini genişletip, davalıya ait ticari işletmenin değerinde artış sağladığını, davalı şirkete yeni müşteriler kazandırdığından portföy tazminatını hakettiğini, davalı sigorta şirketinin 01.05.2011-01.05.2012 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde tüm acentelerine belli şartlarda portföy bonusu ödemeyi vaadettiğini, acente sadakat programına aykırı olarak bazı acentelere hak etmediği halde ikramiye/bonus ödemesi yapılıp, eşit durumdaki müvekkiline ikramiye ödemesi yapılmayarak acenteler arasında ayrımcılık yapıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL portföy tazminatı ve BK’nın 8. maddesi uyarınca ödeneceği vaadedilen portföy bonus ödemelerinde Sigortacılık Kanunu’nun 32. maddesinde düzenlenen iyiniyet kurallarına aykırı hareket edilmesi ve acenteler arasında ayrımcılık yapılması nedeniyle 20.000,00 TL tazminatın faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, birleşen davaya cevabında, acentelik sözleşmesinin 4. maddesi gereğince prim iadesi söz konusu olmadığından sigorta şirketinin müvekkilinden komisyon talep edemeyeceğini savunarak, birleşen davanın reddini istemiştir.
Davalı-birleşen davada davacı vekili, sözleşmenin davacı acente tarafından ihbar süresine uyulmaksızın haksız feshedildiğini, 6102 sayılı TTK’nın 122. ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 23/16. maddesinde öngörülen portföy tazminatının koşullarının oluşmadığını, davacı şirket aracılığıyla müşteri portföyüne katılan sigortalıların önemli bir kısmının … Sigorta’ya geçtiğini, davacının da 10.09.2012 tarihinde … Sigorta A.Ş’nin acentesi olduğunu, davacının acentler arasında ayrımcılık yapıldığına dair iddialarının yerinde olmadığını, davacı acentenin müvekkilince vaad edilen edimleri kazanmak için gerekli koşulları sağlamadığını, müvekkili şirketin acentelerine eşit muamele etme zorunluluğu bulunmadığını, davacının iddia ettiği promosyon ödemelerinin acentelerin sadakat ve performansına dayalı olduğunu, davacının portföyü 30.12.2011 tarihinde 2.000.000 TL müşteri portföyüne ulaşmadığından bonus ödemesine hak kazanmadığını, davacı acentenin dayandığı Sigortacılık Kanunu 32. ve 34. maddelerinin somut uyuşmalıkla ilgili olmadığını savunarak, asıl davanın reddini istemiş, birleşen davada, acentelik sözleşmesinin sona erdiği tarih itibariyle davalı acentenin müvekkili sigorta şirketine bireysel emeklilik sigortası komisyon hesabı ve hayat sigortası komisyon hesabından toplam 19.027,96 TL borcu bulunduğunu, borcun tahsili için başlatılan icra takibine davalı acentenin haksız yere itiarz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davada acentelik sözleşmesi davacı acente tarafından haklı bir sebebe dayanmaksızın sona erdirildiğinden 6102 sayılı TTK’nın 122. maddesinde düzenlenen portföy tazminatı talep koşulunun gerçekleşmediği, sigorta şirketlerinin sigortalılara karşı iyiniyete aykırı davranışlarını cezalandıran idari para cezasının hükme bağlandığı Sigortacılık Kanunu’nun 34. maddesine dayalı tazminatı kendi adına talep etme olanağı bulunmayan davacının, davalının ayrımcılık ve iyi niyete aykırı hareketleri iddiası ile tazminat talebinin de haklı bulunmadığı, birleşen davada, davacı sigorta şirketinin TTK hükümlülerine göre usulüne uygun tutulmuş, lehine delil olma özelliğine sahip ticari defter kayıtları uyarınca davalı acenteden 17.834,32 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, takibin 17.834,32 TL asıl alacak bedeli üzerinden devamına, hükmolunan bedel üzerinden takdiren %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı-birleşen davada davalı …. Şti. vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalı-birleşen davada davacı …nin acenteler arasında ayrımcılık yaptığı iddiasının kanıtlanamamış olmasına, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesindeki yetki şartı uyarınca birleşen davadaki yetki itirazının yerinde olmamasına göre davacı-birleşen davada davalı … …Hiz.Ltd.Şti. vekilinin asıl ve birleşen dava ile ilgili olarak aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Asıl dava acentelik sözleşmesinin haklı nedenle feshi nedeniyle portföy tazminatı, davalı sigorta şirketinin acenteler arasında ayrımcılık yaptığı, davacıya ikramiye bonusu ödemediği iddiasıyla tazminat istemine ilişkindir. Birleşen dava ise bireysel emeklilik sigortası komisyon hesabı ve hayat sigortası komisyon hesabından kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Asıl davada davacı …. Şti. vekili, taraflar arasındaki 11.07.2008 tarihli 3 yıl süreli acentelik sözleşmesinin süre sonunda müvekkilince 28.02.2012 tarihli ihtarla feshedildiğini, davalı sigorta şirketince keşide edilen 15.03.2012 tarihli cevabı ihtar ile sözleşme hükümleri uyarınca fesih ihbar sürelerine uyulmaması sebebiyle sözleşmenin fesih ihtarını takip eden 3 ay boyunca ayakta olduğunun bildirildiğini, buna rağmen bu 3 aylık sürede müvekkilinin ekranlarının davalı sigorta şirketi tarafından kapatıldığını, müvekkiline ait müşterilerle ilgili bilgi verilmediğini, geri dönüşüm komisyonlarının ödenmediğini, müvekkilinin acentelik yapmasının fiilen engellendiğini, müvekkilince keşide edilen 08.06.2012 tarihli fesihname ile sözleşmenin haklı nedenle derhal feshedildiğini iddia etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili de cevabında, davacı acentenin sözleşmede öngörülen fesih ihbar sürelerine uymaması nedeniyle müvekkilince davacıya gönderilen 15.03.2012 tarihli ihtarla sözleşmenin 01.06.2012 tarihinde sona ereceğinin bildirdiğini beyan ettiğine göre artık bu durumda taraflar arasındaki sözleşmenin ilk fesih ihtarından sonra 3 ay daha ayakta kaldığının kabulü gerekir. Asıl davada davacı acente vekili 08.06.2012 tarihli fesih ihtarında davalı sigorta şirketinin 15.03.2012 tarihli ihtarı ile sözleşmenin 3 daha ayakta olduğunu bildirmesine rağmen bu ihtardan sonra müvekkilinin acente ekranlarının kapatıldığını, ekralarının açılması yönündeki yazılı taleplerinin karşılanmadığını, müvekkilinin müşterileri ile ilgili bilgilerin verilmediğini, müvekkilinin acentelik yapmasının fiilen engellendiğini bildirerek acentelik sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği iddia ettiğine göre mahkemece, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin 2.ihtara kadar ayakta tutulduğu kabul edilerek sözleşmenin ikinci fesih ihtarında dayanılan sebeplerle haklı olarak feshedilip feshedilmediği konusunda olumlu olumsuz bir değerlendirme ve bu yönde bir araştırma yapılmadan dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 122. maddesinde düzenlenen portföy tazminatı koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle asıl davada talep edilen portöy tazminatı talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, asıl kararın bu nedenle davacı …. Şti.yararına bozulması gerekmiştir.
3-Birleşen dava, 31.01.2013 tarihinde açılmış ve 26.12.2013 tarihli celsede asıl dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Asıl davada 02.12.2013 tarihli celse dosyanın bilirkişiye tevdi ile asıl dava ile ilgili olarak rapor alınması yönünde ara karar oluşturulmuştur. Bu ara kararın alındığı tarihte sigorta şirketinin açtığı itirazın iptali davasının henüz işbu dosya ile birleştirilmesine karar verilmemiştir. Ancak dosya bilirkişiye verilirken birleşen dosya asıl dosyanın arasına konulmuştur. Bilirkişiler sadece asıl dava ile ilgili rapor tanzimi konusunda görevlendirildiği halde dayanaklarını da açıklamadan sadece sigorta şirketin kayıtlarına göre …nin …nden 17.834,32 TL alacaklı olduğunu bildirmişlerdir. Birleşen dosyada asıl dava ile birleştirilmeden önce alınan 04.12.2013 tarihli raporda ise …nin Acente …nden takip konusu meblağ kadar alacaklı olduğunun kanıtlayamadığı görüşü bildirilmiştir. Davacı-birleşen davada davalı …. Şti. vekili asıl davada alınan ve sadece davalı …nin defter ve kayıtlarının incelenmesi neticesi hazırlanan rapordaki tespitlere, asıl ve birleşen davadaki raporlar arasındaki çelişkiye işaret ederek itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece, asıl ve birleşen dosyada alınan raporlar arasındaki çelişkileri giderecek, davacı-birleşen davada davalı …. Şti. vekilinin raporlara karşı ileri sürdüğü ciddi itirazları karşılayacak denetime elverişli yeni bir rapor alınmadan yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak asıl ve birleşen dava yönünden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı-birleşen davada davalı …. Şti. yararına bozulması gerekmiştir.
4-Bozma sebep ve şekline göre, davacı-birleşen davada davalı …. Şti. vekilinin birleşen davada hükmedilen icra inkar tazminatına yönelik sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı-birleşen davada davalı …. Şti vekilinin asıl ve birleşen dava ile ilgili sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı-birleşen davada davalı …. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile asıl ve birleşen davalarda verilen kararların …. Şti. yararına BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı-birleşen davada davalı …. Şti. vekilinin birleşen davada hükmedilen icra inkar tazminatına yönelik sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davalı-birleşen davada davacıdan alınarak asıl davada davacı-birleşen davada davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 19/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” gerekçesiyle mahkememiz hükmü bozulmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Bozma ilamı sonrası alınan 17.07.2017 havale tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; Davacı acentenin davalı ile arasındaki sözleşmeyi haklı nedene dayalı olarak feshetmiş olduğunu ispatlayamadığı; davalı şirketin komisyon alacağının var olup olmadığının tespiti bakımından dava dosyasının sigorta veya acente sigortası konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilmesi gerektiğine dair görüş bildirilmiştir.
Bunun üzerine alınan 14.12.2018 havale tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; Bilgilendirme yapılmış yapılmış olmasına rağmen davacı şirkete ait ticari defterlerin ibraz edilmediği; Birleşen davada davacı kayıtlarına göre takip tarihindeki birleşene davada davalı borcunun (Hayat) 8.104,81 TL, (BES) 7.895,02 TL olmak üzere toplam 15.999,83 TL olduğu 31.12.2012 tarihinde birleşen davalı borcunun 15.589,47 TL’ye gerilemiş olduğu; Sözleşmenin Feshi yönünden yapılan değerlendirmede; Taraflar arasında akdedilen …. Noterliğinin 11,07,2008 tarih ve … yevmiye nolu acentelik sözleşmesi incelendiğinde, “Acenteliğin konusunun ‘FEH tarafından acentenin … Sigortası branşında, sigorta acentesi olarak faaliyette bulunmak … EMEKLİLİK sisteminde ise, İstihdam edeceği veya FEH tarafından temin edilecek gerekli lisansa sahip gerçek kişi BES aracıları vasıtasıyla bireysel emeklilik ürünlerinin satışına aracılık etmek üzere atanmasına dair hüküm ve şartları düzenlediği, Sözleşmenin 2.2. maddesinde, Acentenin prim tahsil yetkisinin bulunmadığı, BES de ise katkı payı tahsil yetkisi bulunmadığı”, sözleşmenin 2.4. maddesinde Acentenin, sigorta işlerini kısmen veya tamamen, dolaylı ve dolaysız başka sigorta şirketlerine devredemeyeceği, Sözleşmenin 4.2. maddesi FEH acentenin mutabakat çerçevesinde temin ettiği belirlenen işlerin net primleri üzerinden EK.1 de yer alan listede oranlara göre belirleyeceği komisyonu acenteye vereceği, Sözleşmenin 4.3. maddesi FEH, acentenin temin ettiği işlerin komisyonunu primlerin tahsil edilmesini takiben hak edildikçe ödeyeceği, Sözleşmenin 4,4. maddesi, ‘acente, her türlü prim iadesinde, daha önce FEH tarafından bunlara ilişkin olarak ödenmiş komisyonları, prim iadesini müteakip derhal ve nakden iade etmeyi… kabul ve taahhüt edeceği, sözleşmenin 9.2. maddesinde, şirketin acentelik sözleşmesini her hangi bir sebep göstermeksizin her zaman feshedilebileceği ve acentenin verimsiz olması halinde şirketin sözleşme süresinin bitimini beklemeden derhal bir ihtarname keşide etmek suretiyle acentelik