Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/84 E. 2020/542 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/84 Esas
KARAR NO:2020/542

DAVA :TAZMİNAT
DAVA TARİHİ: 24/01/2018
KARAR TARİHİ: 14/10/2020

Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sağlık ve güzellik alanında uluslararası bir firma olduğunu, davalı tasfiye halindeki … şirketi ile müvekkili arasında 24/10/2000 tarihinde akdedilen ve 01/01/2006 ve 10/10/2012 tarihlerinde tadil edilen ortak girişim sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmenin bahsi geçen sağlık ve güzellik konularını kapsayan fuar organizasyonuna ilişkin ortak bir teşebbüs oluşturulduğunu, bu sözleşme ile fuar konseptinin ve müvekkili şirketin fuardan alacağı payın düzenlendiğini, aynı zamanda müvekkili şirket ve … şirketi ile … Forum adı altında ticari amaçlı bir dergi basımı ve lisanslamasına ilişkin olarak 24/07/2006 tarihinde lisans anlaşmasının imza altına alındığını, ve müvekkili şirket adına tescilli markaların kullanımı kapsamında lisanslama ücretleri belirlendiğini, müvekkili şirket ile … şirketi arasında akdedilen sözleşmenin 6. maddesi ve 10/10/2012 tarihli tadil sözleşmesi ile düzenlenen güzellik ve bakım fuarları kapsamında … tarafından müvekkili şirkete ödenmesi taahhüt edilen ücretlerin hesaplanma usulü ve ödeme tarihi belirlendiğini, sözleşme kapsamında müvekkili şirketin hak edişlerinin 2015 yılında düzenlenen fuara kadar müvekkili şirket tarafından düzenlenen faturalar kapsamında … tarafından ödendiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin sözleşme hükümleri çerçevesinde devam ettiği sırada adı geçen şirketin elektronik posta yoluyla sözleşme içeriğine aykırı şekilde feshedildiğinin bildirildiğini, her ne kadar … tarafından sözleşmenin feshedildiği beyan edilmişse de aynı sözleşmenin 7. maddesinin a bendinin; “…bu anlaşma, her iki tarafın ortaklaşa kararı ile sonlandırılmadığı müddetçe yürürlükte kalmaya devam edecektir.” şeklinde düzenlendiğini, tek taraflı olarak sözleşmeyi feshedemeyeceğini, müvekkili şirket tarafından gönderilen 12/02/2016 tarihli e-posta ile …’ in sözleşmeyi feshetmesinin mümkün olmadığı ve ortak girişimin sonlandırılmasını kabul etmediklerini açıkça beyan ettiklerini, fuar organizasyonlarının üçüncü bir kişiye devredilmesine ilişkin yapılan görüşmelerin sonlandırılması gerektiğinin hatırlatıldığını ve organizasyonun bütünüyle müvekkili şirket tarafından devranılabileceğinin bildirildiğini, ancak adı geçen şirketin 05/02/2016 tarihinden itibaren müvekkili şirket ile ilişkisini tamamen sonlandırdığını, bu haliyle … gerçekleştirdiği usulsüz feshi ve organizasyonun devredilmesine ilişkin gerçekleştirdiği görüşmeleri ile sözleşmeyi açıkça ihlal ettiğini, … tarafından söz konusu fuarın 2016 yılı Mart ayı içinde son kez düzenlenerek sonrasında sözleşmeden doğan tüm hakların muvazaalı olarak … AŞ’ ye devredildiğini, söz konusu devrin müvekkili şirket açısından herhangi bir bağlayıcılığının bulunmadığını, müvekkili şirketin davalılar tarafından gerçekleştirilen muvazaalı işlemler nedeniyle 2016 ve 2017 yıllarında düzenlenen fuarlardan hak kazanması gereken paydan mahrum bırakılmakta ve zarara uğramakta olduğunu, sözleşmenin ihlali ve sözleşme uyarınca gerçekleştirilen güzellik ve bakım fuarının düzenlenmeye devam edilmiş olmasından doğan alacak ve zarar kalemlerinin bilirkişi incelemesinden sonra tespit edilebileceğini, delil olarak bildirilen faturalar içerisinde bulunan 27/04/2016 tarih 213-004897 numaralı fatura gereğince 2016 yılında düzenlenen fuar için ödenmesi gereken rakamın bu bedele yakın bir bedel olarak belirlenmesi gerektiğini, beyan ederek davalılar arasındaki muvazaalı ilişkinin tespit edilerek sözleşme gereğince 2016 ve 2017 yıllarında düzenlenen fuarlardan mahrum kalınan kazanç olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’ nin davalılardan tahsiline, terditli olarak mümkün olmadığı halde sözleşmeden doğan tüm hakların devir bedelinin en az 200.000 Euro olarak belirlenmesi gerektiği kanaati ile yine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’ nin davalılardan tahsiline, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
S A V U N M A /
Davalı … A.Ş. ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sözünü ettiği sözleşmelerin tarafları arasında bağlayıcı olduğunu, müvekkillerini bağlamadığını, hem sözleşmenin feshedildiğini hem de hakların devredildiğini söyleyerek çelişkiye düştüğünü, öncelikle davacı ile … arasındaki sözleşmenin geçerliliğinin değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkilinin taraflar araısndaki sözleşmeyle ilgisi olmadığını, müvekkilinin fuar haklarını iyiniyetle devraldığını, buna dayanarak markaları da devraldığını, … kayıtlarında …’in fuarın tek düzenleyicisi olarak göründüğünü, müvekkilinin fuar ve markaları devralamasının onun halefi olduğu anlamına gelmediğini, müvekkili ile … arasında görüşmelerin Temmuz 2016 tarihinden itibaren başladığını, bu durumdan haberdar olan davacının 1,5 yıl beklediğini, …’ın ise şirkette imza yetkilisi olmadığını savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tasfiye halinde … A.Ş. temsilcisi tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Gerek bilimsel eserlerde gerekse yerleşmiş yargı kararlarında da yer aldığı şekilde sözleşme yapma özgürlüğü sözleşmenin tekel niteliğinde olmadığı sürece sözleşmeyi sona erdirme özgürlüğünü de içerdiğini, … şirketinin bu özgürlük içerisinde fesih bildiriminde bulunduğunu, bu durumun dava dilekçesinde de doğrulanan bir gerçek olduğunu, Güzellik ve Bakım fuarının 1988 yılından itibaren … tarafından gerçekleştirildiğini, bu konseptin davacının katkılarıyla oluşturulduğu iddiasının gerçekle bağdaşmadığını savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava, terditli olarak tazminat istemine ilişkindir.
Davacı yanca delil olarak davalı tasfiye halinde … A.Ş ile akdolunan ortak teşebbüs anlaşmaları, yine aynı taraflar arasında akdolunan lisans anlaşmaları, sözleşme kapsamında düzenlenen faturalar, e-mail yazışmaları, önceki dönem fuar organizasyonuna ilişkin kayıtlar ile tercüme belgeleri ibraz edilmiştir.
Davalılar tarafından 2016 yılından itibaren düzenlenen güzellik ve bakım fuar kayıtlarının celbi bakımından …’a müzekkere yazılmış, cevabi yazıda; … tarafından 10.03.206-13.03.2016 tarihleri arasında Güzellik ve Bakım fuarı, … tarafından 06.04,2017-09.04.2017 ile 22.03.2018-25.03.2018 tarihlerinde Güzellik ve Bakım fuarlarının düzenlendiği belirtilmiştir. Bilahare iki firma tarafından 2006-2018 yılları arasınbda düzenlenen tüm fuar bilgileri dosya arasına alınmış ve incelenmiştir.
Marka devirlerine ilişkin Türk Patent ve Marka Kurumu’na müzekkere yazılmış, gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; davalı … adına tescilli … ve … numaralı … (35 ve 41. Sınıflarda tescilli), … numaralı “… …’’(16,35 ve 41. Sınıflarda tescilli), … no.lu “güzellik bakım” (5,16,21,35 ve 41. Sınıflarda tescilli) markalarının 12.08.2016 tarihinde davalı … A.Ş’ ne devredildiği ve devrin TPMK’ya bildirildiği görülmüştür.
Tarafların usulünce bildirdikleri tüm delilleri toplanmış, taraf şirketlerin ticari defter ve dayanak kayıtlarını kapsar şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. 02/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Tasfiye Halinde … A.Ş.’ nin ticari defterleri ve cari hesabında, diğer davalı … A.Ş.’ den 12.08.2016 tarih itibariyle borç veya alacak bakiyesi bulunmadığı, davalı … A.Ş.’nin diğer davalı Tasfiye halinde … A.Ş.’den 12.08.2016 tarihi itibariyle borç veya alacak bakiyesi bulunmadığı, davacı ile davalı … arasındaki Joint Venture sözleşmesinin doğrudan, Lisans Sözleşmesinin ise dolaylı olarak feshedildiği, feshin fiilen gerçekleştiği, Joint Venture Sözleşmesi kapsamında bir fuar konsepti know- how ihlali olup olmadığı tespit edilemediğinden davalının güzellik ve bakım temalı fuarlarına devam etmesine davacının engel olamayacağı, davacı ile davalı … arasında sözleşmesel bir alacak olmamakla birlikte, sözleşmeyi haklı neden olmaksızın veya yasada belirtilen sürelere uymaksızın fesheden tarafın diğer tarafın zararını gidermesi ilkesi somut vakıaya uyarlanabileceğinden davalı …’in, varsa davacının Joint Venture sözleşmesini feshinden doğacak zararlarını karşılaması gerektiği, davacı ile davalı … arasındaki Lisans Sözleşmesi, markanın kullanıldığı derginin fuarlarda bulundurulması içerikli olduğundan bu sözleşmenin feshinden ayrıca doğrudan bir zarar oluşmadığı, oluşan zararın Joint Venture Sözleşmesinin feshiyle bağlı olduğu, davalı …’in fuar düzenleme yetkilerini ve haklarını devrettiği diğer davalıların davacının tarafı olduğu sözleşmeyle doğrudan bir bağı olmadığından temlik ilişkisi olmadığı tespitlerinde bulunulmuştur.
Rapora karşı beyan ve itirazların irdelenip değerlendirilmesi bakımından ek rapor alınmasına karar verilmiş, 29/07/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davacı şirketin dava dosyasına sunmuş olduğu 2019-30 nolu kasaya konulan belgelerin yeniden değerlendirilmesi neticesinde kök raporda belirtilmiş olan değerlendirme sonuç bölümündeki tespitlerinde bir değişiklik olmadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan kök ve ek raporlarda tazminat talebi değerlendirilmediğinden ve raporlar bu haliyle hüküm kurmaya elverişli görülmediğinden yeniden oluşturulan bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, 29/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı ile davalılardan … arasında yapılan sözleşme uyarınca davalı …’ in fuar organizasyonlarını yapması gerekirken herhangi bir fesih bildirim öneline uymadan fuar organizasyonundan kaynaklanan haklarının tümünü … firmasına devretmek suretiyle fiili olarak sözleşmeyi sonlandırdığı, davalı …’ in bu davranışının taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olduğu, bu nedenle davacının oluşan zararlarının anılan davalı tarafından tanzim edilmesi gerektiği, sözleşmenin usulüne uygun olarak feshedilmemesi halinde yoksun kalınan kar miktarı, aynı şartlarla yeni bir iş bulunması için geçmesi gereken makul süre ile sınırlı olarak hesaplanması gerektiği, somut olayda, davacının aynı şartlarla yeni bir iş bulunması için geçmesi gereken makul süre Yargıtay kararları dikkate alındığında maksimum üç ay olabileceği ve yine fuarların sadece belirli dönemlerde yapılabileceği düşünüldüğünde, davalı …’ in 2016 yılı komisyon tutarı olan 21.257,02-Euro’ dan sorumlu olması gerektiği, davalı … ve …, davacı ile davalı … arasındaki sözleşmenin tarafı olmadığından bu sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin davalı …’ ya ve …’ a karşı ileri sürülmesinin ancak tüzel kişilik perdesinin kaldırılması şartlarının gerçekleşmesiyle mümkün olduğu, davacı ile sözleşme yapan davalı …’ in usulsüz işlemlerle diğer davalılara malvarlığını aktarmış olduğuna ilişkin bir veriye rastlanmadığından davacının … dışındaki diğer davalılara yönelik tazminat talebinin yerinde olmadığı tespitlerinde bulunulmuştur.
Davacı vekili 25/02/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; 10.000,00 TL miktarlı davasını 218.345,29 TL yükseltmek suretiyle 228.345,29 TL’ na ıslah etmiş ve eksik harcı ikmal etmiştir.
Yapılan yargılama neticesinde ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket ile davalı Tasfiye Halinde … A.Ş arasında 24/10/2000 tarihinde fuar organizasyonlarının yapılması noktasında belirsiz süreli ortak girişim sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmenin 01/01/2006 ve 10/10/2012 tarihlerinde tadil edildiği, davalı … A.Ş’nin fuar organizasyonundan kaynaklanan haklarının tümünü 08/08/2016 tarihli Güzellik ve Bakım Fuarı Fikri Haklarının Devri sözleşmesiyle davalılardan … A.Ş.’ne devrettiği anlaşılmıştır. Taraflara arasındaki uyuşmazlık davacı ile davalı … şirketi arasındaki sözleşmenin feshedilip edilmediği, feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı, davacının fesih nedeniyle oluşan zararın davalılardan tahsilinin talep edilebilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Davalı … şirketi, davacı ile arasındaki sözleşme kapsamında fuar organizasyonlarını yapması gerekirken, herhangi bir fesih bildirim öneline uymadan fuar organizasyonundan kaynaklı tüm haklarını … firmasına devretmek suretiyle fiili olarak sözleşmeyi sonlandırmıştır. Sözleşme kapsamında davalı …’e böyle bir hak ve yetki tanınmamakla sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle davacının oluşan zararından sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Taraf şirketlerin ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde 2013 yılındaki fuar organizasyonundaki komisyon tutarının 16.186,23 Euro, 2014 yılı 16.670,95 Euro, 2015 yılı 15.980,00 Euro, davalı … şirketi ticari defterlerinde yer almamakla birlikte 2016 yılı komisyon tutarı 21.257,02 Euro, 2017 yılı için ise 13.029,06 Euro olarak tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunda davacı yanın aynı şartlarla yeni bir iş bulması için geçmesi gereken makul süre 3 ay kabul olunarak davacının davalı … şirketinden 2016 yılı komisyon tutarı olan 21.257,02 Euro zararı talep edebileceği tespitinde bulunulmuşsa da davacı şirketin 3 aylık sürede aynı şartlarda yeni bir sözleşme akdetmesinin fuar organizasyonlarının ancak belirli dönemlerde yapılabilecek olması nedeniyle mümkün olmadığı ve bu nedenle devam eden 2017 yılına ilişkin komisyon tutarını da yoksun kalınan kar olarak talep edebileceği kabul edilmiştir. Ancak davacı yan dava ve ıslah dilekçesinde TL cinsinden talepte bulunup ve yine ıslah dilekçesinde 2016 ve 2017 yılı komisyon tutarı toplamı olan 34.286,08 Euro’nun ıslah tarihindeki kur karşılığı olan 228.345,29 TL’ndan dava dilekçesindeki 10.000,00 TL’lık kısmın mahsubu ile 218.345,29 TL üzerinden harç ikmali yapmışsa da dava ve ıslah tarihlerindeki efektif satış kurunun farklı olması karşısında talep şekline nazaran re’sen hesaplama yapılması gerekmiştir. Dava tarihindeki 1 Euro’nun efektif satış kuru 4,65 TL olmakla 10.000,00 TL’lık kısmi talep, dava tarihindeki efektif satış kuru üzerinden 2.150,54 Euro’ya karşılık gelmektedir. Yoksun kalınan kara yönelik 2016 ve 2017 yılı komisyon tutarı toplamı (21.257,02+13.029,06=) 34.286,08 Euro olmakla, bu tutardan 2.150,54 Euro’nun düşülmesi sonucu davacının bakiye alacağının 32.135,54 Euro olduğu, talep şekline nazaran ıslah tarihindeki efektif satış kuru (1 Euro = 6,66 TL) üzerinden yapılan hesaplamaya göre bakiye 214.022,70 TL’yi dava dilekçesindeki 10.000,00 TL’lık kısmi talebiyle birlikte ve 10.000,00 TL’ye dava, 214.022,70 TL’ye ıslah tarihinden itibaren aradaki işin ticari iş olması sebebiyle avans faizi yürütülmesi suretiyle davalı Tasfiye Halinde … A.Ş’den talep edebileceği kabul edilmiştir. Davacı yanca, davalı … A.Ş’nin davalı Tasfiye Halinde … A.Ş’den sözleşmenin muvazaalı olarak devralınması nedeniyle oluşan zarardan halefiyet ilkesi uyarınca, diğer davalı …’ın ise muvazaalı devir işlemine kötüniyetli olarak aracılık etmesi sebebiyle oluşan zarardan sorumlu olduğu iddia edilmişse de davacının zararı davalı Tasfiye Halinde … A.Ş’nin davacıyla aralarındaki sözleşmeyi haklı bir sebebe dayanmadan feshetmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı ile Tasfiye Halinde … A.Ş. arasındaki sözleşme fesholunmakla, fesholunan sözleşmenin devri veyahut da temliki hukuken mümkün bulunmamaktadır. Zira davacı şirket ile Tasfiye Halinde … A.Ş arasında akdolunan sözleşmeler ile davalı Tasfiye Halinde … A.Ş ile davalı … A.Ş arasında akdolunan sözleşmeler birbirinin devamı niteliğinde olmadığı gibi herhangi bir bağlantısı da bulunmadığından halefiyet ilkesinin somut olaya uygulanması imkanı bulunmamaktadır. Davacı yanın bir diğer iddiası muvazaaya ilişkin olmakla, davacı yanın muvazaa iddiasına yönelik olarak tarafların iç iradeleri ile beyanları arasında bilerek yaratılan uygunsuzluğu, üçüncü kişileri aldatma niyetlerini ve tarafların aralarında muvazaa hususunda anlaştıklarını ispat etmesi gerekmektedir. Davalıların aldatma niyetine ve muvazaa anlaşmasına ilişkin davacı yanca elverişli bir delil ibrazında bulunulmadığı gibi taraf şirketlerin ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemelerinde davalı Tasfiye Halinde … A.Ş’nin diğer davalılara usulsüz işlemlerle malvarlığını aktardığına ilişkin herhangi bir veriye rastlanmadığının belirtilmiş olması karşısında davacı yanın muvazaa iddiasının da yerinde olmadığı ve davalılar … A.Ş ve …’ın oluşan zarardan sorumluluklarının bulunmadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı Tasfiye Halinde … A.Ş aleyhine açılan davanın KISMEN KABULÜ ile, 10.000,00 TL’nin 24/01/2018 dava tarihinden, 214.022,70 TL’nin 25/02/2020 ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte adı geçen davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bu yöndeki fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Davalılar … A.Ş ve … aleyhine açılan davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 15.302,99 TL karar ve ilam harcından davacının peşin ve ıslah harcı olarak yatırdığı 3.920,78 TL’ nin mahsubu ile bakiye 11.382,21 TL’ nin davalı Tasfiye Halinde … A.Ş’ den alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacı tarafından yatırılan 3.920,78 TL’ nin davalı Tasfiye Halinde … A.Ş’ den alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL dava açılış gideri, 415,10 TL müzekkere ve posta masrafı, 5.100,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.551,00 TL yargılama masrafının davanın kabul edilen miktarına göre hesap edilen 5.445,92 TL nin davalı Tasfiye Halinde … A.Ş’ den alınarak davacıya ÖDENMESİNE, arta kalan masrafın ise davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı Tasfiye Halinde … A.Ş aleyhine açılan davada, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesap ve takdir edilen 24.131,59 TL vekalet ücretinin davalı Tasfiye Halinde … A.Ş’ den alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalı Tasfiye Halinde … A.Ş aleyhine açılan davada, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesap ve takdir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Tasfiye Halinde … A.Ş’ ne ÖDENMESİNE,
7-Davalılar … A.Ş ve … aleyhine açılan maddi tazminat istemli davada karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/4. maddesi uyarınca hesap ve takdir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … A.Ş ve …’ a ÖDENMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
9-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,

Dair; taraf vekilleri yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.14/10/2020

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .