Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/470 E. 2019/371 K. 03.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/470 Esas
KARAR NO : 2019/371

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/05/2018
KARAR TARİHİ: 03/05/2019

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
AÇILAN DAVA VE İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davacı şirketin … Hastanesi adı altında hastane faaliyetinde bulunduğunu, davalının ise sağlık turizm organizasyon ve danışmanlık şirketi olup yurt dışından Türkiye’ye hasta getirdiğini, bu doğrultuda davacı ile davalı arasında 14/08/2014 tarihli sözleşme yapıldığını, davalı sağlık organizasyon şirketinin yurt dışından getirdiği hastaların davacı şirketin hastanesinde tedavi olduğunu ve ameliyat olması gerekenlerin ise ameliyat edildiğini, ayakta veya yatarak verilen sağlık hizmetinin bedeli, davalı firmaya kesilen faturalardan sonra davalı firma tarafından davacı şirketin hesabına yatırılması gerektiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki sonucu, muavin defterlerinden de anlaşıldığı gibi davacı şirketin davalıdan toplam 278.694,00-TL bakiye alacağı kaldığını, davacı şirketin defalarca davalıdan bakiye alacağını talep ettiği halde bir türlü yanıt alamadığını, bunun üzerine davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının icra takip dosyasına yaptığı itiraz ile takibin durduğunu, davalı borçlunun itirazında haksız olduğunu, bu nedenlerle 278.694,48-TL alacağın davalının icra takibi ile temerrüde düştüğü tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davalı şirketi ile davacı şirket arasında akdolunan 14/08/2014 tarihli Sağlık Hizmetleri Sözleşmesi gereğince davalı şirket, yabancı uyruklu hastaların davalı şirkete ait hastanede tedavi görmelerine aracılık edeceğini, davacı şirket de bahsi geçen hastaların tedavi masraflarını davalı şirkete fatura etmek suretiyle davalı şirketten tahsil edeceğini, buna mukabil davalı …’nın bu sözleşmeden doğacak aracılık hizmeti bedelleri, taraflar arasında mutabık kalınarak hastane tarafından düzenlenecek hizmet faturaları esas alınarak sözleşmede belirlenen oranlar üzerinden faturalandırılmak suretiyle müvekkil şirkete ödeneceğini, davanın davalı şirket yönünden reddedilmesi gerektiğini, davalı şirketin sözleşme uyarınca yabancı uyruklu hastaların davacıya ait hastanelerde tedavi görmeleri için aracılık hizmetini sunduğunu, üstelik, davalı şirketin … faturaya konu hizmetleri alan taraf da olmadığını, tüm bu hizmetler hastalara sunulmuş olup tedavi hizmetlerinden doğan borçtan hastalar ve hastaların sigortalısı bulunduğu sigorta şirketleri sorumlu tutulması gerektiğini, aracılık edilen hastaların Libya’dan geldiğini, ancak Libya’da baş gösteren iç karışıklıklar nedeniyle yurt dışından gelen hastaların Libya’da sigortalı bulundukları sigorta şirketleri ödeme yapamamaya başladığını ve davalı şirketin sözleşme ile üstlendiği edimleri ifa etmesine ve faturalara konu hizmetleri doğrudan kendisi almamış olmasına karşın faturaların davalı şirket adına düzenlenmiş olması nedeniyle ağır bir borç yükü ile karşıya bırakıldığını, bu bağlamda, mahkeme ara kararı uyarınca faturalara konu hizmetlerin sunulduğunu gösterir kayıtların davacı tarafça dosyaya sunulması davanın ispatı bakımından önem arz ettiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibine konu olarak 14.08.2014 tarihli Sağlık Hizmetleri Sözleşmesi’ne istinaden düzenlenen faturaları gösterdiğini, ancak söz konusu faturaların davalı şirkete tebliğ edilmediğini, bu hususun da mahkemece dikkate alınması gerektiğini, bu nedenlerle, öncelikle işbu dilekçenin davaya cevap dilekçesi olarak kabulünü ve delil listesinde gösterilen delillerin mahkemece dikkate alınmasını, huzurdaki davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, MAHKEMECE YAPILAN NİTELENDİRME VE VARILAN SONUÇ :
Dava; taraflar arasındaki 14/08/2014 tarihli Sağlık Hizmetleri Sözleşmesi uyarınca sunulan hizmetlere ilişkin davacı yanca keşide edilen faturalardan kaynaklı bakiye alacağın tahsili istemine ilişkindir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uyarınca tarafların hasrettikleri delilleri toplanmıştır. Ön inceleme duruşmalı yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır. Davacı vekili takibe dayanak alacak iddiası kapsamında cari hesap kayıtları ve fatura suretleri dosyaya sunulmuştur. Mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, alınan bilirkişi raporu özetle; “Davacının incelenen 2014 yılı yasal defterlerinin açılış ve yevmiye defteri kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı, yasal defterlerinde borç/alacak işlemlerine ait kayıtların açık ve net olduğu, lehe delil olabileceği, davalının incelenen 2014 yılı yasal defterlerinin açılış ve yevmiye defteri kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı, ancak yasal defterlerinde borç/alacak işlemlerine ait kayıtların açık ve net olmadığı, diğer bir ifade ile davalı defterlerinin ihticaca salih olmadığı, taraflar arasında akdedilen sözleşme çerçevesinde davacının davalı adına toplam KDV dahil 491.310,00-TL tutarında sağlık hizmet faturası düzenlediği, davalının ise davacıya 167.514,74-TL banka havalesi ile ödeme yaptığı, ayrıca sözleşme çerçevesinde davalının % 10 komisyon geliri olarak toplam 45.100,78-TL komisyon faturası düzenlendiği, bu durumda davalının davacıya toplam (167.514,74-TL nakit + 45.100,78-TL fatura=) 212.615,52-TL ödeme yaptığı, davalının yaptığı 212.415,52-TL ödeme sonrası davacı alacağının 278.694,48-TL olduğu, ancak sözleşmenin 3. Bendi gereğince, davacının düzenlediği hizmet faturası toplamı 350.000,00-TL’yi aştığında, davalının ek %5 komisyon alacağı hakkı doğacağı, davacının düzenlediği hizmet faturası toplamı KDV hariç i454.914,00-TL olduğu, 350.000,00-TL’yi aşan hizmet gelirinin 154.914,00-TL olduğu, bu miktar (154.914,00-TL ) üzerinden davalının %5 + %18 KDV olmak üzere 9.139,69-TL ek komisyon alacağının doğduğu ve bu miktarın davacı alacağından mahsup edilmesi gerektiği, yukarıdaki bilgiler ışığında davacının dava tarihi itibariyle 269.554,79-TL asıl alacağı olduğu, davalı takip tarihi itibariyle temerrüde düştüğünden, davacının bu alacağa dava tarihi itibariyle 26.865,63-TL işlemiş faiz talep edebileceği, neticede davacının dava tarihi itibariyle toplam 296.420,42-TL alacaklı olduğu” bildirilerek rapor sunulmuştur.
Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğu noktasında ihtilaf bulunmamakla birlikte; uyuşmazlık, sözleşme kapsamında hizmetin yerine getirilip getirilmediği, talebe konu faturaların sözleşmeye uygun şekilde düzenlenip düzenlenmediği ve faturaların davalı yana teslim edilip edilmediği noktasında toplanmıştır. Davalı yan sunduğu cevap dilekçesinde hizmetlerin yerine getirilmediği noktasında açık inkarda bulunmamakla birlikte davacı yanca dosyaya ibraz edilen ayrıntılı tedavi bilgilerini içerir belgelerden davacının sözleşme ilişkisi kapsamında üçüncü kişilere sağlık hizmeti sunduğu ispatlanmıştır. Davalı vekili aşamadaki beyanlarında davaya konu edilen faturaların davalıya tebliğ edilmediğini savunmuşsa da Kağıthane Vergi Dairesinden celp olunan BA-BS beyannamelerinde davalının davacı yanca düzenlenen KDV hariç toplam 454.914-TL(KDV dahil toplam 491.310-TL) bedelli 9 adet hizmet faturasını tebliğ aldığı ve yasal defterlerine kaydettiği anlaşılmıştır. Karşı yönde iade faturası veya faturalara itiraza ilişkin bir delil de dosyaya sunulmadığından davalının bu yöndeki savunmaları yerinde görülmemiştir. Bilirkişi raporunda taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi nedeniyle mahsubu gereken bedeller de dikkate alınarak davacının dava tarihi itibariyle davalıdan 269.554,79 TL asıl alacağı olduğu hesap edilmiştir. Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmesine rağmen rapora karşı beyan ve itirazda bulunulmamıştır. Davacı yan tahkikat duruşmasında bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulünü talep etmiştir.
Davaya konu faturalara ilişkin davacı yanca davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasıyla icra takibi başlatılmış, davalı yanın itirazı üzerine takip durmuştur. Davalının daha önceki bir dönemde temerrüde düşürüldüğüne ilişkin dosyaya yansıyan başkaca bilgi ve belge de bulunmamktadır.
İddia, savunma, toplanan tüm deliller ile dosyada alınan bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesi sonucu; davacının dava konusu edilen asıl alacağın 269.554,79-TL’lik kısmını talep etmekte haklı olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin III/4 maddesindeki düzenleme gereği davacının fazlaya ilişkin isteminin yerinde olmadığı, davalının takip tarihi olan 18/05/2017 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, davacının bu tarih itibariyle ve aradaki işin ticari olması sebebiyle de avans faizi talebinde bulunabileceği kabul edilmekle, dava dilekçesindeki talepler nazara alınarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 269.554,79-TL alacağın temerrüt tarihi olan 18/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, Fazlaya ilişkin yerinde görülmeyen istemin REDDİNE,
2-Alınması gereken 18.413,29- TL nisbi ilam harcından peşin alınan 4.759,41-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 13.653,88-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının ilk dava açılırken peşin olarak yatırdığı 4.759,41-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacının yaptığı ilk masraf 49,30-TL, bilirkişi ücreti 850,00-TL, posta gideri 102,00-TL olmak üzere toplam 1.001,30-TL’nin red ve kabul oranına göre 968,46-TL ‘nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, arta kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalının yaptığı 5,20-TL vekalet harcının red ve kabul oranına göre 0,17-TL ‘nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, arta kalan kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 22.123.29-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.725,00-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Tarafların HMK 120 madde gereğince yatırdığı gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …