Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/572 E. 2020/511 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/572 Esas
KARAR NO :2020/511

DAVA:MADDİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ:21/06/2018
KARAR TARİHİ:06/10/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan maddi tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirketin tarım sektöründe 05.10.1982 tarihinden beri faaliyet gösteren güvenilir bir firma olduğunu, 20.02.2009 tarihinden itibaren davalı firmanın yeni üretmiş olduğu ürünlerin satış ve planlaması için Türkiye bölgesi distribütörü olarak tayin edildiğini, davacının çalışmaları sonucunda 2009 yılından itibaren düzenli artış gösteren satış performansı ortaya koyduğunu, çalışmalarının davalıca takdir edildiğini ancak daha sonra davalının 2015 yılında distribütörlük alanını … Bölgesi ile sınırladığını bildirdiğini, yaratılan müşteri portföyünün … bölgelerini kendisine geçirmek istediğini davacının … Bölgesindeki müşterilerini davalıya 2015 yılı sonu itibariyle devrettiğini, 15.08.2017 tarihinde davacı aldığı siparişlere istinaden mal talebinde bulunduğunda davalının mal alım satım bedelleri olan alacak talep ettiğini ve toplam alacak ödenmedikçe mal tedarik edilmeyeceğinin sözlü olarak ifade edildiğini, davacının mal talebinde bulunan müşterileri nezdinde zor durumda kaldığını, davacının 27.04.2018 tarihinde ihtar çekerek mal tedariki talebini yinelediğini, davalının ihtara rağmen mal tedarikine başlamadığını, … Bölgesindeki tüm müşterilere doğrudan mal salmaya başladığını, davalının distribütörlük sözleşmesini feshetmeden uyguladığı düşük fiyat politikasıyla davacının yoğun çaba ve emekle yarattığı müşterilerini kötü niyetle elinden aldığını, müşteriler nezdindeki itibarını ve güvenilirliğini düşük fiyat uygulamak suretiyle zedelediğini, davalının aradaki sözleşme ilişkisini haksız ve kötü niyetli bir şekilde feshettiğini, şimdilik 100.000 TL denkleştirme bedeli talebinin zorunlu olduğunu, huzurdaki ihtilafta taraflar arasında bir distribütörlük sözleşmesi olduğunun açık olduğunu, bu ilişkinin tek satıcılık sözleşmesine benzer bir distribütörlük olarak niteldndirilebileceğini, taraflar arasındaki sözleşmenin davalının kusuru hatta kötü niyetle feshedildiğinin açık olduğunu, davacının hiçbir yazılı ihtar gönderilmeden tamamen haksız, mesnetsiz şekilde atılan bu adım sonucunda mal talebinde bulunan müşteriler nezdinde zor durumda kaldığını, davalının davacının … Bölgesindeki tüm müşterilerine doğrudan mal satmaya başladığını, davacı ile distribütörlük sözleşmesini feshetmeden uyguladığı düşük fiyat politikasıyla davacının müşterileri nezdinde tüm itibar ve güvenilirliğini zedeleyen davalının davacının ticari kabiliyetini sıfıra indirmek için icra takibi yoluyla 10 senedir tahsil etmediği alacaklarının tahsili için takip taşlattığını, davacının 14/05/2018 tarihinde davalıya borç miktarını ihtirazı kayıtla ödediğini, mal tedarikinin tek taraflı olarak kesilmesi nedeniyle de sözleşmeyi davalının haksız surette feshettiğine dair yazılı bildirim gönderdiğini, davalıca haksız surette feshedilen sözleşme nedeniyle davacıya denkleştirme bedeli ödenmesi gerektiğini, TTK yürürlüğe girinceye kadar doktrinde ve yargı içtihatlarında ittifakla kabul edilen portföy tazminatının TTK m.l22’de yer aldığını belirterek davalı tarafından haksız ve kötü niyetle sona erdirilen distribütörlük sözleşmesinin feshi nedeniyle fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalarak davacı lehine 100.000 TL denkleştirme tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Taraflar arasında 01.05.2009 tarihinde davalının ürettiği tarım ürünleri ve gübrelerin Türkiye’de satış ve pazarlanması amaçlı distribütörlük sözleşmesi kurulduğunu, davalının ürettiği ürünleri Türkiye pazarına sunmak adına davacı ile anlaştığını taraflar arasında distribütörlük ilişkisi mevcut olduğunu, tek satıcılık ilişkisi olmadığını, başkaca firmalara da davalıca distribütörlük verilebileceğini, başkaca firmalara tarım ürünleri satabileceğini, davalının sözleşmede yapmamayı üstlendiği edimin davacının satış yaptığı 3. firmalara ürün temin etmemesi şeklinde olduğunu, davacının fahiş fiyatlarla ürün sattığını tarım ürünlerinin satışı için ziraat mühendisi çalıştırma zorunluluğu olan davacının uhdesinde ziraat mühendisi çalıştırmadığını, davalı bünyesinde 7 tane ziraat mühendisi çalıştığını, davacının bu yönüyle de sorumlulukları ihlal ettiğini, davacının gübre bayileri dışında kanunen yasak olan traktör yedek parça satılan yerlere gübre sattığını, distribütör firmanın en ağır kusurunun ise kanunen zorunlu olan Gübre Dağıtıcılık Belgesini tedarik etmemesi olduğunu, bu belgeye sahip olmayan davacının bu sayede Bakanlık tarafından stoklarının denetlenmediğini üretici firmayı riske attığını bu nedenle mal tedarikini kestiklerini, sözleşmenin sonlandırıldığını, distribütörün sözleşmeden ve kanundan doğan yükümlerini yerine getirmemesi sebebiyle sözleşmenin sonlandırıldığını, davanın temelsiz kaldığını reddi gerektiğini sözİcşmesel ilişkinin 2016 yılında yıllardır devredm borcun sözleşmesel yükümlülüklerin ihlali ve kanunen zorunlu alınması gereken Gübre Dağıtıcılık Belgesi’ni tedarik edilmemesi nedeniyle sonlandırıldığını bu tarihten itibaren acentenin satış yaptığı firmalara mal tedarik etmediklerini, denkleştirme talebinin sözleşmenin sona ermesinden itibaren 1 yıl içinde ileri sürülmesi gerektiğini, bu sürenin hak düşürücü süre olduğunu sözleşmenin 2016 yılında fiilen feshedildiğini davanın 21.06.2018 tarihinde açılmadığını, reddi gerektiğini sözleşmenin haklı sebeple feshedildiğinin tespiti ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava, taraflar arasındaki sözleşmenin haksız olarak feshi iddiasıyla denkleştirme-portföy tazminatı talebine ilişkindir.Taraf delilleri toplanmış, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde talimat yolu ile bilirkişi incelemeleri yaptırılmış, akabinde portföy tazminatında uzman bilirkişi …’ten rapor alınmıştır.
Taraflar arasında imzalanan “… … LTD ŞTİ DİSTRİBÜTÖRLÜK SÖZLEŞMESİ” dosya arasına alınmış incelenmiştir.
Davacı tarafın ticari defterleri üzerinde talimat üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu sunulan raporda; Davacı tarafın 2017-2018 yılları ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, defterlerdeki kayıtların birbirini doğruladığı, dolayısı ile 2017-2018 yılları ticari defterlerin delil niteliğinde bulunduğu, Taraflar arasında 2009 yılında başlayan ve davacının Türkiye geneli üzerinde distribütörlük yetkisi aldığı anlaşılan sözleşme kapsamındaki ticari ilişkinin son 5 yıl içerisinde davacının davalı sağlayıcıdan toplam 897.798,47 TL tutarında mal alışı sağladığı, aynı dönemde 3.896,24 TL mal iadeleri olduğu, neticesinde 893.902,23 TL davalıdan net mal alışları olduğu, nihayetinde 07/08/2017 tarihi itibariyle 183.469,01 davalıya olan borçlarını 01/01/2018 tarihinde mutabakat sağlamak suretiyle 195.971,01 TL olarak düzeltilip, tüm borçlarını 14/05/2018 tarihinde 195.971,00 TL olarak …’ tan … Bankasına EFT yapmak suretiyle kapattığı ve kayıtlarda davalıya herhangi bir borcunun olmadığının tespit edildiği belirtilmiştir.
Davalı tarafın ticari defterleri üzerinde talimat üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu sunulan raporda; Davalı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, Davalı şirket ile davacı şirket arasında Distribütörlük sözleşmesine dayanan ticari ilişki olduğu, davalı kayıtlarında 120-ALICILAR Hesabının alt hesabında …-… şeklinde takip edildiği, davacı distribütörlük sözleşmesi gereği gübre satışının bulunduğu, davalı tarafından açılan cari hesabın 2009 tarihinde çalışmaya başladığı, cari hesaba 2009 yılından bu güne kesilen faturaların ve yapılan tahsilatların eksiksiz olarak kaydedildiği, davalı şirketin davacı şirket ile 2017 yılında 167.269,34 TL alacak ile çalışmaya başladığı, 2017 yılında davalının davacıya 29 adet faturalı satış yaptığı, yapılan satışların toplamda 247.880,51 TL olduğu, 2017 yılında davacının davalıya toplamda 2016 yılı devir borcu ile birlikte toplamda 415.149,85 TL borcunun olduğu, davacının ödemelerini çek ile yaptığı, yapılan ödemelerin ise toplamda 7 adet çek ile 214.112,00 TL olduğu, ayrıca davacının davalıya 3.626,73 TL tutarında iade faturası kestiği, davalı şirketin ise bu faturaları kabul ederek defterlerine işlediği, davacı şirketin davalı şirkete 197.411,12 TL borcunu 2018 yılında 14.05.2018 tarihinde … bankasında yaptıkları havale ile ödemiş olduğunun görüldüğü, Davalı ile davacı arasında borç bakiyesinin 0 olduğu, aralarında herhangi bir borç- alacak bulunmadığı, davalı şirketin distribütörlük sözleşmelerini karar defterine işleyip ticaret sicilde tasdik ettirmediği, davalı ile davacı arasındaki distribütörlük sözleşmesini feshetmedikleri, “davacının Gübre Dağıtım Sistemine kayıt olmayıp, kullanmadıkları için ilgili kanuna uygun olmayan şekilde kaçak çalışması sebebi ile Gübrelerin Piyasa Gözetimi ve Denetimi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’ in 4.6 maddesinde belirtildiği gibi üretici firma da sevkiyat yaptığı takdirde sorumlu hale gelmekte ve idari para cezası uygulanmaktadır.” gerekçesi ile davacı şirkete mal sevkiyatını durdurulduğunun tespit edildiği belirtilmiştir.
Prof. Dr. … tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda; … arasındaki 01.05.2009 tarihli Distribütörlük Sözleşmesi” başlıklı sözleşmeye göre; üretici … Metal olup distribütör … – … olduğu, sözleşmenin konusunun, distribütörün Türkiye sınırları içerisinde … Metalin tarım ürünlerinin tamamının satış ve pazarlaması olduğu (m. 1,2), distribütör, satış hacmini artırmak ve sürekliliği temin etmekle yükümlü olduğu gibi, üretici de satışların artırılması ve devamlılığı için uygun koşul, fiyat ve kalite ile istenilen zamanda mal scvkiyatını yerine getirmekle yükümlü olduğu (m,3), distribütöre kesilecek her faturanın ödeme vadesi 30 gün olduğu (m.7), … Metal distribütörün satış yaptığı 3 firmalara distribütörlük hizmetlerinden memnun olmadığını tespit hallerinde bu firmaya direkt satış yapabileceğinin düzenlendiği (m. 10), sözleşme imza tarihinden 1 yıl süre ile geçerli olup sözleşmenin bitim tarihinden itibaren 60 gün önce sözleşmenin devamı veya sonlandırıİması hususunu birbirlerine yazılı olarak bildirileceğinin düzenlendiği (m. 12),
Davacı … …, davalı şirkete …. Noterliğinin 27.04.2018 tarih … y. Numaralı ihtarnamesi ile “Önce Türkiye sonra … Bölgesi yetkili distribütörü olarak tayin edilen keşide eden firmaya gerekçe olmaksızın mal tedarikinin kesilmesine istinaden mal tedarikine derhal başlanması aksi halde sözleşmenin keşide eden (davacı) tarafından haklı sebeple feshedileceğini, denkleştirme istemi dahil tüm hak ve alacak arın talep edileceğini ihtar etmiş olduğu,
Davacı, “Sayın İlgili” başlığı altında 27.04.2018 tarihli ihtarında beyan edilen süreye rağmen mal tedarikinin kendilerince başlamadığı 10 senedir tahsili istenmeyen belli faturalar üzerinden … Esas no ile ödeme emri ve 08.05.2018 tarihinde … yevmiye numaralı ile ihtar yollandığını, 2009 yılında akdedilen distribütörlük sözleşmesini haksız ve hukuka aykırı şekilde feshetmek istediklerini anladıklarını, 2017 yılında yapılan mutabakata istinaden bakiye 195.971 TL yi ihtirazı kayıtla gönderdiklerini bütün haklarını saklı tuttuklarını bildirdiği,
Davacı tarafından davalıya gönderilmiş olan 14.05.2018 tarihli dekonttan davalı adına 195.970 TL gönderildiğinin belli olduğu,
Davalı tarafından davacı adına düzenlenen irsaliyeli fatura tarihleri 14.07.2017 (ödeme tarihi 11.11.2017); 03.09.2017 (ödeme tarihi 01.12.2017): 30.06.2017 (ödeme tarihi 29.10.2017); 26.01.2017, 22.02.2017, 03.04.2017, 17.03.2017, 07.04.2017, 26.04.2017, 03.08 2017, 14.07.2017, 01.072017, 16.06.2017, 26.05,2017, 11.05.2017 tarihli sevk irsaliyelerin dosyaya sunulduğu,
Davalı … Noterinin 08.05.2018 tarih … yevmiye no’lu cevabi ihtarnamesi ile davalının davacıya mal temini ve satma yükümü olmadığını, taraflar arasında distribütörlük anlaşması bulunmadığını, davacının bakiye borcu bulunduğunu, bu borcun yıllardır devretmekte olduğunu, …. İcra Müdürlüğünün … Esas dosyası ile davacı aleyhine takip yapıldığını, bakiye fatura alacağı muhteviyatında olduğunu, davacının adres değişikliği nedeniyle tebliğ edilemediğini, davacının yıllardır süre gelen borcunun bulunması tebliğe elverişli adresinin olmamasının davalının imtina etmesini sağlayacak haklı sebep olduğunu, gübre satış yetki belgesini davacının temin etmediğini vd. belirterek tarafına ulaşan ihtarnameye itiraz ettiğinin anlaşıldığı,
Davacı …’ ın … fuarına katılımına dair faturanın 11.04.2014 tarihli olduğu, dosyaya 2008 yılına ait açıklamalı fotoğraf fotokopisi, resimler … adına kayıtlı işyerine işçilerin girişine ait 2011 yılı bordroları fotokopileri “Gübrelerin Piyasa Gözetimi ve Denetimi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” sunulmuş olup işyerinin il müdürlüğüne verilen sürede Gübre Dağıtıcılık Belgesi alamaması halinde ürünlerin üreticisine iade edileceği düzenlenmiştir (m.8) (126. 05.02.2016. s. 296/5),
… Asliye Ticaret Mahkemesinin … Tal. Dosyasına müstenid 01.03 2019 tarihli bilirkişi raporunda, davalı şirketin defterlerinin VUK Genel Tebliğine uygun tutulduğu, taraflar arasında distribütörlük sözleşmesinden kaynaklanan ticari bir ilişki olduğu, taraflar arasında borç/alacak bulunmadığı, davalının distribütörlük sözleşmesini karar defterlerine işleyip ticari siciline tasdik ettirmediği, tarafların arasında distribütörlük sözleşmesini feshetmedikleri, davacının ilgili kanuna uygun olmayan kaçak çalışması sebebiyle üretici firmanın sevkiyat yaptığı takdirde sorumlu olacağı sonucuna varıldığı,
… İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün yazısında …’a 14.02.2019 tarih … no’lu “Gübre Dağıtıcılık Belgesi” düzenlendiğinin tespit edildiği,
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Tal. Dosyasına müstenid 09.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda davacının 2017 – 2018 yılları ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, delil niteliği bulunduğu, davacının 2019 yılında faaliyetlerinin sona ermesi nedeniyle işletme defterine geçmiş olduğu şahıs işletmesinin karar defteri bulunmadığı, davacının ticari defter kayıtlarının incelenmesinde, 320 satıcılar hesabında davalıdan başka herhangi bir satıcı firma hesabı görülmediği, ticari ilişkinin son 5 yıl içerisinde davalıdan 897.798,47 TL mal alışı sağladığı, 3.896,24 TL mal iadeleri bulunduğu neticesinde 893.902,23 TL davalıdan net mal alışları olduğu, davacının davalıya 14.05.2018 tarihinde 195.971 TL EFT yaparak davalıya herhangi bir borcunun kalmadığının tespit edildiği,
Tek satıcılık sözleşmesi, yapımcı ile tek satıcı arasındaki hukuki ilişkileri düzenleyen çerçeve niteliğinde sürekli öyle bir sözleşmedir ki yapımcı mamullerinin tamamı veya bir kısmını belli bir bölgede tekele sahip olarak satmak üzere tek satıcıya bedeli karşılığında göndermeyi tek satıcı da sözleşme konusu mallan kendi adına ve hesabına satarak bu malların sürümünü arttırmak için faaliyetle bulunmayı üstlenir (Tancoğan II. Borçlar Hukuku. C.l/1. İstanbul 2008. 27 vb.)
Tek satıcılık sözleşmesinin başlıca unsurları belli bir bölgede satış tekeli tanınması; süreklilik taşıyan bir çerçeve sözleşme olması; kendi adına ve hesabına hareket; pazarlama, satış ve sürümü artırma faaliyetinde bulunma olarak belirlenebilir. (Tandoğan, 29-31).
Tek satıcılık sözleşmesinde belirli bir süre saptanmamışsa yahut süre saptanıp zımni yenileme olmuşsa belirsiz süreli sözleşme söz konusu olduğu, Mezkur sözleşme belirli yahut belirsiz süreli olup olmamasına bağlı olmadan haklı nedenle her zaman feshedilebilinir olduğu, Sözleşmenin sona ermesi sonucunda müşteri çevresini kaybeden tek satıcının denkleştirme tazminatı talep edebileceği TK m.122/6.4 ve b.5 hükümlerinden belirlidir.
Denkleştirme talebi, hakkaniyete aykırı düşmedikçe, tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sözleşme ilişkilerinin sona ermesi halinde de uygulanacağını (TK m.122/5),
Dosyada mübrez belgelerden taraflar arasında 2009 yılında “Distribütörlük Sözleşmesi” akdedildiği, taraflardan herhangi birinin sözleşmenin feshi ihbarında bulunmadığı ancak davalının davacı hakkında alacaklarına dayanarak 07.03.2018 tarihinde icra takibi başlattığı, davalının cevap dilekçesinde davacının yükümlülüklerine aykırı davranması nedeniyle mal tedarikinin kesildiği ve sözleşmenin sonlandırıldığının belirtildiği, davacının 2019 yılında faaliyetlerinin sona ermesi nedeniyle işletme defterine geçmiş olduğu, ticari defter kayıtlarında 320 satıcılar hesabında davalı dışında bir satıcı firma hesabı görülmediği, her ne kadar taraflar arasında sözleşmenin ihlali/ihtarı mevcut olmasa da işbu davanın açılmasıyla taraflar arasındaki distribütörlük sözleşmesinin sona ermiş sayılacağı davacının yükümlerini yerine getirmediğine ilişkin davalı iddialarına dair belgelerin dosyadan anlaşılmadığının görülmekte olduğunu, Bu halde, TK m.122/5 hükmü gereğince, distribütörlük sözleşmesinin sona ermesi halinde de denkleştirme tazminatının uygulanması söz konusu olacağı,
Hesap edilen denkleştirme tazminatı (taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle 5 yıl içerisinde davalıdan 893.902,23 TL net mal alışı bulunduğu dikkate alındığında hakkaniyet ve piyasa koşulları gereği işbu tutarın %15 oranında) MK 2. Maddesi ve TTL 122/5 hükümleri çerçevesinde davacının davalı şirketten 134.085,33 TL denkleştirme tazminatı talep edebileceği belirtilmiştir.
Davacı yan bilirkişi raporunda hesap edilen 134.085,33 TL bedel üzerinden davasını ıslah etmiştir.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan uzman bilirkişi raporlarının değerlendirilmesinde;
Davacı yanın talep etmiş olduğu denkleştirme tazminatı TTK’ nın 122 maddesinde; “(1) Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra; a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, b) Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve c) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir. (2) Tazminat, acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı sırasındaki ortalama esas alınır. (3) Müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan, acente sözleşmeyi feshetmişse veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse, acente denkleştirme isteminde bulunamaz. (4) Denkleştirme isteminden önceden vazgeçilemez. Denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmesi gerekir. (5) Bu hüküm, hakkaniyete aykırı düşmedikçe, tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi hâlinde de uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Tacir olmanın hükümleri genel olarak TTK madde 18. maddesinde-” (1) Tacir, her türlü borcu için iflasa tabidir; ayrıca kanuna uygun bir ticaret unvanı seçmek, ticari işletmesini ticaret siciline tescil ettirmek ve bu Kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmakla da yükümlüdür.
(2) Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.
(3) Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.
(4) Tacir sıfatına bağlı olan diğer hükümler saklıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Taraflar arasında 2009 yılında distribütörlük sözleşmesi imzalandığı anlaşılmıştır.
Distribütörlük Sözleşmeleri, Türk Hukuku tahtında sui-generis yani kanun ile düzenlenmemiş sözleşmeler arasındadır. Bir Distribütörlük Sözleşmesi satış sözleşmesinin unsurlarını taşıyabilir, ancak satış sözleşmesinden birden çok satış işlemini konu alması, münhasırlık gibi (aksi kararlaştırılmadıkça) maddeler içermesi, taraflar arası güçlü bağlılık ve sadakat özelliklerine sahip olması ve edim ilişkisinin sürekli nitelik göstermesiyle ayrılmaktadır.
Distribütörlük Sözleşmeleri ile acentelik sözleşmeleri sadakat yükümlülükleri ve edimlerin süreklilik bakımları bakımından benzer özelliklere sahiptirler. Ancak distribütörlük sözleşmesi, acentelik sözleşmesinden distribütörün kendi adına ve bağımsız olarak hareket edebilme yetkisi sebebiyle ayrılmaktadır. Ayrıca, distribütör malı satın alma ile tekrar satma fiyatı arasındaki farktan kazanç elde ederken , acenteye müvekkilinin yaptığı satışlardan komisyon ödenmektedir.
Distribütör sözleşmede yer alan ürünleri sağlayıcıdan satın aldıktan sonra kendi müşterilerine satmaktadır. Bu itibarla, sözleşmede yer alan ürünlerin mülkiyeti distribütöre devrolmaktadır. Satım sonucu elde edilen kar ve bu satıma ilişkin tüm mali ve fiili rizikolar bu sebeple distribütöre aittir. Distribütör sağlayıcının temsilcisi değildir. Sağlayıcı, distribütöre münhasır bir bölge veya münhasır bir müşteri grubu özgüleyebilir. Böyle durumda sağlayıcı, yasal olarak sahip olduğu, distribütörün münhasır bölge veya müşteri grubu ile ilgili başka bir distribütör atama hakkını kaybeder.
Distribütörlük sözleşmeleri kanunda açıkça düzenlenmediğinden acentelik sözleşmesine ilişkin denkleştirme tazminatına ilişkin TTK’ nın 122. Maddesi, bu maddenin 5. fıkrası” Bu hüküm, hakkaniyete aykırı düşmedikçe, tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi hâlinde de uygulanır.” hükmü uyarınca distribütörlük sözleşmelerine de uygulanacaktır.
Bu açıklamalar ve yasal düzenlemeler ışığında somut olayın incelenmesinde;
Taraflar arasında 2009 yılında imzalanan distribütörlük sözleşmesi kapsamında ticari ilişkinin varlığının bilirkişilerce tespit edildiği ve ticari kayıtlar ve faturalar ve ödemelerin incelenmesinde, ticari ilişkinin davanın açıldığı 2018 yılına kadar devam ettiği, davalı yanın son satış faturasının 31.08.2017 tarihli olduğu;
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetlerinin bulunduğu;
Davanın TTK’nun 122/4 maddesi uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı;
Davanın taraflardan herhangi birinin TTK’nun 18/3 maddesine uygun sözleşmesinin fesih ihbarında bulunmadığı ancak davalının davacı hakkında alacaklarına dayanarak 07/03/2018 tarihinde icra takibi başlatıtığı, davalının cevap dilekçesinde davacının yükümlülüklerine aykırı davranması nedeniyle mal tedarikinin kesildiği ve sözleşmenin sonlandırıldığının belirtildiği, davacının 2019 yılında davalı ile ticari faaliyetlerinin sona ermesi nedeniyle işletme defterine geçmiş olduğu, ticari defter kayıtlarında 320 satıcılar hesabında davalı dışında bir satıcı firma hesabı görülmediği, her ne kadar taraflar arasında sözleşmenin ihlali- ihtarı mevcut olmasa da işbu davanın açılmasıyla taraflar arasındaki distribütörlük sözleşmesinin sona ermiş sayılacağı;
Davacı yanın dava tarihinden önce davalı yana olan tüm borçlarını ödemiş olduğu;
Davalı tarafından davacının yükümlerini yerine getirilmediğine dair ödemelerin aksatıldığı ve 2016 yılında çıkan yönetmelik kapsamında davacı tarafından gübre dağıtım belgesinin alınmadığı gibi savunmalar ileri sürülmüş ise de, davalı yanca bu sebeplere yönelik TTK’nun 18/3 maddesine uygun olarak davacı yana ihtarat yapılmadığı, sözleşmenin feshedilmediği, davalı yanca dosyamıza ispata yarar bir delil sunulmadığı, davalı yanın bu savunmalarının kanıtlamadığı;
Davacı yanın portföy-denkleştirme tazminat talebinin yerinde olduğu; sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Bilirkişi … tarafından, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacının 5 yıl içerisinde davalıdan 893.902,23 TL net mal alışı bulunduğu dikkate alınarak, hakkaniyet ve piyasa koşulları gereği işbu tutarın %15 oranında, MK 2. Maddesi ve TTL 122/5 hükümleri çerçevesinde hesaplanan 134.085,33 TL denkleştirme tazminatı miktarı mahkememizce de uygun bulunmuş ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-134.085,33 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 9.159,38 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.707,75 TL ve ıslah akabinde yatırılan 582,09 TL olmak üzere toplam; 2.289,34 TL’ nin mahsubu ile bakiye 6.870,04 TL’ nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından peşinen karşılanan 2.289,34 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı parası, 194,00 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam; 1.729,90 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 16.688,11 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-HMK 120 maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran yana iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde sunulacak dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/10/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza