Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/658 E. 2019/743 K. 25.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/658 Esas
KARAR NO: 2019/743

DAVA : MADDİ- MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ: 12/07/2018
KARAR TARİHİ: 25/10/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan; “Tazminat” davasının yapılan yargılaması sonunda;
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan 12/07/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle: 24/05/2011 günü saat 12:40 sıralarında sürücü …, yönetimindeki … plakalı kamyonetle görüş mesafesinin açık, araç trafiğinin yoğun, yaya trafiğinin normal olduğu şehirlerarası meskun mahal içerisindeki yolda yol çalışması nedeniyle tek yönlü yolun iki yönlü olarak trafiğe açıldığı bu yol üzerinde yolun ilerisini kontrolden uzak tutup, trafik işaret ve levhalarını göz önüne almadan, yaya geçidi olmasına rağmen yaya geçidi geçişine göre; sağa direksiyon tedbiri alması gerekirken yayanın geçiş istikametine doğru direksiyon tedbiri aldığından, hızını azaltması gerekirken; 85 km hızla seyrederek seyrine göre yolun sağından yaya geçidi üzerinden karşıdan karşıya geçmekte olan ve yolun ilk yarısını bitirmiş olan 6 yaşındaki …’e çarparak ölümüne neden olduğunu, Burdur Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasıyla yapılan yargılamada tanzim edilen bilirkişi raporunda davacının kızı …’ in kusursuz olduğunun tespit edildiğini, müvekkili davacının vefat eden kızının desteğinden yoksun kaldığını belirtmiş, belirsiz alacak olmak üzere şimdilik 1.500,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.

S A V U N M A /
Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkilinin ibraname tanzim ettiklerini, ibraname tarihinin 03/04/2013 olduğunu, talebin zamanaşımına uğradığını, bahsi geçen ceza dosyasında alınan başka bir raporda müteveffanın tali kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davacının müteveffanın kırsal kesimde yaşıyor olması sebebiyle erken yaşta destek olacağına yönelik beyanlarının gerçeği yansıtmadığını savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle: Kabul anlamına gelmemekle müvekkilinin poliçe limitleri dahilinde ve sigortalı aracın sürücüsünün kusuru oranında davacı zararını gidermekle yükümlü olduğunu, oluşan kaza nedeniyle tanzim edilen kaza tutanağından müteveffanın yola birden bire çıktığını, kusur durumunun mevcut olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin kazada kusurunun olmadığını savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a usulüne uygun tebligat yapılmış olmasına karşın davaya cevap vermemiştir.

G E R E K Ç E /
Dava; 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’ nun 54. ve 56. Maddeleri ile, 2918 Sayılı Yasa’ nın 85 ve takip eden maddeleri uyarınca açılmış ” maddi ve manevi tazminat ” davası niteliğindedir.
24/05/2011 tarihinde davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki, davalı … Şti. adına kayıtlı … plakalı aracın davacının kızı olan …’e çarparak ölümüne sebep olması sebebiyle davacı, adı geçen davalılardan manevi tazminat ile tüm davalılardan destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuştur.
Dosyada mübrez kayıtlardan müteveffanın ölümüne sebebiyet veren aracın davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalandığı anlaşılmıştır.
Davalı … Şti. vekili cevap dilekçesi ekinde 03/04/2013 tarihli ibraname ibraz etmiştir. Dosyaya ibraz edilen ibranameden davacı …’ in müteveffa …’in vefatı üzerine, davaya konu maddi ve manevi zaralarına karşılık olarak 2.000,00 TL aldığını beyanla maddi ve manevi tazminat taleplerinden feragat ettiğini belirtir şekilde davalı …Şti. lehine ibraname düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde dosyaya mübrez ibraname suretinin içeriğine ve imzasına yönelik herhangi bir itirazda bulunmayıp alınan bedelin çok düşük olduğunu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarıyla da sabit olduğu üzere, talep edilebilecelk meblağ ile alınan meblağ arasında çok büyük farklar olması halinde “ibraname” olarak düzenlenen evrakın makbuz olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunmuştur.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’ nun 111/2. maddesi aynen; “Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Açıklanan kanun maddesi karşısında dava tarihinin 12/07/2018 olması, taraflar arasında tanzim edilen ibranamenin tarihinin ise 03/04/2013 olması karşısında davanın anılan kanun maddesinde belirtilen hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşılmıştır.
Diğer yandan dosyamız davalıları kazaya sebebiyet veren aracın işleteni, sürücüsü ve ve sigortacısı olup 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi kapsamında davacıya karşı müşterek ve müteselsil sorumlulukları bulunmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 166. maddesi uyarınca ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 01/10/2018 tarih ve 2015/13795 Esas, 2018/8380 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği gibi davalıların müteselsilen sorumlu olması ve sorumlulardan birinin yaptığı ödemenin ya da davacının sorumlulardan birine verdiği ibranın diğer müteselsil sorumluları da borçtan kurtaracağı için davacının maddi ve manevi tazminat davasının tüm davalılar yönünden hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111/2. maddesi gereğince ibraname tarihinden itibaren iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşıldığından, hak düşürücü süre nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 90,52 TL harçtan mahsubu ile davacı tarafından fazla yatırılan 46,12 TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya İADESİNE,
3-Yargılama masraflarının davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Maddi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılar… A.Ş ve …Şirketine ÖDENMESİNE,
5-Manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/4. maddesi de dikkate alınarak hesap ve takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılar … A.Ş ve … Şirketine ÖDENMESİNE,
6-HMK 120 maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısımların karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
Dair; Davacı ve ihbar olunan vekili yüzüne karşı, diğer taraflar yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip

Hakim