Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/505 E. 2020/288 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/505 Esas
KARAR NO:2020/288

DAVA:İstirdat- Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ:31/05/2018
KARAR TARİHİ:30/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat- Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında menkul mal ticaretine ilişkin cari hesap ilişkisinin mevcut olduğunu, söz konusu cari hesap ilişkisinde en son alınan malların ayıplı çıkması üzerine ticari ilişkiye son vermek için müvekkili şirket tarafından 03/11/2017 tarihinde 2.036,61 TL’ lik iade faturasının gönderildiğini, iade faturasının davalı şirketçe kabul edildiğini, buna rağmen davalı şirketçe 08/11/2017 tarihinde kargo yoluyla gönderilen fatura iade konusu malların davalı şirketçe kabul edilmeyerek tekrar gönderildiğini, akabinde davalı şirketçe malların ayıplı olduğu kabul edildiğini ve söz konusu malların 30/11/2017 tarihinde tekrar davalı şirkete gönderildiğini ve davalı şirketçe teslim alındığını, bahsi geçen iade faturasının tanzim edildiği tarihteki alacağı olan 7.190,67 TL iken iade faturasının kabulünden sonra cari hesaba mahsuben 24/11/2017 tarihli 992,40 TL miktarlı ve 01/12/2017 tarihli 2.134,66 TL miktarlı ödemelerle cari hesap bakiyesinin 2.000,00 TL’ ye düşürüldüğünü, davalı şirket tarafından iade faturası ve fatura konusu malların da cariden düşülmeden …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla 4.078,87 TL miktarlı icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin başlatılan icra takibinden habersiz olarak 2.000,00 TL olan borcunu 22/12/2017 tarihinde davalıya ödediğini, cari hesap borcunun ödendiğini, davalı tarafından takibe devam edilmesi üzerine müvekkili tarafından cebri icra tehdidi altında mükerrer ve fazladan 3.420,03 TL ödendiğini, öte yandan müvekkilinin icra işlemi nedeniyle bankalar nezdinde riskli şirket pozisyonuna düştüğünü ve faaliyet gösterdiği Karaköy ticaret piyasasında olumsuz bir imaj çizdiğini belirterek; mükerrer ödenen 3.420,03 TL’ nin davalıdan ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte istirdadına ayrıca 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; müvekkilinin davalıya en son 28/09/2017 tarihinde … nolu fatura ile ürün sattığını, davacının kısmen ödemeler yaptığını, kalan 4.063,67 TL’ nin ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını, takip başlatıldıktan sonra 22/02/2017 tarihinde bakiye borcun 2.000,00 TL’ sinin müvekkili şirket hesabına ödendiğini, takibin kesinleştiğini davacı borçlunun haciz anında bakiye borç olan 3.417,73 TL’ yi ödediğini, davacıya satılan ürünlerin ayıplı olmadığını, müvekkile ayıp ihbarı yapılmadığını, iade faturasının ticari defterlerinde bulunmadığını, kendilerine tebliğ edilmediğini, ürün iadesinin söz konusu olmadığını, davalının icra takibinde borçlu bulunduğu meblağı ödediğini savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİİLER, DEĞERLENDİRME VE G E R E K Ç E /
İstem, cebri icra tehdidi altında ödendiği ileri sürülen bir miktar paranın istirdadına ve haksız icra takibinden ve fiili haciz işleminden dolayı davacının uğramış olduğu manevi zararın tazminine ilişkindir.
İcra dosyası celp edilmiş, taraf delilleri toplanmış, taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Celp edilen …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde: Davalı tarafından davacı aleyhine ilamsız icra takibiyle 4.078,87 TL meblağ üzerinden cari hesap alacağına istinaden icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
05/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davacı firmanın takip tarihi itibariyle ticari defterlerinde davalıya 2.000,05 TL borçlu gözüktüğü, icra takibi sonrasında davalı firma banka hesabına 2.000,00 TL tutarında ödeme yaptığı, davacı tarafından davalı adına düzenlenen 03.11.2017 tarih, … nolu, 2.063,61 TL tutarındaki iade faturasının davacı kayıtlarında 10.11.2017 tarih, 500 yevmiye no ile kayıtlı olduğu, davalı firmanın takip tarihi İtibariyle ticari defterlerinde davacıdan 4.063,71 TL alacaklı gözüktüğü, icra takibi sonrasında davacı tarafından banka hesabına 2.000,00 TL yatırıldığı, davacı tarafından davalı adına düzenlenen 03.11.2017 tarih, … nolu, 2.063,61 TL tutarındaki iade faturasının davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın davacıya ait 03.11.2017 tarih, … nolu, 2.063,61 TL tutarındaki iade faturasından kaynaklandığı, dosya içerisinde davacı tarafından davalı firmaya ayıp ihbarında bulunulduğuna dair herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, 03.11.2017 tarihli iade faturasının … nolu gönderi ile 07.11.2017 tarihinde davalıya tebliğ edildiğine dair davacı yanın kargo gönderi bilgileri dökümü sunduğu, iadeye konu malların da … nolu gönderi ile 01.12.2017 tarihinde davalıya teslim edildiğine dair davacı yanın kargo gönderi bilgileri dökümü sunduğu, dosyaya sunulan kargo gönderi bilgileri dökümlerinde kargoların içeriği hakkında (iade faturasının ve iadeye konu malların bulunduğuna dair) net bir bilgiye yer verilmediği, bu konudaki değerlendirmenin sayın mahkemenin takdirlerinde kaldığı, davacının takip tarihi itibariyle davalıya 2.000,05 TL borçlu olduğu, davacının icra takibi ile temerrüde düştüğü ancak davacının icra takibine itiraz etmediği ve takibin kesinleştiği, icra takibi sonrasında davacı tarafından 22.12.2017 tarihinde davalı banka hesabına 2.000,00 TL ödeme yapıldığı, davalı şirket hesabına yatırılan 2.000,00 TL’nin düşülerek haciz işlemlerine devam edildiği ve kalan 3.417,73 TL’nin davacı tarafından ödendiği dikkate alındığında, davacı firma tarafından 3.417,73 TL’nin yersiz ödendiği, iade faturası ve içeriği malların davalı firmaya teslim edildiğinin ispatlanamadığına kanaat getirmesi halinde ise; davacının takip tarihi itibariyle davalıya 4.063,71 TL borçlu olduğu, davacının icra takibi ile temerrüde düştüğü ancak davacının icra takibine itiraz etmediği ve takibin kesinleştiği, icra takibi sonrasında davacı tarafından 22.12.2017 tarihinde davalı banka hesabına 2.000,00 TL ödeme yapıldığı, davalı şirket hesabına yatırılan 2.000,00 TL’nin düşülerek haciz işlemlerine devam edildiği ve kalan 3.417,73 TL’nin davacı tarafından ödendiği dikkate alındığında, davacı firmadan mükerrer tahsilat yapılmadığı tespit edildiği belirtilmiştir.
Davacı taraf, tanık deliline dayandığını, tanıklarının davalı yana yapılan ödemeler hususunda beyanda bulunacağını beyan etmiş ise de, davacı yanın tanık dinletme talebi 6100 sayılı HMK’nın 200. Maddesi uyarınca yerinde görülmeyerek red edilmiştir.
Dosya kapsamı toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre yapılan değerlendirmede;
Davacı taraf, davalı tarafa cebri icra tehdidi altında fazladan ödeme yaptığı gerekçesiyle mükerrer ödenen 3.420,03 TL’ nin davalıdan ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte istirdadını ayrıca haksız haciz nedeniyle itibarının zedelendiğini belirterek 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir.
Davacı firmanın takip tarihi itibariyle ticari defterlerinde davalıya 2.000,05 TL borçlu gözüktüğü, icra takibi sonrasında davalı firma banka hesabına 2.000,00 TL tutarında ödeme yaptığı, davacı tarafından davalı adına düzenlenen 03.11.2017 tarih, … nolu, 2.063,61 TL tutarındaki iade faturasının davacı kayıtlarında 10.11.2017 tarih, 500 yevmiye no ile kayıtlı olduğu, davalı firmanın takip tarihi itibariyle ticari defterlerinde davacıdan 4.063,71 TL alacaklı gözüktüğü, icra takibi sonrasında davacı tarafından banka hesabına 2.000,00 TL yatırıldığı, davacı tarafından davalı adına düzenlenen 03.11.2017 tarih, … nolu, 2.063,61 TL tutarındaki iade faturasının davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın davacıya ait 03.11.2017 tarih, … nolu, 2.063,61 TL tutarındaki iade faturasından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde davacı tarafından davalı firmaya ayıp ihbarında bulunulduğuna dair herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, 03.11.2017 tarihli iade faturasının … nolu gönderi ile 07.11.2017 tarihinde davalıya tebliğ edildiğine dair davacı yanın kargo gönderi bilgileri dökümü sunduğu, dosyaya sunulan kargo gönderi bilgileri dökümlerinde kargoların içeriği hakkında (iade faturasının ve iadeye konu malların bulunduğuna dair) net bir bilgiye yer verilmediği anlaşılmıştır.
Davada ispat külfeti davacı taraftadır. Davalı yanın ayıplı ifada bulunduğu ve iade faturası ve içeriği malların davalı firmaya teslim edildiği hususlarının davacı yanca ispatlanması gerekmektedir. Ancak bu hususlar davacı yanca ispatlanamamıştır. Davacı yanın ticari defterlerindeki kayıtlar karşı taraf kayıtları ile örtüşmediğinden ispat için yeterli görülmemiştir. Bu nedenle davacının takip tarihi itibariyle davalıya 4.063,71 TL borçlu olduğu, davacının icra takibi ile temerrüde düştüğü ancak davacının icra takibine itiraz etmediği ve takibin kesinleştiği, icra takibi sonrasında davacı tarafından 22.12.2017 tarihinde davalı banka hesabına 2.000,00 TL ödeme yapıldığı, davalı şirket hesabına yatırılan 2.000,00 TL’nin düşülerek haciz işlemlerine devam edildiği ve kalan 3.417,73 TL’nin davacı tarafından ödendiği dikkate alındığında, davacı firmadan mükerrer tahsilat yapılmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmış, şartları oluşmayan istirdat ve manevi tazminat istemlerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istirdat ve manevi tazminat istemlerinin yerinde görülmediğinden AYRI AYRI REDDİNE,
2-İstirdat talebi yönünden alınması gereken 54,40 TL ve manevi tazminat talebi yönünden alınması gereken 54,40 TL olmak üzere toplam; 108,80 TL ret harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 170,78 TL’ den mahsubu ile arta kalan bakiye 61,98 TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-İstirdat istemi yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Manevi tazminat istemi yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-HMK 120.maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
7-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe çıkartılmasına,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde sunulacak dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/06/2020

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .