Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/50 E. 2019/704 K. 22.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/50 Esas
KARAR NO: 2019/704

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ: 15/01/2018
KARAR TARİHİ: 22/10/2019

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesini özetle; Müvekkili banka ile dava dışı… Şti. arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesini davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı ve bu sözleşmeye istinaden borçlu şirkete kredili mevduat hesabı açıldığını, borcun ödenmemesi üzerine …Noterliğinin 08.11.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı gönderilerek borcun yasal süre içinde ödenmemesi halinde yasal yollara başvurulacağının bildirildiğini, ihtara itirazda bulunmayan borçlulara Beykoz İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, ancak yetki itirazı üzerine, İstanbul … İcra Müdürlüğünün… E. sayılı dosyası üzerinden takibe devam edildiğini, itirazın haksız olduğu ve kötü niyetli olduğundan iptalinin gerektiğini, zira borçlulara gönderilen ihtara itiraz edilmediği ve davalının müteselsil kefil olarak imzaladığı Genel Kredi Sözleşmesine istinaden kullandırılan kredi borcundan sorumlu olduğunu, borcun ödendiğine dair hiçbir belge sunmadığından itirazın geçersiz olduğunu, faiz oranlarının sözleşme ile belirli olduğundan itirazın kötü niyetli olduğu iddiasında bulunarak, açıklanan nedenlerle davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile açılan takibe ve ferilerine ilişkin itirazının iptalini, davalı aleyhine % 20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, takibin devamını ve yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

S A V U N M A /
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesini özetle; icra takibine konu olan borç dönemine ilişkin genel kredi sözleşmesine müvekkilinin taraf olmamasından dolayı husumet yokluğundan davanın reddini gerektiğini, zira müvekkilinin genele kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzalamış olsa bile sözleşmede kefaletten sorumlu azami miktar, kefalet tarihi ve müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini gösterir kendi el yazsızıyla bir ibare bulunmadığından müvekkilinin kefil sıfatını haiz olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, takdir edileceği üzere müvekkili sorumluluğu için geçerli bir kefalet sözleşmesi gerekli olduğunu, şekil şartlarına aykırı tanzim edilmiş sözleşmenin geçerli olamayacağını, TBK 583/1 hükmünün de bu yönde olduğunu, 583/2 ye göre el yazısıyla yazılması gereken ifadelerin bulunmadığını, Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğu gözetilerek davanın reddinin gerektiğini, açıklanan bu nedenlerle davanın usulden reddini, aksi takdirde geçersiz sözleşmeye dayanılarak müvekkili aleyhine takip başlatılamayacağından takibin iptalini ve müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile davanın esastan reddini, müvekkili aleyhine hükmedilmesi istenilen % 20 icra inkâr tazminatı talebinin reddini ve yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

G E R E K Ç E /
Dava, zahiren İİY’ nin 67 maddesi uyarınca açılmış İtirazın İptali davasına ilişkin olup, batınen talep kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkindir.
Davacı yanca, kullandırılan krediye ilişkin kredi sözleşmesi ve bir kısım belgeler dosyaya ibraz edilmiş, incelenmiştir.
Davacı banka ile dava dışı… Şti. Arasında 18/06/2007 tarihli ve 120.000 USD limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmış ve davalı … da bu sözleşmeye müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak taraf olmuştur.
Davacı banka dava dışı şirket ve davalıya… Noterliğinin 08/11/2016 tarih ve…yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ederek ” … 08/11/2016 tarihi itibariyle 7.483,49 TL olarak belirlenen Kredili Mevduat borcunun işbu ihtarın tebliğinden itibaren 24 saat içinde faiz ve ferileriyle birlikte ödenmesi, ödeme yapılmadığı takdirde yasal yollara başvurulacağı” ihtarında bulunmuştur. İhtarname dava dışı şirket ve davalıya 10/11/2016 tarihinde tebliğ edilmiş, asıl borçlu ve davalı 12/11/2016 tarihi itibariyle temerrüde düşmüştür.
Genel Kredi Sözleşmesinin 5. Maddesinde aynen: “Müşteri iş bu sözleşmeden doğan borçlarını gününde ödemediği takdirde, temerrüdün doğduğu tarihten itibaren bunları bankaya ödeyeceği tarihe kadar geçen günler için temerrüt tarihinde bankaca tespit edilmiş en yüksek kredi faiz oranının yıllık %50 fazlası olarak hesaplanacak oranda temerrüt faizi ödeyecektir. Hükmü mevcuttur. Bu hüküm kapsamında davalının temerrüt tarihi itibariyle aylık %2,02, yıllık %24,24 oranında akdi faiz ve aylık %2,52 yıllık %30,24 temerrüt faizi istenebileceği tespit edilmişse de takip talebindeki istem koşulları dikkate alınarak ve taleple bağlılık ilkesi gereğince bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre: Davalı kefaletinin mevcut ve geçerli olduğu kanaatine varması halinde; davacı bankanın davalı kefilden 16.01.2017 takip tarihi itibarıyla tespitimiz gibi 7.512,25 TL. asıl alacak ve talebiyle bağlı olarak da 119,37 TL. temerrüt faizi ve 5,97 TL de gider vergisi olmak üzere toplam 7.637,59 TL. alacaklı olduğunun hesaplandığını, takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar 7.512,25 TL matrah üzerinden % 24,24 temerrüt faizi ile bunun % 5 i gider vergisinin istenebileceğini belirtilmiştir.
Davalı yan aşamalardaki savunmalarında, davalı Genel Kredi Sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamışsa da kefalette sorumlu olduğu azami miktar, kefalet tarihi ve müteselsil kefil sıfatı ile veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini gösterir kendi el yazısıyla bir ibare bulunmaması sebebiyle davalının sözleşmede kefil sıfatına haiz bulunmadığı savunulmuştur.
İddia ve savunmalara nazaran taraflar arasında 18/06/2007 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında hukuki ilişki bulunduğu ihtilafsız olmakla, uyuşmazlığın sözleşmedeki kefaletin geçerli olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Takip ve dava konusu Genel Kredi Sözleşme tarihi 18/06/2007 olup, tarih itibariyle 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümleri yürürlüktedir. 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 1.maddesine göre TBK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Kefalet sözleşmesi 818 sayılı B.K yürürlükte iken kurulduğundan ve kurulan kefaletin kamu düzenine aykırı olduğu sonucunu doğurmayacağından somut olayda 6098 sayılı T.B.K’nın 583. Maddesinin uygulanma koşulları bulunmamaktadır.
818 sayılı Borçlar Kanununun 484. Maddesinde: “Kefaletin sıhhati, tahriri şekle riayet etmeğe ve kefilin mes’ul olacağı muayyen bir mikdar iraesine mütevakkıftır.” hükmü mevcuttur.
Dosyamız arasına celbedilen Genel Kredi Sözleşmesi aslı incelendiğinde, davalının sözleşmenin müşterek borçlu ve müteselsil kefil için ayrılan bölümünde isim ve imzasının bulunduğu, davalının bu hususa bir itirazının bulunmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar kefalet beyanında kefalet miktarı açıkça yazılmamışsa da Yargıtay’ın 12/04/1944 tarihli ve 14/13 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararı gözetildiğinde Genel Kredi Sözleşmesinin ilk sayfasında kredi limitinin yazılı olması sebebiyle borç ve kefalet miktarının belli olduğu sebeple davalının kefaletin geçersizliğine yönelik savunmaları yerinde görülmemiştir. Bankacı bilirkişiden alınan rapor taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine ve dosya kapsamına uygun, ayrıntılı ve denetime elverişli kabul edilmekle, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Diğer yandan alacağın likit ve itirazın haksız olması karşısında davacı lehine İİK’nun 67. maddesi uyarınca %20 nispetinde hesaplanan icra inkar tazminatı tayinini de içerir şekilde aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-Davalı yanın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 7.512,25 TL asıl alacak, 119,37 TL işlemiş faiz ve 5,97 TL faizin %5’i oranında gider vergisi olmak üzere toplam 7.637,59 TL alacak yönüyle İPTALİNE, takibin davalı yan açısından asıl alacağa yıllık %24,24 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında gider vergisi yürütülmesi suretiyle kaldığı yerden DEVAMINA, fazlaya ilişkin yerinde görülmeyen istemin REDDİNE,
2-Hükmolunan alacağın %20’si nispetinde hesap ve takdir olunan 1.527,51 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 521,72-TL nisbi ilam harcından peşin alınan 133,74-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 387,98- TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının ilk dava açılırken peşin olarak yatırdığı 133,74-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı ilk masraf 41,10-TL, 800,00-TL bilirkişi ücreti, 93,00-TL posta gideri ücreti olmak üzere toplam 934,10-TL’nin red ve kabul oranına göre 911,04-TL ‘nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, arta kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.725,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 193,28-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Tarafların yatırdığı gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …