Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/679 E. 2019/141 K. 26.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/679 Esas
KARAR NO : 2019/141 Karar
DAVA TARİHİ: 06/12/2011
KARAR TARİHİ: 26/02/2019
BİRLEŞEN (KAPATILAN)İSTANBUL 45. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2013/50 ESAS 2013/172 KARAR SAYILI DOSYASINDA
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 26/02/2013
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
ASIL DAVADA:
AÇILAN DAVA VE İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkili şirket ile …Adi ortaklığı arasında 12/03/2008 tarihli konut satım sözleşmesinin mevcut olduğunu, /özleşmenin 5-a maddesinde konutun 30/07/2010 tarihinde alıcıya teslim edileceğinin belirtildiğini, 5-f maddesinde ise gayrimenkulün 30/07/2010 tarihinde teslim edilmemesi halinde geçen her tam ay için 500,00-USD gecikme cezası ödeneceği hükmünün bulunduğunu, müvekkili şirketin yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmesine rağmen, davalı şirketlerden …ve…’in daire teslimi konusunda yetkili kişisine 30/07/2013 tarihine kadar sözlü olarak ve ayrıca e-posta yoluyla sözleşmenin 5-f maddesi gereği gecikme cezasını ödenmesinin talep edildiğini, fakat ödeme yapılmadığını, sözlü ve yazılı uyarılara rağmen ödeme yapılmaması üzerine … Noterliği’nin 07/09/2010 tarih…yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtarname tarihine kadar doğmuş ve ödeme gününe kadar doğacak cezai şart bedelinin ödenmemesinin aksi takdirde, tahsili için yasıl işlemlerin başlatılacağının ihtar edildiğini, ihtara adi ortaklığı oluşturulan davalılardan … A.Ş’nin ….Noterliğinin 21/09/2010 tarih …yevmiye numaralı ihtarname ile cevap verdiğini, diğer davalı … A.Ş’nin de … Noterliğinin 21/09/2010 tarih…yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap verdiğini, söz konusu gayrimenkulün teslim edilmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, … vekilinin borca itiraz ettiğini, diğer davalıların dava konusu gayrimenkulün halen teslim etmediklerini bildirerek 8.000,00-USD tutarındaki alacağın fiili ödeme gününde uygulanmakta olan T.C Merkez bankası efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP:
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesi özetle; müvekkili şirketin ortağı bulunduğu …adi ortaklığı ile davacı arasında akdedilen 12/08/2008 tarihli konut satım sözleşmesi ile adi ortaklık tarafından gerçekleştirilmekte olan bağımsız bölümün 30/07/2010 tarihinden davacıya teslimi hususunda karşılık mutabakata varıldığını, 01/08/20100 tarihinde … XAkiş Adi ortaklığı’nın ortaklarından müvekkili ile diğer davalı şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü nezdinde… Esas sayılı dosya ile 6.000 ABD doları tutarındaki cezanın tahsili icra takibi yaptığını müvekkili tarafından haklı nedenle itiraz edildiğini, takibin durduğunu, bu defa davacı tarafından huzurda 8.000,00 ABD doları tutarındaki gecikme cezasının tahsili talebi ile dava açıldığını, müvekkili şirkete atfı kabil herhangi bir kusur bulunmadığını beyanla, dâvanın reddine, mahkeme masraflarının ve vekâlet ücretinin dâvâcı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
Davalı … A.S. vekili 23.01.2012 havale tarihli dilekçesinde; yetkili mahkemenin Ticaret Mahkemeleri değil genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu ileri sürerek iş bölümü itirazında bulundukta sonra esasla ilgili olarak; Dâvâcımn dayandığı 01.09.2008 tarihli Konut Satım Sözleşmesi’nin gayrimenkul satımlarını düzenleyen 6098 Sayılı BK m. 237(Eski 818 Sayılı B.K.m.213) ile 4721 sayılı MK m.706 (Eski 743 Sayılı M.K. m. 634) 2644 Sayılı Tapu K. M.26, 1512 Sayılı Noterlik K. M 60 ve ilgili emredici mevzuat hükümlerinde belirlenen kanuni zorunlu şekle uygun olmadığını, şekil zorunluluğunun sıhhat şartı olduğunu bu tür taşınmaz satış sözleşmelerinde yer alan cezai şartların geçersiz olduğunu, dâvâcımn sadece gecikmeye ilişkin cezai şartın ödenmesini talep ettiğini ve talebi ile bağlı olduğunu, dâvâcımn bu dâvâda dayandığı delüin harici konut satım sözleşmesinin kanunun zorunlu kıldığı şekle uygun olmadığını, İstanbul…Tüketici Mahkemesinde aynı olaya ilişkin olarak dâvalılar aleyhine açtığı emsal davada verdiği … E. …K. No.lu 02 Kasım 2011 tarihli kararında cezai şart talebini reddettiğini, taraflar arasında akdolunan Konut Yapım ve Satım Sözleşmesi hükümlerinden anlaşılacağı üzere sözleşmede belirtilen teslim tarihinin kesin teslim tarihi olmadığım, belirli koşullara bağlı olarak belirlenen en erken teslim tarihi olduğunu, sözleşmenin (5f) bendini 2. cümlesi ile 8. maddesi uyarınca gecikilen sürelerin inşaat süresine her zaman ilave edilebileceğini, 5/f maddesinde “konut’un 30.07.2010 tarihinde teslim edilmemesi halinde; satıcı geçen beher tam ay için 500 $ gecikme cezası ödemekle yükümlüdür. Bu sözleşmedeki teslim ile ügili diğer hükümler saklıdır” denildiğini, Öte yandan Konut Satım Sözleşmesinin 8. maddesinde “Savaş, terör eylemleri, deprem ve sel gibi doğal afetler, inşaatı etkileyen ekonomik krizler, resmi makamların kısıtlamaları, salgın hastalıklar, grev ve lokavt nedeni ile inşaatların ve inşaat malzemelerinin, personelin ve gerekli eneğinin sağlanamaması gibi sözleşmenin imzalandığı tarihte mevcut olmayan ve inşaatın yapımı etkileyen beklenmeyen haller ve olağan dışı durumlar ile resmi merciler ve yetkili makamların emir ve yasakları, izin ve ruhsatları iptal etmesi veya durdurması ve bu makamlardan kaynaklanan nedenler sözleşme kapsamında mücbir sebep kabul edilmiştir.” Hükmü bulunduğunu herhangi bir nedenle yukarıda belirtilen durumların Konutun teslimini geciktirmesi durumunda gecikilen sürelerin teslim süresine ilave edileceğini, aynca Bayındırlık Bakanlığınca İstanbul ili için kabul edilen kötü hava şartlarına ait süreler de teslim süresine ilave edileceğini, sözleşme döneminde finansal piyasalarda dünya çapında yaşanan ciddi ve ağır nitelikteki krizin inşaat ve gayrimenkul piyasasım son derece olumsuz etkilediğini,beyanla, dâva dilekçesini iş bölümü yönünden reddine, dâvanın esas yönünden reddine, dâvacmı haksız icra inkar talebini reddine,dâvacmm ilk dâvâsının reddine rağmen kötü niyetle icra takibi yapması nedeniyle %40 dan az almamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretljfîini dâvâcıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
Davalı …Şti’nin davaya cevap vermediği görülmüştür.
BİRLEŞEN DAVADA:
AÇILAN DAVA VE İDDİA:
Davacı …Şti vekilinin dava dilekçesi özetle; davacı şirket ile davalı … Akiş Adi Ortaklığı ile 12/03/2008 tarihinde Konut Satım Sözleşmesi imzalandığını ve bu sözleşmeye göre E blok 1. Kat 16 numarada kayıtlı 3+1 brüt 184.4 m3 daire satın aldığını, sözleşmeye göre konutun 30/07/2010 tarihinde teslim edileceğini, davacı şirket tüm edimlerini yerine getirmiş olmasına rağmen davalıların edimlerini yerine getirmediklerini, davacı şirketin eksikliklerin tespit edilerek gidermelerini bildiren bir mektup gönderdiğini, dayrıca ihtarname gönderildiğini, cevabi yazıda sözleşme şartlarına uygun olarak dairenin teslime hazır olduğunun bildirildiğini, yapılan tespitte işin zamanında yapılmamasının dışında sözleşmeye göre brüt alanın da eksik olduğunun ortaya çıktığını, başından beri davacı şirketi yanıltma içerisinde ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle davalı şirketin davacı şirketi kandırarak eksik m2 daire satması ve aralarındaki sözleşmeye uygun olmayan inşaat kalitesi, çevre düzenlemesi, vaat edilen otopark, okul vs. Hizmetlerin bulunmaması ve daire içinde yapmış olduğu eksiklikler nedeniyle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00-TL tutarındaki tazminatın ticari faizi ve dava masrafları, vekalet ücreti ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP:
Davalı … A.Ş. Vekilinin cevap dilekçesi özetle; müvekkili şirketin …Adi Ortaklığı’ndan çıktığını ve adi ortaklık ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, bu nedenle husumet itirazının kabulü ile müvekkili şirket yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddini, İstanbul …ATM … esas sayılı dosyasıyla işbu dosyanın birleştirilmesini, davanın esas yönünden de reddine karar verilmesi gerektiğini, bağımsız bölümün sözleşme ve eklerine, projesine uygun şekilde tamamlanarak 16/04/2012 tarihinde teslim edildiğini, bağımsız bölümün ve konutun metrekaresinin konut satım sözleşmesine, eklerine ve projesine uygun olduğunu, somut hadisede konut tesliminde yaşanan gecikme, konut satım sözleşmesinde tanımlanan mücbir sebep ve beklenmeyen hallerden kaynaklandığını, bu nedenlerle evvelemirde Adli Ortaklıktan çıkma işlemi nedeni ile husumet itirazının kabul edilerek davanın müvekkili şirket yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, yüksek mahkeme huzurundaki işbu davanın aralarında bağlantı bulunması nedeni ile T.C. İstanbul… ATM…esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, haksız ve her türlü hukuki dayanaktan yoksun davanın esasyönünden de reddine, mahkeme masraflarının ve vekaletücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. Vekilinin cevap dilekçesi özetle; dava dilekçesinin görev yönünden reddi gerektiğini, davacının bütün iddia ve taleplerinin sözleşme hükümlerine uygun olmadığının belirlenmesi gerektiği, davacının konut alanının eksik olduğuna ilişkin iddiasının gekçek dışı olduğu, davacının dayandığı deil tespiti, tasdikli projeler incelenmeden eksik bilgi ve belgelerle müvekkili şirketin gıyabında yapıldığını, bu davada sadece brüt alan incelemesi yapılabileceğini, konut satım sözleşmesinde daireleri brüt alan hesabına hangi ortak yerlerin dahil olduğu belirtilmesine rağmen raporun tamamının fahiş şekilde hatalı olduğunu, büyük çaplı projeler ve yüksek katlı binalardaki ihtiyaçlar gereği bu projede ortak alanlara diğer binalardan daha geniş sahalar ayrılmak zorunda kalındığını, bir konutun değerini belirleyen yegane unsurun konutun alanı olmadığını, konutun alanının konutun fiyatını belirleyen pek çok unsurdan sadece bir tanesi olduğunu, bu nedenlerle, dava dilekesinin görev yönünden reddine, haksız olarak açılan davanın esas yönünden reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şti. Vekilinin cevap dilekçesi özetle; konut alanının …Adi Ortaklığı ile davacı arasında akdedilen 12/03/2008 tarihli sözleşmede belirtilen brüt 183,84 m2 den küçük olduğu yönündeki iddianın asılsız olduğunu, brot alanın belirlenmesi taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine göre belirlenebileceğini, sözleşmede ise net alan belirlenmediğini, bürüt alanın belirlendiğini ve sözleşme ile hangi alanların brüt alan içinde olduğunun belirtildiğini, yapılan bilirkişi incelemesinin eksik bilgi belgelerle ve müvekkili şirketin gıyabında yapıldığını ve hiçbir hukuki değeri olmadığını, sözleşmede dairelerin brüt alanına hangi ortak yerlerin ve tesislerin dahil olduğu belirlenmesine rağmen bu husus raporda dikkate alınmadığını, dairenin brüt hesabına hem konutun duvarlarının hem de ortak yerlerin dahi edilmesi gerektiğini, ortak ve çekirdek alanlardan daireye düşen pay ile daireye özel deponun metrekare hesaplamasını bilirkişinin hesabında dahil etmediğinin açık olduğunu, bu nedenlerle, hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E :
Asıl dava, taraflar arasındaki 12/03/2008 tarihli taşınmaz satış sözleşmesi kapsamında davalı yanın sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle sözleşmenin 5-f maddesi uyarınca, bunun mümkün olmaması halinde gayrimenkulün zamanında teslim edilmemesi sebebiyle uğranılan zararların tazmini istemine ilişkindir.
Tarafların Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır. Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Yargılama devam ederken (Kapatılan) İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi…Esas…Karar sayılı kararıyla dosyamızla birleştirme kararı verilmiştir.
Birleşen dava, taraflar arasındaki 12/03/2008 tarihli taşınmaz satış sözleşmesi kapsamında; satışı yapılan dairenin sözleşmede kararlaştırılandan eksik m2de olması ve satışı yapılan taşınmazın kalitesinin sözleşme uygun olmaması, çevre düzenlemesi, vaat edilen otopark, okul vs hizmetlerin bulunmaması ve daire içerisindeki eksikliklerin bulunması iddiasıyla uğranılan zararların davalılardan tazmini istemine ilişkindir.
Mahkememizce asıl ve birleşen dosya yönünden yapılan yargılama sonunda 16/09/2015 tarih 2011/561 Esas 2015/740 Karar sayılı kararla; “Bilirkişi raporları ile dava konusu gayrimenkulle ilgili fiziki tespitler iddialar değerlendirilmiştir. Tüm bilirkişi raporlarında dava konusu taşınmazın bağımsız bölüm onaylı projesine uygun imalat yapıldığı tespit edilmiştir. Eksik ve hatalı imalattan söz edilemiyeceği tespit edilmiştir.
Davacı vekili imalat m2 alanının daha yüksek gösterildiği satışın düşük olduğu iddia etmiştir. Bilirkişiler bağımsız bölüm içinde tapuya şerh verilmiş eklentilerinde dahil edileceğini bildirmiştir. Bu tespitler ve eklentilerle imalatın eksik ve hatalı imalat olmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle davacının bu yöndeki esas davadaki talebi red edilmiştir.
Bilirkişiler dava konusu taşınmazın geç teslim edildiğini tespit etmişlerdir. Konut teslim belgesi 19.9.2013 tarihli olduğu açıktır. Bu belge üzerinde konut teslim tarihi olarak daha önceki bir tarih ( 16.4.2012) yazılı olduğu anlaşılmıştır. Oysa bilirkiş tespit dosyasında 26.9.2012 tarihinde inşaatın tamamlanmadığı anlaşılmakla teslimin tutanağın imzalandığı tarihte teslim edildiği anlaşılmıştır. Geç teslim nedeni ile 18.816,00 usd ödenmesi gerektiği tespit edilmiştir. Davacının islahı olmadığı için talep kadar miktar kabul edilmiştir.
Taraflar arasında ödeme değeri olarak Usd kabul edildiği için kararı da bu yabancı döviz değerinin ödeme tarihindeki tl değeri olarak kabulü gerekmiştir.
Ayrıca bilirkişi tespitleri ile eksik ve hatalı imalat söz konusu olmadığı açıkca anlaşılmakla birleşen dava yönünden eksik imalattan dolayı talep edilen tazminat talebinin de reddine karar verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle birleşen dava yönünden de davacı talebi red edilmiştir. ” şeklindeki gerekçeyle;
Asıl dava yönünden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla gayrimenkulun geç teslim edilmesi nedeniyle 8.000 ABD doları alacağın fiili ödeme gününde uygulanmakta olan TC merkez bankası efektif satış kuru üzerinden uygulanacak TL karşılığının faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Birleşen dosya yönünden davanın reddine,” şeklinde oluşturulan hüküm davacı … davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtaya gönderilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 24/10/2016 gün ve 2016/3141 Esas, 2016/13872 Karar sayılı bozma ilamı ile; 1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen dosya davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-) Asıl dava yönünden davalılar vekilinin temyizine gelince; 6098 sayılı TBK’nun 237.(818 sayılı mülga BK’nun 213.) maddesi ”Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi şarttır.” hükmünü içermektedir. Anılan hüküm bir geçerlilik şartıdır. Dolayısıyla tapuda kayıtlı bir taşınmazla ilgili olarak düzenlenme anında resmi şekilde yapılmamış olan bir sözleşme geçerli kabul edilemez. (Aynı yönde HGK 01.07.2008 tarih 3589-8256 kararı) Davaya konu uyuşmazlığı teşkil eden 12.03.2008 tarihli taşınmaz satış sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığı için geçerli kabul edilemez. Daha sonra tapuda resmi şekilde yapılan devir sırasında da alıcı tarafından tapu siciline 12.03.2008 tarihli adi şekilde yapılan sözleşmeye ilişkin (özellikle cezai şart konusunda) bir şerhte konulmamıştır. Bu durumda adi şekilde yapılmış ve geçersiz olan 12.03.2008 tarihli taşınmaz satış sözleşmesine bağlı olarak kararlaştırılan cezai şarta ilişkin hükümler de geçersizdir. Mahkemece açıklanan bu yönler gözetilmeden yazılı gerekçe ile asıl davanın kabulü yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen dosya davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün asıl ve birleşen dosya davalılar yararına BOZULMASINA karar verilmiştir.
Davacı vekilin karar düzeltme başvurusu aynı Dairenin… Esas … Karar sayılı ilamı ile; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. Maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan asıl ve birleşen dosya davacısı vekilinin karar düzeltme isteminin Reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce, usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmuştur.
Tüm yargılama aşamasında toplanan deliller, tarafların iddia ve savunmaları ile uyulan bozma ilamının kül halinde değerlendirilmesi sonucu; davacı şirket ile davalıların oluşturduğu …Adi Ortaklığı arasında adi yazılı şekilde 12/03/2008 tarihinde “Konut Satım Sözleşmesi” akdedilmiştir. Asıl davadaki uyuşmazlık işbu sözleşme kapsamında kararlaştırılan cezai şartın, bunun mümkün olmaması halinde sözleşmede kararlaştırılan sürede gayrimenkul tesliminin yapılmanası sebebiyle uğranılan zararların tazmininin gerekip gerekmediği noktasında toplanmıştır. Uyulan bozma ilamında da açıkça vurgulandığı üzere; 6098 sayılı TBK’nun 237.(818 sayılı mülga BK’nun 213.) maddesi ”Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi şarttır.” hükmünü içermektedir. Anılan hüküm bir geçerlilik şartıdır. Dolayısıyla tapuda kayıtlı bir taşınmazla ilgili olarak düzenlenme anında resmi şekilde yapılmamış olan bir sözleşme geçerli kabul edilemez. (Aynı yönde HGK 01.07.2008 tarih 3589-8256 kararı) Davaya konu uyuşmazlığı teşkil eden 12.03.2008 tarihli taşınmaz satış sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığı için geçersizdir. Daha sonra tapuda resmi şekilde yapılan devir sırasında da alıcı tarafından tapu siciline 12.03.2008 tarihli adi şekilde yapılan sözleşmeye ilişkin (özellikle davaya konu cezai şart konusunda) bir şerhte konulmamıştır. Bu durumda adi şekilde yapılmış ve geçersiz olan 12.03.2008 tarihli taşınmaz satış sözleşmesine bağlı olarak kararlaştırılan cezai şarta ilişkin hükümler geçersiz olduğu gibi bu kapsamda geç teslimden de bahsedilemeyeceğinden cezai şart, mümkün olmaması halinde geç teslimden kaynaklı zararların tazminine ilişkin asıl davanın da reddine karar vermek gerekmiştir. Ayrıca bozma öncesi birleşen dosyada verilen davanın reddine ilişkin karar bozma konusu yapılmayıp kesinleşmiş olmakla bu hususta yeniden hüküm tesisine yer olmadığına karar verilerek asıl ve birleşen dava yönünden aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Yerinde görülmeyen asıl davanın REDDİNE
2- Birleşen ( kapatılan) İstanbul …ATM … Esas sayılı dava yönünden davanın reddine ilişkin verilen önceki hüküm bozma konusu yapılmayıp kesinleşmiş bulunmakla bu yönde yeniden HÜKÜM TESİSİNE YER OLMADIĞINA,
3-Alınması gereken 44,40-TL harcın peşin alınan 217,75-TL’den mahsubu ile fazla yatan 173,35-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı … A.S. tarafından yapılan 91,00-TL posta ve 3,30 TL vekalet harcı gideri toplam 94,30-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara VERİLMESİNE,
7-Taraflarca HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair; Davacı … Davalılar Akiş ve Güray vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …