Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/571 E. 2022/83 K. 21.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2018/571 Esas
KARAR NO :2022/83 Karar

DAVA:Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/06/2018
KARAR TARİHİ:21/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile müvekkili şirket hakkında icra takip işlemlerine başlandığını, bu takibe istinaden gönderilen örnek 10 ödeme emrinin 13/05/2018 tarihinde tebliğ alındığını, çekin müvekkili şirket müşterisi … Proje Taah. Turzm. San. Ve Tic. Ltd. A.Ş. olan alacağına karşılık verildiğini, takip konusu çek ile birlikte başka bir adet çekin müvekkili şirket tarafından 06/10/2018 tarihli … fatura nolu … gönderi numaralı kargo paketi ile yurtiçi kargo şirketinin … şubesine Bimes şube varışlı olarak müşterisi … Elektriğe iletilmek üzere teslim edildiğini, 17/01/201 günü kargo dağıtımı yapıldığı sırada kargo aracının … … Böylesine giriş yaptığından kargo aracındaki personel kargo teslimi için aracı park ettiklerinde araç içerisinde bulunan ve müvekkili şirket tarafından teslim edilen ve içinde bahsi geçen çekler olan kargo paketinin de içinde bulunduğu plastik kasanın hırsızlık neticesinde çalındığını, bu hususta … Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile ödeme yasagı talepli olarak çek iptali davası açıldığı, çalıntı çek hakkında kambiyo takibi yapılmasının usul ve yasaya uygun olmadığını, çek arkasındaki ciroların gerçek olmadığını, müvekkili şirketin çekin arkasındaki cirantaların hiçbiri ile ticari ilişkisi olmadığını, çekin arkasına sahte kaşeler ile cirolar yapıldığını, söz konusu alacağın takip borçlusuna ödenmesi halinde müvekkili için telafisi imkansız olan neticelerin ortaya çıkacağını bu nedenle öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilmesini, akabinde davanın kabulü ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ve %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili …’ın çekin meşru hamili olduğunu, ciro silsilesinde bir kopukluk olmadığını ve ciro silsilesine göre müvekkili …’a dava konusu çekin meşru hamili olduğu için ona karşı senedin rızası dışında elden çıktığı iddiası ileri sürülemeyeceğini, borçlular ile önceki hamiller arasındaki ilişkiden doğan def’ilerin hamile karşı ileri sürülemeyeceğini, ileri sürebilmesi için hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması gerektiğini, müvekkilinin iyi niyetli hamil durumunda olduğunu, çekin veriliş koşullarının ve verilmeme sebebini araştırmak durumunda olmadığını, davacının yeni hamilin kötü niyetli olarak çeki iktisap ettiğini ve ağır kusurlu bulunduğunu kesin ve inandırıcı delillerler ispat etmesi gerektiğini, aksi durumda mücerretlik ilkesinin ortadan kalktığını, bu nedenlerle davalı müvekkilden talep edilecek ticari defter, tanık ve yemin her türlü talebe açıkça itiraz ettiklerini, davalı müvekkilinin gerçek kişi olması nedeniyle defter tutma yükümlülüğü bulunmadığını, davacı yanın iddiasına göre çeklerin kargo şirketi kuryesinin gasp edilmesi neticesinde elde edildiğini ifade ettiğini, çek ve diğer kıymetli evrakların kargo yoluyla taşınmasının kanunen mümkün olmayacağı bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, cevabi yazı içerikleri, … ATM’nin, … Esas sayılı dosyası, …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ve …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası mündericatları ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dava, davacı yanın 3. Ciranta davalının ise 8. Ciranta /son hamil konumunda bulunduğu dava konusu çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkin Menfi Tespit davasıdır.
Menfi tespit davası, davalı tarafından varlığı inkâr edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davadır (Kuru, B: İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 136).
Bu bağlamda dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine katılmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız mündericatında UYAP sureti yer alan; … ATM’nin, … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacısının dosyamız davacısı, dava konusunun ise; Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) olduğu anlaşılmıştır.
Yine davacı vekili tarafından dosya numarası bildirilen ve dosyamız arasına UYAP sureti celp olunun …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde de; müştekisinin … A.Ş., şüphelisinin İsmet Aslan, suçun; Kilitlenmek Suretiyle Muhafaza Altına Alınmış Olan Eşya Hakkında Hırsızlık olduğu ve dosyanın halen derdest olduğu anlaşıldı.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, davacı yanın 3. Ciranta davalının ise 8. Ciranta/son hamil konumunda bulunduğu dava konusu çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkin Menfi Tespit davası olduğu, davacı yanca dava konusu çekin rızası dışında elinden çıktığı ve davalı yana herhangi bir borcunun bulunmadığı yani bedelsizlik def’ine dayanarak eldeki davanın açıldığı, TTK’nın 704. maddesinde; çek herhangi bir suretle hamilinin elinden çıkmış bulunursa, ister hamiline yazılı bir çek bahis mevzuu olsun, ister ciro suretiyle nakledilebilen bir çek bahis mevzuu olup da hamil hakkını 702. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle mükellef olduğunun öngörüldüğü, belirtilen kanun hükmü uyarınca davacının, kendisinin yetkili hamili olduğunu kanıtlaması yanında, yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu da kanıtlaması gerektiği, çeki elinde bulunduran davalı hamilin, çeki edinme nedenini kanıtlamakla yükümlü olmadığı, aksi halin kabulünün kıymetli evrakın “mücerretlik ilkesini” ortadan kaldıracağı, Hukuk Genel Kurulu 2012/19-185 Esas-2012/386 Karar sayılı kararında da kötü niyetten maksadın, senedin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıktığını bilmek veya bilebilecek durumda bulunmak olarak kabul edildiği, bu haliyle yapılan değerlendirmede de; somut olayda uyuşmazlığın, davalının iyiniyetli hamil olup olmadığı noktasında toplanmakta olduğu, konuya ilişkin olarak davacı yanca bilgileri verilen ve dosyamız arasına Uyap sureti celp olunan …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiği, ancak taraflarının az yukarıda izah edildiği üzere, mahkememiz dosyasındaki taraflarla uyuşmadığı, davacı yanca mahkememizce verilen tüm sürelere rağmen başkaca bir ceza dosyası da beyan edilmediği, ispat yükü kendisinde olan davacı yanın, davalının çeki iktisabında kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğuna dair dosyaya yansıyan bir delilinin bulunmadığı, her ne kadar çek iptali davasında ödemeden men kararı verilmiş ise de, yerleşik Yargıtay içtihatları ile de sabit olduğu üzere, bu kararın iyiniyetli hamil konumunda olan davalıyı bağlamayacağı, ayrıca çekin tahsiline yönelik işlemlere de engel olmayacağı, bu sebeple davalının çeki takibe koymuş olmasının kötüniyetin ispatı olarak sayılamayacağı ve ayrıca iddia ve savunma kapsamında yapılan değerlendirmede de, Defter ve Kayıtların incelenmesinin sonuca etkili olmayacağı anlaşılmakla, davacı yanca ispat edilemeyen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 341,55 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 260,85 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-HMK 120. maddesi gereğince; taraflarca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/02/2022

Katip …
E imzalıdır

Hakim …
E imzalıdır