Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/421 E. 2018/1076 K. 12.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/421
KARAR NO : 2018/1076
DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/11/2016
KARAR TARİHİ: 12/11/2018
Davacı yanca davalı yan aleyhine açılan davanın yapılıp sona erdirilen açık yargılaması sonunda,
AÇILAN DAVA VE İDDİA :
Davacı asil mahkememize verdiği 12/09/2017 tarihli dava dilekçesinde; kendisine ait 21/11/2016 tarihinde İstanbul …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile maaşına haciz işlemi yapıldığını, yapılan haczin ardından alacaklı ve vekili ile görüşüp borcun şahsına ait olmadığını, senetteki imzanın da kendisine ait olmadığını, isim benzerliğinden ötürü tarafının mağdur edildiğini beyan ettiğini, 22/11/2016 tarihinde İstanbul …Tüketici Mahkemesinde menfi tespit davası açtığını, davalı ve vekili ile yaptığı görüşmeler sonucunda icranın sehven yapıldığını, isim benzerliğinden kaynaklandığının ortaya çıktığını, davalı tarafın icra takibini durduğunu ve maaşına konularak mağdur edildiği haciz işleminin de bunun sonucunda kaldırıldığını bildirildiğinden ve husumeti sonuçlandırdıklarından açmış olduğu İstanbul …Tüketici Mahkemesindeki menfi tespit davasından feragat ettiğini, bu defa 25/08/2017 tarihinde İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosya tarafından … Bankası…Şubesi’ndeki hesabına ve hesabında bulunan tutara bloke konulduğunu öğrendiğini, 2.defa tekrardan haciz işlemi yapılmasının maksatlı ve kasıtlı bir tavır ve işlem olduğunun aşikar olduğunu, işyerine maaş haczi uygulaması ile itibarının ve onurunun zedelendiğini, haksız yere rencide edilerek mağdur konuma düşmüş bulunduğunu, işlemin düzeltildiği söylenerek maaş haczinin kalktığını, akabinde ise bu seferde banka hesabına bloke konulmasının hayatının içindeki iş ve işlemlerini sekteye uğratmasına, bankalar nezdinde kara listeye girmesine, itibarının zedelenmesine sebep olduğunu, davalıya borcunun olmadığının tespitini, duruşmalar sırasında ortaya çıkacak sebeplerden dolayı kötüniyetle açılan takibin durdurulmasını, akabinde iptalini, kötüniyetli hareket ederek şahsının hayatına onarılmaz zararlar veren gerek işyeri nezdinde gerekse bankalar nezdinde itibarını zedeleyen ve onarılmaz zararlar veren davalının %40’dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve tüm masraf giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, şahsına yapılan icra takibi ile itibarının zedelendiğini, kişilik haklarının ihlal edildiğini, bundan sonraki hayatını olumsuz yönde etkileyeceğini, haksız ve mağduriyetlerin doğuran hacizler sebebiyle kendisinin ve ailesinin aile bütünlüğünün zedelendiğini, psikolojilerinin bozulduğu göz önüne alınarak uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde; davacının borçlu bulunmadığının tespitini talep ettiği bu davaya esas İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının Kambiyo Senetlerine Mahsus Genel Haciz Yolu ile takip dosyası olduğunu, takip kambiyo senetlerine ilişkin olduğundan TTK.nun hükümleri uygulanacağından görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, menfi tespit davasının belirsiz alacak davası olarak ikame edilemeyeceğini, davacının İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasından borçlu bulunmadığının tespitini ve takibin iptalini talep etmekte olduğundan bu menfi tespit istenen icra dosyasının takip çıkış miktarının harca esas değer olacağını, ancak davacının bu davaya esas değer olarak 1.000,00 TL belirsiz alacak olarak belirttiğini, mahkemece davacıya davasını açıklaması için süre verilmesini, gerekirse eksik harcın tamamlattırılarak yargılamaya devam edilmesinin gerektiğini, davacının borçlu sıfatı bulunmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacıya ilişkin dosyadaki borçlu kaydı 25.11.2016 tarihinde silinmiş olduğundan bu davanın ikame edildiği 12.09.2017 tarihi itibariyle borçlu sıfatına haiz bulunmayan davacının söz konusu dosyadan borçlu olunmadığının tespiti ile takibin iptali talep edemeyeceğinin aşikar olduğunu, ayrıca davacının huzurdaki davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından ve hukuki yararın HMK madde 114 düzenlemesi uyarınca dava şartı olması sebebiyle huzurda ikame edilen davanın reddi gerektiğini, manevi tazminat talebinin belirsiz alacak davası olarak ikame edilemeyeceğini, davacının manevi zararının oluştuğuna dair herhangi bir delil bulunmadığını, manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağını belirterek, öncelikle mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli ve yetkili Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini, davacının dava tarihi itibariyle aktif husumet ehliyeti bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın reddini, şayet mahkeme aksi kanaatte ise yapılacak yargılama neticesinde haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, MAHKEMECE VARILAN NİTELENDİRME VE SONUÇ:
Tarafların Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Somut olayda hukuki ihtilaf davacının icra takibinden dolayı borçlu bulunup bulunmadığı ve icra takibi nedeni ile manevi zarara uğrayıp uğramadığı noktasındadır.
Ön inceleme duruşmasından önce ancak davadan sonra davalı yan icra takibine ilişkin borçlunun TC kimlik bilgileri hakkında düzeltme beyanında bulunmuş ve bunun üzerine adı ve soyadı aynı olup, TC kimlik numarası farklı olan asıl borçlu yönünden takibi düzeltmiş ve davacı hakkındaki hacizlerin fekkini talep etmiştir.
Yani menfi tespit davası açısından artık davacı hakkında devam eden bir takip kalmadığı nedenle dava konusuz kalmıştır.
Manevi tazminatla ilgili olarak davacı verilen süreye rağmen davasını somutlaştırmamış ancak ön inceleme aşamasında feragat etmiştir.
Davacı menfi tespit davasını 22.11.2016 tarihinde İstanbul Tüketici Mahkemesine açtıktan 3 gün sonra davalı yan İcra Müdürlüğü’ne düzeltme dilekçesi vermiştir. Yani davacının dava açtığı tarihte dava açmakta hukuki yararı olduğu gibi davalının takibinin davacı açısından haksızlığı sabit olmakla yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekmektedir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle ve dosya içeriğine göre;
1-Menfi Tespit talebi hakkında açılan dava konusuz kalmış olduğundan esas hakkında hüküm kurulmasına YER OLMADIĞINA,
2-Manevi tazminat hakkında davacı manevi tazminat isteminden feragat etmiş olmakla; açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
3-Alınması gereken 35,90 TL başvuru harcı ile 35,90 TL karar ve ilam harcı toplamı 71,80 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR YAZILMASINA
3-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak posta gideri toplamı 108,00 TL nin davalıdan alınıp DAVACIYA VERİLMESİNE
4- Değer belirtilmemiş olmakla feragat edilen manevi tazminat yönünden vekalet ücreti tayin ve takdirine yer olmadığına
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; Tarafların yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd.maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
Hakim …