Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/832 E. 2020/61 K. 04.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/832
KARAR NO : 2020/61

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2018
KARAR TARİHİ : 04/02/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilnin davalıya inşaat demirleri verdiğini,irsaliyeli faturalardan malların teslim edildiğinin anlaşıldığını, faturalara itiraz edilmediğini, satış bedeline muaccelliyet gününden başlayarak faiz yürütebileceğini, alacağın tahsili için giriştikleri icra takibine borçlu – davalının haksız yere itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığı halde davacının alacak iddiasında bulunduğunu, faturalara konu malların hiçbir zaman teslim alınmadığını, ticari defterlerde kayıt dahi bulunmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı icra dosyası, Avcılar ve … Vergi Dairesi Müdürlükleri ile…SGK cevabi yazı içerikleri ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık; fatura alacağı nedeni ile yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra-inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Dosyamız mündericatında aslı yer alan, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu hakkında, iki adet faturadan kaynaklı, 21.928,00-TL asıl alacak ve 319,01-TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam, 22.247,01-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde, borca itiraz ederek takibi durduğu görülmüştür.
Dava konusu somut olayda öncelikle, ispat külfetinin hangi tarafta olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir.
Davalı vekili tarafından, gerek icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde ve gerek se mahkememize hitaben sunulan cevap dilekçesinde, müvekkilinin davacı/alacaklıya herhangi bir borcu olmadığını ve ayrıca takip ve dava konusu olan faturalardaki malların müvekkili tarafından hiçbir zaman teslim alınmadığı beyan edilerek, davacı ile müvekkili arasındaki akdi ilişki inkar edilmiş olup, bu haliyle somut olayda, ispat külfeti davacı/alacaklıdadır.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine katılmış ve mahkememizin 25/06/2019 tarihli ara kararı ile tarafların ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve dayanak kayıtları, bilirkişi incelemesine esas olmak üzere hazır bulundurmaları talep edilmiş, davacı yanca ticari defter ve kayıtlar sunulmasına rağmen, davalı tarafça defter ve kayıtlar sunulmamış, davacı yan defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Muhasip bilirkişi tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan bilirkişi raporunda özetle de; “…davacı firmaya ait ibraz edilen ticari defterlerin usulüne uygun düzenlenmiş olduğu, davalı tarafça ibraz edilmediğinden ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığı, davacının ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 21.928.-TL alacaklı olduğu, davalı tarafın celp edilen BA formlarında davacı firma bildiriminin bulunmadığı, ayrıca mahkeme kasasında yer alan fatura ve sevk irsaliyelerinin tetkiki sonucu, her iki sevk irsaliyesinde teslim alan kısmının imzalı olduğu,… nolu sevk irsaliyesinde … isminin yazılı olduğu, her iki sevk irsaliyesinde sevk adresinin “… cad. …Sok. No:.. Ulus Beşiktaş/İstanbul” adresinin yazılı olduğu, davalının icra takibi ile temürrüde düştüğü, takip tarihine kadar işlemiş faiz tutarının bulunmadığı…” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan bilirkişi raporu ve davanın esasına ilişkin beyan dilekçesinde, müvekkili şirketin çalışanları arasında irsaliyede ismi geçen şahsın olmadığı, böyle bir şirket çalışanı bulunmadığı beyan edilmiş, bunun üzerine mahkememizin 26/11/2019 tarihli celsesinin 1 ve 2 nolu ara kararları ile, … SGK’ya ve …Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkereler yazılarak, “Bebek Mah. …Cad. No: … Beşiktaş/İstanbul adresinde muhkim (…-… VD.) … Ltd. Şti.’nin 2018 yılı tüm çalışan listesinin ve 2018 yılındaki ortak ve yetkililerini gösterir sicil kayıtlarının çıkartılarak ivedi olarak mahkememize gönderilmesinin istenilmesine karar verilmiş, gelen müzekkere dosyamız arasına katılmış, müzekkere cevaplarının incelenmesinde, davacı şirketin irsaliyede ismi geçen … isminde çalışanı ve aynı zamanda ortak ve yetkilisinin de bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık; açık faturaya dayanan alacak nedeni ile yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra-inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davaya konu somut olayda dava konusu uyuşmazlığın; fatura alacağı nedeni ile yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkin olması hasebiyle, davacının kendi ticari kayıtlarında dayanak belgeleri olmadan, alacaklı olarak gözükmesi davacının davalıdan alacağı bulunduğunu göstermeyecektir (Yargıtay 19. H.D. 09/02/2016 Tarih ve 2015/10255 Esas 2016/1919 Karar sayılı kararı).
, Diğer yandan, fatura tek başına alacağın varlığını kanıtlamayacaktır (Yargıtay 19. H.D. 06/06/2018 tarih ve 2016/18445 Esas-2018/3268 Karar sayılı kararı).
Yine faturanın davalıya tebliğ edilmiş olması da, malın davalıya teslim edildiğinin belgesi değildir. Bu durumda malın teslimi konusunda ispat külfeti davacı yanda olup teslimi usulüne uygun teslim belgeleri ile kanıtlanmalıdır (Yargıtay 19.H.D.09/02/2016 Tarih ve 2015/10255 Esas 2016/1919 Karar sayılı kararı).
Yapılan yargılama, toplanan deliller, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, fatura ve irsaliyeler ile bilirkişi incelemesi ve tüm dosya kapsamına göre yapılan değerlendirmede;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, fatura alacağı nedeni ile yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra-inkar tazminatı istemine ilişkin olduğu, davacı alacaklı şirket tarafından, davalı borçlu şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından, 21.928,00-TL asıl alacak ve 319,01-TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam, 22.247,01-TL alacak için ilamsız takiplerde ödeme emri düzenlendiği, davalı/borçlu şirket vekilinin yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmuş olduğu, davacı vekilinin yasal süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, dava konusu uyuşmazlığın, icra takibine dayanak iki adet fatura konusu malların teslim edilip edilmediği, edildi ise bedelinin ödenip ödenmediği noktasında toplandığı, bu kapsamda dosya üzerinde yapılan incelemede, davaya konu faturanın açık fatura olduğu, teslim olgusunun davalı tarafça inkar edildiği, bu haliyle davacının davasını ispatla yükümlü olduğu, davacı yan defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile de davacının alacağını dayandırdığı faturaların tek başına alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı, kaldı ki davalının faturada imzasının bulunmadığı, sevk irsaliyesinde bulunan imzada ismi geçen şahsın da davalı şirket çalışanı veya yetkili ya da ortağı olmadığı, davacı tarafça açıkça yemin deliline de dayanılmadığı, alacak miktarı da dikkate alındığında, alacağın kesin delillerle ispatı gerektiği, ancak davacı tarafça alacağın varlığının ispat edilemediği anlaşıldığından davanın reddine, ayrıca davacının kötü niyetli olmadığı anlaşıldığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin de reddine karar verilerek, davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL ret karar ve ilam harcından peşin alınan 374,48 TL nispi harcın mahsubu ile bakiye 320,08 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerininin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak, davalıya VERİLMESİNE,
5-HMK 120. maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
6-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde İADESİNE,
7-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.04/02/2020

Katip …

Hakim …