Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/515 E. 2019/1041 K. 24.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/515 Esas
KARAR NO : 2019/1041

DAVA : MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ : 04/06/2018
KARAR TARİHİ : 24/12/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan; “Menfi Tespit” davasının yapılan yargılaması sonunda;
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü …E. dosyası ile kambiyo senedine özgü icra takibi yapıldığını, ancak davacının takip alacaklısı davalı şirkete belirtilen icra takibi ve takibe dayanak senetten dolayı herhangi bir borcunun bulunmadığını, Davacı …’nin İstanbul’da kendi aracı ile servis taşımacılığı yaptığını, davalı taşımacı şirket adına da uzun yıllar okul servis taşımacılığı faaliyetini yürüttüğünü, davalı şirket tarafından diğer sözleşme yaptığı servisçilere olduğu gibi, sözleşme kurulurken davacıya tarih ve miktar kısmı boş senetler ileride doğabilecek borçlara teminat olması gerekçesiyle imzalatıldığını, okul servis taşımacılığı için taşımacı bir şirketle anlaşma yapmak zorunda olan davacının senedi imzaladığını, davacının, davalı şirket nezdinde hiçbir borcu olmadan Haziran 2016 tarihinde sözleşmesini karşılıklı mutabakatla sonlandırdığını, ancak davalı tarafından davacıya imzalatılmış senetin iade edilmediğini, davacının, davalı şirket ile sözleşmesinin bitmesinden yıllar sonra hiçbir borcu olmamasına rağmen davalı şirket tarafından takibe konu senet doldurularak icra takibi başlatıldığını, her türlü tazminat ve fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, davacının davalıya İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı dosyası ve bu dosyaya dayanak teşkil eden senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine, takibin ve senedin iptaline, %20 oranında kötüniyet tazminatına, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

S A V U N M A /
Davalı vekili tarafından sunulan 06/05/2019 tarihli beyan dilekçesinde özetle: bononun teminat bonosu olmadığını, davalının alacağına karşılık verilen bono olduğunu, davacının aracı ile davalı firmada okul servisi taşımacılığı yaptığını, servis taşımacılığı yaptığı esnada öğrencilerin servis ücretlerini araç şoförlerinin topladığını, servis şoförlerinin alacağı ücreti alıp, geri kalan parayı da davalı şirkete teslim ettiklerini, ancak davalının çalıştığı süre içerisinde davalıya ödemesi gereken ücretleri eksik ödediğini ve bu nedenle de davalıya borçlu kaldığını, davacının bu borcuna karşılık da davalıya bono düzenleyip verdiğini, ve sözleşmesini de noktaladığını, davacının, davalı firmaya fatura kestiği ve buna karşılık alacağtnı aldığı iddiasının doğru olduğunu, ancak bunun davacının borçlu olmadığı sonucunu doğurmadığını ve borçlu olmadığına dair delil sayılamayacağını, davacının, davalı ile sözleşme dışında bir ticari ilişkisinin de olmadığını, borcun kaynağının davacının, davalı adına topladığı bedelleri davalıya teslim etmemesi olduğunu, borçsuzluk iddiasının davalının ticari defterleri ile ispat edilmesinin mümkün olmadığın savunmuş, davanın reddine karar verilmesini, %20 oranında inkar tazminatına hükmedilmesini, vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

G E R E K Ç E /
Dava; İİY’ nin 72 maddesi uyarınca açılmış; “Menfi Tespit” davası niteliğindedir.
Celp edilen İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde; Davalı- alacaklı tarafından, davacı- borçlu aleyhine 05/01/2015 tamz,ö ve 30/06/2015 vade tarihli 15.000,00 TL miktarlı senede dayalı olarak 15.000,00 TL asıl alacak, 3.724,52 TL işlemiş faiz, 45,00 TL komisyon olmak üzere toplam 18.769,52 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Dava/ takip konusu senet incelendiğinde; davacı … tarafından davalı … Şti. lehine 15.000 TL bedelle, İstanbul- 05/01/2015 keşide yer ve tarihli olarak 30/06/2015 ödeme günüyle düzenlendiği, senet üzerinde bedelinin nakden ahzolunduğu ibaresinin mevcut olduğu görülmüştür.
Takip/ dava konusu senet üzerinde teminat senedi olduğuna dair ibare olmadığı gibi taraflar arasındaki senetten kaynaklanan ilişkiye dair imzalı sözleşmenin olmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekilince davalı adına düzenlenen faturalar ile imzasız sözleşme sureti ibraz olunmuştur.
Tarafların usulünce bildirdikleri tüm delilleri toplanmış ve dava/ takip konusu senedin taraf defter ve kayıtlarına yansıyış şeklini de tespit bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Alınan bilirkişi raporunda özetle; davacının basit usule tabi vergi mükellefi olduğu, bu sebeple tutmak zorunda olduğu ticari defter olmadığı, davalının ikrar ettiği gibi davacının davalıya servis taşımacılığı hizmeti verdiği, bu sebeple davalıya fatura düzenlediği, davalının davacının okul servisi hizmeti verdiği servis bedellerini davacının topladığı ancak davalıya teslim etmesi gereken bedellerden teslim etmediği kısım için dava konusu senedin düzenlendiği iddiası olduğu, ancak davacının bu bedelleri topladığı ve davalıya teslimine ilişkin belge sunulmadığı, davalının tüzel kişi şirket olduğu ve ticari defterleri tutmak zorunda olduğu, taraflar arasındaki borç/alacak ilişkisi ve dava konusu senedin davalı ticari defterlerinde kayıtlarının tutulması gerektiği, davalının incelemeye defterlerini ibraz etmediğinden davalıya ait bu kayıtlar üzerinde inceleme ve değerlendirme yapılamadığı tespitlerinde bulunulmuştur.
İddia, savunma, toplana tüm deliller ile dosyada alınan bilirkişi raporu bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının kendine ait aracıyla davalıya servis hizmeti verdiği, bu hizmetler kapsamında davacı yanca davalı adına 16/01/2014 tarihinden 19/10/2016 tarihine kadar faturalar düzenlendiği ve faturadan kaynaklı alacaklarını tahsil edildiği, bu şekilde taraflar arasında hizmet ilişkisi bulunduğu ihtilafsızdır. Davacı yanca dava/ takip konusu senedin sözleşme kurulurken diğer servisçilerle olduğu gibi ileride doğabilecek borçlara teminat olması gerekçesiyle tarih ve miktar kısmı boş olarak imzalatıldığı, sözleşme ilişkisinin son bulmasından sonra teminat olarak verilen senedin iade edilmediği ve yıllar sonra takibe konu edildiği iddia edilmiştir. Senet üzerinde teminat senedi olduğuna ilişkin ibare bulunmadığı gibi bu kapamda teminat senedi olarak verildiğine ilişkin sözleşme de sunulmamıştır. Kambiyo senedi illetten mücerret olup, dava/ takip konusu senet üzerinde bedelinin nakden ahzolunduğu yazılı bulunmakla ispat yükü aksini iddia eden davacı taraftaysa da, davalı vekili tarafından Uyap üzerinden sunulan 06/05/2019 tarihli e-imzalı beyan dilekçesi ile davacının çalıştığı süre içerisinde davalıya ödemesi gereken ücretleri eksik ödediği, davalıya borçlu kaldığı, borcuna karşılık da dava/ takip konusu bonoyu düzenleyip verdiği ve sözleşmenin davalı yanca noktalandığı bildirilmekle nakden kayıtlı bononun veriliş nedeni talil edilmiş ve ispat külfeti yer değiştirerek davalı yana geçmiştir. Davalı yan bu yöndeki savunmasını ispat kapsamında herhangi bir delil ibrazında bulunmadığı gibi belirlenen günde defter ibrazında da bulunmamış, ispat külfetinin davacıda olduğunu ve ticari defterlerle senedin aksinin ispatının mümkün olmadığını beyan etmekle yetinerek alacak hakkına dair ispat külfetini yerine getirememiştir. Diğer yandan davalı yan eksik ödenen bedellere yönelik senet alındığını ve bu şekilde sözleşmenin de sonlandırıldığını beyan etmişse de senedin keşide ve vade tarihlerini de kapsar şekilde 2016 Haziran ayına kadar aradaki hizmet ilişkisinin sürmesi, vade tarihi gelen bir senede ilişkin alacak talebinde bulunulmadan hizmet ilişkisine devam edilmesi ve adına düzenlenen faturaların ödenmesi hayatın olağan akışına uygun görülmediğinden bu yöndeki savunma da yerinde görülmemiştir. Davalı yan yemin deliline de dayanmadığından alacak hakkı mevcut dosya durumu itibariyle ispat olunamamış, davacının dava/ takip konusu senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığına kanaat getirilmiştir. Tüm bu sebeplerle davacının menfi tespit talebinin kabulüne, takipteki ve senetteki tarafların dosyamız taraflarıyla sınırlı olması karşısında senedin ve takibin iptaline karar vermek gerekmiş, öte yandan senedin teminat senedi olduğunun ispatlanamaması ve davalının takip yapmakta kötüniyetli olduğuna yönelik elverişli delil de sunulmaması nedeniyle davacı yanın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, davacının davalıya İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takip dosyası ile dayanak 05/01/2015 keşide ve 30/06/2015 vade tarihli, davacı tarafından davalı lehine düzenlenen senet nedeniyle borçlu olmadığının TESPİTİNE, takibin ve senedin İPTALİNE,
2-Şartları oluşmayan tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 1.282,15 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 320,54 TL’ nin mahsubu ile bakiye 961,61 TL’ nin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 320,54 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı parası, 150,50 TL müzekkere ve davetiye masrafı, 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam; 936,40 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
6-HMK 120 maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …