Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/598 E. 2020/263 K. 24.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/598 Esas
KARAR NO:2020/263

DAVA:TAZMİNAT (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:25/02/2014
KARAR TARİHİ:24/06/2020

Davacılar tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/08/2013 tarihinde müvekkillerinin oğlu …’in üzerinde yolcu olarak bulunduğu ve …’in sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracın tek taraflı trafik kazası geçirmesi üzerine müvekillerinin desteği hayatını kaybettiğini, meydana gelen trafik kazası ile ilgili olarak … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası üzerinden yargılamaya devam edildiğini, 13/11/2013 tarihinde davalı sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine 119113 numaralı maluliyet dosyası açıldığını, dosya üzerinden 19/2/2014 tarihinde … için 10.976,00-TL diğer müvekkili … için ise 13.096,00-TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemelerin son derece düşük olduğundan iş bu davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, …’in desteğinden yoksun kalan müvekkillere toplanacak delillere göre, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik her bir müvekkil yönünden ayrı ayrı 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı tarafa başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle taraflarına ödenmesine, yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın araç işleteni ve sürücüsüne ihbar edilmesini, müvekkili kurum tarafından davacı yanın tüm zararının tazmin edildiğini ve bu konuda davalı kurumun ibra edildiğini, başkaca bir sorumluluğunun bulunmadığını, … tarafından davacılara ödenmiş veya ödenmesi gereken tazminat miktarı araştırılarak tespit edilmesi halinde tazminat miktarından mahsup edilmesi, tazminat hesabının uzman bilirkişilerce yapılması ve müterafık kusurun varlığı halinde hesaplanacak tazminatta indirime gidilmesi gerektiğini beyanla davanın reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava, maddi tazminat istemine ilişkin olmakla davadaki uyuşmazlık, 06/08/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesi desteklerini kaybeden davacılara davalı … Hesabı tarafından yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığı, ibranamenin iptalinin gerekip gerekmediği ve bu kapsamda maddi tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı ve miktarı noktasında toplanmıştır.
Mahkememizce dava dosyasına ilişkin 30/06/2015 tarih ve 2014/1049- 2015/562 Esas- Karar numaralı kararla; “2918 Sayılı Yasanın 111. maddesindeki düzenlemeye göre “…Madde 111 – Bu Kanunla öngörülen hukukî sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir.
Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir…” Bu hükme göre davanın hak düşürücü iki yıllık süre içinde açıldığı görülmekle işin esasına geçilmiştir.
Davalı yanın ölenin kusuru ile ilgili savunmaları gerek ceza dosyası kapsamında ve gerekse davadan önce mevcut hali ile ödemeyi yapmış olmaları karşısında geçerli görülmemiştir.
Davalı yanca oluşturulan hasar dosyası kapsamı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ölenin çalışma durumu, … kayıtları toplanarak davacıların ne kadar tazminata hakları olduğu ve bu kapsamda davalının eksik ödemesinin olup olmadığı yönünde tazminat hesapları konusunda uzman bilirkişi marifetiyle yaptırılan incelemede ; davacı … açısından 48.985,61 TL, davacı … açısından da 63.019,23 TL eksik ödemenin varlığı aktüer hesap yöntemleri ile hesaplanmıştır. Belirsiz alacak davası olarak açılan davada; davacı yan rapor doğrultusunda dava değerini belirlemiş ve harcını ikmal etmiş olmakla” şeklindeki gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememiz hükmüne karşı davalı vekilinin ve ihbar olunanların temyiz başvurusunda bulunması üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 13/03/2018 tarih ve 2015/17551 E. – 2018/2287 K. sayılı “1-Dava dilekçesi ile … ve … aleyhine bir dava ikame edilmemiş, … ve …’e talep üzerine dava ihbar edilmiş, davada taraf sıfatı bulunmayan ihbar olunan sıfatını haiz … ve … aleyhine usul hükümlerine uygun olarak hüküm tesis edilmemiştir. Davada taraf sıfatı bulunmayan ve aleyhine hüküm de tesis edilmeyen ihbar olunanın, hükmü temyiz etme yetkisi de bulunmamaktadır. Bu nedenle ihbar olunan … ve ihbar olunan …’in temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, traktörün dava dışı sürücüsünün yolcu olan murisin öz dayısı olmasına, ahlaki görevin ifası niteliğinde olan söz konusu taşımanın hatır taşıması olarak değerlendirilememesine göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK m. 53 öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Buna göre; destekten yoksun kalma tazminatı belirlenirken, zarar görenlerin istifade sürelerinin belirlenmesi önem taşımaktadır.
Somut olayda muris kaza tarihinde 11 yaşında olup hükme esas alınan bilirkişi raporunda 18 yaş yerine, küçük murisin anne ve babasına ev işlerinde yardım ve hizmet edeceği şeklindeki gerekçeyle 11 yaşından itibaren destek tazminatı hesabı yapılması doğru görülmemiştir.
4-Türk Medeni Kanunu’nun 185. madde hükmü gereğince, anne-baba birlikte çocukların bakımından sorumludur, aynı yasanın 327. maddesinde ise “Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” denilmektedir.
Her baba ve annenin çocuğunu belli bir yaşa kadar büyütmek, yetiştirmek ödevi olup çocuğun ölümü nedeni ile artık yapılması gerekmeyecek yetiştirme giderlerinin belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatından düşülmesi gerekmektedir.
Mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda, 11 yaşındaki desteğin bir yandan okula giderken, bir yandan da yardım ve hizmet ederek anne ve babasına destek olacağı, bu yardım ve hizmetlerle kendisine yapılan masrafların karşılığını da ödemiş olacağı gerekçeleriyle yetiştirme gideri tenzil edilmemiştir. Davacı anne … köyde yaşayıp okuma yazması olmayıp dosya kapsamında çalıştığına dair bir delil bulunmamaktadır. Esasen yetiştirme gideri indiriminin yapılabilmesi için davacı annenin çalışan, geliri olan, desteğin yetiştirme giderlerini kısmen de olsa üstlenmiş olan kişilerden olması gerekmektedir. Bu bakımdan sonuç itibariyle davacı anne için yetiştirme gideri indirimi yapılmamasında bir isabetsizlik yok ise de, 11 yaşındaki desteğin 18 yaşında kazanç elde etmeye başlayacağı, bu yaşa kadar davacı babanın yetiştirme gideri yapacağı kabul edilmelidir. Bu durumda mahkemece yukarıda (3) nolu bent gereği aldırılacak ek raporda anne ve baba için yeniden hesaplanacak tazminattan, davacı baba bakımından murisin 18 yaşına kadar asgari ücretin %5’i oranında tespit edilecek yetiştirme giderinin indirilmesi gerektiğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
5- Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesine (818 sayılı BK 44. md.) göre zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin Kamyon, Kamyonet ve Römorklarla Yolcu Taşınabilmesi Esasları başlıklı 130. maddesine göre; ‘‘Kamyon, kamyonet, römork ve yarı römorklarda yük üzerinde insan taşınması yasaktır.
Gerekli hallerde, kamyon, kamyonet, römork ve yarı römorklarla;
a) Araçların İmal, Tadil ve Montajı Hakkındaki Yönetmelikte belirtilen ölçülere uygun oturma yerleri yapılması,
b) Kasa kenarlarının düşmeyi önleyecek şekilde kapalı ve üzerinin örtülü olması,
Şartıyla taşıma sınırının her tonu için 2 yolcu taşınabilir.
c) Kısa mesafelerde işçi taşınmasında kullanılacaklar için, kasanın yanı ve arka kapaklarının 90 cm. yükseklikte ve sağlam şekilde kapalı olması, karoser zemininden itibaren en az 120 santimetre yüksekliğinde elle tutulacak sağlam bir korkuluğunun bulunması şartı ile taşıma sınırının her tonu için ayakta 2 yolcu (işçi) taşınabilir. Bu amaçla kullanılan araçların üzeri açık olabilir.
d) Yükle birlikte yolcu ve hizmetlilerin taşınmasında aşağıdaki esaslara uyulması mecburidir.
1) Yüklerin sağlam olarak yerleştirilmiş ve bağlanmış olması,
2) Kasanın yan ve arka kapaklarının kapalı olması,
3) Yolcuların kasa içinde ayrılacak bir yerde oturtulması,
4) Yüklerin üzerine hiçbir şekilde yolcu bindirilmemesi,
Şartıyla yükle birlikte yolcu taşınabilir.’’
Somut olayda traktör/römorkta sürücü dışında toplam dört yolcu bulunup, kaza tarihinde 11 yaşında olan muris traktörün kaya parçalarıyla yüklü römorkuna yolcu olarak binmiş, daha sonra sadece römorkun hala traktöre bağlı şekilde sol yanına yatması sonucu muris vefat etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde murisin traktörde yolcu olduğunu, yeterli güvenlik önlemlerini almadığını, müterafik kusurlu olduğunu savunmuştur. Mahkeme gerekçesinde davalı yanın ölenin kusuru ile ilgili savunmalarının gerek ceza dosyası kapsamında ve gerekse davadan önce mevcut hali ile ödemeyi yapmış olmaları karşısında geçerli görülmediği belirtilmiş ise de, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen davaya konu ceza dosyasında yolcu muris kasa içinde kurallara uygun olarak bulunmamaktan tali kusurlu bulunmuş, davalı … Hesabı da davadan önce davacılara yaptığı ödemede murisi %25 oranında kusurlu kabul ederek kusur durumuna göre ödeme yapmıştır. Dolayısıyla mahkemenin bu gerekçesi dosya kapsamına uymamaktadır. Bu durumda mahkemece davalının müterafik kusur savunması üzerinde durularak, yukarıda belirtilen yönetmelik hükmü de değerlendirilerek 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi (818 sayılı BK 44. md.) uyarınca tazminattan %20 oranında indirim yapılması gerekip gerekmediği tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
6- Zarara neden olan traktör ticari araç olmayıp temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken, avans faizine hükmedilmesi de doğru değildir.” şeklindeki gerekçeyle “SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle ihbar olunan … ve ihbar olunan …’in temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3), (4), (5) ve (6) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA” karar verilmiştir. Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyularak bozma ilamı doğrultusunda kusur bilirkişisi de eklenmek suretiyle tazminat hesap uzmanından ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti raporunda özetle ve neticeten; Kusur yönünden: Kusur yönünden yapılan inceleme ve değerlendirmelerde; Ölümlü kazanın meydana gelmesinde, … plakalı (sigortasız) traktörün sürücüsü …’in tamamen ve %100 kusurlu olduğu, kazada ölen davacıların (11) yaşındaki oğullan …’in kusursuz olduğu; Tazminat yönünden: Yargıtay bozma kararı doğrultusunda değerlendirmeler yapılarak: … Hesabının ödeme yaptığı 19.02.2014 tarihindeki verilere göre yeniden yapılan hesaplama sonucu ödemelerin ‘ yetersiz” olduğunun bir kez daha saptandığı, Yargıtay bozma kararı uyarınca, ölen çocuğun destekliği (18) yaşından başlatılmak, yetiştirme giderleri babanın tazminatından indirilmek ve peşin değer katsayısı uygulanmak suretiyle, davacı anne babanın tazminat tutarlarının, baba … için 35.343,14 TL ve anne … için 60.396,83 TL olmak üzere toplam 95.739,97 TL tazminat hesaplandığı, dava öncesi … Hesabı ödemelerinin Yargıtay kararları uyarınca yasal faizler ölçüsünde güncellenerek indirilmesinden sonra davacı anne babanın davalı … Hesabından isteyebilecekleri bakiye tazminat tutarlarının Baba … için 19.479,36 TL ve Anne … için 41.468,98 TL olmak üzere toplam 60.948,34 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu uyulan Yargıtay bozma ilamındaki nedenleri tam ve gereği gibi karşılamadığından bu haliyle hüküm kurmaya elverişli görülmemiş, uyulan bozma ilamı kapsamında ve rapora karşı itirazların da irdelenip değerlendirilmesi bakımından bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş, ek raporda özetle ve neticeten; 06.08.2013 günü trafik kazasında ölen (11) yaşındaki …’in desteğinden yoksun kalan anne ve babasının tazminat isteklerinin değerlendirilmesine ilişkin 11.03.2019 günlü kök rapora davalı vekilinin itirazlarının incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunu; 1- Kusur yönünden: Davalı vekilince önceki 11.03.2019 günlü kök raporun kusura ilişkin bölümüne itirazla, raporun iki imzalı olmasına karşın tek kişi tarafından kusur değerlendirmesi yapıldığı, denetime elverişli olmadığı, müterafik kusur ve hatır indirimi yapılması gerektiği iddia edilmişse de iddia ve itirazların kusur oranında bir değişiklik yapılmasını gerektirir yeterlikte bulunmadığı; yeniden yapılan incelemeler sonucu: a) Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Kamyon, kamyonet ve römorklarla yolcu taşınabilmesi esasları” başlıklı 130. maddesi 4.fıkrasına göre, traktör römorkunda yolcu olarak bulunan … ve …’e teknik ve hukuki yönden kusur yüklenemeyeceği, traktör yolcularının (yasa ve yönetmelik hükümlerine göre) davalı vekilinin iddia ettiği gibi müterafik kusurları (kusura katılımları) söz konusu olamayacağı, b) Traktör sürücüsü … ile … ve … arasındaki akrabalık ilişkisi dikkate alındığında, hatır taşımasının söz konusu olamayacağı, çünkü Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre akrabaların taşınmasının hatır taşıması sayılmayacağı, sonuç olarak kazanın oluşunda … plakalı traktör sürücüsü …’in % 100 kusurlu olduğuna ilişkin önceki 11.03.2019 tarihli raporda değişiklik yapılmasını gerektirir haklı bir neden bulunmadığı, 2- Tazminat yönünden: Önceki 11.03.2019 tarihli kök raporda tazminat hesabı asgari ücretler üzerinden yapılmış olmasına göre, hüküm tarihine kadar artan asgari ücretlerin yeniden hesaplamada dikkate alınması kamu düzeni gereği ve zorunlu olduğu, bu konuda tarafların bir talebi olmasa dahi, hakimin yargılamanın her aşamasında asgari ücret artışlarını dikkate alması ve artan asgari ücretlere göre ek rapor düzenletmesi gerektiğinden bu zorunluluğun yerine getirildiği, önceki kök raporda … Hesabı ödemelerinin, ödeme tarihi itibariyle yapılan hesaplama sonucu “yetersizliği” saptanmış bulunmakla; en son verilere ve 2019 asgari ücret artışına göre yeniden yapılan hesaplamalar sonucu, davacıların tazminat tutarlarının: Baba … yönünden 43.849,65 TL, Anne … yönünden 73.561,73 TL olmak üzere toplam 117.411,38 TL olarak hesaplandığı, … Hesabı ödemelerinin Yargıtay kararları uyarınca yasal faizler ölçüsünde güncellenecek indirilmesinden sonra davacıların davalı … Hesabı’ndan isteyebilecekleri bakiye tazminat tutarlarının Baba … için 27.338,65 TL, Anne … için 53.864,73 TL olmak üzere toplam 81.203,38 TL olarak hesaplandığı bildirilmiştir.
Yapılan yargılama neticesinde ve uyulan bozma ilamı ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava dışı …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı traktörün 06/08/2013 tarihinde tek taraflı trafik kazası geçirdiği, traktör üzerinde yolcu olarak bulunan davacıların müşterek çocuğu …’in kaza nedeniyle hayatını kaybettiği, davacıların başvurusu üzerine açılan 119113 numaralı hasar dosyasından davalı … Hesabı tarafından 19/02/2014 tarihinde davacı baba … için 10.976,00 TL ve davacı anne … için 13.096,00 TL ödeme yapıldığı, davacılar tarafından davalı yanca yapılan ödemelerin yetersiz olduğundan bahisle ve ödeme ile dava tarihine nazaran iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Yargıtay bozma ilamından önce yapılan yargılamada davalı … Hesabı tarafından yapılan ödemelerin yetersiz olduğu, davacı … açısından 48.985,61 TL, davacı … açısından da 63.019,23 TL eksik ödemenin varlığı aktüer hesap yöntemleri ile tespit edilmişse de Yargıtay ilamında olay tarihinde 11 yaşında olan … için 11 yaşından itibaren destek tazminatı hesabı yapılmasının doğru olmadığı, 18 yaşına kadar asgari ücretin %5’i oranında yetiştirme giderinin belirlenecek tazminattan indirilmesi gerektiği, davalının müterafık kusur savunması üzerinde durulması ve zarara neden olan traktörün ticari araç olmaması karşısında temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerektiği noktasındaki bozma nedenleri kapsamında kusur bilirkişisi de görevlendirilmek suretiyle ek bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Mahkememizce de benimsenen ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilen 19/11/2019 havale tarihli bilirkişi raporuyla da tespit edildiği üzere kazanın oluşumunda dava dışı … plakalı traktör sürücüsü …’in %100 kusurlu olması, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 130/4. maddesine göre traktör römorkunda yolcu olarak bulunan … ve …’e teknik ve hukuki yönden kusur yüklenemeyecek olması ve müterafık kusurunun bulunmaması; kaza tarihinde 11 yaşında bulunan …’in yetiştirme gideri, 18 yaşından itibaren destekliği, davalı … Hesabı tarafından yapılan ödemelerin güncellenerek indirilmesi ve kamu düzeninden olan artan asgari ücretler dikkate alınarak yapılan destekten yoksun kalma tazminatı hesaplaması sonucunda davacı baba … için 27.338,65 TL ve anne … için 53.864,73 TL eksik ödeme yapılmıştır. Hesaplanan tazminat tutarlarına nazaran davalı … Hesabı tarafından yapılan ödemelerin açıkça yetersiz olduğunun tespit edilmesi nedeniyle 2918 sayılı Yasanın 111/2. maddesi uyarınca davacıların hesaplanan bakiye tazminatları zarara sebebiyet veren traktörün ticari araç olmaması karşısında yasal faiziyle talep edebileceği sonuç ve kanaatine varılmış, harçlandırılan dava değerine nazaran davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davacı … için 27.338,65 TL ve davacı … için 53.864,73 TL olmak üzere toplam 81.203,38 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp adı geçen davacılara VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin yerinde görülmeyen istemin REDDİNE,
2-Alınması gereken 5.547,00-TL nisbi karar ve ilam harcından peşin ve ıslah harcı olarak alınan 375,00-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 5.172,00-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, (bozma öncesi verilen kararla tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla)
Davacının peşin ve ıslah harcı olarak yatırdığı 375,00-TL’nin davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
3-Davacı yanın yaptığı ilk masraf 35,60-TL, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 349,90- TL posta gideri ücreti olmak üzere toplam 1.385,50-TL yargılama giderinin, red ve kabul oranına göre 1.004,48-TL ‘sının davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE, arta kalan kısmın davacılar üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalının yaptığı 9,80-TL vekalet harç ve pul gideri, 80,00-TL posta gideri olmak üzere Toplam,89,80-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 24,70-TL ‘sının davacılardan alınarak davalıya VERİLMESİNE, arta kalan kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 11.356,44 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.620,22-TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
8-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.24/06/2020

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .