Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/821 E. 2020/373 K. 14.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/821
KARAR NO:2020/373

DAVA :İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/09/2018
KARAR TARİHİ:14/09/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından kasko poliçesi ile sigorta edilen … plakalı aracın 16/05/2016 tarihinde davalıların işleteni ve sigortacısı bulunduğu ve dava dışı … sevk ve idaresinde iken … plaka numaralı iş makinesi çarpmasına maruz kalarak ağır şekilde hasarlandığını, tutulan tutanakta iş makinesinin olayda %100 kusurlu olduğunu, söz konusu hadise sebebiyle … plakalı numaralı araçta müvekkili şirket tarafından yaptırılan ekspertiz sonucu 4.825,00 TL hasar tespit edildiğini ve bu hasar miktarının 19/06/2016 tarihinde sigortaladığı vasıta sahibine ödediğini, davalılardan 2. Sıradaki davalı şirketin hem iş makinesinin işleteni hemde sigortalı araca hasar veren İş makinesini kullanan dava dışı …’ın işvereni olması sebebiyle 1. Sıradaki davalı … iş makinesinin … poliçe numaralı Zmss poliçesi ile sigorta ettiğini ve teminat gereği müvekkil şirkete sigortalı araçta meydana gelen hasardan hukuken sorumlu bulunduğunu, kasko tazminatını ödeyen müvekkili şirketin sigortalısının hukukuna halef olduğundan bu kanuni halefiyete dayanarak davalılar aleyhine …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını yapılan takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu davalıların haksız ve kötüniyetli itirazlarının ayrı ayrı iptali ile her iki davalı aleyhine takibin devamını davalıların kötüniyetli itirazları sebebiyle aleyhlerine %20 den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı hükmedilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde; olaya karışan … tescil plakalı aracın olay tarihinde müvekkili nezdinde ZMSS olduğunu, kaza mahallinin Karayolu trafik kanunu kapsamında olmadığını, sigortalısının kazanın oluşumunda kusuru olup olmadığı ve sorumlu olduğu miktarın belirlenmesi, kesinleşmiş ve likit bir alacak olmadığından da icra-inkar tazminatının reddedilmesi gerektiği, davanın reddini, yargılama giderleri, avukatlık ücretinin davacı tarafa yüklenmesini savunmuştur.
Davalı MDNK… şirkete usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, kurum ve kuruluşlara yazılan müzekkerelere ilişkin cevabi yazı içerikleri, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosyamız mündericatında aslı yer alan, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlular hakkında, 4.825,00-TL asıl alacak ve 828,05-TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam, 5.653,05-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçluların süresi içerisinde, borca ve fer’ilere itiraz ederek takibi durduğu görülmüştür.
Mahkememizce bilirkişi heyetinden alınan raporun incelenmesinde de; “… tescil plakalı aracın sürücüsü …’ın %100 kusurlu olduğu, davacının nezdinde kasko sigortası bulunan … tescil plakalı araç iş yeri sahası içerisinde park halinde iken davalı şirkette ZMMS bulunan … tescil plakalı ait aracın çarpması sonucu hasarlanmış sigorta hasar bedeli dava dışı sigortalıya ödendikten sonra davacı ödediği bu bedelin rücuen tahsilini talep ettiğini yukarıda da açıklanacağı üzere karayolları trafik Kanunun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmemekte karayolu ile bağlantısı olan karayolu sayılan bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmektedir. Davaya konu trafik kazısının meydana geldiği işyeri sahasında da 2918 sayılı KTK nun 2/a maddesi gereğince karayolu ile bağlantısının olmasına özel izinle girilmesinin özel güvenliğinin olmasının KTK”NUN 2. Maddesinin uygulanmaına engel bulunmamasına göre, kazanın meydana geldiği yer karayolu sayılan yerlerdendir ve karayolları Trafik kanunu uygulanır bu nedenle Davacı … şirketinin halefiyetten kaynaklanan sigortalısına ödediği 4.825,27 TL rücuen maddi hasar tazminat hakkının olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır ” şeklinde tespitler yapıldığı görülmüştür.
Dava, davacı … tarafından … Kasko Sigorta Poliçesi’ne dayalı olarak dava dışı sigortalısına ödediği tazminatın rücuen tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra-inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 1472. Maddesi hükmü gereğince, kasko sigortacısı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve bu sebeple sigortalı mal sahibinin hak ve yetkilerine sahip olur.
Bu bağlamda davaya konu somut olayda öncelikle taraflar arasındaki uyuşmazlık noktalarının belirlenmesi gerekmektedir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirket tarafından kasko poliçesi ile sigorta edilen … plakalı aracın 16/05/2016 tarihinde davalıların işleteni ve sigortacısı bulunduğu ve dava dışı … sevk ve idaresinde iken … plaka numaralı iş makinesi çarpmasına maruz kalarak ağır şekilde hasarlandığını, tutulan tutanakta iş makinesinin olayda %100 kusurlu olduğunu, söz konusu hadise sebebiyle … plakalı numaralı araçta müvekkili şirket tarafından yaptırılan ekspertiz sonucu 4.825,00 TL hasar tespit edildiğini ve bu hasar miktarının 19/06/2016 tarihinde sigortaladığı vasıta sahibine ödediğini, davalılardan 2. Sıradaki davalı şirketin hem iş makinesinin işleteni hemde sigortalı araca hasar veren İş makinesini kullanan dava dışı …’ın işvereni olması sebebiyle 1. Sıradaki davalı … iş makinesinin … poliçe numaralı Zmss poliçesi ile sigorta ettiğini ve teminat gereği müvekkil şirkete sigortalı araçta meydana gelen hasardan hukuken sorumlu bulunduğunu, kasko tazminatını ödeyen müvekkili şirketin sigortalısının hukukuna halef olduğundan bu kanuni halefiyete dayanarak davalılar aleyhine …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, yapılan takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu davalıların haksız ve kötüniyetli itirazlarının ayrı ayrı iptali ile her iki davalı aleyhine takibin devamını davalıların kötüniyetli itirazları sebebiyle aleyhlerine %20 den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı hükmedilmesini talep ettiği, davalı … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde de; olaya karışan … tescil plakalı aracın olay tarihinde müvekkili nezdinde ZMSS’nin olduğunu, kaza mahallinin Karayolu Trafik Kanunu kapsamında olmadığını, sigortalısının kazanın oluşumunda kusuru olup olmadığı ve sorumlu olduğu miktarın belirlenmesi gerektiği, kesinleşmiş ve likit bir alacak olmadığından da icra-inkar tazminatının reddedilmesi gerektiğinin beyan edildiği anlaşılmakta olup, bu haliyle taraflar arasındaki uyuşmazlığın, kaza mahallinin KTK kapsamında Karayolu olarak kabul edilip edilemeyeceği, tarafların kusurlu olup olmadığı ve oranı ile tazminat miktarının ne olduğu ile icra-inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Kaza mahallinin KTK kapsamında Karayolu olarak kabul edilip edilemeyeceğine ilişkin ihtilafın incelenemesinde;
Bilindiği üzere 2918 sayılı KTK’nin 2.maddesinde;”…Bu Kanun, karayollarında uygulanır. Ancak aksine bir hüküm yoksa;
a) Karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile,
b) Erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da,
Bu Kanun hükümleri uygulanır.” hükmünü ihtiva etmektedir.
Bir rizikonun meydana getirdiği zararın sigorta kapsamına girebilmesi için, o rizikonun motorlu araç tarafından karayolunda meydana getirilmiş olması zorunludur.
Karayolları Trafik Kanunu’nun tanımlarla ilgili 3.maddesinde, karayolu; trafik için kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlar olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 2/2.maddesinde, aksine hüküm bulunmadığı hallerde, karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık alanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj yolu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile erişme kontrollü karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımları da bu yasa uygulaması bakımından karayolu olarak kabul edilmiştir.
Ayrıca Yargıtay tarafından da, karayoluna bağlantısı bulunan (fabrika sahası, şantiye, tarla, arazi vb.) yerlerde meydana gelen kazaların karayolu sayılan yerde meydana geldiğinin kabul edilmesi gerektiği içtihat edilmiş olup, bu kararlardan birisi olan Yargıtay 17. HD’nin 15/03/2017 gün ve 2016/8926 E.-2017/2771 K. sayılı kararında özetle; “…somut olayda fabrika sahasının karayoluyla bağlantısının bulunduğu, karayolunun bir uzantısı olduğu, şantiye sahasına çok fazla araç giriş ve çıkışının bulunduğu dikkate alındığında kazanın 2918 sayılı KYTK.nın 2. maddesi uyarınca karayolu sayılan fabrika sahasında meydana geldiğinin kabul edilmesi gerektiği…” şeklinde karar verilmiştir. (Ayrıca aynı yönde, Yargıtay 17. HD’nin 30/05/2017 gün ve 2014/25063 E.-2017/6130 K.; 26/02/2015 gün ve 2013/14118 E.-2015/3525 K. Vb. Kararları mevcuttur).
Ayrıca mahkememizce bilirkişi heyetinden alınan raporda da, kazanın meydana geldiği yerin karayolu sayılan yerlerden olduğu ve Karayolları Trafik kanunu hükümlerinin uygulanacağı tespit edilmiştir.
Yine mahkememizin 09/12/2019 tarihli celsesinde verilen ara kararla; … İlçe Jandarma Komutanlığına müzekkere yazılmasına ve … … A.Ş’ye ait tamir atölyesinin bulunduğu … arama sahasının karayolu ile bağlantısının bulunup bulunmadığının araştırılarak mümkünse karayolu ile bağlantısının bulunduğunun noktanın resimlerinin de çekilerek hazırlanacak tutanağın mahkememize gönderilmesinin istenilmesine, müzekkere ekine dosyamızda mevcut bulunan olay yeri görgü ve tespit tutanağının da bir suretinin eklenmesine karar verilmiş ve ilgili İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından tanzim edilerek gönderilen araştırma tutanağı incelendiğinde de; “… ili … İlçesi … Köyünde 10/03/2020 tarihi itibariyle, … A.Ş. İsimli firmanın faaliyet gösterdiği, 2017 yılından itibaren …A.Ş. tarafından devri alındığı, çıkan … malzemelerinin işlenmesi amacıyla tırlarla Samsun, Kurtalan tren vb. Yerlere naklinin sağlandığı, yine şirketin faaliyetinin devam edebilmesi amacıyla ihtiyaç duyulan malzemelerin karayolu üzerinden tır vb araçlarla sağlandığı, bahse konu şirketin geçmişte ve bu zamanda da karayolu ile bağlantısının bulunduğu, yol güzergahının … olduğu, dron ile çekilen resimlerin de tutanağa eklendiği” şeklinde tespitler yapıldığı ve dron ile çekilen görüntülerde de bağlantı yerlerin belirtildiği anlaşılmıştır.
Davalı … A.Ş. Vekili tarafından her ne kadar …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından keşfen aldırılan bilirkişi raporu sunulmuş ve bilirkişi raporunda özetle de; “kazanın meydana geldiği bölgenin karayolu ile bağlantısı bulunmadığı, kazı alanındaki çalışmalarla bölgedeki arazi koşullarının ve ulaşım imkanlarının değiştiği, özel şirketin … arama kazı alanı olduğu ve umuma açık bir alan olmadığından kazanın meydana geldiği bölgenin karayolu olmadığı” kanaatine varılmış ise de, gerek Yargıtay kararları, gerek mahkememizce bilirkişi heyetinden alınan rapor, gerek … İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen araştırma tutanağı ve ekli fotoğraflar ve gerek se …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporundaki kazanın olduğu yerin … arama kazı alanı olduğu ve umuma açık bir alan olmadığından kazanın meydana geldiği bölgenin karayolu olarak değerlendirilemeyeceği şeklindeki tespitlerin karayolu kavramını dar bir çerçevede değerlendirmiş olması ve ayrıca belli bir bölge ile sınırlandırmış olması nedeniyle, davalı … şirketinin bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiş ve kazanın meydana geldiği alanın karayolu olarak değerlendirilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşılmış ve yargılamaya devam olunmuştur.
Tarafların kusurlu olup olmadığı ve oranı ile tazminat miktarının ne olduğu ile icra-inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarına ilişkin ihtilafların incelenmesinde ise;
Mahkememizce bilirkişi heyetinden alınan ve yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşılan ve hükme esas alınmasına karar verilen bilirkişi heyeti raporunda; davalı … şirketine sigortalı olan … tescil plakalı aracın sürücüsü …’ın %100 kusurlu olduğu tespit edilmiş olup, davacı … şirketinin sigortalısına ödediği 4.825,27 TL’yi halefiyet ilkesine dayanarak davalılardan rücuen talep edebileceği ve bu miktarı talep etmekte haklı ve hukuki yararının bulunduğu ve ayrıca rücu halinde davacının ödediği bedeli ödediği tarihten itibaren işeyecek faizi ile birlikte talep edebileceği anlaşıldığından, davacının asıl alacak ve işlemiş faiz istemlerinin kabulüne ve ayrıca her ne kadar davacı yanca icra inkar tazminatı talep edilmiş ise de, dava konusu tazminat miktarının likit (belirli, muayyen) olmadığı, hükmedilecek tazminat miktarının tespitinin yargılamayı gerektirdiği (Yargıtay 17. H.D. 04/03/2019 Tarih ve 2016/3861 Esas-2019/2407 Karar sayılı kararı) anlaşıldığından, icra inkar tazminatına ilişkin istemlerinin de koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiş ve tüm dosya kapsamına ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ İle;
1-Davalıların, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının, 4.825,00 TL asıl alacak ve 828,05 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.653,05 TL üzerinden İPTALİ ile takibin bu miktarlar üzerinden takip talebindeki şartlarla DEVAMINA,
2-Davacının icra inkar tazminatına ilişkin istemlerinin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
3-Alınması gerekli 386,16-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 68,27-TL mahsubu ile bakiye 317,89 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
4-Davacı tarafça yatırlan 68,27 TL harcın davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 41,10-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan (Bilirkişi tebligat ve dosya masrafı) 1.429,40.-TL olmak üzere toplam 1.470,50-TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
7-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
8-…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının, karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.14/09/2020

Katip …

Hakim …