sözleşmesini hemen feshetmek yetkisine sahip olduğu. Her ne sebeple olursa olsun acentelik sözleşmesinin feshi veya sona ermesi halinde acentenin şirketten her hangi bir nam ile hak veya tazminat portföy hakkı, maddî veya manevi zarar, kar kaybı karşılığı isteyemeyeceği ve fesih hakkı kararına itirazı olmayacağını kabul ve taahhüt edeceği” hususlarının taraflar arasında belirlendiği; Acentelik Sözleşmenin asıl davanın davacısı tarafından … Noterliğinin 28.02.2012 tarih ve … yevmiye numarası ile fesih edildiğinin bildirildiğini, davalının … Noterliğinin 15.03.2012 tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarında, fesih beyanının haklı bir nedene dayanmadığını, sözleşmenin belirsiz süreli sözleşme haline gelmesi sebebiyle fesih ihbarını takip eden 3 ay boyunca sözleşmenin ayakta olduğunu, ihbarın tebliğini müteakip bildirim süresi olan 3 aylık süre boyunca sözleşmenin aynı hüküm ve şartlarla yürürlükte kalmaya devam edeceğini ihtar ettiği, bu ihtarnamenin tebliği akabinde davalı tarafından davacı acentanın ekranlarının kapatıldığı, davacı tarafından … Noterliğinin 08.06.2012 tarih ve … yevmiye no.lu fesihnamesi ile taraflar arasındaki acente/aracılık sözleşmesinin haklı neden ve derhal kaydı ile fesh edildiğinin bildirildiği, davalı şirketin acente ekranlarını kapattığı ve acentelik yapılmasının fiilen engellendiği, acente sadakat programına aykırı davranılarak acenteler arasında ayrımcılık yapıldığının gerekçe olarak gösterildiği, davalı tarafından … Noterliğinin 09.07.2012 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile cevap verildiği, cevapta ekranların kapatılmadığına ilişkin bir beyan yer almadığı, acentenin sözleşmenin ayakta kalacağı 3 aylık süre içerisinde sadakat yükümlülüğüne aykırı davranarak sigortalıları başka şirketlere yönlendirdiği beyan edildiği; TTK 133. maddesi göre, fesih ihbarının davalı tarafa tebliğ tarihinden itibaren 3 ay geçmekle sözleşmenin 01.06.2012 tarihinde son bulacağı. tarafların fesih iradesi birleşmiş olup, davalının cevabi ihtarında T.T.K. fesih hükmü hatırlatılarak sözleşmenin 3 aylık sürenin sonunda münfesih hale geleceği ihtar olunduğu; …. Noterliğinin 27.12.2012 tarih ve … yevmiye no.lu azilnamesi ile davacı acente ile aralarındaki acentelik sözleşmesinin 01.06.2012 tarihinde sona ermiş olması sebebiyle …. Noterliğinin 17.07.2008 tarih ve … yevmiye numarası ile onaylı vekaletnameden azledildiğinin görüldüğü; Davacının fesih İhbarının haklı nedenle yapıldığının belirlenebilmesi için davacı tarafından davalı tarafından geçerli bir sebep olmaksızın ekranlarının kapatıldığını, başlanmış işlerinin yarım kaldığını ispatlaması gerektiği, asıl davanın davacısı tarafından ekranların kapatıldığı, başladığı işlerin yarım kaldığına ilişkin dosyaya kanıt ibraz edilmediği, davalı yan tarafı kayıtlarında da bu hususta bir belirleme yapılamadığı, yapılan incelemeler neticesinde, davacı acentenin acentelik sözleşmesinin haklı nedenle feshinin kanıtlanamadığı kanaatine varıldığı; Davalı tarafın iddialarında davacı acentenin portföy transferi yaptığı belirtilmekte olduğu, dosya kapsamında yer alan 28.10.2013 tarihli … Gözetim Merkezi kayıtlarına göre, davacının sözleşmenin ilk fesih tarihi olan 28.02.2012 tarihinden itibaren sigortalıların davalı şirkette bulunan hesaplarının farklı şirketlerle birleştirildiği ve davalı şirketin portföyünden ayrıldığı belirtildiği, ancak, farklı hesap birleştirmelerinde davacı acentenin kusur ve iradesi bulunduğunun ispatı gerektiği; BES Hakkında Yönetmelikte “Hakların kullanımı” 15. Maddede “ (1) Bireysel emeklilik sözleşmesinde ve gruba bağlı bireysel emeklilik sözleşmesinde, sözleşmeden doğan haklar kural olarak katılımcı tarafından kullandır. Fon dağılımı değişikliği, emeklilik planı değişikliği ve birikimlerin aktarımı haklarının, katılımcı ad ve hesabına katkı payı ödeyen kişi tarafından veya grup kurucusu tarafından kullanılması kararlaştırılabilir. [2] işveren grup emeklilik sözleşmesinde, fon dağılımı değişikliği, emeklilik planı değişikliği ve birikimlerin aktarımı hakları, 21 inci maddeye göre belirlenen hak kazanma süresi sonuna kadar kural olarak sponsor kuruluş tarafından kullanılır, Sponsor kuruluşun devretmesi durumunda, fon dağılımı değişikliği hakkı katılımcı tarafından kullanılabilir. Katılımcının devretmesi durumunda, bu fıkrada belirtilen haklar, hak kazanma süresi tamamlandıktan sonra da sponsor kuruluş tarafından kullanılabilir/ Hükmü gereği davacı acentenin kendi iradesi ve işlemi ile portföyü başka şirkete aktarımı mümkün değildir.” şeklinde düzenlenmiş olduğu; Sigortacılık Kanunu 23/16. Maddesinde ” Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta şirketi sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde ediyor ve hakkaniyet gerektiriyorsa, sigorta acentesi, sigorta şirketinden tazminat talep edebilir. Ancak, sigorta acentesinin haklı bir nedene dayanmaksızın sözleşmeyi feshetmesi ya da kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olması halinde tazminat hakkı düşer.” şeklinde düzenlenmiş olduğu; Dosya kapsamında mübrez ve davacı tarafından yapılan şikâyet neticesi 28.03.2013 tarihinde Rekabet Kurulu tarafından düzenlenen kararda, “yapılan yerinde inceleme neticesinde acenteler arasında ayrımcılık yapıldığına ilişkin her hangi bîr bilgi ve belgeye rastlanmadığı” belirtilmiş olduğu; BK.108. maddesinde akdin feshinde kusursuz olan tarafın diğer taraftan tazminat isteyeceği açıklandığı gibi, TTK 134/1 maddesinde de haklı bir neden olmadan Acente sözleşmesini fesh eden taraftan diğer tarafın tazminat isteyeceğinin belirtildiği; Portföy tazminatının, acenteye TTK 134’de öngörülen tamamlanmamış işler sebebi ile değil, işletmeye kazandırdığı veya çevresini genişlettiği müşteriler sebebi ile verildiği; Davacı acentenin 2012 yılı kayıtları incelendiğinde; hayat sigortası branşında iptal poliçelerin fazla olduğunun gözlenmekte olduğunu; Davalı şirketin faaliyet konusu olan BES ve HAYAT portföyü dikkate alındığında bahse konu portföyün uzun döneme tekabül ettiği, diğer sigorta branşları gibi periyodik her yıl yenilenen poliçeler olmadığı, acentelik dönemi sona erdikten sonrada davalı şirketin poliçe prim kazancının başka şirkete devir hakkının kullanılmaması halinde devam edeceği, bu nedenle de davacının sözleşmenin feshinde kusurlu olmaması halinde portföy tazminatına hak kazanacağı kabul edilmekte olduğu; Davacı acentenin … Noterliğinin 28.02.2012 tarih ve … yevmiye numarası ile sözleşmenin fesh edildiğinin bildirildiği, fesih iradesinde haklı bir gerekçe gösterilmediği, davalının bu feshe karşılık vermiş olduğu …. Noterliğinin 15.03.2012 tarih ve … yevmiye numaralı cevabı akabinde şirketlerinin acenta ekranlarının kapatıldığını, ekranların açılması yönündeki yazılı taleplerinin karşılanmadığını, müşterilerine bildirim olanağının kalmadığını, geri dönüşüm komisyonlarının ödenmediğini ve acentelik yapmasının fiilen engellendiğini ve bu sebeple 16. Noterliğinin 08.06.2012 tarih ve 25969 yevmiye no.lu fesihnamesi ile taraflar arasındaki acente/aracılık sözleşmesinin haklı neden ve derhal kaydı ile fesh edildiği, davacı tarafından fesih iradesinin 28.02.2012 tarihinde bildirildiği ve akabinde fesih ihbarının davalı tarafa tebliğ tarihinden itibaren 3 ay geçmekle sözleşmenin 01.06.2012 tarihinde son bulacağı ancak davalı tarafından … Noterliğinin 08.06.2012 tarih ve … yevmiye no.lu fesihnamesi ile taraflar arasındaki acente/aracılık sözleşmesinin haklı neden ve derhal kaydı ile fesh edildiği, Yargıtay’ın “acentelik sözleşmesinin 2. İhtara kadar ayakta tutulduğu kabul edilerek” hükmü gereği ve dava konusu olayın önceki safahatları değerlendirildiğinde davacının sözleşmenin feshinde haklı sebepleri ispata yarar delil sunmaması sebebiyle feshin haksız olduğu kanaat olunduğu, netice olarak; davacının sözleşmeyi haksız feshi sebebiyle portföy tazminatı talep hakkı bulunmayacağı kanaat olunduğu; Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise, denkleştirme bedelinin 85.221,44 TL olacağının hesaplandığı; Birleşen davanın davacısının alacak talebi yönünden inceleme yapıldığında; Poliçe primlerini davalı acentenin tahsil yetkisi bulunmadığının sözleşme ile hüküm altına alındığını, davalı acentenin Bireysel Emeklilik ve Hayat Sigortalarına aracılık etmek üzere sözleşme akdedildiği dosya kapsamından anlaşıldığı, davalı şirket tarafından aracılık edilen poliçe primleri, davacı sigorta şirketi tarafından tahsil edilmekte ve aracılık eden acenteye sözleşmede kararlaştırılan komisyonun ödendiği, sözleşme ve yasa kapsamında acenteye yapılan komisyon ödemelerinin primlerin tahsili akabinde yapılacağı; Davacının icra takibine konu ettiği prim iade bedellerinin konusu, acentenin aracılık ettiği poliçelerin primlerinin ödenmemesi sebebiyle iptal edilmesi, fesh edilmesi cayma hakkının kullanılması veya sigortalının sistemden ayrılması sebebiyle sigortalıya yapılan iade prim ödemeleri sebebiyle kaynaklanması gerekeceği; Bireysel Emeklilik Sistemi Yönetmeliği hükümleri gereği, davacının davalı acenteden ödenmiş komisyonların iadesini talep edebilmesi için Yönetmeliğin 7. Maddesi gereği Cayma veya tekli fin şirket tarafından reddedilmesi halinde sigortalılarına yapılan tüm ödemeler hiçbir kesinti yapılmadan ve varsa fon gelirleri ile birlikte yedi iş günü içinde ödeyene iade edeceği belirlenmiş olmakla, davacının hangi poliçelerin cayma veya reddedildiğini, bu sigortalılara tüm ödemelerin yapıldığım ispat etmesi halinde alacak hakkının varlığım kanıtlaması gerektiğ, iş bu poliçelerden davalı acenteye komisyon ödemesi yapılmış ise ancak bu bedellerin tazmini talebinde bulunma hakkı doğacağı; Yapılan mali inceleme neticesinde; birleşen davada davacı kayıtlarına göre takip tarihindeki birleşen davada davalı borcu [Hayat] 8,104,81 TL, (BES) 7.895,02 TL olmak üzere toplam 15,999,83 TL olup, 31.12.2012 tarihinde birleşen davada davalı borcu 15,589,47 TL’ye gerilemiş bulunması sebebiyle davacının 15.589,47.- TL alacağı bulunacağı kanaatine varıldığı; sonuç olarak; Asıl Dava Yönünden, davacının haksız ve usule uyulmayarak gerçekleşen fesih sebebi ile portföy tazminatı talep hakkı bulunmadığı, Birleşen Dava Yönünden, davacının takip tarihi itibari ile 15.999,83 TL alacağının bulunduğu belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazı üzerine Bilirkişi heyetinden alınan 07.10.2019 tarihli ek raporda sonuç olarak; Kök raporlarındaki görüşlerin değişmediği belirtilmiştir.
Dosya kapsamına göre yapılan değerlendirmede;
Davacı-birleşen davada davalı … Ltd. Şti. vekili, müvekkili ile davalı sigorta şirketi arasında 11.07.2008 tarihinde imzalanan acentelik sözleşmesinin 3 yıl süreli olduğunu, süre sonunda müvekkilince sözleşmenin 28.02.2012 tarihli ihtarla feshedildiğinin bildirildiğini, davalı sigorta şirketince keşide edilen 15.03.2012 tarihli cevabı ihtar ile sözleşme hükümleri uyarınca sözleşmenin fesih ihtarını takip eden 3 ay boyunca ayakta olduğunun bildirildiğini, buna rağmen müvekkilinin ekranlarının davalı tarafından kapatıldığını, müvekkiline ait müşterilerle ilgili bilgi verilmediğini, geri dönüşüm komisyonlarının ödenmediğini, müvekkilinin acentelik yapmasının fiilen engellendiğini, müvekkilince keşide edilen 08.06.2012 tarihli fesihname ile sözleşmenin haklı nedenle derhal feshedildiğini, müvekkilinin sözleşme süresi boyunca davalının iş hacmini genişletip, davalıya ait ticari işletmenin değerinde artış sağladığını, davalı şirkete yeni müşteriler kazandırdığından portföy tazminatını hakettiğini, davalı sigorta şirketinin 01.05.2011-01.05.2012 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde tüm acentelerine belli şartlarda portföy bonusu ödemeyi vaadettiğini, acente sadakat programına aykırı olarak bazı acentelere hak etmediği halde ikramiye/bonus ödemesi yapılıp, eşit durumdaki müvekkiline ikramiye ödemesi yapılmayarak acenteler arasında ayrımcılık yapıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL portföy tazminatı ve BK’nın 8. maddesi uyarınca ödeneceği vaadedilen portföy bonus ödemelerinde Sigortacılık Kanunu’nun 32. maddesinde düzenlenen iyiniyet kurallarına aykırı hareket edilmesi ve acenteler arasında ayrımcılık yapılması nedeniyle 20.000,00 TL tazminatın faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, birleşen davaya cevabında, acentelik sözleşmesinin 4. maddesi gereğince prim iadesi söz konusu olmadığından sigorta şirketinin müvekkilinden komisyon talep edemeyeceğini savunarak, birleşen davanın reddini istemiştir.
Davalı-birleşen davada davacı vekili, sözleşmenin davacı acente tarafından ihbar süresine uyulmaksızın haksız feshedildiğini, 6102 sayılı TTK’nın 122. ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 23/16. maddesinde öngörülen portföy tazminatının koşullarının oluşmadığını, davacı şirket aracılığıyla müşteri portföyüne katılan sigortalıların önemli bir kısmının … Sigorta’ya geçtiğini, davacının da 10.09.2012 tarihinde … Sigorta A.Ş’nin acentesi olduğunu, davacının acentler arasında ayrımcılık yapıldığına dair iddialarının yerinde olmadığını, davacı acentenin müvekkilince vaad edilen edimleri kazanmak için gerekli koşulları sağlamadığını, müvekkili şirketin acentelerine eşit muamele etme zorunluluğu bulunmadığını, davacının iddia ettiği promosyon ödemelerinin acentelerin sadakat ve performansına dayalı olduğunu, davacının portföyü 30.12.2011 tarihinde 2.000.000 TL müşteri portföyüne ulaşmadığından bonus ödemesine hak kazanmadığını, davacı acentenin dayandığı Sigortacılık Kanunu 32. ve 34. maddelerinin somut uyuşmalıkla ilgili olmadığını savunarak, asıl davanın reddini istemiş, birleşen davada, acentelik sözleşmesinin sona erdiği tarih itibariyle davalı acentenin müvekkili sigorta şirketine bireysel emeklilik sigortası komisyon hesabı ve hayat sigortası komisyon hesabından toplam 19.027,96 TL borcu bulunduğunu, borcun tahsili için başlatılan icra takibine davalı acentenin haksız yere itiarz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl dava acentelik sözleşmesinin haklı nedenle feshi nedeniyle portföy tazminatı, davalı sigorta şirketinin acenteler arasında ayrımcılık yaptığı, davacıya ikramiye bonusu ödemediği iddiasıyla tazminat istemine ilişkindir.
Birleşen dava ise bireysel emeklilik sigortası komisyon hesabı ve hayat sigortası komisyon hesabından kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılmış ve bilirkişi raporları alınmıştır. Bozma sonrası alınan bilirkişi raporları gerekçeli ve denetime elverişli bulunmuştur.
Davacının fesih ihbarının haklı nedenle yapıldığının belirlenebilmesi için, davacı tarafından, davalı tarafından geçerli bir sebep olmaksızın ekranlarının kapatıldığının, başlanmış işlerinin yarım kaldığının ispatlaması gerekmektedir. Asıl davanın davacısı tarafından ekranların kapatıldığı, başladığı işlerin yarım kaldığına, feshin haklı olduğuna ilişkin dosyaya kanıt ibraz edilmediği gibi bilirkişi incelemesinde davalı yan tarafın kayıtlarında da bu hususta bir belirleme yapılamadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle acentelik sözleşmesinin davacı acente tarafından haklı bir sebebe dayanmaksızın sona erdirildiğine kanaat getirilmiştir.
Birleşen dava yönünden ise; Alınan bilirkişi heyeti rapor ve ek raporuna göre, davacının takip tarihi itibari ile 15.999,83 TL alacağının bulunduğu anlaşılmıştır.
İddia, savunma ve bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre;
Asıl davada, acentelik sözleşmesinin davacı acente tarafından haklı bir sebebe dayanmaksızın sona erdirildiğinden 6102 sayılı TTK’nın 122. maddesinde düzenlenen portföy tazminatı talep koşulunun gerçekleşmediği, sigorta şirketlerinin sigortalılara karşı iyiniyete aykırı davranışlarını cezalandıran idari para cezasının hükme bağlandığı Sigortacılık Kanunu’nun 34. maddesine dayalı tazminatı kendi adına talep etme olanağı bulunmayan davacının, davalının ayrımcılık ve iyi niyete aykırı hareketleri iddiası ile tazminat talebinin de haklı bulunmadığı kanaatine ulaşılmış ve ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen davada, davacı sigorta şirketinin TTK hükümlülerine göre usulüne uygun tutulmuş, lehine delil olma özelliğine sahip ticari defter kayıtları uyarınca davalı acenteden 15.999,83 TL alacaklı olduğu kanaatine ulaşılmış ve birleşen davanın kısmen kabulü ile, davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının 15.589,47 TL Asıl Alacak yönünden iptaline, takibin bu miktar asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren talebi aşmamak üzere yıllık %9 ve değişen oranlarda faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya dair istemin reddine ve ayrıca hükmolunan bedel üzerinden takdiren %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenler ile dava ve birleşen dava yönünden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-ASIL DOSYADA; İspatlanamayan Davanın REDDİNE;
2-BİRLEŞEN DOSYADA(… ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2013/30 ESAS SAYILI DOSYASI) DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; Davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının 15.589,47 TL Asıl Alacak yönünden İPTALİNE, takibin bu miktar asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren talebi aşmamak üzere yıllık %9 ve değişen oranlarda faiz uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
3-Fazlaya dair istemin REDDİNE,
4-Hükmolunan 15.589,47 TL alacağın %20 sine tekabül eden 3.117,89 TL icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
5-Asıl davada alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 371,25 TL’ den mahsubu ile fazla yatırılan bakiye 316,85 TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacı yana iadesine (bozma öncesi verilen karar göz önünde tutularak),
6-Asıl davada Yargılama masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin esas davanın davacısından alınarak esas davanın davalısına ödenmesine,
8-Birleşen davada alınması gereken 1.064,92 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 229,85 TL’ nin mahsubu ile bakiye 835,07 TL’ nin birleşen davanın davalısından alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından peşin yatırılan 229,85 TL’ nin birleşen davanın davalısından alınarak birleşen davanın davacısına ödenmesine,
9-Birleşen davanın davacısı tarafından yapılan 24,30 TL başvurma harcı parası, 50,00 TL tebligat masrafı, 1.700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam; 1.774,30 TL yargılama masrafının birleşen davanın kabul edilen miktarına göre 1.453,67 TL’ nin birleşen davanın davalısından alınarak birleşen davanın davacısına ödenmesine, arta kalan masrafın ise birleşen dosya davacısı üzerinde bırakılmasına,
10-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca birleşen davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesap ve takdir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin birleşen davanın davalısından alınarak birleşen davanın davacısına ödenmesine,
11-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca birleşen davanın reddedilen miktarı üzerinden hesap ve takdir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin birleşen davanın davacısından alınarak birleşen davanın davalısına ödenmesine,
Dair, davalı- karşı davacı vekilinin yüzüne karşı davacı- karşı davalının yokluğunda , gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde YARGITAY temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/07/2020

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .