Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/455 E. 2020/633 K. 24.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/455 Esas
KARAR NO:2020/633

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ: 31/05/2017
KARAR TARİHİ:24/11/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Rekabet Kurulu tarafından 12 bankanın 08.03.2013 tarihinde Mevduat, Kredi ve Kredi Kartı konularında birlikte fiyat tespit etmek amacıyla kartel oluşturduğu tespit edildiğini, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 4. Maddesini ihlal ettiklerinin karara bağlandığını ve kararın da kesinleştiğini, davalı Bankanın da RKHK un 4. maddesinin ihlal eden bankalardan biri olduğunu, Müvekkili …’nun da davalı Bankanın … … Şubesinden; 16.06.2011 tarihinde 50.000,00-TL, 07.04.2011 tarihinde 25.000,00-TL tutarlı krediler kullandığını, Söz konusu ihlal nedeniyle müvekkilinin ödemesi gereken faizden daha yüksek faiz ödemek zorunda kaldığını, davalının ihlali gerçekleştirdiğinin Rekabet Kurulu kararı ile sabit olduğunu bu nedenle müvekkilinin uğramış olduğu zararının üç katındaki tazminat tutarını zararın başlangıç tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tazmininin talep edildiğinin belirtilerek ikame edilen dava ile fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla, davalının vermiş olduğu zararın 3 katı tutarındaki bedelin şimdilik 7.300,00-TL’nin zarar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birtikte müvekkiline iadesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bankacılık alanında faaliyet gösteren on iki bankanın Mevduat, Kredi ve Kredi Kartı hizmetleri konusunda anlaşma ve / veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle RKHK (4054 sayılı kanun) 4.maddesirv ihlal ettikleri iddiası ile Rekabet Kurulu tarafından soruşturma gerçekleştirilmiş olduğunu, Rekabet Kurulu’nun 08.03.2013 tarih ve … sayılı kararında aralarında müvekkilinin de bulunduğu 12 bankaya değişen oranlarda idari para cezası verildiğini, anılan karara karşı açılan davanın reddedildiği, Danıştay nezdinde ki kanun yolu aşamasının henüz sonuçlanmadığını, dolayısıyla Rekabetin ihlal edildiği konusunda henüz kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmadığını, haksız fiilden kaynaklanan davada davacının haksız fiilden uğradığını iddia ettiği dava bakımından Tüketici mahkemelerinin görevli olmadığını, davacının aktif husumetinin bulunmadığını, davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, tazminatın yasal koşullarının oluşmadığını, davanın zaman aşımı yönünden reddi gerektiğini, zira haksız fiilde TBK’ nın 72. Maddesine göre 2 ve 10 yıllık zaman aşımı süreleri öngörüldüğünü, Rekabet kurulunun kararının 2013 yılında ilan edildiğini, 2 yıllık sürenin dolmuş olduğunu, dava konusu bankacılık ürününü bankadan kullanmadan önce diğer banka uygulama ve oranlarım da inceleyerek tamamen özgür iradesi ile karar verdiğini ve davacının Rekabet Kurulu Kararının dışında bankaları tercih etme imkanı bulunmakta olup alternatifsiz olmadığını, davacı bu alternatifleri değerlendirerek ürünü bankadan aldığını, davacının basiretli tacir gibi davaranma yükümlülüğüne tabi olduğunu, tazminatın yasal koşullarının oluşmadığını, davacı tarafından kullanılan kredilerin faiz oranlarının sektör ortalamalarının altında olduğunun belirtilerek, davanın görev yönünden reddine, husumet nedeniyle reddine, zamanaşımı nedeniyle reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
GEREKÇE/
Dava, 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
…. Tüketici Mahkemesinin 27/03/2018 tarihli … Esas… Karar sayılı kararı ile 50.000,00 TL’lik Ticari Kredi Sözleşmesi ile ilgili açılan dava yönünden görevsizlik karar kararı verilmiş, kararın kesinleşmesi üzerine mahkememize tevzi olmuştur.
Taraf delilleri toplanmış, Rekabet Kurulunca verilen 08.03.2013 tarih ve … sayılı karar dosyamız arasına alınmış incelenmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Rekabet kurulundan verilen cevabi yazıda; Verilen kararının kesinleşip kesinleşmediği hususunda; “Danıştay 13. Dairesi 16.12.2015 tarih ve 2015/2624 Esas 2015/4608 Karar sayılı kararına karşı karar düzeltme talebinde bulunan banka bakımından yargısal sürecin devam etmekte olduğu, 07.12.2018 tarihi itibariyle Kurumumuza intikal eden bir karar bulunmamaktadır” cevabının verildiği görülmüştür.
Tanzim edilen bilirkişi raporunda; Davacı …, …Bankası … şubesi nezdinde 16.06.2011 tarihinde %10,8 faiz oranı üzerinden 50.000,00 TL 18 ay vadeli TİCARİ KREDİ kullandığı, 4.864,65 TL faiz, 243,23 TL BSMV olmak üzere toplam 5.107,88 TL ödendiği ve söz konusu kredi hesabının 17.11.2012 tarihinde kapandığı, davalı … AŞ’ nin içinde bulunduğu 12 bankanın oluşturduğu kartelin yol açtığı rekabet ihlalinden kaynaklanan zararların tespit edilmesine ilişkin yapılan soruşturmanın ihtiyaç, konut taşıt kredileri ve kredi kartı faizleri gibi bireysel tüketici kredilerini kapsadığı, ticari kredilerde herhangi bir tespit bulunmadığı, Danıştay’ da bulunan dava dosyasının her iki ihtimalle kesinleşmesi sonucunda; Rekabet Kurulunca verilen Kartel Kararını gerekçe göstererek. kutlanmış olduğu Ticari Kredi faizlerine itiraz ettiği, Rekabet Kurutu Kararının; “Bireysel Tüketici Kredisi” kullanan tüketicilerin haksız alarak ödemiş oldukları kredi faizlerini kapsadığını, oysa dava konusu olan kredi faizinin “Ticari Kredi Faizi” olduğu ve kapsamadığı, davacının faiz alacağı talebi ile kartel kararındaki faiz oranı ve miktarı arasında bir ilginin bulunmadığı, serbest piyasa koşullarında kullanılan ticari kredi olması dolayısıyla tazminata esas olacak faiz alacağının bulunmadığı görüşü bildirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller, alınan ve karar vermeye uygun bulunan bilirkişi raporuna göre yapılan değerlendirmede;
Dava, 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacı …, …Bankası … şubesi nezdinde 16.06.2011 tarihinde %10,8 faiz oranı üzerinden 50.000,00 TL 18 ay vadeli olarak kullandığı ticari kredi nedeniyle eldeki davayı davalı bankaya yöneltilmiştir.
Tarafların, aktif ve pasif taraf ehliyetlerinin bulunduğu, davalı yanın husumete yönelik itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Davalı yan, zaman aşımı itirazında da bulunmuş ise de, söz konusu rekabet kurulu kararının henüz kesinleşmemiş olması karşısında, 2 ve 10 yıllık zaman aşımı sürelerinin dolmadığı kanaatine ulaşılmış, zaman aşımı itirazının da yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Uyuşmazlık, Rekabet Kurulu kararına göre davalı bankanın da aralarında bulunduğu 12 bankanın kartel oluşturacak şekilde rekabet ihlalinde bulunup bulunmadığı ve uygulanan yüksek faiz nedeniyle davacının bir zararının bulunup bulunmadığı, tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Rekabet Kurulu’nun 08/03/2013 tarih ve … sayılı kararı ile; davalı bankanın da aralarında bulunduğu (12) bankanın birlikte hareket ederek mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri konusunda faiz karteli oluşturdukları ve rekabeti ihlal ettikleri tespit ve kabul edilmiş olup Rekabet Kurulu’nun kararı üzerine; karara konu diğer bankaların açtıkları davalar ile davalı banka tarafından açılan …. İdari Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasının henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunun amacı 1. maddede, mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli düzenleme yaparak rekabetin korunmasını sağlamak olarak tanımlanmıştır. Yasanın ikinci kısım, birinci bölümünde “Yasaklanan Faaliyetler” üst başlığı ile dava konusu ve Rekabet Kurulunun kararına esas olan 4.maddede yer alan “Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar” düzenlenmiştir. İlk fıkrada, belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemlerin hukuka aykırı ve yasak olduğuna yer verilmiştir. Beşinci kısımda “Rekabetin Sınırlanmasının Özel Hukuk Alanındaki Sonuçları” üst başlığı altında ve 56.maddede bu kanuna aykırı anlaşma ve kararların hukuki niteliği, 57.maddede tazminat hakkı, 58.maddede zararın tazmini, 59. maddede ispat yükü düzenlenmiştir.
Dava, 4054 sayılı Kanunun 57. ve 58.maddelerine dayanılarak açmıştır. 4054 sayılı Kanunun 57. maddesinde “Her kim bu Kanuna aykırı olan eylem, karar, sözleşme veya anlaşma ile rekabeti engeller, bozar ya da kısıtlarsa yahut belirli bir mal veya hizmet piyasasındaki hakim durumunu kötüye kullanırsa, bundan zarar görenlerin her türlü zararını tazmine mecburdur. Zararın oluşması birden fazla kişinin davranışları sonucu ortaya çıkmış ise bunlar zarardan müteselsilen sorumludur.” aynı Kanunun 58. maddesinde ise “Rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanması sonucu bundan zarar görenler, ödedikleri bedelle, rekabet sınırlanmasaydı ödemekte olacakları bedel arasındaki farkı zarar olarak talep edebilirler. Rekabetin sınırlanmasından etkilenen rakip teşebbüsler, bütün zararlarının tazminini rekabeti sınırlayan teşebbüs ya da teşebbüslerden talep edebilir. Zararın belirlenmesinde, zarar gören teşebbüslerin elde etmeyi umdukları bütün karlar, geçmiş yıllara ait bilançolar da dikkate alınarak hesaplanır. Ortaya çıkan zarar, tarafların anlaşması ya da kararı veya ağır ihmalinin olduğu hallerden kaynaklanmaktaysa, hakim, zarar görenlerin talebi üzerine, uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan karların üç katı oranında tazminata hükmedebilir.” şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir. Kanunun 57.maddesinde tazminat hakkını doğuran eylem haksız fiildir. İş bu dosya kapsamında haksız fiilin ispatı açısından Rekabet Kurulu kararının, davacının krediyi kullandığı banka açısından da tespitler içermesi ve bu tespitlerin kesinleşmiş olması kesin delil teşkil edecektir. Ancak bu durumda dahi davacının zararının oluşması, oluşan zararı ile haksız fiil arasında nedensellik bağının bulunması, zararın davalının kusurundan kaynaklanması gerekmektedir.
Rekabet Kurulu’nun 08/03/2013 tarih, … dosya sayılı ve … karar sayılı kararında, incelemenin bankacılık sektöründe faaliyet gösteren 12 teşebbüsün; çeşitli bankacılık hizmetlerine yönelik uygulanan faiz oranlarını ve ücretleri birlikte belirlemek üzere rekabeti sınırlayıcı nitelikte eylemlerde bulundukları, eylemlerin mevduat (kamu bankaları açısından kamu mevduatı da dahil olmak üzere), kredi ve kredi kartı hizmetlerini konu edinen bir uzlaşma kapsamında vuku bulduğu, bahse konu uzlaşmanın tespit edilebilen ilk ve son belgeler esas alınmak suretiyle 21/08/2007 ve 22/09/2011 tarihleri arasında gerçekleşen ve kredi, mevduat ve kredi kartı hizmetleri alanında geçerli olan, soruşturmaya taraf 12 bankanın tamamının dahil olduğu anlaşmaları ve/veya uyumlu eylemleri içerdiği, elde edilen belgelere göre uzlaşmanın ortak planını fiyat stratejilerinin birlikte belirlenmesinin oluşturduğu, bahse konu uzlaşmanın unsurlarının belirlenmesi, uzlaşmanın uygulanması ve takibinin ise taraflar arasında gerçekleştirilen bir dizi iletişim, bilgi paylaşımı ve mutabakat vasıtasıyla ifa edildiği belirtilmiştir.
Somut olayda ise davacının …Bankası … şubesi nezdinde 16.06.2011 tarihinde %10,8 faiz oranı üzerinden 50.000,00 TL 18 ay vadeli olarak ticari kredi kullandığı, … karar sayılı ve 08/02/2013 tarihli Rekabet Kurulu Kararında, ihtiyaç, konut taşıt kredileri ve kredi kartı faizleri gibi bireysel tüketici kredilerini kapsadığı, ticari krediler ile ilgili herhangi bir tespit bulunmadığı anlaşılmıştır.
TTK’nun 18/2 maddesinde, her tacirin ticaretine ilişkin faaliyetlerinde basiretli bir tacir gibi davranması gerektiği vurgulanmıştır. Davacı, davalı bankadan özgür iradesi ticari kredi kullanmıştır. Bu kapsamda, bu kapsamda imzaladığı sözleşme kapsamında sonuçlarına katlanmak zorundadır.
Dosya içeriği, davacının kullandığı ticari kredi kayıtları ile Rekabet Kurulu’nun 08/03/2013 tarih, … dosya sayılı ve … karar sayılı kararında ticari krediler ile ilgili bir kayıt bulunmadığı, davacının özgür iradesi ile ticari kredi kullandığı anlaşılmakla, haksız fiil koşullarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Davanın dayanağını oluşturan davacı ile davalı arasındaki ticari kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredinin Rekabet Kurulu kararı kapsamında kalıp kalmadığının saptanmasından sonra usul ekonomisi dikkate alınarak çekişme konusu kredinin Rekabet Kurulu kararı kapsamında kalmadığı saptandığından bekletici sorun da yapılmamıştır.
Yukarıda açıklanan olgulara dayanan gerekçeler uyarınca davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM/ Yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Yargılama masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde re’ sen ilgililere iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı yanın yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 24/11/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza