Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/616 E. 2021/753 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/616 Esas
KARAR NO:2021/753

DAVA :Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:02/07/2018
KARAR TARİHİ:27/10/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkili aleyhine davalı alacaklı tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi yapıldığını, ancak iş bu kambiyo senedindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin davalı alacaklı şirketi tanımadığı gibi davalı alacaklı ile hiçbir hukuki ilişki içerisinde bulunmadığını, söz konusu bononun varlığından da hakkında yapılan iş bu hukuksuz icra takibi neticesinde haberdar olunduğunu, müvekkilinin …’de … firmasında yazılımcı olarak çalıştığını, dolayısıyla müvekkilinin işi sebebiyle sürekli bir şekilde yurt dışında ikamet ettiğini, bu anlamda müvekkilinin böyle bir araç kiralama şirketi ile bir hukuki ilişki içerisine girmesi durumunun söz konusu olmadığını, beyanla, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına konu senet üzerinde yer alan imzanın müvekkiline ait olmaması sebebiyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini, müvekkiline haksız ve kötü niyetle icra takibi yapan davalı alacaklının alacağın %20’inden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, davalının icra tehdidi ile müvekkilinden tahsil ettiği 7.487,80 TL’yi müvekkiline ödemesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı şirkete usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E /
Dava, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun, 72. maddesine dayalı menfi tespit ve icra dosyasına ödenen kısmi bedelin istirdatı istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklı görünen davalı şirketin borçlu davacı … aleyhine 21/11/2017 düzenleme tarihli, 22/12/2017 vade tarihli, 25.000,00 TL bedelli bonoya istinaden 25.093,49 TL takip çıkışı üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlattığı, takip dosyasında davacıdan 02/07/2018 tarihinde 7.487,80 TL tahsilat yapıldığı, dayanak olarak sunulan senet incelendiğinde; borçlusunun “…”, alacaklısının ““…A.Ş.” olduğu, düzenleme tarihi 21.11.2017, vade tarihi 22.12.2017 ve 25.000-TL bedelli olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, kasada muhafaza altına alınan belge asılları, cevabi yazı içerikleri, dava konu çeke dayalı olarak başlatılan …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığı Sahtecilik ve Dolandırıcılık Bürosu … sayılı soruşturma dosyası ile bilirkişi raporu bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Menfi tespit davası, davalı tarafından varlığı inkâr edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davadır (Kuru, B: İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 136).
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
Mahkememizde görülüp karara bağlanan dava, sahtelik (imza inkarı) nedenine dayalı olarak açılmış olup, böyle bir durumda öncelikte sahtecilik iddiasının incelenmesi dava ve takip konusu senetteki imzanın davacı borçluya ait olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir.
Tüm bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları ve belge suretleri dosyamız içerisine, belge asılları da mahkememiz kasasında muhafaza altına alınmış, davacı yanın mahkememiz huzurunda imza incelemesine esas olmak üzere yeter derecede imza ve yazı örnekleri alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla grafoloji uzmanı bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişi tarafından tanzim edilerek mahkememize ibraz olunan 01/08/2021 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; Borçlusu “…” alacaklısı “…A.Ş.” olan, 21.11.2017 düzenlenme ve 22.12.2017 ödeme tarihli, “25.000” Türk Lirası/ “Yirmibeşbin” Türk Lirası meblağlı senet aslı ön yüzündeki düzenleyecek hanesi altında atılı bulunan borçlu imzalarının, … isimli şahsın dosya içerisindeki mevcut mukayeseye esas imzalarına kıyasla aralarında FARKLILIKLARIN bulunduğunun tespit edilmiş olması sebebiyle … isimli sahsın eli mahsulü OLMADIĞI yönünde tespitte bulunmuştur.
Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; mahkememizce görülüp karara bağlanan dava, davacı yanın dava ve takip konusu olan senetten dolayı borçlu bulunmadığının tespiti, senet iptali ile kötüniyet tazminatı istemine ilişkin olup, davadaki uyuşmazlık senette davacı adına atılı bulunan imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Dosyamız arasına getirtilen senet aslı, davacının mukayeseye esas imzalarının bulunduğu belge asılları ve davacının mahkememiz nezdinde alınan imza örnekleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan raporda dava ve takip konusu senedin ön yüzünde keşideci adına atılı bulunan imza ile davacının mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilememiştir. Bu haliyle de, dava ve takibe konu senetteki davacı adına atılı bulunan imzanın davacının eli ürünü olmadığı tespit edilmiş, sahtelik iddiası mutlak defilerden olmakla herkese karşı ileri sürülebileceğinden, davacının menfi tespit ve icra dosyasından 02/07/2018 tarihinde tahsil edilen 7.487,80 TL’nın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte istirdatını talep etmekte haklı olduğu sonuç ve vicdani kanaatine varılmış, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Diğer yandan Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 06/04/2016 tarih ve 2015/14578 Esas, 2016/6022 Karar sayılı “Takiplere konu edilen bonoların bir kısmında davacının keşideci, davalının lehtar olarak yer aldığı, bir bölümünde de davacının ciro yoluyla senetlerini davalıya ciro ettiği görülmektedir. Bu durum karşısında senetlerin bizzat davacı yanca davalıya verildiği, yanlar arasında şekli anlamda bir temel ilişki bulunduğu anlaşılmakta olup, artık senetlerdeki keşideci ve ciranta imzalarının davacıya ait olmadığını davalının bilebilecek durumda bulunduğunun gözetilerek İİK’nın 72/5. maddesi uyarınca davacı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle davacının tazminat isteminin reddinde isabet görülmemiştir.” şeklindeki içtihadında da belirtildiği üzere keşideci olarak atılı bulunan imzanın davacının eli ürünü olup olmadığının davalı lehtar tarafından bilinebilecek durumda olması karşısında davalının takip yapmakta haksız ve kötüniyetli olduğu kabul edilerek davalı aleyhine senet bedelinin %20’si oranında kötüniyet tazminatını da içerir şekilde aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ve dayanak senet nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE, takip dosyası kapsamında davacıdan tahsil edilen 7.487,80 TL’nın 02/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Takip/ dava konusu alacağın %20’si oranında (5.018,70 TL) kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 1.714,14-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 428,54-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.285,60-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının peşin harç olarak yatırdığı 428,54-TL’nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacının yaptığı ilk masraf 49,30-TL, bilirkişi ücreti 750,00-TL, posta gideri 158,85-TL olmak üzere toplam 958,15-TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
7-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yan yokluğunda, HMK 341 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/10/2021

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .